Müseddes Nedir? Özellikleri ve Örnekleri

Eylül 22, 2024 - Okuma süresi: 5 dakika

Müseddes Nedir?

Müseddes, Türk edebiyatında özgün bir nazım şeklidir ve iki temel türde karşımıza çıkar. Eğer son bir veya iki dize her bentte tekrarlanıyorsa, bu tür mütekerrir müseddes olarak adlandırılır. Sadece kafiye yönünden ilk bentle benzerlik gösterenler ise müzdeviç müseddes olarak tanımlanır.

Müseddes Nazım Şeklinin Özellikleri

Müseddesler, çeşitli konularda yazılabilen eserlardır. Bu eserlerin uzunlukları genellikle beş ile sekiz bent arasında değişiklik gösterir. Uyak düzeni ise şu şekildedir: “aaaaaa / bbbba / cccca / ddddda”.

Bu nazım biçimi, her ne kadar geniş bir konu yelpazesine sahip olsa da, özellikle tasavvufi ve felsefi temalar üzerinde yoğunlaşır. Genel olarak, musammat türleri arasında yer alır ve murabba ile muhammes nazım şekillerinden sonra Türk edebiyatında en çok kullanılan musammat biçimidir.

Bazı müseddeslerde, beşinci ve altıncı mısraların birlikte tekrar edildiğini veya uyak açısından benzerlik taşıdığını görmek mümkündür. Müseddesler, mütekerrir ve müzdeviç olmak üzere iki ana gruba ayrılır.

Edebiyattaki Önemi

Müseddes, edebi dilin derinliklerini ve şairlerin yaratıcı potansiyelini yansıtan özel bir nazım biçimidir. Duyguların ve düşüncelerin etkileyici bir şekilde ifade edilmesini sağlayan bu tür, okuyucuya estetik bir deneyim sunmanın yanı sıra, edebiyatımızda önemli bir yer tutmaktadır. Şiirin özündeki derinlikleri keşfetmek için müseddes, benzersiz bir kapı aralamaktadır.

 

Müseddes Nazım Şekli ile İlgili Örnekler

Örnek 1

Firâşım seng-i hârâ pûşişim şevk-ı kıtad
olsun

Yerim beytü’l-hazen kârım figân-ı girye-zâd
olsun

Ten-i mecrûhuma ta’n-ı adû zahm-ı ziyâd
olsun

Edenler gönlümü âzürde mesrûrü’l-fuâd
olsun

Yıkanlar hâtır-ı nâ-şâdımı yâ Rabbi şâd
olsun

Benimçün  nâ-murâd olsun diyenler ber-murâd olsun

Ne mümkündür bula ey Nâilî hükm-i kazâ tağyîr

Bozulmak mümteni’dir ser-nüvist-i hâme-i
takdir

Bu ma’nâda derûn-şâdım ki birr dem etmeyip
te’hîr

Edip ser-tîz ü bürrân tîşe-i âzârı
bî-taksîr

Yıkanlar hâtır-ı nâ-şâdımı yâ Rabbi şâd
olsun

Benimçün  nâ-murâd olsun diyenler ber-murâd
olsun

Nailî

 

 

Örnek 2

Muhabbet ehline yârun cefâsı
imtihânıdur

Ölümlü âşıka
cevr okları devlet nişânıdur

Bana Yahyâ gibi
ölmek hayât-ı câvidânîdür

Bekâ bilme fenâ
âyînesini cümle fânidür

Begüm hayr işi
te’hîr etme billahi zamânıdur

Beni öldür
vücûdumdan ne nâm u ne nişân olsun

Yahyâ Bey

 

 

Örnek
3

Gam-ı hicrimle
genc-i aşk miskiyyü’l-hıtâm olsun

Nigîn-i la’lüni
yâd etmeyen âlemde nâm olsun

Dile câm-ı emel
enduh u mihnetsüz harâm olsun

Gamun
eksilmesün peymâne-i ömrüm tamâm olsun

Beni mahrum-ı
vasl eden mest-i müdâm olsun

Dil-i
mecrûhumun kanın içenler şâdgâm olsun

Nedim

 


Yorumlar

Damla16-10-2025 17:22

Müseddes, Klasik Türk Edebiyatı veya daha yaygın bilinen adıyla Divan edebiyatı nazım biçimlerinden biridir. Kelime kökeni Arapça "tesdis" (altılama) sözcüğünden gelir ve "altılı, altılanmış" anlamına gelir. Adından da anlaşılacağı üzere, bu nazım biçiminin temel ayırt edici özelliği, şiirin altı mısralık bentlerden oluşmasıdır. Gazel ve kaside gibi beyit esasına dayalı nazım şekillerinden ayrılarak, bentlerle kurulan musammatlar grubunda yer alır. Müseddes, şaire duygu ve düşüncelerini daha geniş bir alanda ifade etme imkânı tanımasıyla öne çıkar.

Müseddesin en belirgin özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Bent Yapısı ve Mısra Sayısı: Her bent altı dizeden (mısra) oluşur. Şiirin uzunluğu genellikle 5 ila 10 bent arasında değişir, ancak bu bir kural değildir ve şairin tercihine bağlı olarak daha uzun veya kısa olabilir.

