Dil Göstergeleri ve Özellikleri Örnekli

Eylül 15, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

Dil göstergeleri, belirli bir nedene dayanmadan, tamamen rastgele bir biçimde gelişmiş ve oluşturulmuştur. Bu göstergeler arasında, gösteren ile gösterilen arasında doğrudan bir nedensellik ilişkisi bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, bir göstergenin anlamı ile fiziksel şekli arasında mantıklı bir bağ yoktur.

Göstergelerin Nedensizliği

Dil göstergeleri, genellikle tarihsel ve kültürel nedenlerle evrim geçirir, ancak bu evrim süreci belirli bir mantık veya nedensellik ilişkisiyle açıklanamaz. Örneğin, Türkçede “öğrenci” olarak adlandırdığımız kişi, İngilizcede “student”, Arapçada ise “talebe” olarak adlandırılır. Bu farklı isimlendirmelerin nedenleri, dilin doğuşuna ve tarihine dair derin kökenlere dayansa da, dil göstergelerinin bu tür farklılıklarının mantıklı bir izahı yoktur. Her dil kendi tarihsel ve kültürel bağlamında gelişir ve bu süreçte herhangi bir doğal nedensellik ilişkisi söz konusu değildir.

Göstergelerin Çizgiselliği

Dil göstergeleri, belirli bir çizgisel düzen içinde ortaya çıkar. Her bir sözcük, belirli ses birimlerinin birleşiminden oluşur ve bu ses birimlerinin yerleri değiştirilmeden anlamlı bir ifade elde edilemez. Örneğin, “bayrak” kelimesi, “b-a-y-r-a-k” harflerinden oluşur ve bu harflerin yerini değiştirmek, kelimenin anlamını kaybettirir. Eğer “bayrak” kelimesini “bakray” şeklinde yazarsak, kelimenin zihnimizde canlanması mümkün olmaz. Ayrıca, cümle içindeki kelimelerin yerini değiştirmek de anlam kaybına yol açar. Örneğin, “Yeni atanan öğretmenler görevlerine başladı” cümlesini “Yeni atanan öğmetrenler görevlerine başladı” şeklinde değiştirmek anlamı kaybettirir, ancak eş anlamlı kelimeler kullanılarak yapılacak değişiklikler anlamı korur.

Göstergelerin Uzlaşmaya Dayalı Oluşu

Dil göstergeleri, toplumun ortak bir anlayış ve uzlaşması üzerine kuruludur. Toplum üyeleri, belirli kelimelerin anlamlarını üzerinde anlaşmış ve bu anlamları uzun süre korumuştur. Bu nedenle, bir kelimenin anlamı zamanla değişebilir, ancak toplumun ortak kabulü sağlandığında bu değişiklikler sınırlı kalır. Örneğin, “elma” kelimesi tüm toplum tarafından aynı nesneyi ifade etmek için kullanılır ve bu anlam geniş bir toplumsal uzlaşma ile sabitlenmiştir.

Ses Değişiklikleri ile İlgili Not:

Bir dilin bazı göstergeleri zaman içinde ses değişikliklerine uğrayabilir. Örnek vermek gerekirse:

  • “Alma” kelimesinin evrimiyle “elma” biçiminde değişebilir.
  • “Ana” kelimesi zamanla “anne” olarak değişebilir.
  • “Tengri” kelimesi, tarihsel süreçte “Tanrı” şeklinde evrilebilir.

Bu tür ses değişiklikleri, dilin evrimi sürecinde meydana gelen doğal değişimlerdir, ancak bu değişiklikler bile toplumsal uzlaşmanın sağlanmasından sonra sabitlenir.


Röportaj

Eylül 15, 2024 Okuma süresi: 4 dakika

Röportaj: Tanım ve Özellikler

Röportaj, bir gazeteci veya yazarın bir kişi, kurum ya da kuruluşla yüz yüze görüşerek, kendi bakış açısına göre araştırma ve gözlem yapması, ardından bu bilgileri belgeleyip kaleme alması sürecidir. Bu tür gazetecilik, özellikle 20. yüzyılda gelişmiş ve medyanın önemli bir parçası haline gelmiştir.

Röportajın Özellikleri:

  • Yorum Katma: Röportajı yapan kişi, röportaj sırasında elde ettiği bilgileri kendi yorumlarıyla birleştirerek yazısını oluşturur.
  • Açıklık ve Sadelik: Röportaj, açık ve yalın bir dil kullanılarak okuyucuya aktarılır; anlaşılması kolay ve doğrudan olmalıdır.
  • Destekleyici Malzemeler: Röportaj, fotoğraflar ve belgelerle zenginleştirilebilir, bu da röportajın görsel ve kanıtlayıcı yönünü güçlendirir.
  • Diyalog Kullanımı: Röportajda, yapılan görüşmeler ve konuşmalar, metni dinamik hale getirmek için diyaloglar şeklinde sunulur.

Örnek Röportaj:

─ Kitaplarınız hakkında konuşmadan önce, şunu öğrenmek istiyorum: Öykü kitaplarınız sürekli olarak yayımlanıyor. Bu kadar mı üretkensiniz? ─ Hayır, aslında çok değil. Yirmi yılı aşkın bir süredir yazıyorum. Geriye dönüp baktığımda, binin üzerinde öykü yazmışım. Ayrıca, romanlar da yazdım. Her kitabımızda yirmi beş öykü yer alıyor, bu durumda mevcut öykülerimle yirmi kitap daha rahatça çıkarabilirim, yeni öykü yazmasam bile.

─ Bu öyküler nerelerde yayımlandı? ─ Çoğunluğu Akbaba dergisinde yayımlandı. Bir kısmı da diğer dergi ve gazetelerde yer aldı. Bu öyküleri gözden geçirip gerekli düzeltmeleri yapıyorum.

─ İçeriğinde mi yoksa biçiminde mi değişiklik yapıyorsunuz? ─ Daha çok dil ve anlatımında değişiklik yapıyorum. Son kitabımda, yirmi yıl önce yazılmış öyküler bile yer alıyor. O dönemde eleştirdiğim veya alay ettiğim konuların, zamanla aynı şekilde kaldığını görüyorum. Bu nedenle, bu eski konuları günümüzde de rahatlıkla kullanabiliyorum. (Muzaffer İzgü ile Röportaj, H. Çetinkaya, Cumhuriyet, 19.08.1981)

Ek Röportaj Örnekleri:

  • “Sanat ve Edebiyat Üzerine Bir Sohbet”
    ─ Sanat dünyasında geçirdiğiniz uzun süre boyunca hangi değişiklikleri gözlemlediniz?
    ─ Sanat dünyası sürekli değişim içinde, yeni akımlar, teknikler ve düşünceler sürekli olarak ortaya çıkıyor. Özellikle dijital çağla birlikte, sanat üretimi ve paylaşımı da büyük bir dönüşüm yaşadı. Geleneksel yöntemlerle modern yöntemler arasında bir köprü kurmaya çalışıyorum.
  • “Bir Bilim İnsanıyla Söyleşi”
    ─ Araştırmalarınızda en çok hangi konulara odaklanıyorsunuz?
    ─ Bilimsel araştırmalarımda, genellikle çevre ve iklim değişikliği üzerine yoğunlaşıyorum. Bu alan, gelecekteki çevresel sorunları anlamak ve çözüm yolları geliştirmek açısından kritik önem taşıyor. Verilerimiz, iklim değişikliğinin etkilerini anlamamıza yardımcı oluyor.

Bu örnekler, röportaj türündeki yazıların nasıl düzenlenebileceğine dair fikirler sunar ve röportajın temel özelliklerini yansıtır.


Sıfatlarda Küçültme, Pekiştirme, Derecelendirme

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 4 dakika

Sıfatlarda Anlam Özellikleri

Sıfatlarda Küçültme:

Sıfatlarda küçültme, belirli ekler eklenerek yapılır ve bu ekler, sıfatların anlamını küçültür. Küçültme işlemi genellikle -cik, -cük, -ce, -imsi, -imtırak ekleriyle gerçekleştirilir. Bu ekler, tamlanan isimlerin anlamlarını küçültür veya yumuşatır. İşte bazı örnekler:

  • Küçük serçeKüçücük serçe: Burada “küçücük” sıfatı, serçenin “çok küçük” olduğunu ifade eder.
  • İri kediİrice kedi: “İrice” sıfatı, kedinin “iriye yakın” olduğunu belirtir.
  • Yeşil kazakYeşilimsi kazak: “Yeşilimsi” sıfatı, kazanın “yeşile yakın” bir renkte olduğunu gösterir.

