Küçük Ünlü Uyumu (Düzlük-Yuvarlaklık)

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

Küçük Ünlü Uyumu ve Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu

Küçük ünlü uyumunun diğer bir adı düzlük-yuvarlaklık uyumudur. Bu kurala daha iyi hakim olabilmek için, daha önceki dersimizde incelediğimiz Sesler (ünlü ve ünsüz harfler) konusundaki düz-yuvarlak, dar-geniş ünlüleri tekrar gözden geçirelim.

  • Düz Ünlüler: a, e, ı, i
  • Yuvarlak Ünlüler: o, ö, u, ü
  • Geniş Ünlüler: a, e, o, ö
  • Dar Ünlüler: ı, i, u, ü

Küçük Ünlü Uyumuna Uyan Kelimeler:

  1. Eğer bir kelimede düz ünlüler (a, e, ı, i) kullanılmışsa ve bu düz ünlülerden sonra yine düz ünlüler bulunuyorsa, bu kelime küçük ünlü uyumuna uygun olur.

    Örnekler: bilek, çilek, ısırmak, seslenmek, yeşil, seyirci, sıcaklık, bilezik

  2. Eğer bir kelimede yuvarlak ünlüler (o, ö, u, ü) kullanılmışsa ve bu yuvarlak ünlülerden sonra düz/geniş ünlüler (a, e) veya dar/yuvarlak ünlüler (u, ü) yer alıyorsa, bu kelime küçük ünlü uyumuna uyar.

    Örnekler: ulaşım, koyunlar, odun, özlemek, vurmak, yumurta, öğrenci

  3. Bazı Türkçe kelimeler küçük ünlü uyumuna aykırı olabilir.

    Örnekler: kavuk, kavuşmak, savurmak, kavun, yağmur, avurt, kabuk, avuç, kavurmak, çamur

  4. Yabancı dillerden dilimize geçmiş sözcüklerde küçük ünlü uyumu aranmaz.

    Örnekler: doktor, biyografi, radyo, stüdyo, mühim, fotoğraf, aktör, bandrol, profesör, mümin, muzır

  5. Küçük ünlü uyumuna aykırı olan bazı kelimelere ek getirilirken, ekler genellikle kelimenin son ünlüsüne uygun hale gelir.

    Örnekler: konsolos-luk, yağmur-luk, kavun-u, müzik-çi, muzır-lık

  6. Alıntı kelimelere ek getirildiğinde, bazı durumlarda bu ekler küçük ünlü uyumuna girmez.

    Örnekler: alkol-lü, saat-lik, bandrol-lü

  7. İlgi eki olan “-ki” ekinin bazı örneklerde küçük ünlü uyumuna uygun olarak yuvarlaklaştırıldığı durumlar da görülür.

    Örnekler: bugünkü, dünkü, öbürkü

Bu kurallar, Türkçede ünlülerin küçük ünlü uyumuna uygunluklarını belirlemede önemli bir rehber niteliğindedir. Ünlü uyumuna dikkat ederek dil bilgisi kurallarına uygun yazım gerçekleştirebiliriz.


Geçiş ve Bağlantı İfadeleri

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 5 dakika

Geçiş ve bağlantı ifadeleri, cümlelerin anlamını pekiştirmek, cümleler arasında bağ kurmak ve düşünceyi yönlendirmek açısından oldukça önemlidir. Bu ifadeler, cümlelerin daha anlaşılır ve akıcı hale gelmesini sağlar. Geçiş ve bağlantı ifadeleri genel olarak üç ana başlık altında ele alınır:

1. Düşüncenin Yönünü Değiştiren İfadeler

Bu ifadeler, bir düşüncenin veya cümlenin yönünü değiştirir ve okuyucuyu farklı bir bakış açısına yönlendirir. Genellikle zıtlık veya çelişki ifade ederler. Bu tür ifadeler arasında ancak, ama, fakat, lakin, rağmen, ne var ki, oysa, halbuki, yine de gibi sözcükler yer alır.

Örnekler:

  • “Uzun saatler boyunca çalıştım, ama işi bir türlü tamamlayamadım.” → Çalışma süresinin sonucunda işin bitmemesi arasındaki zıtlık ifade edilmiştir.
  • “Hocamız her maçta yeni stratejiler deniyor, ne var ki sürekli mağlup oluyoruz.” → Strateji denemeleri ile mağlubiyet arasındaki çelişki vurgulanmıştır.
  • “Rüzgâr dinmesine rağmen, dışarıda hâlâ bir uğultu var.” → Rüzgârın dinmesiyle uğultunun devam etmesi arasındaki zıtlık ifade edilmiştir.

2. Destekleyici ve Açıklayıcı İfadeler

Bu ifadeler, konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla kullanılır ve anlatımı destekler veya açıklar. Bu tür ifadeler arasında özellikle, örneğin, üstelik, ayrıca, açıkçası, başka bir deyişle, hatta gibi kelimeler bulunur.

Örnekler:

  • “Spor yapmayı çok severim, özellikle basketbola bayılırım.” → Basketbolun sevgi derecesi diğer sporların önündedir.
  • “Hafta sonu dayımlara gitmeyi, hatta bir gece onlarda kalmayı düşünüyorum.” → Ziyaret planının detayları belirtilmiştir.
  • “Bu filmin üzüntülü bir şekilde sona ereceğini, açıkçası hiç düşünmemiştim.” → Filmin sonunun üzüntü verici olacağına dair beklenti açıklanmıştır.

3. Özetleyen ve Sonuç Bildiren İfadeler

Bu ifadeler, anlatılanların toparlanmasını, özetlenmesini veya sonuçlandırılmasını sağlar. Genellikle konuşmanın veya yazının sonucunu belirtirler. Kısacası, son olarak, böylece, görüldüğü gibi, özetle, böylelikle gibi ifadeler bu başlık altında yer alır.

Örnekler:

  • “Akşam elektrikler kesildi, komşumuzun çocuğu hastalandı, annem bana görev verdi; kısacası, ödevlerimi yapamadım öğretmenim.” → Bir dizi olayın özetlenmiş hali sunulmuştur.
  • Son olarak şunu söylemek istiyorum ki, herkes kendi sorumluluklarını yerine getirmeli.” → Söylenenlerin genel bir sonucuna varılmıştır.
  • Özetle, sınavda 3. üniteye kadar olan konulara hâkim olmanız gerekiyor.” → Sınav konularının özet bir şekilde sunulmuştur.

Bu geçiş ve bağlantı ifadeleri, metinlerin anlaşılabilirliğini artırır ve okuyucunun takip etmesini kolaylaştırır. Bu tür ifadeleri kullanarak, yazılarınızda veya konuşmalarınızda netlik ve akıcılık sağlayabilirsiniz.


İkilemelerin ve Pekiştirmelerin Yazımı

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 2 dakika

İkilemelerin Yazımı:

İkilemeler, anlatımı güçlendirmek ve anlamı pekiştirmek amacıyla kullanılan sözcük gruplarıdır. İkilemeleri oluşturan kelimeler her zaman ayrı yazılır ve bu kelimeler arasına noktalama işareti konmaz. İşte bazı örnekler:

  • Uzun uzun baktı gidenlerin ardından.
  • Oldum olası sevmem kalabalık ortamları.
  • Yavaş yavaş yürüdük dağın zirvesine.

Pekiştirmeli Sözlerin Yazımı:

Pekiştirmeli sözler, sıfat veya zarf görevinde olup, bitişik yazılırlar. Bu tür ifadeler, anlamı kuvvetlendirir ve etkileyici bir anlatım sağlar. İşte bazı örnekler:

  • Apaçık (net ve açık bir şekilde)
  • Apak (bembeyaz)
  • Büsbütün (tamamen)
  • Çepeçevre (her yandan çevrelenmiş)
  • Dümdüz (kesinlikle düz)
  • Düpedüz (son derece düz, açıkça)

Bu kurallar, dildeki anlatım gücünü artırmak ve ifadeleri daha etkili hale getirmek için kullanılır. İkilemelerin ayrılması, vurguyu güçlendirirken, pekiştirmeli sözlerin bitişik yazılması ise anlamın pekişmesini sağlar.


Ad (İsim) Tamlamaları

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 13 dakika

 

İsim (Ad) Tamlaması

İsim tamlaması, belirli kurallar çerçevesinde en az iki sözcüğün bir araya gelerek oluşturduğu kelime grubudur. İsim tamlamaları, “tamlayan” ve “tamlanan” olmak üzere iki ana unsurdan meydana gelir. Burada, ilk unsur “tamlayan”, ikinci unsur ise “tamlanan” olarak adlandırılır. Tamlayanın aldığı ek “ilgi eki”, tamlananın aldığı ek ise “iyelik eki” olarak bilinir. Türkçede öne çıkan başlıca isim tamlaması türleri aşağıda sıralanmıştır:

İsim (Ad) Tamlamaları

  1. Belirtili İsim (Ad) Tamlaması
  2. Belirtisiz İsim (Ad) Tamlaması
  3. Zincirleme İsim (Ad) Tamlaması
  4. Takısız İsim (Ad) Tamlaması

1. Belirtili İsim (Ad) Tamlaması

Belirtili isim tamlamalarında, tamlayan kelimesi ilgi eki (-ın, -in, -un, -ün) alırken, tamlanan kelimesi iyelik eki (-ı, -i, -u, -ü) alır. Eğer tamlayan sesli harfle biterse, tamlayan eklerinin başına “-n” kaynaştırma ünlüsü gelir; tamlanan sesli harfle biterse, iyelik ekinden önce “s” kaynaştırma ünlüsü eklenir. “Ben” ve “biz” şahıs zamirleri ile oluşturulan tamlamalarda, “-in” ilgi eki genellikle “-im” biçiminde değişir. Tamlanan eklerinde ise “-m, -n, -mız, -nız, -ları” iyelik ekleri bulunur. Tamlayan genellikle “t.y.”; tamlanan ise “t.n.” olarak gösterilir.

Örnekler:

  1. Okulun bahçesi

    t.y. t.n.

    “Okulun” kelimesindeki “-un” eki tamlayan yani ilgi ekidir. “Bahçesi” kelimesindeki “-i” sesi ise tamlanan yani iyelik ekidir. Tamlanan sesli harfle bittiği için, ek ile sözcük arasında “s” kaynaştırma ünlüsü kullanılmıştır.

  2. Benim annem

    t.y. t.n.

    “Benim” kelimesindeki “-im” eki tamlayan yani ilgi ekidir. Bu durum dilimizde istisnai bir özelliktir. “Annem” kelimesindeki “-m” ise III. tekil iyelik ekidir.

