Klasisizm, akıl, sağduyu ve doğayı esas alarak, konularını eski Yunan ve Latin kaynaklarından beslemiştir. Bu akım, “kuralcılık” olarak da bilinir ve mitoloji ile tarih, başlıca işlenen temalar arasındadır. Rönesans aristokrasisi, klasisizmin temel taşlarını oluşturarak, özellikle tiyatro ve deneme türlerinde kendini göstermiştir. “Sanat sanat içindir” anlayışı bu dönemin sanatsal felsefesini belirlerken, Boileau’nun “Aklı seviniz, yapıtlarınız değerini akıldan alsın” sözü, klasisizmin esasını net bir şekilde ifade eder.
Boileau: Eleştiri ve yergi konusunda yetkin bir kalem olan Boileau, Şiir Sanatı adlı eseriyle dikkat çeker.
Molière: Dünya edebiyatının en ünlü komedi yazarlarından biridir. Eserlerinde gülünç karakterler ve gelenekler üzerine yoğunlaşır. Gülünç Kibarlar, Tartuffe, Don Juan, Zoraki Tabip, Cimri gibi eserleri onun ustalığını yansıtır.
La Fontaine: Hayvanların hikâyeleri aracılığıyla insanın kusurlarını irdeleyen La Fontaine, 12 ciltlik Fabllar eseriyle büyük bir şöhret kazanmıştır.
Racine: Trajedi türünde öne çıkan bir yazar olan Racine, derin duygusal temalarla eserlerini zenginleştirir.
La Bruyère: Roman türünde önemli eserler vermiş bir yazardır; karakter derinliği ve sosyal gözlemleriyle dikkat çeker.
Madame de La Fayette: Fransız edebiyatının önemli kadın yazarlarından biri olan Madame de La Fayette, en çok Princesse de Clèves adlı eseriyle tanınır.
Bossuet: Ahlakçı bir yazar olan Bossuet, hitabet yeteneğiyle öne çıkar.
Fénelon: Klasik akıma bağlı kalarak yazan Fénelon, Tercüme-i Telemak adlı eseriyle dikkat çekmiştir.
Descartes: Felsefede akılcılığın önde gelen temsilcilerindendir; eserleri, klasisizmin düşünsel temellerini oluşturur.
Pascal: Düşünceler adlı eseriyle felsefi tartışmalara katkı sağlamıştır.
Corneille: Fransız trajedisinin öncüsü olan Corneille, eserlerinde güçlü kahramanları işlemiştir. Le Cid, Horace, Cinna gibi eserleri bu akımın öne çıkan örneklerindendir.
Klasisizmin Türk edebiyatındaki yansımaları sınırlı kalmıştır. Şinasi, Ahmet Vefik Paşa ve Direktör Ali Bey, klasisizmi Türk edebiyatına tanıtan önemli isimlerdir.
Şinasi: Şair Evlenmesi adlı eseri, klasik tiyatro anlayışına önemli bir katkıda bulunur. Bu eser, Şinasi’nin La Fontaine’den çevirdiği bir eserdir.
Ahmet Vefik Paşa: Molière’den yaptığı çevirilerle tanınan Ahmet Vefik Paşa, Türk edebiyatında klasisizmin temsilcilerindendir.
Direktör Ali Bey: Molière’den çevirdiği Kokana Yatıyor adlı eseriyle ön plana çıkmış, klasisizmin Türk edebiyatındaki önemli temsilcileri arasında yer almıştır.
Klasisizm, akıl, düzen ve estetiği ön plana çıkararak, edebiyatı evrensel bir düzleme taşımıştır. Bu akım, insanın ruhunu ve karakterini anlamak için yapılan derin gözlemleri, insanın doğasına dair bir sorgulama ile birleştirerek edebi dünyaya büyük katkılarda bulunmuştur.
Klasisizm (Kuralcılık) Nedir?
Klasisizm, 17. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan ve antik Yunan ile Roma sanatını ve edebiyatını örnek alan bir sanat ve edebiyat akımıdır. Klasisizm, akla, mantığa ve ölçülülüğe büyük önem verir; sanat eserlerinin belli kurallar ve ölçütler çerçevesinde şekillenmesi gerektiğini savunur. Bu akım, özellikle tiyatro, şiir ve nesirde etkili olmuş, sanatın ve edebiyatın insanın ahlaki gelişimine katkı sunması gerektiği fikrini benimsemiştir.