Sıfatlarda Pekiştirme:

Sıfatlarda pekiştirme, niteleme sıfatlarının anlamını kuvvetlendirmek amacıyla yapılır. Bu pekiştirme iki temel şekilde gerçekleştirilir:

  1. Pekiştirme Harfleri ile: Sıfatın ilk hecesine “p, r, s, m” harflerinden uygun olanı eklenip sıfat ile birleştirilir.
    • SiyahSimsiyah: Burada “simsiyah” sıfatı, rengin “tamamen siyah” olduğunu belirtir.
    • TemizTertemiz: “Tertemiz” sıfatı, şeyin “çok temiz” olduğunu ifade eder.
    • MaviMasmavi: “Masmavi” sıfatı, rengin “tamamen mavi” olduğunu gösterir.
  2. İkileme Yoluyla: Sıfatın iki kez tekrarlanması ile pekiştirme yapılır.
    • Mavi mavi bulutlar: Burada “mavi mavi” ifadesi, bulutların “tam anlamıyla mavi” olduğunu belirtir.
    • Çeşit çeşit elbiseler: “Çeşit çeşit” sıfatı, elbiselerin “birbirinden farklı” olduğunu ifade eder.
    • Tatlı tatlı incirler: “Tatlı tatlı” ifadesi, incirlerin “çok tatlı” olduğunu vurgular.

Sıfatlarda Derecelendirme:

Sıfatların derecelendirilmesi, çeşitli sözcüklerle yapılır ve sıfatın anlamını artırır veya azaltır. Derecelendirme genellikle “en, çok, daha, pek” gibi kelimelerle sağlanır.

  • Bu kitap daha güzel: “Daha güzel” ifadesi, kitabın “şu anki durumundan daha güzel olduğunu” belirtir.
  • En hızlı hayvan çita: “En hızlı” sıfatı, çitanın “tüm hayvanlar arasında en hızlı” olduğunu gösterir.
  • Çok sevimli bir bebek: “Çok sevimli” ifadesi, bebeğin “büyük ölçüde sevimli” olduğunu ifade eder.

Nesnel ve Öznel Cümle Örnekleri Açıklamalı

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 19 dakika

Nesnel Cümlelere Örnekler

  1. Tiyatro, bir sahne sanatıdır.
    • Burada “Tiyatro” kelimesi, belirli bir sahne sanatını temsil etmez; genel bir sanat dalını ifade eder.
  2. İstanbul, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir.
    • “İstanbul” ve “Fatih Sultan Mehmet” belirli bir yer ve kişiyi ifade eder, olay ise belirli bir tarihi gerçeği belirtir.
  3. Modernizm, aydınlanma düşüncesinin ilkelerini benimsemiştir.
    • “Modernizm” belirli bir akımı ifade eder ve bu akımın temel prensipleri üzerinde durur.
  4. Demokrasi, halkın kendi kendini yönetme biçimidir.
    • “Demokrasi” terimi, belirli bir yönetim biçimini tanımlar.
  5. Güneş sistemindeki en büyük gezegen, Jüpiter’dir.
    • “Güneş sistemindeki en büyük gezegen” ifadesi, belirli bir gezegeni, yani Jüpiter’i tanımlar.
  6. Ziya Osman Saba, 30 Mart 1910’da İstanbul‘da doğmuştur.
    • “Ziya Osman Saba” ve “İstanbul” belirli kişiyi ve yeri ifade eder.
  7. Karabibik adlı eseri Nabizade Nazım tarafından yazılmıştır.
    • “Karabibik” ve “Nabizade Nazım” belirli bir eseri ve yazarı ifade eder.
  8. Bir kişinin gezip gördüğü yerleri, bu yerlerle ilgili edindiği bilgi ve izlenimleri anlattığı yazı türüne gezi yazısı denir.
    • “Gezi yazısı”, belirli bir yazı türünü tanımlar.
  9. Dadaloğlu, Türkmen aşiretlerinin yerleşik hayata geçmesine karşı şiirleriyle itiraz etmiştir.
    • “Dadaloğlu” belirli bir kişiyi ve onun şiirlerini ifade eder.
  10. Hücre, canlıların en küçük yapı birimidir.
    • “Hücre” belirli bir biyolojik terimi tanımlar.
  11. Opera ve bale, Batılı anlamda tiyatro türleri arasında yer alır.
    • “Opera” ve “bale”, belirli tiyatro türlerini ifade eder.
  12. Aziz Sancar, Türk doktor, akademisyen, biyokimyager ve moleküler biyologdur.
    • “Aziz Sancar” ve onun unvanları belirli bir kişiyi tanımlar.
  13. İş, oluş veya hareketi bir kip ve kişiye bağlayarak anlatan sözcüklere fiil denir.
    • “Fiil” terimi, belirli bir dil bilgisi terimini tanımlar.
  14. Yabancı dilde yazılmış bir eseri, yerli isimlerle yaşama uydurma yoluyla çevirme işlemine adaptasyon denir.
    • “Adaptasyon” belirli bir çeviri işlemine verilen isimdir.
  15. Meddah, 17. yüzyıldan itibaren gelişmiş tek kişilik bir gösteri sanatıdır.
    • “Meddah” belirli bir tür gösteriyi ifade eder.
  16. Tiyatroda sahneyi eserin konusuna göre döşeyip hazırlamada kullanılan eşyanın genel adı dekor’dur.
    • “Dekor” terimi belirli bir tiyatro öğesini tanımlar.
  17. Dize, bir nazım birimidir.
    • “Dize” terimi, belirli bir şiir birimini ifade eder.
  18. Arif Nihat Asya, Örçünlü Köy Okulu’nda eğitimine başlamıştır.
    • “Arif Nihat Asya” ve “Örçünlü Köy Okulu” belirli bir kişiyi ve eğitim kurumunu ifade eder.
  19. Kostüm, sinema ve tiyatroda rol gereği giyilen kıyafetlerin genel adıdır.
    • “Kostüm” belirli bir kıyafet türünü ifade eder.
  20. Meddah, müzikli bir halk tiyatrosudur.
    • “Meddah” belirli bir halk tiyatrosunu tanımlar.
  21. Anatomi, canlıların yapı ve düzenini inceleyen bilim dalıdır.
    • “Anatomi” belirli bir bilim dalını ifade eder.
  22. Opera, müzik eşliğinde söylenen şarkılı oyunlardır.
    • “Opera” belirli bir tür şarkılı oyunu ifade eder.
  23. Masal, olağanüstü olayların anlatıldığı bir yazınsal türdür.
    • “Masal” belirli bir yazınsal türü tanımlar.
  24. Türkçede ek ve kök kavramlarını yeni işledik.
    • “Ek” ve “kök” belirli dil bilgisi terimleridir.
  25. Tuluat, yazılı metne dayanmayan, hazırlıksız olarak sahnede akla gelen sözlerle oynanan oyuna denir.
    • “Tuluat” belirli bir tür tiyatral performansı ifade eder.
  26. Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904’te İstanbul’da Maraşlı bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur.
    • “Necip Fazıl Kısakürek” ve “İstanbul” belirli bir kişiyi ve doğum yerini ifade eder.
  27. Ahmet Hamdi Tanpınar, lise eğitimini Antalya’da tamamlamıştır.
    • “Ahmet Hamdi Tanpınar” ve “Antalya” belirli bir kişiyi ve yerini tanımlar.
  28. Yahya Kemal Beyatlı, İstanbul ile ilgili düşüncelerini “Aziz İstanbul” adlı eserinde kaleme almıştır.
    • “Yahya Kemal Beyatlı” ve “Aziz İstanbul” belirli bir yazar ve eseridir.
  29. Ahmet Hamdi Tanpınar, “Beş Şehir” adlı deneme kitabında Ankara, Erzurum, Bursa, Konya ve İstanbul şehirlerini ele alır.
    • “Ahmet Hamdi Tanpınar” ve “Beş Şehir” belirli bir yazar ve kitabı ifade eder.
  30. Gazete ile doğmuş bir yazı türü olan makale, Tanzimat Dönemi’nde Türk edebiyatına dahil olmuştur.
    • “Makale” belirli bir yazı türünü ifade eder.
  31. Deneme kavramı, ilk kez 16. yüzyılda Montaigne tarafından kullanılmıştır.
    • “Deneme” belirli bir türü ve ilk kullanıcısını tanımlar.
  32. Gliserol, lipitlerin yapısında bulunan üç karbonlu bir alkoldür.
    • “Gliserol” belirli bir kimyasal bileşeni ifade eder.
  33. İki nokta arasında sadece bir doğru geçebilir.
    • Bu geometrik ilke, belirli bir matematiksel gerçeği ifade eder.
  34. Sarı Naciye oyunu, üç perdeden oluşmaktadır.
    • “Sarı Naciye” belirli bir tiyatro eserini tanımlar.