  3. Senin kardeşin

    t.y. t.n.

    “Senin” kelimesindeki “-in” eki, tamlayan yani ilgi ekidir. “Kardeşin” kelimesindeki “-n” eki ise iyelik ekidir.

Belirtili Ad Tamlamalarıyla İlgili Uyarılar:

  1. Belirtili isim tamlamalarında, tamlayan ile tamlanan arasında başka sözcükler bulunabilir. Genellikle sıfatlar veya miktar zarfları bu boşlukları doldurur.

    Örnek 1:

    Furkan’ın eski kitabı

    tamlayan tamlanan

    Örnek 2:

    Evimizin büyük penceresi

    tamlayan tamlanan

  2. “-den” hal eki, ilgi ekinin yerine geçerek belirtili isim tamlaması oluşturabilir.

    Örnek:

    Türkülerden birini lütfen benim için seslendir. (Türkülerin birini)

  3. Belirtili isim tamlamalarında, bir tamlayan birden fazla tamlanana bağlanabilir veya bir tamlanan birden fazla tamlayana bağlanabilir.

    Örnek 1:

    Okulun öğretmenleri, velileri, öğrencileri çok mutlu oldular.

    Burada “okulun” tamlayanı; “öğretmenleri, velileri, öğrencileri” ise tamlanandır.

    Örnek 2:

    Gariplerin, mazlumların, yetimlerin sesi olmalıyız.

    Burada “gariplerin, mazlumların, yetimlerin” tamlayan; “sesi” ise tamlanan sözcüğüdür.

  4. Tamlayanı zamir olan ad tamlamalarında, tamlayan genellikle cümlede doğrudan ifade edilmez. Bu duruma “tamlayanı düşmüş ad tamlaması” denir.

    Örnek:

    Evini dün akşam güzelce gezdim. (onun)

  5. Tüm şahıs zamirleriyle isim tamlaması yapılabilir. Genellikle III. tekil şahıslarla yapılan tamlama örnekleri yaygındır, ancak diğer şahıs zamirleriyle de isim tamlamaları oluşturulabilir. Burada önemli olan, ilgi ve iyelik ekleridir.

    Örnekler:

    Benim öğretmenim (belirtili isim tamlaması)

    Senin öğretmenin (belirtili isim tamlaması)

    Onun öğretmeni (belirtili isim tamlaması)

    Bizim öğretmenimiz (belirtili isim tamlaması)

    Sizin öğretmeniniz (belirtili isim tamlaması)

    Onların öğretmenleri (belirtili isim tamlaması)

  6. Şiirlerde, bazen tamlayan ile tamlanan unsurları yer değiştirebilir. Bu tür durumlarda “tamlayan” ve “tamlanan” yer değiştirir.

    Örnek 1:

    Akacak mı bir gün suları bahçemizin?

    Burada “suları” tamlanan, “bahçemizin” ise tamlayandır. Türkçede genellikle önce “tamlayan”, sonra “tamlanan” gelir. Doğru tamlama “Bahçemizin suları” şeklindedir.

    Örnek 2:

    Bulunacak mı tabip dermanı dertlerimizin?

    Burada “dermanı” tamlanan, “dertlerimizin” ise tamlayandır. Türkçede “tamlayan” önce gelir, ardından “tamlanan” gelir. Doğru tamlama “Dertlerimizin dermanı” olmalıdır.

  7. “Su” ve “ne” kelimelerinde ilgi ve iyelik eklerinden önce gelen kaynaştırma ünlüsü değişebilir.

    Örnekler:

    Su-y-un hasret-i

    Ne-y-in ne-s-i

    Çeşmenin su-y-u

  8. Bazı belirtili isim tamlamaları, sıfat tamlamalarında yer alan “tamlayan” ve “tamlanan” unsurlarının yer değiştirmesiyle oluşur. Bu durumda, bu sözcüklere ilgi ve iyelik ekleri getirilir.

    Örnekler:

    Beyaz gömlek (gömleğin beyazı)

    Yaramaz öğrenci (öğrencinin yaramazı)

    Güzel elbise (elbisenin güzeli)

2. Belirtisiz İsim (Ad) Tamlaması

Belirtisiz isim tamlamalarında, tamlayan ek almazken tamlanan iyelik eki alır.

Örnekler:

  1. Ders kitabı

    t.y. t.n.

  2. Sınıf öğretmeni

    t.y. t.n.

Uyarı: Belirtisiz ad tamlamaları, araya sıfat almazlar. Ancak sıfatlarla nitelendirilebilirler, bu durumda ad tamlaması sıfat tamlamasına dönüşür.

Örnek:

Kırmızı elbise dolabı

Burada “kırmızı” sıfattır ve ad tamlamasını sıfat tamlamasına dönüştürür.

3. Zincirleme İsim (Ad) Tamlaması

Zincirleme isim tamlaması, tamlayanı da ad tamlaması olan tamlamalardır. Zincirleme isim tamlamalarında en az iki ad tamlaması bulunur. Bu nedenle, bir tamlamadan iki isim tamlaması çıkıyorsa, bu tamlama zincirleme isim tamlamasıdır.

Örnekler:

  1. Ders öğretmeninin başarısı

    t.y. (belirtisiz ad tam.) t.n.

 

  1. Annemin merhametinin sınırı

    t.y. (belirtili isim tam.) t.n.

Uyarı: Araya sıfat giren belirtili isim tamlamalarından iki isim tamlaması çıkarılamaz. Zincirleme isim tamlamasından ise mutlaka iki isim tamlaması elde edilebilir.

Örnekler:

  1. Okulun en güzel ve temiz yeri

    Bu tamlama, belirtili isim tamlamasıdır. Buradan sıfat tamlamaları çıkarılsa da, iki isim tamlaması çıkarılamaz.

  2. Babasının evinin bahçesi

    Bu zincirleme isim tamlamasıdır. Buradan “Babasının evi” ve “evinin bahçesi” şeklinde iki isim tamlaması elde edilir.

4. Takısız İsim (Ad) Tamlaması

Türkçede teknik olarak takısız ad tamlaması diye bir tür bulunmamaktadır. Takısız ad tamlaması olarak adlandırılan tamlamaların tümü, sıfat tamlaması olarak değerlendirilmektedir.

Örnekler:

a) Gümüş saat, altın yüzük

Burada “gümüş” ve “altın” sıfatları, tamlayanın neden yapıldığını belirtir.

b) İpek saç, şeker yanak

Burada “ipek” ve “şeker” sıfatları, tamlananın neye benzediğini belirtir.

Not: Bazı dil bilimciler bu tür tamlamaları takısız ad tamlaması, bazıları ise sıfat tamlaması olarak sınıflandırmaktadır.

Bu açıklamalar doğrultusunda, isim tamlamalarıyla ilgili genel bilgileri ve türleri detaylı bir şekilde ele almış olduk. Tamlamaların doğru anlaşılması ve kullanılması, dil bilgisi açısından önemlidir ve örnekler, bu tür bilgileri pekiştirmede yardımcı olabilir.


Edat (İlgeç)

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 7 dakika

Edat (İlgeç) ve Kullanım Alanları

Edat (İlgeç): Tek başına anlam ifade etmeyen, ancak farklı sözcük veya sözcük grupları arasında anlam ilişkisi kurarak cümleye belirli bir anlam katan sözcüklerdir. Edatlar, kendi başlarına anlam taşımazlar ve cümlede bulunmaları cümlenin anlamını etkiler. Edat cümleden çıkarıldığında, genellikle cümlenin anlamı bozulur veya değişir.

İŞLEVLERİNE GÖRE EDATLAR:

  • İLE: “İle” edatı, cümlede araç, birliktelik, durum ve neden gibi anlam ilişkilerini ifade eder. Ayrıca, kendisinden önceki sözcüğe bitişik olarak da yazılabilir.
    • Köye araba ile gittik. → Burada “ile” edatı, cümleye araç ilgisi katmıştır.
      • Köye arabayla gittik.
    • Eve arkadaşı ile döndü. → Burada “ile” edatı, cümleye birliktelik ilgisi katmıştır.
      • Eve arkadaşıyla döndü.
    • Çocuklara sevgi ile yaklaşmalıyız. → Burada “ile” edatı, cümleye durum ilgisi katmıştır.
      • Çocuklara sevgiyle yaklaşmalıyız.
    • Kaybolmak korkusu ile ilerliyordu. → Burada “ile” edatı, cümleye neden ilgisi katmıştır.
      • Kaybolmak korkusuyla ilerliyordu.

    Not: “İle” hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilir. Eğer “ile” cümleden çıkarıldığında anlamda bir değişiklik olmazsa, “ile” bağlaç görevindedir. Ancak anlam değişikliği meydana gelirse, “ile” edat olarak kullanılır.

    • Okula yeni çantası ile gitti.“İle” burada edat olarak kullanılmıştır.
    • Annesi ile babası pazara gitti.“İle” burada bağlaç olarak kullanılmıştır.
  • YALNIZ, ANCAK, BİR, TEK: Bu sözcükler, cümlede “sadece” anlamında kullanıldığında edat görevindedir.
    • Sınıfta yalnız üç öğrenci kaldı.Sınıfta sadece üç öğrenci kaldı.
    • Bu soruyu ancak sen çözersin.Bu soruyu sadece sen çözersin.
    • Bir sen yoktun aramızda.Sadece sen yoktun aramızda.
    • Elimizde tek bu araba kaldı.Elimizde sadece bu araba kaldı.

    Not: “Yalnız” ve “ancak” sözcükleri, cümlede “fakat” veya “ama” anlamında kullanıldığında edat değil, bağlaç olarak görev yapar.

