Tasavvufun Anlamı ve Temel Felsefesi Tasavvuf, kişinin kalpten gelen bir bağlılıkla Allah’a yönelmesi, Allah’ın varlığında kendi benliğinden feragat etmesine dayanan bir düşünce biçimidir. Bu düşünce, evrende Allah’tan başka gerçek bir varlık olmadığını ve insanın Allah’tan gelip tekrar O’na döneceğini savunur. İslam inancıyla derin bir bağ içinde olan Tekke (Tasavvuf) Edebiyatı, bu felsefenin bir yansıması olarak doğmuş ve Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı adıyla da anılmıştır. Tekke Edebiyatının
Müseddes Nedir? Müseddes, Türk edebiyatında özgün bir nazım şeklidir ve iki temel türde karşımıza çıkar. Eğer son bir veya iki dize her bentte tekrarlanıyorsa, bu tür mütekerrir müseddes olarak adlandırılır. Sadece kafiye yönünden ilk bentle benzerlik gösterenler ise müzdeviç müseddes olarak tanımlanır. Müseddes Nazım Şeklinin Özellikleri Müseddesler, çeşitli konularda yazılabilen eserlardır. Bu eserlerin uzunlukları genellikle beş ile sekiz bent arasında değişiklik gösterir. Uyak düzeni ise
Tekerleme Nedir? Tekerleme, sözlük anlamı itibarıyla “kâğıda yuvarlanan söz, saçma sapan söz” ifadeleriyle tanımlanabilir. Tekerleme, ses benzerliklerinden yararlanarak oluşturulmuş, yarı anlamlı ve yarı anlamsız, dolayısıyla birbiriyle tutarsız olan sözlerden meydana gelir. Bu da ona eşsiz ve eğlenceli bir karakter kazandırır. Tekerlemenin Yapısı Dizelerden oluşan bu eğlenceli sözler, ölçü, uyak, aliterasyon gibi unsurları içinde barındırır. Sözlü halk edebiyatı ürünleri arasında yer alan tekerlemeler, ses oyunları ve
Divan Edebiyatında Mektup Divan Edebiyatı‘nda pek yaygın olmayan mektup türü, düzyazı biçimleri içinde önemli bir yer tutar. Bu bağlamda, münşeat adı verilen eserlerde hem özel hem de resmi mektuplara yer verilmektedir. Mektupların dili genellikle süslü ve ağır bir üsluba sahiptir. Münşeatların Önemi Münşeatlar, Divan Edebiyatı’nda yazarlarının isimleriyle anılır. Örneğin, Münşeat-ı Feridun Bey gibi eserler bu geleneği sürdürmektedir. Fuzuli’nin Öne Çıkan Eseri: Şikâyetname Divan nesrinde Fuzuli
Tezkire Nedir? Tezkire, çeşitli meslek gruplarından öne çıkan bireylerin yaşamlarını ve başarılarını anlatan eserlere verilen isimdir. Bu terim, sözlük anlamında “anılan, bahsedilen” demektir. Tezkirelerde, kişilerin hayat hikayeleri objektif ya da subjektif bir biçimde ele alınarak sunulmaktadır. İran edebiyatının bir ürünü olarak ortaya çıkan bu tür, aynı zamanda bir edebiyat antolojisi işlevi de görmektedir. Tezkireler, dönemin şairlerinin ve yazarlarının unutulmaktan kurtulmasına yardımcı olmuştur. Tezkire Türleri Tezkireler,
Sefaretname Nedir? Sefaretname, siyasi bir görevle yurtdışına gönderilen elçilerin (sefirlerin) gittikleri yerlerdeki güncel yaşam, siyaset ve diplomasi ile ilgili kaleme aldıkları eserlerdir. Bu tür yazılar, hem bulunduğu şehir ve ülkenin durumu hakkında bilgi sunmakta hem de dönemin sosyal ve kültürel yapısını yansıtmaktadır. Elçilerin İzlenimleri Yabancı ülkelere seyahat eden elçiler, izlenimlerini İstanbul’dan başlayarak not almışlardır. Bu yazdıkları eserleri, dönemin sadrazamı ve padişahına sunmuşlardır. Sefaretname hazırlama sürecinde
Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Nedir? Sürrealizm ya da gerçeküstücülük, 20. yüzyılın başlarında Fransa’da ortaya çıkan, sanat ve edebiyatta bilinçdışı zihnin keşfi ve ifadesine dayanan bir akımdır. İlk kez 1924’te şair André Breton tarafından yayımlanan Sürrealist Manifesto ile bir sanat hareketi olarak tanımlanmıştır. Bu akım, bilinçaltını, düşleri, özgür çağrışımı ve rasyonel düşüncenin ötesindeki gerçekliği sanat yoluyla keşfetmeyi amaçlar. Sürrealizm, bir yandan Dadaizm gibi önceki modernist akımlardan ilham alırken,