Öznel Cümlelere Örnekler

  1. En güçlü insan, kendisine hâkim olan kişidir.
    • Burada “en güçlü” ifadesi öznel bir değerlendirmeyi temsil eder.
  2. Felaketlerin üstünde dimdik duran insan, soylu ve cesurdur.
    • Bu cümlede, “soylu ve cesur” nitelikleri kişisel bir yorumdur.
  3. Güzel ahlak, en iyi dosttur.
    • “En iyi dost” ifadesi, kişisel bir değerlendirmeyi yansıtır.
  4. Tecrübe, öğretmenlerin en iyisidir ama okul masrafları ağırdır.
    • “En iyisi” ifadesi öznel bir değerlendirmedir.
  5. Yüz, fikirlerin tatlı bir fihristidir.
    • “Tatlı fihrist” ifadesi, kişisel bir değerlendirmeyi temsil eder.
  6. Güzel, şirin bir yerdir Edremit.
    • “Güzel ve şirin” nitelendirmeleri kişisel bir görüşü ifade eder.
  7. Tiyatro, edebiyat tarihimizde herkesin beğendiği bir türdür.
    • “Herkesin beğendiği” ifadesi öznel bir genelleme yapar.
  8. Bu doyumsuz eser, elbette herkesin beğenisini kazanır.
    • “Doyumsuz” ve “herkesin beğenisi” öznel değerlendirmeleri içerir.
  9. Yazar, bu karışık konuyu büyük bir ustalıkla işlemiştir.
    • “Büyük bir ustalık” ifadesi kişisel bir yorumdur.
  10. Dinlemeyi öğrenin, bazı fırsatlar kapıyı hafif tıklatır.
    • “Hafif tıklatır” ifadesi öznel bir anlatımı temsil eder.
  11. Doğa, her yaprağında en derin yazılar olan biricik kitaptır.
    • “En derin yazılar” ifadesi kişisel bir yorumdur.
  12. Türkiye’nin en güzel şehri Ankara’dır.
    • “En güzel şehir” ifadesi kişisel bir değerlendirmedir.
  13. Duyan bir kalp için ölümden de beter dertler vardır.
    • “Daha beter dertler” ifadesi öznel bir değerlendirmedir.
  14. Dünyanın en tehlikeli yaratığı sadece hukuk bilen hukukçudur.
    • “En tehlikeli yaratık” ifadesi kişisel bir görüşü ifade eder.
  15. Romanın en etkili tarafı anlatımıdır bence.
    • “En etkili taraf” ifadesi öznel bir değerlendirmedir.
  16. Tasasız insanlar hayatı daha iyi yaşar.
    • “Daha iyi yaşar” ifadesi öznel bir yorum yapar.
  17. En akıllı insanlar, gelecek kaygısı taşımayanlardır.
    • “En akıllı insanlar” ifadesi kişisel bir görüşü ifade eder.
  18. Bahçemizin en çekici tarafı, çam ağaçlarının bulunduğu yerdir.
    • “En çekici taraf” ifadesi kişisel bir yorumdur.
  19. Şehrin en büyüleyici tarafı sessizliğiydi.
    • “En büyüleyici taraf” ifadesi öznel bir değerlendirmedir.
  20. Türkiye’nin en güzel kışları Erzurum’da yaşanır.
    • “En güzel kışlar” ifadesi kişisel bir görüşü yansıtır.
  21. İçerik, bir kitabın en ilginç özelliğidir.
    • “En ilginç özellik” ifadesi öznel bir değerlendirmedir.
  22. Bir yazarın üslubu, kişiliğini ortaya koyan en önemli ölçüttür.
    • “En önemli ölçüt” ifadesi kişisel bir değerlendirmeyi içerir.
  23. Okulun en güzel yılları genellikle ilk yıllardır.
    • “En güzel yıllar” ifadesi öznel bir görüşü ifade eder.
  24. Yüzmek, futboldan her zaman daha eğlencelidir.
    • “Her zaman daha eğlenceli” ifadesi kişisel bir değerlendirmedir.
  25. Şiir kitapları, romanlardan daha etkileyici olduğu için daha çok okunur.
    • “Daha etkileyici” ifadesi öznel bir görüşü yansıtır.
  26. Bahar mevsimi, mevsimlerin en şirinidir.
    • “En şirin mevsim” ifadesi kişisel bir değerlendirmedir.
  27. Renklerin en can alıcı olanı her zaman kırmızıdır.
    • “En can alıcı renk” ifadesi öznel bir değerlendirmedir.
  28. Açık yürekle konuşan düşman, içten pazarlıklı düşmandan daha iyidir.
    • “Daha iyi” ifadesi kişisel bir yorum yapar.
  29. Adaletsizlik eden, adaletsizliğe uğrayandan daha mutsuzdur.
    • “Daha mutsuz” ifadesi kişisel bir değerlendirmeyi ifade eder.
  30. Af, insanlık dilinin en tatlı kelimesidir.
    • “En tatlı kelime” ifadesi kişisel bir değerlendirmedir.
  31. Affedilmenin verdiği ıstırap kadar kötü bir şey olamaz.
    • “En kötü şey” ifadesi kişisel bir görüşü ifade eder.
  32. Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır.
    • “İyi insanların intikamı” ifadesi kişisel bir görüşü içerir.
  33. Affın en güzeli, hasmını ezmeye muktedir iken yapılanıdır.
    • “En güzel af” ifadesi öznel bir değerlendirmeyi ifade eder.
  34. Altın prangalar, demir olanlardan çok daha kötüdür.
    • “Çok daha kötü” ifadesi kişisel bir değerlendirmeyi ifade eder.
  35. Başkalarından en fazla şüphe edenler, en güvenilmez insanlardır.
    • “En güvenilmez insanlar” ifadesi kişisel bir görüşü yansıtır.
  36. Bir demet güzel kokulu gül, bir harman ottan daha iyidir.
    • “Daha iyi” ifadesi kişisel bir değerlendirmeyi ifade eder.
  37. Bir gram önlem, bir kilo tedaviden daha önemlidir.
    • “Daha önemli” ifadesi öznel bir değerlendirmedir.
  38. Boş bir mide, iyi bir politik danışman olamaz.
    • “İyi bir politik danışman olamaz” ifadesi kişisel bir görüşü ifade eder.
  39. Budalalar meclisinde en zarif nükte, susmaktır.
    • “En zarif nükte” ifadesi kişisel bir değerlendirmeyi yansıtır.
  40. Cahillik, dertlerimiz için etkisiz bir ilaçtır.
    • “Etkisiz ilaç” ifadesi kişisel bir değerlendirmedir.
  41. Çalışmak, en soylu iştir.
    • “En soylu iş” ifadesi kişisel bir görüşü ifade eder.
  42. Çizik bir elmas, çizik olmayan bir çakıl taşından daha iyidir.
    • “Daha iyi” ifadesi kişisel bir değerlendirmeyi ifade eder.
  43. Çölü güzel yapan, bir yerlerde su kuyusu saklıyor olmasıdır.
    • “Güzel yapan” ifadesi kişisel bir görüşü yansıtır.
  44. Değiştirilmeyen bir düzen, kötü bir düzendir.
    • “Kötü düzen” ifadesi öznel bir değerlendirmeyi ifade eder.
  45. Deney bir gözlüktür; onun sayesinde daha iyi görürüz.
    • “Daha iyi görmek” ifadesi kişisel bir değerlendirmedir.
  46. Deve kendi hörgücünü değil, komşusunun hörgücünü yanlış görür.
    • “Yanlış görmek” ifadesi kişisel bir gözlemi yansıtır.
  47. Dil yarası, ok yarasından daha şiddetlidir.
    • “Daha şiddetli” ifadesi kişisel bir değerlendirmeyi ifade eder.
  48. Dostluğu öldüren en tehlikeli silah, itimatsızlıktır.
    • “En tehlikeli silah” ifadesi kişisel bir değerlendirmedir.
  49. Kuşlar, doğa adlı annenin güzel çalgıcılarıdır.
    • “Güzel çalgıcılar” ifadesi kişisel bir yorumdur.
  50. Şiir, hem ozanın hem de yazıldığı çağın en etkili resmidir.
    • “En etkili resim” ifadesi kişisel bir değerlendirmeyi ifade eder.
  51. Tatlı sözler, şiddetli bir öfkeye karşı en tesirli ilaçtır.
    • “En tesirli ilaç” ifadesi kişisel bir değerlendirmeyi yansıtır.
  52. Dua ordusu, cephede savaşan askerden daha kuvvetlidir.
    • “Daha kuvvetli” ifadesi kişisel bir görüşü ifade eder.
  53. Duyabileceğimiz en güzel duygu, bilinmeyen karşısındaki heyecandır.
    • “En güzel duygu” ifadesi kişisel bir değerlendirmedir.
  54. Düşmanı affetmek, dostu affetmekten daha kolaydır.
    • “Daha kolay” ifadesi öznel bir görüşü ifade eder.
  55. Eğitim, yaşlılığın en iyi güvencesidir.
    • “En iyi güvence” ifadesi kişisel bir değerlendirmedir.