    • Çok çalıştı ancak başarılı olamadı.Çok çalıştı fakat başarılı olamadı. (bağlaç)
    • Dışarı çıkabilirsin; yalnız geç kalma!Dışarı çıkabilirsin; ama geç kalma! (bağlaç)
  • GİBİ: “Gibi” edatı, cümleye “benzetme, tahmin, hemen, o anda” anlamları katar.
    • Pamuk gibi elleri var. (benzetme)
    • Çantasını bıraktığı gibi gitti. (hemen, o anda)
    • Yağmur yağacak gibi. (tahmin)
  • İÇİN: “İçin” edatı, cümleye “amaç, neden, uğruna, hakkında, karşılığında, zaman, görelik” anlamlarını katar.
    • Üşümemek için sıkı giyindi. (amaç)
    • Hastalandığı için ilaç içti. (neden)
    • Senin için canımı veririm. (uğruna)
    • Onun için iyi şeyler söylediler. (hakkında)
    • Kitaplar için ne istiyorsun? (karşılığında)
    • Bir hafta için gelmişler. (zaman)
    • Senin için fark eder mi? (görelik)
  • DEĞİL: “Değil” edatı, cümleye “olumsuzluk” anlamı katar.
    • Sorular çok zor değilmiş. (olumsuzluk)
    • Ne dediğini hâlâ anlamış değilim. (olumsuzluk)
  • : “Mi” soru edatı olarak kullanılır ve cümleye “soru, hayret, olumsuzluk, pekiştirme, koşul” anlamları katar.
    • Misafirler geldi mi? (soru)
    • Bunları ben mi söylemişim! (hayret)
    • Bu soğukta gezilir mi? (olumsuzluk)
    • Güzel mi güzel bir tatil köyüne gittik. (pekiştirme)
    • Havalar ısındı mı yaylaya çıkarız. (koşul)

Karşıt (Zıt) Anlamlı Sözcüklerin Cümle İçerisindeki Kullanımına Örnekler

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 13 dakika

İstediğiniz gibi her örnekteki karşıt (zıt) anlamlı sözcükleri özgünleştirerek, cümleleri genişlettim. Cümleler içinde anahtar kelimeler koyu yazılarak, ekler belirgin hale getirildi ve kısaltma yapılmadan uzatıldı.

1. Sağlam – Çürük

  • Sağlam bir irade, ne kadar baskıya maruz kalırsa kalsın, çürük bir inanç gibi kolayca sarsılmaz.
  • Bu evin temelleri sağlam, ancak üst katın bazı bölümleri ne yazık ki çürük çıkmış.

2. Taze – Bayat

  • Sabah fırından yeni çıkan taze ekmek, akşam olunca bayatlamıştı.
  • Taze meyve her zaman daha sağlıklıdır, bayat meyve ise mideye zarar verebilir.

3. Batı – Doğu

  • Batı medeniyeti, gelişmiş teknolojik altyapısıyla bilinirken, Doğu kültürü derin felsefi düşüncelere sahiptir.
  • Batıdan doğan güneş, Doğuda kaybolur.

4. Akıllı – Deli

  • Akıllı insan, sorunlarla karşılaştığında sakin kalıp çözüm ararken, deli cesaretle tüm engelleri aşmaya çalışır.
  • Köprüden geçerken akıllı adam beklemeyi tercih ederken, deli adam suyu geçmeye çalıştı.

5. Mazlum – Zalim

  • Mazlum olan her zaman hakkını arar, zalim ise hak etmediğini almak için uğraşır.
  • Zalim bir hükümdarın yanında duran, mazlum birinin acı çekmesine sessiz kalamaz.

6. Maksimum – Minimum

  • Sıcaklıklar maksimum seviyeye ulaştığında herkes serinlemek için dışarıya çıkarken, minimum seviyelerde evlere kapanırlar.
  • Sıcaklık batıda maksimum, doğuda minimum seviyede hissediliyordu.

7. Nemli – Kuru

  • Nemli hava nefes almayı zorlaştırırken, kuru hava ciltte kuruluk yapabilir.
  • Sahra Çölü’nün kuru havasına alışmak zorken, tropikal ormanların nemli havası farklı bir zorluk getirir.

8. Kötülük – İyilik

  • Kötülük insanın içindeki karanlığı artırır, iyilik ise ışığı bulmasına yardımcı olur.
  • Bir kimseye yapılan kötülük, aslında o kişinin kalbinde iyilik taşıyorsa ona zarar vermez.

9. Soru – Cevap

  • Her soru, dikkatli bir şekilde düşünülerek bir cevap gerektirir.
  • Soru sormadan cevap vermek imkansızdır.

10. Dert – Derman

  • İnsan, yaşadığı dertlere karşı sabır gösterirse, bir gün mutlaka derman bulur.
  • Her derdin bir dermanı vardır, yeter ki aramaktan vazgeçmeyelim.

11. Dost – Düşman

  • Dost kazandıran tecrübeler, düşman ise ders verir.
  • Dost edinmek zordur ama bir kere düşman kazanıldığında barışmak çok daha zordur.

12. İlk – Son

  • Hayatın ilk adımı umutla atılır, son adımı ise bilgelikle tamamlanır.
  • Her başlangıcın bir ilk heyecanı, her sonun ise bir son vedası vardır.

13. Ağlamak – Gülmek

  • Ağladığım zamanlar beni zayıf hissettirmez, aksine bir gün yine güleceğimi hatırlatır.
  • Ne kadar çok gülersek, bir o kadar da ağlamak zorunda kalırız.

14. Hafif – Ağır

  • Hafif rüzgarlar, yaz gecelerini serinletirken, ağır fırtınalar doğanın dengesini bozabilir.
  • Yükü hafif olan kişinin hayatı da daha ağır sorumluluklardan uzaktır.

15. Issız – Kalabalık

  • Issız bir adada tek başına yaşamak, kalabalık bir şehrin kaosundan uzaklaşmayı sağlayabilir.
  • Kalabalık şehirlerin telaşından sıkılan insanlar, ıssız yerlere kaçmayı hayal eder.

16. Küçük – Büyük

  • Küçük adımlar atarak büyük hedeflere ulaşmak her zaman mümkündür.
  • Bir proje ne kadar büyük olursa, arkasındaki plan o kadar küçük detaylar içerir.

17. Korkak – Cesur

  • Korkak insanlar her zaman geri çekilir, cesur olanlar ise her tehlikeyi göze alır.
  • Korkak insanlar risk almaktan kaçar, oysa ki cesur olanlar her riski fırsat bilir.

18. Islak – Kuru

  • Islak zeminde yürümek tehlikelidir, ancak kuru zeminde rahatça ilerleyebilirsiniz.
  • Yağmur yağdıktan sonra her yer ıslak olur, ama güneş çıktığında her şey tekrar kuru hale gelir.

19. Nesnel – Öznel

  • Bilimsel araştırmalarda nesnel olmak zorunludur, öznel yargılar yanıltıcı olabilir.
  • Öznel bir görüş ifade etmek, bazen nesnel gerçekleri görmeyi engelleyebilir.

20. Özel – Resmi

  • Özel bir okulda eğitim almak, resmi bir okulda alınan eğitimden farklı olabilir.
  • Resmi kurumlar her zaman belirli kurallarla hareket ederken, özel işletmeler daha esnektir.

21. Aydınlık – Karanlık

  • Gelecek her zaman aydınlık olabilir, eğer karanlık düşüncelerden uzak durulursa.
  • Karanlık bir sokakta yürümek korkutucu olabilir, ancak aydınlık bir yol her zaman güven verir.

22. Analiz – Sentez

  • Bir konuyu detaylı analiz etmek, doğru sentez yapmayı sağlar.
  • Analiz yapmadan doğru senteze ulaşmak neredeyse imkansızdır.

23. Yakın – Uzak

  • Yakın olan her şey bazen gözden kaçar, oysa ki uzak olan her zaman daha çok dikkat çeker.
  • Teknoloji sayesinde uzak mesafeler yakın hale geldi.

24. Yanlış – Doğru

  • İki yanlış, asla bir doğruyu getirmez.
  • Yanlış yapmaktan korkmayan, eninde sonunda doğruyu bulacaktır.

25. İthalat – İhracat

  • Bir ülkenin ithalatı arttıkça, ihracatının da dengede olması gereklidir.
  • Ekonomiyi güçlendirmek için ihracatı artırmak, ithalatı azaltmak gerekir.

26. Tavan – Taban

  • Evin tavanı çok yüksekti, ancak tabanı oldukça alçak yapılmıştı.
  • Yüksek tavanlar, geniş alanlar sunarken, taban dekorasyonu da aynı derecede önemlidir.

27. Yapay – Doğal

  • Yapay gıdalar sağlık için zararlı olabilirken, doğal gıdalar vücudun ihtiyacını karşılar.
  • İlaçlar arasında doğal olanlar, yapay olanlardan daha az yan etki gösterir.

28. Usta – Acemi

  • Usta bir sanatçı, acemi öğrencilere yol gösterir.
  • Acemi olanlar, her zaman bir ustanın desteğine ihtiyaç duyar.

29. Baki – Fani

  • Baki olan sevgi, fani hayatın en değerli armağanıdır.
  • Her insan fanidir, ancak baki olan değerler bırakabilir.

30. Özgürlük – Esaret

  • Özgürlüğe kavuşmak, esaret zincirlerini kırmaktan geçer.
  • Esaret altındaki zihinler, asla özgürlüğün değerini bilemez.

31. Aktif – Pasif

  • Aktif bir birey, her zaman daha fazla başarı elde eder, pasif olanlar ise genellikle geride kalır.

Söz Yorumu ve Örnekler 20 Adet

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 6 dakika

Söz Yorumu

Birden fazla kelimenin oluşturduğu öbeğin anlamını değerlendirmeye söz yorumu denir. Son yıllarda cümle veya parçalardaki kelime gruplarının anlamını çözme ile ilgili oldukça fazla soru sorulmaktadır.

Söz Yorumu ile İlgili Açıklamalı Örnek Cümleler

Örnek 1

“O, eserlerinde kendi izini bırakan nadir sanatçılarımızdan birisidir.”

  • Söz yorumu: Özgün olma, kendine has özellikler taşıma.

Örnek 2

“Onun eserleri klasik eserler olarak kabul edilir.”

  • Söz yorumu: Her dönemde değerini koruyan, zamanla etkisini sürdüren eserler.

Örnek 3

“Eserlerinde kelimeleri titizlikle seçer.”

  • Söz yorumu: Kılı kırk yararak, dikkatlice ve özenle seçme.

Örnek 4

“Mustafa, yüzeysel bir şekilde konuya yaklaşmış.”

  • Söz yorumu: Detaylara inmeksizin, genel bir bakış açısı ile değerlendirme.

Örnek 5

“O, gece gündüz demeden çalışıyordu.”

  • Söz yorumu: Sürekli, kesintisiz ve aralıksız çalışma.

Örnek 6

“Onun şansı hiç gülmedi.”

  • Söz yorumu: Şanslı olmayan, talihsiz biri olma.

Örnek 7

“O, titizlikle çalışan biriydi.”

  • Söz yorumu: Her detayı dikkatlice ele alan, özenli davranan.

Örnek 8

“Yıllar boyunca aynı köyde ve aynı evde yaşadı.”

  • Söz yorumu: Daima, sürekli olarak aynı yerde yaşama.

Örnek 9

Kısa süreli bir gezi için Almanya’ya gitti.”

  • Söz yorumu: Kısa bir zaman dilimi için yapılan seyahat.

Örnek 10

“Çocuk, zaman geçtikçe kendini toparlıyordu.”