Postmodernizmin Doğuşu ve Yayılışı Postmodernizm, 1960’lı yıllarda yavaş yavaş kendini göstermeye başlayan ve 1980’lerden itibaren edebiyat dünyasında önemli bir ivme kazanan bir akım olarak tanımlanır. Başlangıçta Amerika Birleşik Devletleri‘nde ortaya çıkan bu akım, kısa sürede küresel ölçekte kabul görmüş ve etkisini tüm dünyaya yaymıştır. Postmodernizmin Karmaşık Tanımı Karmaşık yapısı nedeniyle postmodernizmin tanımı oldukça zordur. Ahmet Cevizci, postmodernizmi şu şekilde ifade eder: “Kapitalist kültürde veya daha
Hümanizmin Doğuşu ve İnsana Verdiği Değer yüzyılda İtalya’da filizlenmeye başlayan ve insanı evrendeki en yüce varlık olarak kabul eden düşünce akımına hümanizm adı verilir. Bu akım, insanın merkeze alındığı ve insanın değerinin her şeyden üstün tutulduğu bir anlayışı savunur. Hümanist felsefeye göre, yaşamın anlamı ve dünya görüşü, insanı temel alarak yeniden şekillenir. Hümanizm, insan sevgisini ön planda tutar çünkü bu anlayışta her şeyin ölçüsü insan
Gerçekçilik (Realizm) Nedir? Temsilcileri ve Özellikleri Gerçekçilik akımı, 19. yüzyılın ortalarında Fransa’da doğmuş bir edebiyat akımıdır ve romantizme tepki olarak gelişmiştir. Romantik edebiyatın duygusal ve idealize edilmiş dünyasına karşı çıkarak, hayatın somut ve objektif yönlerini ele almayı hedeflemiştir. Realizm, gerçeği süslemeden ve olduğundan farklı göstermeden yansıtmayı amaçlar. yüzyılın bilimsel gelişmeleri de bu akımın ortaya çıkmasında büyük bir rol oynamıştır. Auguste Comte’un geliştirdiği pozitivizm (olguculuk)
Modernizmin Ortaya Çıkışı ve Temel Dinamikleri Modernizmin Tarihsel Arka Planı yüzyılın ortalarında Fransa’da filizlendiği kabul edilen modernizm, özellikle Birinci Dünya Savaşı’nın yarattığı karamsar ve umutsuz atmosferde gelişmiştir. Savaşın insanlık üzerinde bıraktığı derin psikolojik izler, bireyi yaşadığı dünyadan ve çevresinden yabancılaştırmıştır. Teknolojinin hızla gelişmesi ise insanı, pasif bir duruma sokarak, onu kapitalist sistemin içinde para ve güç odaklı bir hayatın kölesi haline getirmiştir. Bu süreçte yerel
Klasisizm: Akıl ve Düzenin Edebiyattaki Yansıması yüzyılda Fransa’da filizlenen klasisizm, edebiyat dünyasında büyük bir etki yaratan bir akımdır. Bu dönemde Fransa’da siyasi alanda sağlanan istikrar, toplumsal düzenin de şekillenmesine olanak tanımıştır. Descartes’in akılcı felsefesi ve kurulan Fransız Akademisi, bu düzenin edebiyat üzerindeki yansımalarının temelini oluşturmuştur. Klasisizmin Temel İlkeleri ve Konuları Klasisizm, akıl, sağduyu ve doğayı esas alarak, konularını eski Yunan ve Latin kaynaklarından beslemiştir. Bu
Natüralizm (Doğalcılık): Doğanın Soğuk Gerçekliği Natüralizm ya da diğer adıyla Doğalcılık, 19. yüzyılın sonlarında realizm akımının bir devamı olarak ortaya çıkan, ancak daha sert ve bilimsel bir bakış açısıyla şekillenen bir edebiyat ve sanat akımıdır. Natüralist sanatçılar, doğayı ve insanı, her türlü romantik duygudan arındırarak, tamamen bilimsel ve objektif bir şekilde ele almayı hedeflemişlerdir. Bu akım, insanın doğuştan getirdiği genetik özellikler, çevresel koşullar ve toplumun
Dadaizm (Dada) 20. yüzyılın başlarında, özellikle I. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan ve sanatın geleneksel kurallarını reddeden bir sanat akımıdır. Kurucusu olarak kabul edilen Tristan Tzara ve diğer sanatçılar, toplumsal ve sanatsal normlara karşı çıkarak Dadaizm’i geliştirdiler. Dadaizm, savaşın yarattığı yıkım ve anlamsızlık karşısında bir tepki olarak doğmuş, tüm estetik kuralları reddeden, ironi, saçmalık ve provokasyon üzerine kurulu bir akımdır. Dadaistler, savaşın getirdiği anlamsızlığı ve
Sembolizm (Simgecilik) Nedir? Sembolizm veya Simgecilik, 19. yüzyılın sonlarında Fransa’da ortaya çıkan ve edebiyat, sanat, müzik gibi çeşitli alanlarda etkili olmuş bir sanat ve düşünce akımıdır. Bu akım, doğrudan anlatım yerine, soyut imgeler, semboller ve simgeler aracılığıyla duyguları ve düşünceleri ifade etmeye çalışır. Sembolizm, özellikle gerçeğin tam anlamıyla kavranamayacağını savunur ve bu yüzden görünenin ardındaki gizemli anlamlara yönelir. Sembolizmin Özellikleri Simgelerle İfade: Sembolist sanatçılar, somut