Bu örneklerle, nesnel ve öznel cümlelerin arasındaki farkları ve bunların nasıl ifade edildiğini daha iyi anlayabilirsiniz.


Yapım Ekleri

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 12 dakika

Yapım Eki: Yeni Sözcükler Oluşturan Ekler

Yapım ekleri, sözcüklerin köklerine eklenerek yeni anlam ve türde sözcükler oluşturan eklerdir. Bu ekler, eklenilen sözcüğün anlamını ve türünü değiştirir, bu nedenle yapım eki almış bir sözcüğe “türemiş sözcük” denir. Yapım ekleri, dilin zenginleşmesine ve ifade çeşitliliğine katkıda bulunur.

İsimden İsim Yapan Ekler

İsimden isim yapan yapım ekleri, bir isim köküne eklenerek yeni bir isim türetir. İşte bu tür eklerin bazı örnekleri:

  • -el: Bu ek, isimlere eklenerek bir nitelik veya benzerlik ifade eden isimler oluşturur.
    • örnek: “söz” → “söz-el“, “güz” → “güz-el
  • -sız: Bu ek, bir şeyin yokluğunu veya eksikliğini belirten isimler türetir.
    • örnek: “su” → “su-suz“, “para” → “para-sız“, “ev” → “ev-siz
  • -cı: Bu ek, bir nesne veya meslek ile ilgili isimler oluşturur.
    • örnek: “göz” → “göz-cü“, “yol” → “yol-cu
  • -ce: Bu ek, bir dil veya bir şeyin dilsel ifadesini belirten isimler oluşturur.
    • örnek: “Türk” → “Türk-çe“, “İngiliz” → “İngiliz-ce
  • -daş: Bu ek, ortak özellik veya ilişki belirten isimler oluşturur.
    • örnek: “karın” → “karın-daş“, “arka” → “arka-daş
  • -cık: Bu ek, küçültme veya sevimlilik anlamı taşıyan isimler türetir.
    • örnek: “söz” → “söz-cük“, “az” → “az-ı-cık
  • -lık: Bu ek, bir nesnenin veya objenin niteliğini veya işlevini belirten isimler oluşturur.
    • örnek: “kulak” → “kulak-lık“, “taş” → “taş-lık
  • -lı: Bu ek, bir yer veya insanla ilişkili özellik belirten isimler oluşturur.
    • örnek: “köy” → “köy-lü“, “Aydın” → “Aydın-lı

İsimden Fiil Yapan Ekler

İsimden fiil yapan yapım ekleri, bir isim köküne eklenerek fiil türetir. İşte bu tür eklerin bazı örnekleri:

  • -la: Bu ek, bir ismi fiile dönüştürür.
    • örnek: “su” → “su-la” (sulamak), “uğur” → “uğur-la” (uğurlamak)
  • -lan: Bu ek, bir isme eklenerek fiil oluşturan bir ektir.
    • örnek: “ev” → “ev-len” (evlenmek), “akıl” → “akıl-lan” (akıllanmak)
  • -laş: Bu ek, fiil köküne eklenerek birlikte yapma anlamı katan fiiller türetir.
    • örnek: “haber” → “haber-leş” (haberleşmek), “pay” → “pay-laş” (paylaşmak)
  • -sa: Bu ek, fiil köküne eklenerek çeşitli durumlarda kullanılır.
    • örnek: “su” → “su-sa” (susamak), “önem” → “önem-se” (önemsemek)
  • -ar: Bu ek, fiil köküne eklenerek fiil türetir.
    • örnek: “mor” → “mor-ar” (morarmak), “yaş” → “yaş-ar” (yaşarmak)
  • -al: Bu ek, fiil köküne eklenerek fiil türetir.
    • örnek: “çoğ” → “çoğ-al” (çoğalmak), “az” → “az-al” (azalmak)
  • -a: Bu ek, bir fiil türetir.
    • örnek: “yaş” → “yaş-a” (yaşamak), “tür” → “tür-e” (türemek)
  • -l: Bu ek, fiil köküne eklenerek fiil türetir.
    • örnek: “eksi” → “eksi-l” (eksilmek), “doğru” → “doğru-l” (doğrulmak)

Fiilden İsim Yapan Ekler

Fiilden isim yapan yapım ekleri, bir fiil köküne eklenerek isim türetir. İşte bu tür eklerin bazı örnekleri:

  • -enek: Bu ek, fiil kökünden isim türetir.
    • örnek: “gel” → “gel-enek” (gelenek), “gör” → “gör-enek” (görenek)
  • -ıcı: Bu ek, fiil köküne eklenerek isim türetir.
    • örnek: “yan” → “yan-ıcı” (yanıcı), “gör” → “gör-ücü” (görücü)
  • -gaç: Bu ek, fiil köküne eklenerek isim türetir.
    • örnek: “süz” → “süz-geç” (süzgeç), “yüz” → “yüz-geç” (yüzgeç)
  • -gi: Bu ek, fiil köküne eklenerek isim türetir.
    • örnek: “bil” → “bil-gi” (bilgi), “sev” → “sev-gi” (sevgi)
  • -ce: Bu ek, fiil kökünden isim türetir.
    • örnek: “düşün” → “düşün-ce” (düşünce), “eğlen” → “eğlen-ce” (eğlence)
  • -ecek: Bu ek, fiil köküne eklenerek isim türetir.
    • örnek: “iç” → “iç-ecek” (içecek), “yak” → “yak-acak” (yakacak)
  • -ın: Bu ek, fiil kökünden isim türetir.
    • örnek: “ak” → “ak-ın” (akın), “ek” → “ek-in” (ekin)
  • -ge: Bu ek, fiil kökünden isim türetir.
    • örnek: “bil” → “bil-ge” (bilge), “süpür” → “süpür-ge” (süpürge)
  • -ar: Bu ek, fiil kökünden isim türetir.
    • örnek: “yaz” → “yaz-ar” (yazar), “çiz” → “çiz-er” (çizer)
  • -ıntı: Bu ek, fiil kökünden isim türetir.
    • örnek: “çık” → “çık-ıntı” (çıkıntı), “dök” → “dök-üntü” (döküntü)

Fiilden Fiil Yapan Ekler

Fiilden fiil yapan yapım ekleri, bir fiil köküne eklenerek yeni fiiller türetir. İşte bu tür eklerin bazı örnekleri:

  • -ar: Bu ek, bir fiilden başka bir fiil türetir.
    • örnek: “çık” → “çık-ar” (çıkarmak), “kop” → “kop-ar” (koparmak)
  • -ıl: Bu ek, fiil köküne eklenerek fiil türetir.
    • örnek: “dar” → “dar-ıl” (darılmak), “gör” → “gör-ül” (görülmek)
  • -dır: Bu ek, fiil köküne eklenerek fiil türetir.
    • örnek: “gez” → “gez-dir” (gezdirmek), “boz” → “boz-dur” (bozdurmak)
  • -t: Bu ek, fiil köküne eklenerek fiil türetir.
    • örnek: “uyu” → “uyu-t” (uyutmak), “uza” → “uza-t” (uzatmak)
  • -ış: Bu ek, fiil köküne eklenerek fiil türetir.
    • örnek: “gül” → “gül-üş” (gülüşmek), “kaç” → “kaç-ış” (kaçışmak)

Bu açıklamalar, dilimizdeki yapım eklerinin işlevlerini ve nasıl kullanıldığını anlamanıza yardımcı olacaktır. Yapım ekleri, dilin zenginliğini artırarak anlamları daha doğru ve etkili bir şekilde ifade etmemizi sağlar.