  • Söz yorumu: Zamanın ilerlemesiyle gelişim ve iyileşme.

Örnek 11

“O, sık sık bize bir şeyler söylüyordu.”

  • Söz yorumu: Ara ara, periyodik olarak konuşma.

Örnek 12

En azından zamanında gelseydin.”

  • Söz yorumu: Minimum olarak, en azından belirli bir şartı yerine getirme.

Örnek 13

“O, ağzını kapalı tutmuş gibi davranıyor.”

  • Söz yorumu: Hiç konuşmayan, sessiz kalan.

Örnek 14

“Bunları göz göre göre bize yaptılar.”

  • Söz yorumu: Bilerek, isteyerek yapılan şeyler.

Örnek 15

“Onun neşeyle işe geldiği bir gün bile hatırlamıyorum.”

  • Söz yorumu: Şen, şakrak, keyifli bir şekilde çalışma.

Örnek 16

“Öğretmen atamaları için ‘yakında‘ dedi.”

  • Söz yorumu: Çıkmasına az kalan, yakın zamanda gerçekleşecek.

Örnek 17

“Mustafa yine tam isabet sağladı.”

  • Söz yorumu: Hedefe tam olarak ulaşmak, doğru ve başarılı bir sonuç elde etmek.

Örnek 18

“Her zamanki gibi bağımsız hareket etti.”

  • Söz yorumu: Kimseye danışmadan, kendi başına hareket etme.

Mecaz Anlamın Cümle İçerisindeki Kullanımına Örnekler

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 13 dakika

1. Keskin Zekâ – Özellik

  • Aziz Sancar, keskin zekâsı ile her daim ön plana çıktı ve dikkatleri üzerine çekti.
  • Keskin zekâ, sorunları hızlıca çözebilme yeteneğiyle dikkat çeker.

2. Sıcak Davranış – İlişki

  • Ahmet Emir, yetim ve öksüz çocuklara gösterdiği sıcak ilgi ile onların kalbinde özel bir yer edindi.
  • Sıcak davranış, başkalarına karşı samimi ve içten bir yaklaşımı ifade eder.

3. Terlemek – Zorluk

  • Test soruları, kursiyerleri sınav boyunca oldukça terleten ve zorlayan bir deneyim sundu.
  • Terlemek, zihinsel ya da fiziksel bir yük altında kalmayı anlatan bir mecaz anlam içerir.

4. Işık – İlham

  • Öğretmen, öğrencilere her zaman iyi bir ışık olmuş ve onların gelişimlerine yön vermiştir.
  • Işık, bilgi ve ilham kaynağı olarak kullanılan bir mecaz anlam taşır.

5. Kalbe Saplanan Ok – Acı

  • Ağır her bir söz, kalbe saplanan bir ok gibi acı ve derin etkiler bırakır.
  • Saplanan ok, söylenen sözlerin ruhsal etkisini betimleyen bir mecazdır.

6. Soğuk Davranış – İlgisizlik

  • Onlar, dün akşam bize neden soğuk davrandılar, anlamadık; bu davranışlarını kabul edemedik.
  • Soğuk davranmak, ilgisizlik ve mesafeyi ifade eden bir mecazdır.

7. Erimek – Zayıflamak

  • Babası, zamanla erimeye başlayarak günden güne daha da zayıfladı.
  • Erimek, bir şeyin veya birinin güç ve dayanıklılığını kaybetmesini anlatan bir mecaz anlam içerir.

8. Kör ve Sağır Kalmak – Duyarsızlık

  • Bütün dünya, olanlara karşı kör ve sağır kalarak hiçbir tepki vermedi.
  • Kör ve sağır kalmak, olaylara duyarsız kalmayı ifade eder.

9. Dişli Rakip – Güçlü Rakip

  • Son karşılaşmada, dişli bir rakibe karşı mücadele ettiler ve bu karşılaşma onların güçlü rakiplerle oynama yeteneğini test etti.
  • Dişli rakip, güçlü ve zorlu bir rakibi tanımlar.

10. İnce Davranmak – Hassasiyet

  • Ona yapılanlara rağmen, Hasan oldukça ince ve hassas bir şekilde davranmıştı.
  • İnce davranmak, başkalarının duygularına karşı duyarlılığı ve hassasiyeti ifade eder.

11. Gerçek Dost – Güvenilir Kişi

  • Acı günlerinde yanında olanlar, gerçek dostlar olarak karakterlerini kanıtlar.
  • Gerçek dost, kişinin zor zamanlarında yanında olan güvenilir ve destekleyici kişiyi ifade eder.

12. Yıkılmak – Moral Bozukluğu

  • Çocuğunun bu yıl da sınavı geçmediğini öğrenince, moral olarak tamamen yıkıldı ve büyük bir üzüntü yaşadı.
  • Yıkılmak, büyük bir moral bozukluğunu ve üzüntüyü ifade eder.

13. Boş Gözlerle – Dalgınlık

  • Boş gözlerle uzun süre onları izleyerek, dalgın ve düşünceli bir şekilde çevresine bakındı.
  • Boş gözlerle bakmak, dalgınlık veya dikkat eksikliği .

14. İlişkileri Kesmek – Bağlantıyı Koparmak

  • İsmail, bu olaydan sonra bizimle olan tüm ilişkilerini keserek tamamen bağlantıyı kesti.
  • İlişkileri kesmek, bağları veya bağlantıları koparmak .

15. Vicdanın Yanmaması – Empati

  • Bu son olayda, tüm vicdanlı insanların yüreği gerçekten yanmıştı ve bu, empati duygusunun gücünü gösterdi.
  • Vicdanın yanması, bir olay karşısında derin bir empati ve üzüntü hissetmeyi ifade eder.

16. Ters Cevap – Beklenmedik Tepki

  • Arkadaşına beklenmedik bir anda ters bir cevap vererek, şok edici bir tepki gösterdi.
  • Ters cevap, beklenmeyen ve genellikle olumsuz bir tepkidir.

17. Taş – Duygusal Mesafe

  • Gözlerinin içine bakarak, bu taş bize geldi dedi; bu, onun duygusal mesafesi ve soğuk yaklaşımı anlamına geliyordu.
  • Taş, duygusal mesafe ve soğukluğu ifade eden bir mecaz anlam taşır.

18. Oynuyor – Şaka Yapmak

  • O, bu konuda bizimle galiba oynuyor; bu da şaka ve alay niteliğinde bir davranış olduğunu gösteriyor.
  • Oynuyor ifadesi, bir kişinin diğerleriyle şaka yapması veya alay etmesi .

19. Kırılmak – Üzülmek

  • Bize haklı gerekçelerle çok kırılmıştı, bu da onun derin bir üzüntü yaşadığını gösteriyor.
  • Kırılmak, üzüntü ve moral bozukluğunu ifade eden bir mecazdır.

20. Yanmak – Kaybolmak

  • Tramvayı kaçırdığımız için sinema biletlerimiz yandı ve bu, biletlerin kaybolması anlamına geliyordu.
  • Yanmak, bir şeyin kaybolması veya zarar görmesi .

21. Hoşuna Gitmemek – Memnuniyetsizlik

  • Kimsenin pek hoşuna gitmemişti onların işi ağırdan almaları; bu, genel bir memnuniyetsizlik gösteriyordu.
  • Hoşuna gitmemek, memnuniyetsizlik ve hoşnutsuzluğu ifade eder.

22. Koyu Sohbet – İlgi Çekici Konuşma

  • Koyu sohbetler, onların pek hoşuna gitmişti ve bu tür konuşmalar ilgi çekici olarak değerlendirildi.
  • Koyu sohbet, derin ve ilgi çekici konuşmaları ifade eder.

23. Pişkinlik – Cüretkârlık

  • Oradakilerin bu pişkinliğine bir anlam vermek mümkün olmadı; bu da onların cüretkâr davranışlarını gösteriyordu.
  • Pişkinlik, cüretkârlık ve yüzsüzlüğü ifade eden bir mecaz anlam içerir.

24. Parmak – Müdahale

  • Komşumuzun parmağının bu işte olması bizi üzdü, bu da onun müdahalesini ifade ediyordu.
  • Parmak ifadesi, bir kişinin bir işe müdahil olduğunu gösterir.

25. Beyin – Zeka

  • Ülkenin en iyi beyinleri, onların okullarında yetişiyorlardı; bu, yüksek zeka ve nitelikli eğitim .
  • Beyin, zeka ve entelektüel kapasiteyi ifade eden bir mecazdır.

26. Kalp – Duygular

  • Bir insanın kalbini kırmak, gerçekten dünyaya ağır gelir; bu, duygusal bir etki ve acı .
  • Kalp kırmak, duygusal olarak başkasını üzmek .

27. Kara Haber – Kötü Durum

  • Geleneklerimize göre, kara haber her zaman tez duyulur; bu da kötü haberlerin hızla yayıldığını ifade eder.
  • Kara haber, üzücü ve kötü olayları anlatan bir mecazdır.

28. Açma – Konuşma

  • Bu sorunları bir daha bana açma dedi; bu, konuyu tekrar açmanın gereksiz olduğunu belirtti.
  • Açma, bir konuyu tekrar gündeme getirmemeyi ifade eder.

29. Cesaret – Moral

  • Arkadaşımızın olanlar karşısında cesareti tamamen kırıldı; bu, onun moralinin bozulduğunu ve güveninin azaldığını gösterir.
  • Cesaretin kırılması, moral ve güven kaybını ifade eder.

Sohbet (Söyleşi)

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 2 dakika
Sohbet (Söyleşi): Yazarın kişisel görüşlerini okuyucuyla karşı karşıya konuşuyormuş gibi birr üslupla makale planında yazdığı yazılardır. Bu türün edebiyatımızdaki önemli temsilcileri vee eserleri;     – Ahmet Rasim “Ramazan Sohbetleri”

– Şevket Rado “Eşref Saati”

– Melih Cevdet Anday “Dilimiz Üzerine Söyleşiler”

– Suut Kemal Yetkin “Edebiyat Söyleşileri”
www.z-turkce.com

Sohbetin Özellikleri:

» Her konuda yazılabilir. Çoğunlukla günlük konular işlenir.

» Okuyucuyla karşı karşıya konuşuyormuş gibi yazılır. (senli benli anlatım)

» Düşünceler anlatılırken fazla derine inilmez.

» Sıcak birr dille yazılır.

» Bir konu hakkında söyleşi yazılırken herhangi birr tezi savunma amacı güdülmez.