2. Kafiye Şeması (Uyak Düzeni): Müseddesin en karakteristik yönlerinden biri kafiye şemasıdır. En yaygın ve klasik kafiye şeması aaaaab / cccccb / dddddb şeklindedir. Bu düzende, her bendin ilk beş mısrası kendi içinde aynı kafiyeye sahiptir. Altıncı mısra ise ilk bendin altıncı mısrasıyla kafiyelidir ve genellikle şiirin ana temasını veya nakaratını oluşturur. Bu altıncı mısralar, şiir boyunca bir bağlayıcı görevi görerek bütünlüğü sağlar. Bu yapı, şiire hem ahenk katar hem de anlamın belirli bir eksen etrafında dönmesine yardımcı olur.

3. Vezin (Ölçü): Divan edebiyatının bir ürünü olan müseddes, ezici bir çoğunlukla aruz ölçüsü ile kaleme alınır. Şairler, aruzun farklı kalıplarını kullanarak şiirin ritmini ve müzikalitesini oluştururlar.

4. Konu Çeşitliliği: Müseddes, konu bakımından oldukça esnek bir nazım biçimidir. Şairler bu formu; aşk, tasavvuf, felsefe, hikmet (bilgelik), toplumsal eleştiri, hiciv, methiye (övgü) ve mersiye (ağıt) gibi çok çeşitli konularda kullanmışlardır. Bent yapısının altı mısra gibi nispeten uzun olması, şairin bir fikri derinlemesine işlemesine olanak tanır.

Müseddesler, yapısal olarak iki ana türe ayrılır:

* Müseddes-i Mütekerrir: Bu türde, her bendin son mısrası (yani 'b' kafiyesine sahip olanlar) aynen tekrar eder. Bu tekrarlanan dize, şiirin nakaratı işlevini görür. "Mütekerrir" kelimesi "tekrarlanan" anlamına gelir. Bu yöntem, şiirde vurgulanmak istenen duygu veya düşünceyi güçlendirir.

* Müseddes-i Müzdevic: Bu türde ise bentlerin son mısraları aynen tekrarlanmaz, sadece kendi aralarında kafiyeli olur. Yani her bendin altıncı mısrası farklıdır, ancak hepsi ilk bendin altıncı mısrasıyla aynı uyağa sahiptir. "Müzdevic" kelimesi "çiftlenmiş, birleşmiş" anlamındadır ve mısraların sadece kafiye yoluyla birbirine bağlandığını ifade eder.

Divan edebiyatında Fuzûlî, Nedim, Şeyh Galip gibi büyük ustalar müseddes türünde eserler vermişlerdir. Ancak bu nazım biçimi, özellikle Tanzimat Dönemi aydınları için yeni fikirleri ifade etmede önemli bir araç haline gelmiştir. Bu dönemin en önemli isimlerinden Namık Kemal, müseddesi geleneksel konuların dışına çıkararak vatan, hürriyet, millet gibi sosyal ve siyasi temaları işlemek için ustalıkla kullanmıştır. Onun eserleri, müseddesin modern Türk şiirine geçişinde bir köprü vazifesi görmüştür.

Örnek olarak Namık Kemal'in "Vatan Mersiyesi"nden bir bent:

* Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; (a)
* Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini. (a)
* Bed-hahânı vatanı hâk ile yeksân edeni; (a)
* Görmeseydim o şeb-i firkati, yâ Rab, benî, (a)
* Vatanın fâtihi, ecdâdımın olsun kefeni; (a)
* Son nefes vermeden âvâre-i zâr olmasın. (b)

Bu örnekte görüldüğü gibi, ilk beş mısra "-eni" sesiyle kendi içinde kafiyelenirken, altıncı mısra diğer bentlerin son mısrasıyla uyaklı olacak şekilde serbest bir dize olarak durmaktadır.

Sonuç olarak müseddes, altı dizelik bent yapısı, özgün kafiye düzeni ve konu esnekliğiyle Divan şiirinin zengin formlarından biridir. Şaire derinlikli anlatım fırsatı sunması, onu hem klasik dönemde hem de yenileşme döneminde şairlerin sıkça başvurduğu bir nazım biçimi yapmıştır.

Deniz16-10-2025 09:18

Harika bir yorum önerisi:

---

Elinize sağlık, ne kadar anlaşılır ve güzel bir yazı olmuş! Divan edebiyatı konuları, özellikle de bu nazım biçimleri bazen gerçekten göz korkutucu olabiliyor. Ama siz müseddes konusunu o kadar sade ve örneklerle açıklamışsınız ki, aklımdaki bütün soru işaretleri gitti. Özellikle verdiğiniz Namık Kemal örneği konunun tam oturmasını sağladı. Ayrıca sondaki çözümlü sorular da bilgiyi pekiştirmek için birebir olmuş.

Bu yazıyı bulmadan önce Google'da "müseddes nazım biçimi özellikleri", "6'lı bentlerle yazılan şiirler" ve "divan edebiyatı müseddes örnekleri" gibi şeyler aratıp duruyordum. Aradığım her şeyin cevabını tek bir yerde, bu kadar net bulmak harika oldu. Sınavıma hazırlanırken bu yazı benim için kurtarıcı oldu diyebilirim. Emeğiniz için tekrar teşekkürler, yeni yazılarınızı merakla bekliyorum

Yorum Bırak