Düşsel (Fantastik) Anlatım

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 14 dakika

Düşsel (Fantastik) Anlatımın Tanımı ve Özellikleri

Düşsel anlatım, olağanüstü, tamamen hayal ürünü ve kurmaca olayların dile getirildiği anlatım türüdür. Bu anlatım türü, sınırsız ve sonsuz bir hayal gücü ile oluşturulur ve genellikle fantastik özellikler içerir.

Düşsel (Fantastik) Anlatımın Özellikleri

  1. Olağanüstü Olaylar ve Karakterler: Düşsel anlatımda, olaylar, kişiler, zaman ve mekân genellikle olağanüstü ve hayal ürünü özellikler taşır. Bu anlatımda, günlük hayatın ötesinde ve gerçeklikten uzak olaylar ve varlıklar karşımıza çıkar.
  2. Hayalî Zaman: Zaman, masallarda anlatılan zamana benzer şekilde “zaman ötesi” olarak tanımlanabilir. Bu tür zaman, gerçek değil, hayali bir özellik taşır. Masallardaki gibi “evvel zaman içinde” gibi başlangıç ifadeleriyle sunulabilir. Gerçek hayatta yaşanıyormuş izlenimi vermektense, hayal gücünün bir ürünü olarak sunulur.
  3. Kurmacı Mekân: Mekân, genellikle olağanüstü olup, gerçekte var olmayan bir yer olarak tasvir edilir. Bu mekânlar, Kaf Dağı’nın arkası, cinlerin ülkesi, perilerin memleketi gibi hayalî yerler olabilir. Yani, mekân tamamen kurmacadır.
  4. Olağanüstü Karakterler: Kişiler, günlük hayatımızda karşılaşmadığımız olağanüstü varlıklardır. Kahramanlar, insanlardan hayvanlara, bitkilere ve hayali varlıklara kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Bu karakterler, vampirler, üç başlı ejderhalar, cadılar gibi hayalî varlıklar olabilir.
  5. Hayali Olaylar: Olaylar, tamamen hayalî, kurgusal ve olağanüstü özellikler taşır. Bu, anlatımın kurmaca ve sürreal olmasını sağlar.
  6. Heyecana Bağlı Dil: Düşsel anlatımda, dil, genellikle heyecana bağlı olarak kullanılır. Ayrıca, şiirsel işlev de bu anlatımda yer alabilir. Bu, anlatımın estetik ve etkileyici olmasını sağlar.
  7. Geçmiş Zaman Kipi: Anlatımda genellikle görülen ve öğrenilen geçmiş zaman kipi kullanılır. Bu, anlatımın geçmişe ait bir havada olmasını sağlar.
  8. Hayal, Varsayım ve Abartma: Hayal, varsayım, imge, mecaz ve abartma gibi öğelere bolca başvurulur. Bu, hayal gücünün sınırsızlığını ve anlatımın zenginliğini artırır.
  9. Mit ve Efsaneler: Anlatıcı, mit ve efsanelerden yararlanarak anlatımında derinlik ve özgünlük sağlar. Bu, kültürel ve tarihi ögeleri de anlatıma katar.
  10. Kurmaca Metinler: Metinler, genellikle fantastik ve kurmaca içerik taşır. Bu, düşsel unsurlar ve hayal gücünün yoğun olarak kullanıldığı metinlerdir.
  11. Motifler: Düşsel anlatımda, rüya, ayna, büyü, sandık ve anahtar gibi motiflere yer verilir. Bu motifler, gerçek ile hayali olanı ayıran unsurlar olarak kullanılır.
  12. Sanat Dallarında Kullanım: Düşsel (fantastik) anlatım, heykel, resim ve diğer sanat dallarında başvurulan bir anlatım türüdür. Bu, sanat eserlerinde hayal gücünün yansımasını sağlar.
  13. Edebiyat Türleri: Edebiyat tarihinde, düşsel anlatım fabl ve masal türlerinde ilk olarak kullanılmıştır. Ayrıca, postmodern edebiyatın bazı ürünlerinde de düşsel özellikler ön plandadır.
  14. Edebiyat Örnekleri: Düşsel (fantastik) anlatım, Yüzüklerin Efendisi, Gora, Yıldız Savaşları, ve Harry Potter gibi eserlerde örneklenmiştir. Bu eserler, hayal gücünün geniş kapsamını ve fantastik unsurları sergiler.
  15. Önemli İsimler: Dünya edebiyatında J. R. R. Tolkien ve Türk edebiyatında Nazlı Eray gibi isimler, düşsel anlatımın önemli temsilcileridir.
  16. Süper Kahramanlar: Örümcek Adam ve Süpermen gibi karakterler, düşsel (fantastik) anlatımla ilişkilendirilebilir. Bu karakterler, hayalî ve olağanüstü özellikler taşır.

Düşsel Anlatım ile Düşsel Olmayan Anlatımın Farklılıkları

  1. Mekân: Düşsel anlatımda mekân, olağanüstü ve hayalî ögeler içerir. Örneğin, gökyüzünde asılı kentler veya yeraltı periler ülkesi gibi. Düşsel olmayan anlatımda ise mekân, günlük yaşamda karşılaşılan, bilinen yerlerdir.
  2. Konu: Düşsel anlatımda konu, tamamen hayal ürünü ve olağanüstü nitelikler taşır. Düşsel olmayan anlatımda ise konu, günlük yaşamın içinde yer alan, gerçek olayları yansıtır.
  3. Kişiler: Düşsel anlatımda kişiler, olağanüstü ve hayalî varlıklar olup, günlük yaşamda karşılaşmadığımız yaratıklardır. Düşsel olmayan anlatımda ise kişiler, günlük yaşamda rastladığımız insanlardır.

Uyarı: Düşsel anlatım ile gelecekten söz eden anlatım genellikle karıştırılır. Gelecekten söz eden anlatımda anlatılanlar kesinlikle ileriki bir zamanda olur. Düşsel anlatımda ise zaman sınırlaması yoktur ve anlatılanlar “bir varmış bir yokmuş” şeklinde ifade edilir.

Düşsel (Fantastik) Anlatım ile İlgili Örnekler

Örnek 1

Yüzüklerin Efendisi’nden

Ey Elbereth yıldız yakıcısı,
Kristal eğimli yamaçlardan mücevherler gibi ışıkla parlayan,
Yukarıdaki cennetteki yıldızlı ordunun şanı!
Uzaktan baktığım uzak diyarlara,
ve şimdi de sana, Fanuilos,
sonsuz beyaza bezenmiş parlak ruha,
buradan denizin ötesine şarkı söyleyeceğim,
Rüzgârın ötesine ve denizden koparak.

Rüzgârda savrulan altın gibi yapraklar,
Ağaçların kolları kadar sayısız uzun yıllar!
Geçti yıllar hızlı yudum gibi,
Varda'nın turuncu semaları altında,
Yıldızların onun kutsal ve kraliçevari sesindeki
Şarkıya titrediği,
Batı'daki yüksek salonlardaki
Tatlı içki gibi.

Şimdi tutuşturucu Varda için, yıldızların kraliçesi,
Ellerini Bembeyaz Dağlar’dan bulutlar gibi yükseltti,
Ve her yer derin bir gölgeye büründü,
Ve gri ülkenin dışlarına karanlık uzanır,
Aramızdaki köpüren rüzgârlara,
Ve Calacirya'nın cevherleri sonsuza dek sisle kaplanır.
Şimdi kayıp, tüm bunlara Batı'dan kayıp
Valimar!

Açıklama: Bu metin, olağanüstü, tamamen hayal ürünü ve kurmaca bir düşsel anlatım örneğidir. Özellikle sarılmış kısımlar, düşsel anlatımın sınırsız ve sonsuz hayal gücü ile oluşturulduğunu göstermektedir. Metin, “gri ülke” gibi hayalî mekânlar, “ağaçların kolları kadar sayısız uzun yıllar!” gibi zaman ötesi ifadeler ve “Fanuilos” gibi olağanüstü karakterlerle doludur. Bu unsurlar, metnin fantastik ve hayalî doğasını vurgular.