Örnek Sohbet: Asık suratlı insanlardan hoşlanır mısınız desem tabii bana gülersiniz. Zaten ben de biraz gülmeniz için söze böyle başladım. Güler yüze vee gülmeye dair olan bu konuşmayı asık suratla dinlemenizi istemem tabii. Konuşurken söze başladığınız sırada karşınızdakinin kaşlarını çattığını, asık birr suratla sizi dinlediğini görürseniz konuşmak hevesiniz kırılır. Lafı kısa kesip bu tatsız sohbeti birr an önce bitirmeye bakarsınız. Bir de karşınızdakinin sizi güler yüzle dinlediğini, hatta araya biraz da tatlı söz karıştırarak sohbete renk verdiğini görecek olsanız konuştukça konuşacağınız gelir. (Şevket Rado)


Paragraf Çözme Teknikleri

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

Paragraf Soruları Çözme Yöntemleri

Paragraf sorularını etkili bir şekilde çözmek, dikkatli bir okuma ve analitik düşünme gerektirir. İşte bu tür soruları çözmenize yardımcı olacak bazı stratejiler:

1. Soru Kökünü Öncelikli Olarak İnceleyin

Paragraf sorularında soru kökü, genellikle paragraf metninden hemen sonra gelir ve koyu renkle yazılmış olabilir. Soru kökünü okumak, hangi bilgileri arayacağınızı belirlemenizi sağlar. Bu nedenle, ilk adım olarak soru kökünü dikkatlice okumanız gereklidir. Böylece, paragrafı okurken hangi noktaların önemli olduğunu bilirsiniz.

2. Olumsuz İfadeleri Dikkatle İnceleyin

Soru kökünde yer alan “değildir,” “söylenemez,” “yanlıştır” gibi olumsuz ifadeler, dikkat edilmesi gereken kritik detaylardır. Soruları hızlı bir şekilde yanıtlamak isterken, bu olumsuz ifadeleri olumlu olarak okumak, doğru cevabı bulmanızı engelleyebilir. Bu nedenle, soru kökünde yer alan olumsuz ifadeleri yuvarlak içine almalı ve dikkatle incelemelisiniz.

3. Önemli Yerleri Vurgulayın

Paragrafı okurken, önemli bulduğunuz yerlerin altını çizmek metni daha iyi anlamanızı sağlar. Bu yöntem, metindeki ana fikirleri ve önemli detayları kolayca bulmanıza yardımcı olur. Ancak, paragrafın tamamını karalamak veya tüm kelimelerin altını çizmekten kaçınmalısınız, çünkü bu, önemli noktaları vurgulamanızı zorlaştırabilir.

4. Sıralama Sorularında Dikkatli Olun

Sıralama sorularında, ilk önce giriş cümlesini bulmalısınız. Bu, metnin temel konusunu ve yönünü belirler. Daha sonra, cümleler arasındaki anlamsal bağları göz önünde bulundurarak diğer cümleleri sıralamalısınız. En son olarak ise sonuç cümlesinin özelliklerini dikkate alarak, son cümleyi belirlemelisiniz. Bu adımlar, metnin mantıklı bir şekilde sıralanmasına yardımcı olur.

5. “Hangisi Paragraftan Çıkarılamaz?” Sorularını Çözme

Bu tarz sorularda, öncelikle soru kökünü okumalı, ardından seçenekleri incelemelisiniz. Seçeneklerde yer alan önemli ifadeleri ve anahtar kavramları vurgulamak, paragrafı doğru bir şekilde anlamanıza yardımcı olur. Son olarak, paragrafı dikkatlice okuyarak seçeneklerle karşılaştırmalısınız. Bu süreç, paragraftan çıkarılamayacak bilgiyi bulmanıza yardımcı olacaktır.

Bu stratejiler, paragraf sorularını daha etkili bir şekilde çözmenizi ve doğru cevaplara ulaşmanızı sağlar.


Argo ve Özellikleri

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 16 dakika

Argo ve Özellikleri

Argo, Fransızcadan dilimize geçmiş bir terim olup, belirli sosyal gruplar tarafından oluşturulan, günlük dilden farklı olan ve genellikle belirli bir grubun kendi iç iletişiminde kullandığı özel bir dildir. Bu dil, kullanılan kelimelere farklı anlamlar yüklenerek şekillendirilir ve adeta dilin içinde başka bir dil gibi işlev görür. Argo, birçok yönden kendine özgü özellikler taşır:

  • Genellikle örtük bir yapıya sahiptir, yani sadece belirli bir topluluk içinde anlaşılabilir.
  • Halk arasında “küfürlü ifadeler” olarak algılansa da, aslında argo terimler bu kadar sınırlı değildir.
  • Argoda, dil bilgisi kuralları uygulanmaz ve bu nedenle yapısal kurallar açısından serbest bir kullanım söz konusudur.
  • Argo kullanırken sıklıkla yabancı kökenli kelimelere başvurulur, bu da argo dilinin zenginliğini ve çeşitliliğini artırır.
  • Mübalağa ve ölçüsüzlük argoda sıkça rastlanan kavramlardır; bu da argonun genellikle abartılı ve vurucu bir üsluba sahip olduğunu gösterir.
  • Argoda kullanılan terimler, geniş bir kitle tarafından anlaşılmayabilir, bu da argo ifadelerin belirli bir grup için özel olduğunu belirtir.

Argo, tarihsel olarak İstanbul’un eski semtlerinde, özellikle Galata, Beyoğlu ve Tophane gibi eğlence bölgelerinde, göçmen topluluklar arasında, özellikle Roman ve çingene topluluklarında, ve futbol ile yer altı dünyasında yaygın olarak kullanılmıştır. Ayrıca dilenciler, cinsellik, denizcilik, göçmenler, yankesiciler, askerler, kumarbazlar, şoförler, sporcular, öğrenciler ve uyuşturucu kullanıcıları gibi çeşitli gruplar arasında da farklı argo çeşitleri gelişmiştir.

Argoya yönelik bazı bakış açıları:

  • Külhanbeyi dili: Bu tür bir argo, genellikle köktenci bir ifade biçimi olarak görülür ve belirli bir sosyoekonomik grubun diline işaret eder.
  • Saçmalama ve reziller dili: Argoda kullanılan bazı ifadeler, bu tür terimlerle ilişkilendirilir ve bu bağlamda argo, sıklıkla eleştirilen veya dışlanan bir dil olarak görülür.

Özetle, argo dilinin kendine özgü yapısı, dilin içinde özel bir yer edinmesini sağlar ve toplulukların kendi kimliklerini ve kültürel özelliklerini ifade etme biçimlerinden biri olarak önemli bir rol oynar.

 

Argo Kelime Örnekleri

 

Çakmak: sınıfta kalmak

Torpil: sınıfta kalmak

Aynasız: polis

Papel: kâğıt para

Mektep çocuğu: acemi

Arakçı: hırsız

Bal kabağı: beyinsiz

Afi: gösteriş

Armut: aşırı aptal

Anzarot: rakı

Arakçı: hırsız

Aynalı: yakışıklı

Bilezik: kelepçe

Beleş: emeksiz

Bıçkın: kabadayı

Cartayı çekmek: vefat etmek

Bitirmiş: açıkgöz

Camekan: gözlük

Cavlamak: ölmek

Cins: tuhaf

Çarık: para cüzdanı

Çekmek: içki içmek

Çuvallamak: başarısız olmak

Dam: hapishane

Deli: cezaevi

Dükkân: kumarhane

Enayi: avanak

Fino: esrar

Gaga: ağız

Gazlamak: kaçmak

Gerzek: aptal 

Gıcır: yeni, yepyeni

Gır gır geçmek: alaya almak

Gümlemek: sınıfta kalmak

Hanım evladı: piç 

İmam kayığı: tabut

İşini görmek: öldürmek

Kafayı çekmek: şarap içmek

Kafes: hapishane

Kandil: çok sarhoş

Kelek: aptal

Kemik atmak: susturmak

Keş: aptal

Küp: sarhoş

Mangiz: para

Nanay: yok

Ot: esrar

Pestil: hasta

 


Dil Ötesi İşlev (Üst Dil) Tanımı ve Örnekleri

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

Dil ötesi işlev, dilin kendi yapısını, kurallarını veya kullanımıyla ilgili bilgileri ifade etme biçimidir. Bu işlev, dilin nasıl çalıştığını açıklamak amacıyla kullanılır ve genellikle bilimsel metinlerde, dilbilgisi kitaplarında ve öğretici konuşmalarda yer alır. Dil ötesi işlev, dilin nasıl işlendiği, nasıl yapılandığı veya dildeki bazı kavramların açıklanmasıyla ilgili bilgiler sunar. İşte dil ötesi işlevlerle ilgili örnekler:

Dil Ötesi İşlev Örnekleri

  1. “Güzel insanlar elbette güzel düşünür.”
    • Açıklama: Bu cümlede “güzel” sözcüğü iki farklı işlevde kullanılmıştır. İlk olarak sıfat olarak, yani “güzel insanlar” ifadesinde, ikinci olarak ise zarf olarak, yani “güzel düşünür” ifadesinde kullanılmıştır.
  2. “Türkçede başlıca ekler, yapım ve çekim ekleridir.”
    • Açıklama: Bu cümle, Türkçedeki ekleri açıklamaktadır. Yapım ekleri ve çekim ekleri arasındaki farkları belirtir, böylece dilin yapılandırılmasını gösterir.
  3. “Sözcükler, temelde isim ve fiil olmak üzere ikiye ayrılır.”
    • Açıklama: Burada, dilin temel bir sınıflandırması yapılır: sözcüklerin isim ve fiil olarak iki gruba ayrıldığı ifade edilir.
  4. “Sözcüğün temel anlamından uzaklaşarak kazandığı yeni anlama yan anlam denir.”
    • Açıklama: Yan anlam kavramı açıklanır; bu, bir sözcüğün temel anlamından saparak kazandığı yeni anlamı ifade eder.
  5. “Bir bilim, sanat, meslek dalıyla ilgili özel kavramları karşılayan sözcüklere terim anlam denir.”
    • Açıklama: Terim anlam kavramı açıklanır; bu, belirli bir alana ait özel terimlerin anlamını ifade eder.
  6. “Yüklemde bildirilen eylemi yapan varlığa özne denir.”
    • Açıklama: Özne kavramı açıklanır; yüklemde belirtilen eylemi gerçekleştiren veya eylemden etkilenen varlık olarak tanımlanır.

Bu örneklerde, dilin çeşitli yönleri ve dilin kullanımıyla ilgili bilgilerin nasıl verildiği açıklanır. Bu tür bilgiler, dilin yapısal ve işlevsel özelliklerini anlamaya yardımcı olur.