1. Pierre Corneille (1606-1684)
Fransız tiyatro yazarı Corneille, klasisizmin tiyatroda en önemli isimlerinden biridir. “Le Cid” adlı eseriyle tanınan Corneille, eserlerinde erdemli karakterleri ve ahlaki çatışmaları işler.
2. Jean Racine (1639-1699)
Racine, Fransız tiyatrosunun en önemli klasisizm temsilcilerinden biridir. Eserlerinde güçlü karakterler ve duygusal çatışmalar işlenir. “Andromaque” ve “Phèdre”, onun önemli trajedilerinden bazılarıdır. Racine, eserlerinde trajik bir bakış açısı sunarken aynı zamanda akılcılığı ve düzeni ön planda tutar.
3. Molière (1622-1673)
Fransız komedi yazarı Molière, klasisizmin tiyatrodaki en önemli isimlerinden biridir. “Cimri”, “Tartuffe” ve “Hastalık Hastası” gibi komedilerinde insan karakterinin zaaflarını eleştirel ve mizahi bir dille işlemiştir. Molière’in eserlerinde akılcı bir yaklaşım ve ahlaki dersler ön plandadır.
4. Nicolas Boileau (1636-1711)
Fransız şair ve eleştirmen Boileau, klasisizmin kuramsal temellerini oluşturmuştur. “Sanatın Kuralları” (L’Art poétique) adlı eseri, klasisizmin estetik kurallarını belirleyen önemli bir manifestodur. Sanatçının eserlerinde kurallara sadık kalması gerektiğini savunur.
5. Jean de La Fontaine (1621-1695)
Fransız fabl yazarı La Fontaine, “Fabllar” adlı eseriyle tanınır. Fabllarında insan doğasını alegorik bir dille anlatan La Fontaine, didaktik ve ahlakçı bir anlatı tarzını benimsemiştir. Onun fablları, ahlakî dersler verirken aynı zamanda sadelik ve doğallık ilkelerine bağlıdır.
6. René Descartes (1596-1650)
Descartes, Fransız filozof ve matematikçi olarak klasisizmin düşünsel zeminini hazırlayan isimlerden biridir. “Düşünüyorum, öyleyse varım” (Cogito ergo sum) sözüyle tanınan Descartes, akılcılığı ön plana çıkaran felsefesiyle klasisizmin temel ilkelerinin oluşmasına katkıda bulunmuştur.
Klasisizm, Batı edebiyatında olduğu kadar Türk edebiyatında yaygın olarak etkili olmasa da, Tanzimat döneminde klasik anlayışın izleri görülmüştür. Tanzimat Dönemi’nde Batı’ya yönelen Türk edebiyatçılar, özellikle tiyatroda klasisizmin etkisi altında kalmışlardır.
Klasisizm, sanat ve edebiyatın kuralcı ve mantık odaklı bir yaklaşım geliştirmesine öncülük etmiştir. Aydınlanma Çağı’nın da temelini oluşturan akılcılık anlayışı, klasisizmin pek çok sanatçı ve düşünürü etkilemesine neden olmuştur. Bu akımın etkisi, özellikle Rönesans ve Aydınlanma dönemlerinde zirveye ulaşmıştır ve sanatın yanı sıra felsefeyi, bilimi ve toplumu derinden etkilemiştir.
Klasisizm, sanatı ve edebiyatı belli kurallara göre düzenlemeyi, akıl ve mantıkla hareket etmeyi, ölçülü ve dengeli bir anlatım sergilemeyi savunan bir akımdır. Bu akım, insanın doğasını idealize etmeyi, eserlerin topluma ahlaki dersler vermesini ve sanatta evrensel bir güzellik arayışını ön plana çıkarmıştır. Klasisizm, sanatın sadece estetik değil, aynı zamanda öğretici bir amacı olması gerektiğini savunan önemli bir akım olarak edebiyat tarihine geçmiştir.