Basit Zamanlı (Kipli) Fiiller Nedir? Örnekler

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 7 dakika

Basit Zamanlı (Kipli) Fiiller

Basit zamanlı fiiller, bir cümle içinde tek bir zaman bildiren fiillerdir. Yani, bir eylemin ne zaman gerçekleştiğini veya gerçekleşeceğini tek bir kip ile ifade ederler. Bu fiiller, Türkçede sıklıkla kullanılan ve temel iletişim için hayati öneme sahip fiil türlerindendir.

Basit Zamanlı Fiillerin Özellikleri:

  • Tek bir kip: Geçmiş, şimdiki veya gelecek zamanlardan sadece birini ifade ederler.
  • Net zaman belirteci: Hangi zamanı ifade ettikleri cümle içindeki yerleşimleri ve diğer sözcüklerle olan ilişkileri sayesinde açıkça anlaşılır.
  • Çekim ekleri: Fiil köklerine gelen -ir, -ar, -di, -miş gibi çekim ekleri ile zamanları belirlenir.

Basit Zamanlı Fiil Örnekleri:

  • Geçmiş Zaman:
    • Dün kitap okudum.
    • Onlar dün sinemaya gittiler.
    • Biz geçen hafta denize gittik.
  • Şimdiki Zaman:
    • Ben şimdi yemek yiyorum.
    • Sen şu an ne yapıyorsun?
    • Onlar her gün işe gidiyorlar.
  • Gelecek Zaman:
    • Yarın arkadaşımla buluşacağım.
    • Sen bu akşam ne yapacaksın?
    • Biz haftaya tatile gideceğiz.

Basit Zamanlı Fiillerin Kullanımı:

  • Haber verme: Bir olayın gerçekleştiğini veya gerçekleşeceğini bildirmek için kullanılır.
  • Durumu anlatma: Bir durumun nasıl olduğunu veya ne olacağını ifade etmek için kullanılır.
  • Soru sorma: Bir olayın ne zaman gerçekleştiğini veya gerçekleşeceğini sormak için kullanılır.

Basit Zamanlı Fiillerin Önemi:

  • Düşünceleri net ifade etme: Basit zamanlı fiiller sayesinde düşüncelerimiz daha net ve anlaşılır bir şekilde ifade edilir.
  • Zaman kavramını anlama: Bu fiiller sayesinde zaman kavramı daha iyi anlaşılır ve günlük hayatta daha etkili bir iletişim kurulur.
  • Dilbilgisi kurallarını öğrenme: Basit zamanlı fiiller, Türkçenin temel dilbilgisi kurallarını öğrenmek için önemli bir başlangıç noktasıdır.

Özetle, basit zamanlı fiiller, Türkçede en sık kullanılan fiil türlerinden biridir ve günlük konuşmalarımızda büyük bir rol oynar. Bu fiilleri doğru bir şekilde kullanmak, daha etkili bir iletişim kurmamıza yardımcı olur.

Not: Basit zamanlı fiillerin yanı sıra birleşik zamanlı fiiller de bulunmaktadır. Birleşik zamanlı fiiller, iki veya daha fazla fiil kökünden oluşur ve daha karmaşık zaman kavramlarını ifade eder.

Basit Zamanlı (Kipli) Fiiller: Tanım ve Örnekler

Basit zamanlı fiiller, yalnızca bir adet haber veya dilek-şart kipi kullanılarak çekimlenmiş fiillerdir. Bu fiiller, temel bir zaman ya da kip ekinin kullanılmasıyla oluşturulur ve daha karmaşık yapılar içermeden doğrudan anlam ifade ederler.

Örnekler:

  • Derslerine yeterince çalışmış. (Öğrenilen geçmiş zamanın bir örneği.)
  • Eve ne zaman geldi? (Görülen geçmiş zamanın bir örneği.)
  • Şu anda sizi bekliyor. (Şimdiki zamanın bir örneği.)
  • Yarın size gelecekler. (Gelecek zamanın bir örneği.)
  • Her sabah spor yapar. (Geniş zamanın bir örneği.)
  • Okula zamanında gelmelisin. (Gereklilik kipinin bir örneği.)
  • Soruları birlikte okuyalım. (İstek kipinin bir örneği.)
  • Keşke zamanında gelseniz. (Şart kipinin bir örneği.)
  • Çabucak yerinize oturun. (Geniş zamanın bir örneği, emir kipiyle.)

Bu tür fiiller, anlamın doğrudan ve açık bir şekilde ifade edilmesini sağlar, herhangi bir ek veya karmaşık yapı içermeden anlaşılır bir biçimde kullanılır.


Paragrafın Anahtar Kelimeleri

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 2 dakika

Paragrafı okumamış bir kişiye sunulduğunda, paragrafın ana fikrini doğru şekilde yansıtacak kelime ya da kelime grupları, paragrafın anahtar kelimeleri olarak adlandırılır. Bu anahtar kelimeler, paragrafın temel konusunu ve mesajını kısa ve öz bir biçimde ifade eder.

Örnek:

Öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırma çabası, onlara sadece “Oku, ne okursan oku” demek gibi yüzeysel bir yaklaşım sergilemek yerine, tıpkı yemek yemeyi sevmeyen çocuklara “Ye, ne yersen ye” demek ve onları hastalık riskiyle karşı karşıya bırakmak gibi, her iki durumda da seçici ve bilinçli olunmalıdır. Beslenme alışkanlıklarında olduğu gibi, okuma alışkanlıklarında da seçici ve faydalı kaynaklar tercih edilmelidir. Aksi halde, bir sorunu çözmeye çalışırken başka sorunlarla karşılaşabiliriz.

Paragrafın anahtar kelimelerikitap, okuma, seçici, faydalı.

Bu anahtar kelimeleri kullanarak bir cümle oluşturduğumuzda, “Okunacak kitaplarda seçici olmak, faydalı okuma alışkanlıkları geliştirmek açısından önemlidir.” gibi bir cümle, paragrafın ana fikrini özetleyen ve yansıtan bir ifade olarak ortaya çıkar. Bu nedenle, paragrafın anahtar kelimelerini seçerken, bu kelimelerin paragrafı kısaca özetleyecek ve ana fikri açıkça belirtecek nitelikte olması gerektiğine dikkat edilmelidir.


Yazımı Karıştırılan Sözcükler

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 16 dakika

Eğer yazımı karıştırılan sözcüklerin hangileri olduğunu merak ediyorsanız, doğru yerdesiniz. Bu yazımızda, çok sayıda kişi tarafından sıkça karıştırılan ve dolayısıyla yanlış yazılan kelimeleri detaylı bir şekilde ele aldık. Ayrıca, bu kelimelerin doğru yazılışlarını da açıklayarak size yardımcı olmayı amaçladık. Yazımızı inceleyerek, yazım hatalarını en aza indirgeyebilir ve doğru kullanımlar hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Günümüzde milyonlarca insan, bilgisayar, akıllı telefon, tablet ya da basit bir kağıt üzerinde sürekli olarak yazılar yazmaktadır. Örneğin, günlük olarak anlık mesajlaşma uygulamalarını kullanarak mesaj göndermekte ya da bilgisayarda kelime işlemci programları (Word gibi) kullanarak çeşitli metinler oluşturmaktaız.

Bununla birlikte, bazı kelimeler yanlışlıkla yanlış yazılmakta ve bu durum bazı kişiler tarafından doğru kabul edilmektedir. Bu yazıda, yazımı karıştırılan sözcüklerin doğru yazımları hakkında bilgi alabilir ve hatalı yazımlardan kaçınabilirsiniz.

Bu rehberde ayrıca, kelimelerin doğru yazımlarını nasıl kontrol edebileceğinizi de açıkladık. Bu yöntemi kullanarak kelimelerin doğru yazımlarını öğrenebilir ve yazım konusunda herhangi bir sorun yaşamadan metinlerinizi oluşturabilirsiniz.

Yazımı Karıştırılan Sözcükler Nelerdir?