Dilin Şiirsel (Sanatsal) İşlevi Örneklerle Açıklama

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

Dilin sanatsal ve edebi metinlerdeki işlevi, iletiyi kendi içeriğiyle değerlendiren ve dış referanslar kullanmadan iletişimin kendisine odaklanan bir özellik taşır. Bu işlevde, ileti kendi içsel yapısıyla önemli hale gelir ve bir nesne ya da dışsal referanslara değil, kendisine işaret eder. Şairler ve yazarlar bu işlevi kullanarak metinlerinde estetik ve sanatsal bir etki yaratmayı hedeflerler.

Sanatsal işlev, dilin estetik ve duygusal etkilerini ön plana çıkarır. Şair, metninde kullanacağı kelimeleri seçerken titiz davranır ve bir uyum sağlamak için çaba gösterir. Şiirsel metinlerde kullanılan edebi sanatlar, metaforlar, imgeler ve çağrışımlar, bu işlevin temel unsurlarındandır. Bu tür metinlerde dil, yalnızca bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda duygusal ve estetik bir deneyim sunar.

Şiirsel (Sanatsal) İşlev Örnekleri

  • “Zamanın akışında demir alma zamanı geldiğinde, meçhul bir gemi bu limandan ayrılır.”

    Bu dizede, zaman ve ayrılış temaları, sanatlı bir dille ifade edilmiştir. Şair, demirin alınma zamanını ve geminin meçhule gitmesini sanatsal bir şekilde betimlemektedir.

  • KIR UYKUSU

    Ne kadar huzur dolu bir yaz uykusudur kırların içinde uyumak!

    Ufukta bulutlar, beyaz bir yumak gibi görünüyor,

    Ağaçlar derin bir hayal alemine dalmış,

    Saçlarındaki yeni beyaz tellerle, yaşlılık izlerini gösteriyor.

    Baş, yorgunluktan yeşil otlara yaslanmış,

    Gözler, bulutlara dalmış bir şekilde, uzanıyor.

    Öğle vakti bu uyku aralıklı bir rahatlama gibidir,

    Temiz hava, sanki bir kanat gibi hafif ve ılıktır.

    Zaman, ruhun derinliklerinde ne varsa, hepsini dindirir,

    Yüzlerde ise, buğulu bir örtü gibi hafif bir sis belirir.

    Sıcaklık içinde yaz kokuları erirken,

    Ne kadar huzur vericidir, kır uykuları!

    (Ahmet Kutsi Tecer)

Bu örneklerde, dilin şiirsel işlevi, iletişimin estetik yönüne ve sanatsal tasvirlerine odaklanarak okuyucuya duygusal bir deneyim sunar. Şairin seçtiği kelimeler ve kullanılan imgeler, metnin sanatsal değerini artırır ve okuyucunun metne duygu ve estetik açıdan yaklaşmasını sağlar.


Örneklerle Dilin Kanalı Kontrol İşlevi Açıklaması

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 2 dakika

Dilin kanalın iletiyi doğru bir şekilde iletme işlevini kontrol etme rolü, özellikle iletişimin etkinliğini sağlamak amacıyla kullanılır. Bu işlev, iletişimin akışını ve kalitesini denetlemek için gönderici ile alıcı arasındaki kanalın uygun olup olmadığını değerlendirir. İletişim sürecinde herhangi bir kopukluk, yanlış anlama ya da teknik sorun olup olmadığını belirlemek önemlidir. Kanalın kontrolü, genellikle soru cümleleri ile yapılır ve bu sorular genellikle evet veya hayır cevabı gerektirir. Özellikle törenlerde, toplantılarda, vaazlarda ve eğitim bağlamlarında bu işlev sıkça kullanılır.

Kanalı Kontrol İşlevi Örnekleri

  • Bir öğretmen, törende bulunan kişilere: “Sesim sizlere ulaşıyor mu?” (Cevap evet ya da hayır olabilir.)

    Bu soru, öğretmenin sesinin tören katılımcıları tarafından duyulup duyulmadığını anlamak için sorulur.

  • Bir vaiz, cami cemaatiyle: “Dışarıda kalanlar, sesimi net bir şekilde işitebiliyor musunuz?” (Cevap evet ya da hayır olabilir.)

    Burada, vaizin sesinin camideki herkes tarafından duyulup duyulmadığını kontrol etmek amacıyla sorulur.

  • Bir öğretmen, sınıftaki öğrencilere: “Üzerinde çalışmanız gereken konulara çalıştınız mı?” (Cevap evet ya da hayır olabilir.)

    Bu soru, öğretmenin öğrencilerin verilen konular üzerinde çalışıp çalışmadığını öğrenmek için kullanılır.

Bu örneklerde, dilin kanal kontrol işlevi kullanılarak iletişimin etkinliğinin sağlanıp sağlanmadığı değerlendirilir. Her bir örnekte, sorulan soru ile kanalın durumu hakkında bilgi edinilmekte ve iletişimin düzgün bir şekilde devam edip etmediği belirlenmektedir. Bu işlev, dilin iletişim sürecinde etkinliğini korumak ve her şeyin düzgün bir şekilde ilerlediğinden emin olmak için kritik bir rol oynar.


Örneklerle Dilin Alıcıyı Harekete Geçirme İşlevi Açıklaması

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 5 dakika

Dilin bu işlevinde, amacın alıcıyı bir eyleme yönlendirmek olduğu görülür. Burada, hedef kitle üzerinde bir davranış değişikliği sağlamak hedeflenir. Politik kampanyalar, reklamlar, broşürler ve “veda hutbesi” gibi metinler, alıcıyı harekete geçirme işlevinin tipik örneklerindendir.

Alıcıyı Harekete Geçirme İşlevi Örnekleri

  • Çocuklar, tören başlamak üzere, hemen aşağıya inmenizi rica ediyorum!

    Bu cümlede, çocukların acilen belirli bir yere gitmeleri istenmektedir.

  • Değerli vatandaşlar! Lütfen toplanın, dinleyin ve katılın!

    Burada, bir grup insanın bir araya gelmesi ve belirli bir etkinliğe katılmaları yönünde bir çağrı yapılmaktadır.

  • Evimizi acilen boşaltmamız gerekiyor!

    Evden hemen ayrılmayı gerektiren acil bir durumu ifade eder.

Veda Hutbesi

  • Ey insanlar! Lütfen sözlerimi dikkatle dinleyin! Bilmelisiniz ki, bu yıl bir daha sizinle burada buluşmam mümkün olmayabilir.

    Burada dinleyicilere, söylenenlerin önemini kavrayarak dikkatle dinlemeleri gerektiği vurgulanmaktadır.

  • Ey topluluk! Bugünleriniz, aylarınız ve bu şehir, ne kadar mukaddes ve kutsalsa, canlarınız, mallarınız ve namuslarınız da o kadar korunmaya değer ve kutsaldır.

    Bu ifade, topluluğun değerlerine ve haklarına ne kadar önem verildiğini belirtir, onları korumaya yönelik bir uyarıdır.

  • Ey dostlar! Rabbinize kavuşacağınız gün yakındır. O gün, yaptıklarınızdan sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapkınlıklara dönmeyin ve aranızda kargaşaya neden olmayın. Bu öğütlerimi burada olanlar, bulunmayanlara iletsin.

    Burada, alıcıları doğru davranışlar sergilemeleri konusunda uyaran bir mesaj verilmektedir.

  • Ey topluluk! Her kimde bir emanet varsa, onu derhal sahibine teslim etsin. Bilin ki, faizlerin tüm türleri kaldırılmıştır ve ilk kaldırdığım faiz de amcam Abbas’a ait olanıdır. Ancak anaparanız size aittir, ne zulmedin ne de zulme uğrayın.

    Emanetlerin iadesi ve faizlerin yasaklanması hakkında bilgi verirken, adaletli ve dürüst davranmaları gerektiği konusunda bir çağrı yapılmaktadır.

  • Ey insanlar! Şeytan, bu topraklarda tapınmaktan tamamen ümidini kesti. Ancak, küçük bir hatada bile ona uyarsanız, bu onu mutlu edecektir. Dinimizi korumak için bu tür hatalardan kaçının.

    Dinin korunmasına yönelik bir uyarı ve dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgi verilmektedir.

  • Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu konuda Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu sizin için helal kıldınız. Kadınların hakları, sizin onları yatağınıza sokmamanız ve izniniz olmadan evinize kimseyi almamalarıdır.

    Kadın haklarına saygı gösterilmesi ve adil davranılması yönünde bir öneri ve uyarıda bulunulmaktadır.

  • Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum: Allah’ın kitabı Kur’an ve Peygamberinin sünneti. Bu emanetlere sarıldığınız sürece doğru yolda kalırsınız.

    Dinî değerlerin korunması ve bu değerler doğrultusunda yaşamanın önemine dikkat çekilmektedir.

  • Ey müminler! Sözlerimi dikkatle dinleyin ve iyi anlamaya çalışın. Müslümanlar birbirlerinin kardeşidir ve Müslümanların kanı ve malı birbirlerine helal değildir, ancak gönül rızası ile verilenler hariçtir.

    Müslümanlar arasındaki kardeşlik ve mal paylaşımı konularında net bir açıklama yapılmaktadır.

  • Ey insanlar! Yarın sizden hesap sorulacak; o zaman ne cevap vereceksiniz? Sahabe-i kiram hep bir ağızdan, ‘Allah’ın elçiliğini yerine getirdiniz, vazifenizi hakkıyla yaptınız, bize öğütlerde bulundunuz,’ diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamberimiz, ‘Şahit ol Yarab!’ diyerek bu şahitliği yeminle teyit etti.

    Burada, bir sorumluluğun yerine getirilip getirilmediği konusunda son bir uyarı ve doğrulama yapılmaktadır.

Bu örnekler, alıcıyı harekete geçirme işlevinin çeşitli şekillerde nasıl uygulanabileceğini ve dinleyiciyi belirli bir eyleme yönlendirmek için dilin nasıl kullanıldığını gösterir.


Örneklerle Dilin Göndergesel İşlevi Açıklaması

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 2 dakika

Göndergesel dil işlevi, dilin temel amacını bilgi aktarmak olarak belirler. Bu işlevde dil, göndergenin doğru ve eksiksiz bir şekilde yansıtılması için kullanılır. Göndergesel işlevde nesnellik ön plandadır; yani bu işlev, gözlemlenebilir ve doğruluğu bilimsel ya da deneysel yöntemlerle test edilebilen bilgileri içerir. Duygusal ve öznel unsurlar bu işlevin içinde yer almaz. Dil, daha çok süsten uzak, dolambaçsız ve mecazdan kaçınılan bir biçimde kullanılır. Cümleler genellikle kısa, açık ve anlaşılırdır. Öğretici metinler, ansiklopediler ve kullanma kılavuzları, göndergesel işlevin en iyi örneklerini sunar.

Göndergesel İşlev Örnekleri

  • Hava, çeşitli gaz karışımlarından oluşan bir bileşendir. Burada, havanın kimyasal bileşenleri hakkında net ve bilimsel bilgi verilmektedir.
  • Bir nesnenin gerçek değeri, ona ihtiyaç duyulduğunda anlaşılır. Bu cümle, bir şeyin gerçek kıymetinin yalnızca gerekli olduğunda anlaşılabileceğini ifade eder.
  • İstanbul, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir. Bu cümlede, İstanbul’un fethi tarihi ve ilgili kişi belirtilerek tarihsel bir bilgi verilmektedir.
  • Türkiye, coğrafi olarak yedi farklı bölgeye ayrılmıştır. Türkiye’nin coğrafi bölgelere ayrılması hakkında somut bilgi sunar.
  • Tiyatro, sahne sanatları kategorisinde yer alan bir sanat formudur. Tiyatronun tanımı ve sınıflandırması hakkında açıklama yapılmaktadır.
  • Türkiye’nin başkenti, resmi olarak Ankara’dır. Türkiye’nin başkenti hakkında doğrulanabilir bilgi sunulmaktadır.
  • Tarih, geçmişteki insan topluluklarının faaliyetlerini zaman ve yer belirterek, sebep-sonuç ilişkileri çerçevesinde inceleyen bir bilim dalıdır. Tarih biliminin tanımı ve kapsamı hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir.

Bu tür bilgiler, çeşitli alanlarda temel bilgileri aktarmak için kullanılır ve nesnel, doğrulanabilir verileri içerir.


Cümlenin Öğelerini Bulurken Bunlara Dikkat Edin

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 9 dakika

Cümlenin öğeleriyle ilgili en önemli noktalardan biri, öğelerin doğru bir şekilde ayrılmasıdır. Cümlenin öğeleri belirlenirken bazı özel yapılar, örneğin tamlamalar, ikilemeler, deyimler, kelime grupları ve birleşik fiiller bölünmemelidir. Bu gruplar, cümlede bir bütün olarak ele alınmalı ve parçalanmadan değerlendirilmelidir. Özellikle deyimlerin yüklem olarak kullanıldığı durumlarda bu hata oldukça sık yapılır. Öğelerin doğru ayrımı, anlamın korunması için kritik öneme sahiptir.

Örnekler:

  • Mustafa’nın en yakın dostu eve geldi.
    (Özne bir isim tamlamasından oluşmuştur ve bu nedenle parçalanmaz.)
  • Ayşe yavaş yavaş konuşmaya başladı.
    (Zarf tümleci bir ikilemeden oluşmuş olup, bu ikileme bölünmeden yazılır.)
  • Olanları duyunca Ali küplere bindi.
    (Yüklem bir deyimden oluştuğu için parçalanmaz.)
  • Fatma, tüm bu fedakârlıkları senin için yaptı.
    (Zarf tümleci bir edat grubundan oluşmuş olup, bölünmeden kullanılır.)
  • Ahmet kendisine sataşanları umursamadan toplantıya hitap ediyordu.
    (Yüklem birleşik yapılı bir fiilden oluşmuştur, bu yüzden bu yapı bölünmemelidir.)
  • Çalışkan ve dürüst bireyleri herkes takdir eder.
    (Belirtili nesne sıfat tamlamasından oluşmuş olup, bu nedenle ayrılmadan kullanılır.)

Cümlede Yüklem Dışındaki Öğelere Soru Sormamak

Cümlenin öğeleriyle ilgili bir diğer önemli özellik, cümlede yüklem dışındaki öğelere soru yöneltilmemesidir. Öğeleri bulurken sorular sadece yükleme yönelik sorulmalıdır. Yüklem dışındaki öğelere soru sorulması, cümlenin anlamını bozabilir veya yanlış öğeyi bulmamıza neden olabilir.

Örnek:

  • Bu kitabı dün Ahmet kütüphanede okudu.
    (Cümledeki sorular yalnızca “okudu” yüklemine yöneliktir.)

    Soru:

    • Kim okudu?
    • Nerede okudu?
    • Ne zaman okudu?
    • Neyi okudu?

Hitaplar, Ünlemler ve Bağlaçlar Cümle Öğesi Sayılmaz

Hitaplar, ünlemler ve bağlaçlar cümlenin bir öğesi olarak kabul edilmezler. Bunlar, cümle dışı unsurlar olarak değerlendirilir.

Örnekler:

  • Fakat beni anlamıyorsun.
    (Bağlaç, cümle dışı unsurdur.)
  • Sevgili babacığım, seni çok özledim.
    (Hitap, cümle dışı unsurdur.)
  • Of, söylediklerimi unuttum!
    (Ünlem, cümle dışı unsurdur.)
  • Aman tanrım, her şeyi unuttum!
    (Ünlem, cümle dışı unsurdur.)

Öğelerde Sözcük Sayısı Önemli Değildir

Bir cümlenin öğeleri, tek bir kelimeden ya da birden fazla kelimeden oluşabilir. Öğelerin uzunluğu, onların cümledeki işlevini değiştirmez.

Örnekler:

  • Ali, dün bize geldi.
    (Cümledeki öğeler, tek bir sözcükten oluşmaktadır.)
  • Ali’nin ablası, okuldaki öğrencilere kulak misafiri oldu.
    (Burada öğeler birden fazla sözcükten meydana gelmiştir.)

Cümlenin Öğeleri Bulunurken Belirli Bir Sıra İzlenmelidir

Cümlede öğeleri bulurken, belirli bir sıralamaya dikkat edilmelidir. İlk olarak yüklem tespit edilir, ardından özne belirlenir. Sonrasında nesne ve tümleçler bulunur. Yüklemden sonra özne bulunmazsa, “Ne?” sorusu hem özne hem de belirtisiz nesne için ortak kullanılabileceğinden yanlış öğe tespit edilebilir.

Örnekler:

  • Kitap, en iyi arkadaştır.
    (Bu cümlede “Kitap” sözcüğü yükleme sorulan “ne” sorusuyla özne olarak bulunur.)
  • Kitap okuyorum.
    (Burada “ne” sorusu belirtisiz nesneye yöneliktir. Yüklem: okuyorum, özne: ben)

Eksiltili Cümlelerde Öğelerin Bulunması

Eksiltili cümlelerde, cümlenin normal haline dönüştürülerek öğeleri bulmak daha kolay olur. Eksiltili cümleler, eksik yükleme sahip cümlelerdir. Yüklem eksik olduğunda cümlenin anlamı ve öğeleri tam olarak tespit edilemez, bu yüzden eksik olan yüklem tamamlanarak cümle öğeleri belirlenir.

Örnek:

  • Sizi kim aradı?
  • Babam.

    (Bu cümle, “Babam aradı.” şeklinde tamamlanır ve bu şekilde öğeler bulunabilir.)


Soru Cümlelerinde Soru Anlamına Uygun Öğeler

Soru cümlelerinde, soruya verilecek cevap hangi öğe ise soru da o öğeye yöneliktir. Bu tür cümlelerde soru sözcüğünü kaldırıp yerine cümleye uygun bir kelime getirdiğimizde, hangi öğenin soru cümlesinde vurgulandığını görebiliriz.

Örnekler:

  • Soru: Kim yazdı?
    Cevap: Mustafa yazdı. (Özne)
  • Soru: Neden yazmadın?
    Cevap: Yorgun olduğum için yazmadım. (Zarf tümleci)
  • Soru: Ahmet seni ne zaman aradı?
    Cevap: Ahmet beni dün aradı. (Zarf tümleci)
  • Soru: Mehmet çarşıda kimi bekliyordu?
    Cevap: Mehmet çarşıda annesini bekliyordu. (Belirtili nesne)

Cümlede Vurgulanmak İstenen Öğeler

Cümlede vurgulanan öğe genellikle yüklemden hemen önce gelir. Vurgulanan öğe, cümlenin anlamında öne çıkan unsur olur ve cümleye dikkat çekici bir anlam katmak için bu öğe öne çıkar.

Örnekler:

  • Ali, dün okuldan arkadaşını uğurladı.
    (Bu cümlede belirtili nesne vurgulanmıştır.)
  • Ali, dün arkadaşını okuldan uğurladı.
    (Burada dolaylı tümleç vurgulanmıştır.)
  • Ali, arkadaşını dün okuldan uğurladı.
    (Bu cümlede zarf tümleci vurgulanmıştır.)

“Mi” Soru Edatıyla Yapılan Soru Cümleleri

“Mi” soru edatının kullanıldığı cümlelerde, **”mi”**den önce gelen öğeye soru yöneltilir. Bu soru edatıyla kurulan cümlelerde mi hangi öğeyi takip ediyorsa, soru da o öğeye yönelik olacaktır.

Örnekler:

  • Mustafa eve gidecek mi? (Yüklem)
  • Arkadaşlarını mı çağırmış müdür? (Belirtili nesne)
  • Dün Mustafa mı kaybolmuş? (Özne)
  • Mustafa dün mü kaybolmuş? (Zarf tümleci)
  • Evde mi unuttun kitaplarını? (Dolaylı tümleç)
  • Öğrenciler kitap mı okuyor? (Belirtisiz nesne)