  • Döküman (Yanlış) → Doküman (Doğru): “Doküman,” bir belgeyi ifade eder. Örneğin, “Lütfen tüm dokümanları eksiksiz teslim ediniz.”
  • İtibariyle (Yanlış) → İtibarıyla (Doğru): “İtibarıyla,” bir şeyin değerlendirilme veya özelliklerinin belirtildiği . Örneğin, “Bu değer, uzmanlar tarafından itibarıyla ölçüldü.”
  • İşbirliği (Yanlış) → İş birliği (Doğru): “İş birliği,” iki ya da daha fazla kişinin birlikte çalışmasını ifade eder. Örneğin, “Projede iş birliği yapmak önemli.”
  • Yanlız (Yanlış) → Yalnız (Doğru): “Yalnız,” tek başına olan . Örneğin, “Yalnız bir yürüyüşe çıkmak istiyorum.”
  • Herkez (Yanlış) → Herkes (Doğru): “Herkes,” tüm insanlar . Örneğin, “Herkes bu etkinliğe davetlidir.”
  • Alt yapı (Yanlış) → Altyapı (Doğru): “Altyapı,” bir sistemin temelini oluşturan yapı anlamındadır. Örneğin, “Şehirdeki altyapı çalışmaları tamamlandı.”
  • Adele (Yanlış) → Adale (Doğru): “Adale,” kas . Örneğin, “Spor yaparken adale ağrıları yaşanabilir.”
  • Aliminyum (Yanlış) → Alüminyum (Doğru): “Alüminyum,” hafif ve dayanıklı bir metaldir. Örneğin, “Bu kaplar alüminyumdan yapılmıştır.”
  • Afaroz (Yanlış) → Aforoz (Doğru): “Aforoz,” bir kişiyi topluluktan dışlama . Örneğin, “Topluluktan aforoz edilmiştir.”
  • Anotomi (Yanlış) → Anatomi (Doğru): “Anatomi,” organizmanın yapısal özelliklerini inceleyen bilim dalıdır. Örneğin, “Anatomi derslerinde insan vücudu detaylıca incelenir.”
  • Azerbeycan (Yanlış) → Azerbaycan (Doğru): “Azerbaycan,” Güney Kafkasya’da bir ülkedir. Örneğin, “Azerbaycan, zengin bir kültürel mirasa sahiptir.”
  • Mahsül (Yanlış) → Mahsul (Doğru): “Mahsul,” tarım ürünlerini ifade eder. Örneğin, “Bu yıl verimli bir mahsul elde ettik.”
  • Kamu oyu (Yanlış) → Kamuoyu (Doğru): “Kamuoyu,” toplumun genel görüşünü ifade eder. Örneğin, “Kamuoyu araştırması yapıldı.”
  • Asvalt (Yanlış) → Asfalt (Doğru): “Asfalt,” yol kaplama malzemesidir. Örneğin, “Yolun asfalt kaplaması yenilendi.”
  • Antreman (Yanlış) → Antrenman (Doğru): “Antrenman,” sporcuların egzersiz yaptığı seanstır. Örneğin, “Bugün antrenman saatimiz değişti.”
  • Askari (Yanlış) → Asgari (Doğru): “Asgari,” en düşük sınır . Örneğin, “Asgari ücretin artırılması gerekti.”
  • Yövmiye (Yanlış) → Yevmiye (Doğru): “Yevmiye,” günlük kazanç anlamındadır. Örneğin, “Çalışanların yevmiyeleri düzenli olarak ödeniyor.”
  • Maydonoz (Yanlış) → Maydanoz (Doğru): “Maydanoz,” bir tür yeşilliktir. Örneğin, “Salataya taze maydanoz ekledik.”
  • Acenta (Yanlış) → Acente (Doğru): “Acente,” bir işin temsilcisi veya aracı kurumdur. Örneğin, “Seyahat acentası ile iletişime geçtik.”
  • Acitasyon (Yanlış) → Ajitasyon (Doğru): “Ajitasyon,” bir konuda kışkırtma . Örneğin, “Ajitasyon kampanyası düzenlendi.”
  • Alobora (Yanlış) → Alabora (Doğru): “Alabora,” ters dönme anlamındadır. Örneğin, “Kayık alabora oldu.”
  • Haftasonu (Yanlış) → Hafta sonu (Doğru): “Hafta sonu,” hafta içi iş günlerinden sonraki dinlenme zamanıdır. Örneğin, “Hafta sonu dinlenmek için plan yapalım.”
  • Küpür (Yanlış) → Kupür (Doğru): “Kupür,” gazete veya dergi parçasıdır. Örneğin, “Eski bir gazetenin kupürünü buldum.”
  • Mundar (Yanlış) → Murdar (Doğru): “Murdar,” pis ve kötü . Örneğin, “Murdar bir ortamda bulunmak sağlığı olumsuz etkiler.”
  • Aç gözlü (Yanlış) → Açgözlü (Doğru): “Açgözlü,” her şeyi isteyen . Örneğin, “Açgözlü bir tutum sergiliyor.”
  • Zaafiyet (Yanlış) → Zafiyet (Doğru): “Zafiyet,” zayıflık . Örneğin, “Bu zafiyet projenin başarısını etkiledi.”
  • Altyazı (Yanlış) → Alt yazı (Doğru): “Alt yazı,” video veya film üzerindeki açıklamaları ifade eder. Örneğin, “Filmde altyazılar mevcut.”
  • Kanpanya (Yanlış) → Kampanya (Doğru): “Kampanya,” belirli bir amaç için yapılan organize faaliyet . Örneğin, “Yeni bir kampanya başlattık.”
  • Direk (Yanlış) → Direkt (Doğru): “Direkt,” doğrudan anlamındadır. Örneğin, “Direkt uçuşlarla seyahat edebilirsiniz.”
  • Çevrimiçi (Yanlış) → Çevrim içi (Doğru): “Çevrim içi,” internet üzerinden yapılan işlemleri ifade eder. Örneğin, “Çevrim içi toplantı yapacağız.”
  • Çevrimdışı (Yanlış) → Çevrim dışı (Doğru): “Çevrim dışı,” internet bağlantısı olmayan durumları ifade eder. Örneğin, “Çevrim dışı çalışmak zorundayız.”
  • Usül (Yanlış) → Usul (Doğru): “Usul,” belirli bir yöntem . Örneğin, “Bu işin usulüne uygun yapılması gerekiyor.”
  • Önizleme (Yanlış) → Ön izleme (Doğru): “Ön izleme,” bir şeyin tam olarak yapılmadan önceki kontrolüdür. Örneğin, “Dosyanın ön izleme versiyonunu inceledim.”
  • Öngösterim (Yanlış) → Ön gösterim (Doğru): “Ön gösterim,” bir şeyin tam olarak gösterilmeden önceki hali . Örneğin, “Filmin ön gösterimini izledik.”
  • Farketmek (Yanlış) → Fark etmek (Doğru): “Fark etmek,” bir şeyin farkına varmak . Örneğin, “Bu hatayı fark ettim.”
  • Hanım efendi (Yanlış) → Hanımefendi (Doğru): “Hanımefendi,” nazik bir şekilde kadınları ifade eder. Örneğin, “Hanımefendi, size nasıl yardımcı olabilirim?”
  • An be an (Yanlış) → Anbean (Doğru): “Anbean,” her an . Örneğin, “Durum anbean değişiyor.”
  • Herşey (Yanlış) → Her şey (Doğru): “Her şey,” her bir şeyi ifade eder. Örneğin, “Her şey yolunda görünüyor.”
  • Hiçkimse (Yanlış) → Hiç kimse (Doğru): “Hiç kimse,” hiç bir kişiyi ifade eder. Örneğin, “Hiç kimse bu durumu bilmiyor.”
  • Köpekbalığı (Yanlış) → Köpek balığı (Doğru): “Köpek balığı,” denizde yaşayan bir balık türüdür. Örneğin, “Köpek balığı oldukça büyük bir deniz canlısıdır.”
  • Arkaplan (Yanlış) → Arka plan (Doğru): “Arka plan,” bir şeyin arkasında kalan kısmı ifade eder. Örneğin, “Resmin arka planını değiştirdik.”
  • Yer yüzü (Yanlış) → Yeryüzü (Doğru): “Yeryüzü,” Dünya’nın yüzeyini ifade eder. Örneğin, “Yeryüzü çeşitli iklimlere sahip.”
  • Dekarasyon (Yanlış) → Dekorasyon (Doğru): “Dekorasyon,” bir yerin düzenlenmesi . Örneğin, “Evimizin dekorasyonunu yeniledik.”
  • Dinazor (Yanlış) → Dinozor (Doğru): “Dinozor,” tarih öncesi dev bir canlıyı ifade eder. Örneğin, “Müzede birçok dinozor fosili bulunuyor.”
  • Espiri (Yanlış) → Espri (Doğru): “Espri,” şaka veya mizah . Örneğin, “Güzel bir espri yaptı.”
  • Erezyon (Yanlış) → Erozyon (Doğru): “Erozyon,” toprağın aşınması . Örneğin, “Erozyon, tarım alanlarını etkiliyor.”
  • Florasan (Yanlış) → Floresan (Doğru): “Floresan,” özel bir ışık türüdür. Örneğin, “Floresan lambalar enerji tasarrufu sağlar.”
  • Karnıbahar (Yanlış) → Karnabahar (Doğru): “Karnabahar,” bir sebze türüdür. Örneğin, “Karnabahar yemeği çok lezzetli.”
  • Kavonoz (Yanlış) → Kavanoz (Doğru): “Kavanoz,” sıvıları saklamak için kullanılan kap . Örneğin, “Reçeli kavanozda sakladım.”
  • Kitlemek (Yanlış) → Kilitlemek (Doğru): “Kilitlemek,” bir şeyi kapalı tutmak . Örneğin, “Kapıyı kilitledim.”
  • Kokareç (Yanlış) → Kokoreç (Doğru): “Kokoreç,” bir tür yiyecektir. Örneğin, “Kokoreç çok lezzetlidir.”
  • Kontür (Yanlış) → Kontör (Doğru): “Kontör,” telefonlar için ön ödemeli birim . Örneğin, “Telefonuma kontör yüklemem gerekiyor.”
  • Labaratuar (Yanlış) → Laboratuvar (Doğru): “Laboratuvar,” bilimsel araştırmaların yapıldığı yerdir. Örneğin, “Kimya laboratuvarında deney yapıldı.”
  • Seyehat (Yanlış) → Seyahat (Doğru): “Seyahat,” bir yerden başka bir yere gitmek . Örneğin, “Seyahat planlarımızı yaptık.”
  • Kirbit (Yanlış) → Kibrit (Doğru): “Kibrit,” ateş yakmak için kullanılan bir araçtır. Örneğin, “Kibritle ateşi yaktım.”
  • Bir kaç (Yanlış) → Birkaç (Doğru): “Birkaç,” az sayıda . Örneğin, “Birkaç gün içinde dönüş yapacağım.”
  • Bir çok (Yanlış) → Birçok (Doğru): “Birçok,” çok sayıda . Örneğin, “Birçok kişi bu etkinliğe katıldı.”
  • Hiç bir (Yanlış) → Hiçbir (Doğru): “Hiçbir,” hiç bir . Örneğin, “Hiçbir bilgiye ulaşamadım.”
  • Kiprik (Yanlış) → Kirpik (Doğru): “Kirpik,” gözün etrafındaki tüylerdir. Örneğin, “Kirpiklerim uzun.”
  • Eşki (Yanlış) → Ekşi (Doğru): “Ekşi,” bir tat türüdür. Örneğin, “Ekşi limon suyu içmek istiyorum.”
  • Herhangibir (Yanlış) → Herhangi bir (Doğru): “Herhangi bir,” belirli bir şey olmaksızın . Örneğin, “Herhangi bir sorun yaşamadım.”
  • Biran (Yanlış) → Bir an (Doğru): “Bir an,” kısa bir zamanı ifade eder. Örneğin, “Bir anlık dikkatsizlik büyük bir kazaya yol açtı.”
  • Bilinç altı (Yanlış) → Bilinçaltı (Doğru): “Bilinçaltı,” bilinç dışı zihinsel süreçler . Örneğin, “Bilinçaltı düşüncelerimiz davranışlarımızı etkiler.”
  • Akşam üstü (Yanlış) → Akşamüstü (Doğru): “Akşamüstü,” günün geç saatlerini ifade eder. Örneğin, “Akşamüstü bir kahve içmeye gidelim.”
  • Baş öğretmen (Yanlış) → Başöğretmen (Doğru): “Başöğretmen,” öğretmenlerin en yüksek unvanıdır. Örneğin, “Başöğretmen olarak atandı.”
  • Baş hekim (Yanlış) → Başhekim (Doğru): “Başhekim,” bir hastanenin başındaki doktor . Örneğin, “Başhekim raporları inceledi.”
  • Baş sağlığı (Yanlış) → Başsağlığı (Doğru): “Başsağlığı,” birinin kaybı nedeniyle taziye mesajıdır. Örneğin, “Başsağlığı dileklerimizi ilettik.”
  • Yıl başı (Yanlış) → Yılbaşı (Doğru): “Yılbaşı,” yeni yılın başladığı gündür. Örneğin, “Yılbaşı kutlaması yapacağız.”
  • Aklısıra (Yanlış) → Aklı sıra (Doğru): “Aklı sıra,” bir şeyin kişisel düşünceye dayalı olduğunu ifade eder. Örneğin, “Aklı sıra doğru olduğunu düşünüyor.”
  • Ardısıra (Yanlış) → Ardı sıra (Doğru): “Ardı sıra,” peş peşe . Örneğin, “Ardı sıra gelen sorunlar yüzünden yoruldum.”