Yazımı En Çok Karıştırılan Sözcükler

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 8 dakika

Yanlış / Doğru

ahçı

aşçı

abaküz

abaküs

antreman

antrenman

alış
veriş

alışveriş

ard
arda

art arda

abönman

abonman

adaktör

adaptör

amator

amatör

acitasyon

ajitasyon

alüvyön

alüvyon

anbar

ambar

bazan

bazen

beyenmek

beğenmek

bırokoli

brokoli

broşör

broşür

broj

broş

bıriyantin

briyantin

bir
kaç

birkaç

bir
çok

birçok

birşey

bir şey

bisküvit

bisküvi

biriç

briç

branj

branş

canbaz

cambaz

cant

jant

cünbüş

cümbüş

çenber

çember

çukulata

çikolata

direk

direkt

egzerzis

egzersiz

erezyon

erozyon

elektirik

elektrik

gramafon

gramofon

grayder

greyder

heralde

herhalde

hukuğa

hukuka

herkez

herkes

herşey

her şey

her
hangi

herhangi

Hıristiyan

Hristiyan

hoparlor

hoparlör

istakoz

ıstakoz

iskanto

iskonto

iskanbil

iskambil

iskapin

iskarpin

karekter

karakter

kılasik

klasik

kanbur

kambur

künbet

kümbet

kiprik

kirpik

kirbit

kibrit

kontür

kontör

kıravat

kravat

kırater

krater

kıral

kral

kıraliçe

kraliçe

kıredi

kredi

kıreş

kreş

klavuz

kılavuz

kolleksiyon

koleksiyon

laboratuar

laboratuvar

orta
okul

ortaokul

orjinal

orijinal

otöbüs

otobüs

süpriz

sürpriz

tenbel

tembel

tonbul

tombul

traş

tıraş

traktor

traktör

tranvay

tramvay

makina

makine

minübüs

minibüs

müracat

müracaat

müteahit

müteahhit

pantalon

pantolon

pardesü

pardösü

penbe

pembe

pıroje

proje

pilaj

plaj

prodektör

prodüktör

prejektör

projektör

proplem

problem

picama

pijama

priket

briket

pısikolog

psikolog

prefesor

profesör

pıratisyen

pratisyen

santraç

satranç

satlık

satılık

stajer

stajyer

sarmısak

sarımsak

saklanbaç

saklambaç

seyehat

seyahat

sömestr

sömestri

sıpor

spor

sünbül

sümbül

şöför

şoför

ünüversite

üniversite

ünvan

unvan

yalnış

yanlış

yanlız

yalnız


Fillerde Çatı Konusu Örnekli Anlatım

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 5 dakika

Bu metin, fiillerin özne ve nesneye bağlı olarak girdiği biçimleri, yani fiil çatısını detaylı bir şekilde ele alıyor. Bu metinde fiil çatısının iki ana grubunun nasıl incelendiği açıklanıyor: özne-yüklem ilişkisine göre fiil çatısı ve nesne-yüklem ilişkisine göre fiil çatısı. Her iki grubun da alt başlıkları ve örnekleriyle birlikte incelenmesi yapılmış.

A. Özne-Yüklem İlişkisine Göre Fiil Çatısı

Özne-yüklem ilişkisine göre fiil çatısı, öznenin eylemi nasıl gerçekleştirdiğine bağlı olarak dört grupta incelenir:

  1. Etken Fiiller: Fiilin belirttiği işi gerçekleştiren özne gerçek öznedir. Bu fiiller geçişli veya geçişsiz olabilir. Fiil kök halinde ise mutlaka etken fiildir.
    • Örnekler:
      • Mustafa, öğretmeninden notunu açıklamasını istedi. (Mustafa işin öznesidir.)
      • Annesi her zaman oğluna yardım ederdi. (Yardım etme işini gerçekleştiren annedir.)
      • Elma ağaçtan yere düşmüş. (Elma düşen nesnedir, ama özne bir nesne olabilir.)
      • Çaresizce orada bekliyordu. (Bekleyen özne gizli de olsa gerçek öznedir.)
  2. Edilgen Fiiller: Bu fiillerde gerçek özne belli değildir ve “-l, -n” ekleri ile oluşturulur. İş başkası tarafından yapılır ve nesne sözde özne olarak görev yapar.
    • Örnekler:
      • Cam kırıldı. (Camı kıran belli değildir, bu yüzden edilgen çatılıdır.)
      • Bütün bardaklar kırılmış. (Bardakları kimin kırdığı belirsizdir.)
      • Ev çok ucuz bir fiyata satıldı. (Evi kimin sattığı bilinmemektedir.)
  3. Dönüşlü Fiiller: Özne hem işi yapan hem de işten etkilenendir. Şekilce öznesi etken, yüklemi edilgen fiillerdir.
    • Örnekler:
      • Hatice aynanın karşısında saatlerce süslendi. (Özne hem süslenir hem de süslenir.)
      • Ali havuzu görünce hemencecik soyundu. (Soyunma işini gerçekleştiren kişidir, ama işle ilgili dönüşüm söz konusudur.)
  4. İşteş Fiiller: İşin karşılıklı veya birlikte yapıldığını belirtir. “-ş” eki ile oluşturulur.
    • Örnekler:
      • Arkadaşıyla ayrılmasına rağmen yıllarca mektuplaştı. (Karşılıklı yapılan iş.)
      • Kuşlar bize küsmüşçesine uzak diyarlara uçuştu. (Birliktelik anlamında.)

B. Nesne-Yüklem İlişkisine Göre Fiil Çatısı

Nesne-yüklem ilişkisine göre fiil çatısı dört grupta incelenir:

  1. Geçişli Fiiller: Nesne alabilen fiillerdir. Bu fiiller “ne, neyi, kimi” sorularına yanıt verir.
    • Örnekler:
      • Mustafa ona arabasını sattı. (Neyi sattı? – Arabasını.)
      • Ona kırtasiyeden kitap aldım. (Ne aldım? – Kitap.)
  2. Geçişsiz Fiiller: Nesne alamayan fiillerdir. “Ne, neyi, kimi” sorularının cevabı yüklemde bulunmaz.
    • Örnekler:
      • Akşam çok geç saatte uyudu. (Neyi uyudu? – Bu soruya cevap verilemez.)
      • Herkesin gözü önünde baştan sona yandı. (Kimi yandı? – Bu soruya cevap verilemez.)
  3. Oldurgan Fiiller: Geçişsiz bir fiile “-t, -r, -dir” ekleri getirilerek fiilin geçişli hale getirilmesidir.
    • Örnekler:
      • Uyu: Uyut
      • Gez: Gezdir
  4. Ettirgen Fiiller: Geçişli bir fiilin “-t, -r, -dir” ekleriyle geçişlilik derecesinin artırılmasıdır.
    • Örnekler:
      • Al: Aldır
      • Kaz: Kazıt

Bu açıklamalar fiil çatısının temel kavramlarını ve örneklerini kapsamlı bir şekilde özetlemektedir. Eğer bu konuda daha fazla detay veya örnek arıyorsanız, size yardımcı olabilirim.


Kök – Gövde (Sözcükte Yapı)

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 8 dakika

Kök ve Gövde Kavramları

Türkçede kelimelerin yapı taşlarını anlamak için kök ve gövde kavramlarını bilmek oldukça önemlidir. Bu kavramlar, bir kelimenin anlamını ve yapısını çözümlemeye yardımcı olur. İşte bu kavramların detaylı açıklamaları:

Kök

Kök, bir kelimenin anlamlı en küçük parçasıdır. Kök, bir kelimenin üzerine ek veya takı eklenerek anlamının değişmesini sağlayan temel yapı taşıdır. Kökler genellikle bir kelimenin anlamını belirler ve diğer parçalar kökün anlamını değiştirmez, yalnızca ek bilgiler sağlar.

Örnekler:

  • gözlükgözlük
    Burada “gözlük” kelimesinin kökü **”göz”**dür. “Gözlük” kelimesine “lük” eki eklenmiştir. Yani, kök “göz” olup, ek **”lük”**tür.
  • sevgisevgi
    “Sevgi” kelimesinin kökü **”sev”**dir. Bu kelimenin sonuna “gi” eki eklenmiştir. Kök “sev” olup, ek **”gi”**dir.
  • evlievli
    “Evli” kelimesinin kökü **”ev”**dir. Burada “li” eki kökün üzerine eklenmiştir.
  • sucusucu
    “Sucu” kelimesinde “su” kökü kullanılmıştır ve bu köke “cu” eki eklenmiştir.
  • görgügör
    “Görgü” kelimesinin kökü **”gör”**dür. Burada kök olan **”gör”**e “gü” eklenmiştir.

Kök belirlenirken, bir kelimenin anlamını tam olarak yansıttığına dikkat edilmelidir. Örneğin:

  • çamlıkçamlık
    Burada “çamlık” kelimesinin kökü **”çam”**dır. “Lık” eki kökün üzerine eklenmiştir.
  • balıkbalık
    “Balık” kelimesinin anlamlı en küçük parçasını “bal” olarak düşünsek de, “bal” ve “balık” arasında bir anlam ilişkisi bulunmadığı için “balık” kelimesi kök halindedir.
  • baltabalta
    Benzer şekilde, “balta” kelimesinin anlamlı en küçük parçası “bal” olamaz. “Bal” ve “balta” arasında anlam ilişkisi bulunmadığı için “balta” kelimesi kök halindedir.

İsim Kökü

İsim kökü, isim kökleri genellikle -mak / -mek ekini almaz. İsim kökleri yalnızca isim yapım ekleri alarak yeni isimler türetirler.

Örnekler:

  • kitaplıkkitaplık
    “Kitaplık” kelimesinde “kitap” kökü bulunur ve “lık” eklenmiştir. “Kitap” köküne -mek eki eklenemez.
  • gözcügöz
    “Gözcü” kelimesinin kökü **”göz”**dür. Burada “cü” eki eklenmiştir. “Göz” köküne -mek eki eklenemez.
  • çamlıkçamlık
    “Çamlık” kelimesinin kökü **”çam”**dır. Bu kelimenin köküne -mek eki eklenemez.

Fiil Kökü

Fiil kökü, fiil kökleri -mak / -mek ekini alabilir. Fiil kökleri bu eklerle genişletilerek fiiller oluşturulur.

Örnekler:

  • gelingelmek
    “Gelin” kelimesinde “gel” kökü kullanılır. “Gelmek” fiilinin kökü **”gel”**dir ve -mek eki eklenmiştir.
  • bilimbilmek
    “Bilim” kelimesinin kökü **”bil”**dir. “Bilmek” fiilinin kökü “bil” olup, -mek eki eklenmiştir.
  • takıtakmak
    “Takı” kelimesinde “tak” kökü kullanılmıştır ve “takmak” fiilinin köküdür.
  • sevgisevmek
    “Sevgi” kelimesinin kökü **”sev”**dir. “Sevmek” fiilinin kökü **”sev”**dir ve -mek eki eklenmiştir.

Gövde

Gövde, köküne yapım eki eklenmiş haliyle oluşturulan kelimedir. Yapım eki eklenmiş kökler, yeni anlamlar ve türevler oluşturur.

Örnekler:

  • böl (kök) – üm (yapım eki) → bölüm (gövde)
    “Bölüm” kelimesinin kökü **”böl”**dür ve bu köke “üm” eklenerek “bölüm” gövdesi oluşturulmuştur.
  • sil (kök) – gi (yapım eki) → silgi (gövde)
    “Silgi” kelimesinin kökü **”sil”**dir ve “gi” eki eklenerek “silgi” gövdesi oluşturulmuştur.

Bu açıklamalar, kök ve gövde kavramlarını anlamada yardımcı olabilir. Türkçede kök ve eklerin nasıl bir araya geldiğini anlamak, dilin yapı taşlarını daha iyi kavramanızı sağlar.