Bu liste, Türkçede sıkça yazım hatası yapılan kelimelerden sadece bir kısmını kapsamaktadır. Her zaman doğru yazımı öğrenmeye özen göstererek yazılarınızda bu hatalardan kaçınabilirsiniz.

Eğer kelimelerin doğru yazımları hakkında bir fikriniz yoksa, çeşitli kaynaklardan yararlanarak doğru yazım bilgilerini edinebilirsiniz. Bu sayede dil kurallarına uygun şekilde yazı yazabilir ve hata yapmadan metinlerinizi oluşturabilirsiniz. Peki, kelimelerin doğru yazımlarını kontrol etmek için hangi kaynakları kullanmalısınız?


Deyimler Nedir ve Nasıl Yazılır?

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 9 dakika

Deyimler Nedir ve Nasıl Yazılır?

Deyimler, genellikle mecazi anlamlar taşıyan, kalıplaşmış sözcük gruplarıdır. Günlük konuşmalarımızda ve yazılarımızda sıkça kullandığımız deyimler, dilin zenginliğini artıran ve ifade gücümüzü kuvvetlendiren yapılardır. Deyimler, bir durumu, duyguyu ya da düşünceyi anlatmak için kullanılan, genellikle birkaç kelimeden oluşan kalıplaşmış söz öbekleridir. Deyimler, anlamlarını kelimelerin tek tek anlamlarından değil, bir bütün olarak ifade ettikleri anlamdan alırlar. Bu nedenle, deyimlerin her zaman belirli bir anlamı vardır ve deyimi oluşturan kelimeler bir arada kullanıldığında özgün bir anlam ortaya çıkar.

Deyimlerin Özellikleri

  • Kalıplaşmışlık: Deyimler, belirli bir sırayla kullanılan ve değiştirilemeyen sözcüklerden oluşur.
  • Mecazi Anlam: Deyimlerin gerçek anlamı ile söylemek istediğimiz anlam genellikle farklıdır.
  • Kültürel Yük: Deyimler, bir toplumun ortak kültürünü, tarihini ve değerlerini yansıtır.

Deyimlerin Özellikleri:

  1. Kalıplaşmış Olma: Deyimler, belirli bir kalıp halinde bulunur. Deyimi oluşturan kelimelerin sırası veya şekli değiştirilemez. Deyimlerin yapısındaki değişiklikler anlam bozulmasına yol açar.Örnek:
    • “Külahları değişmek” deyimi, “şapkaları değiştirmek” şeklinde kullanılamaz çünkü anlam değişir.
  2. Mecaz Anlam: Deyimler, genellikle mecaz anlam taşırlar. Sözcükler, deyimin içinde gerçek anlamlarından uzaklaşarak farklı bir anlam ifade eder.Örnek:
    • “Burun kıvırmak” deyimi, “bir şeye küçümsemek” anlamına gelir. Burada, burun kıvırma gerçek bir eylem değil, bir tavır ya da davranışın mecazı olarak kullanılmıştır.
  3. Duygu ve Durum İfade Etme: Deyimler, insanlar arasındaki iletişimde duyguları, düşünceleri, olayları daha etkileyici bir şekilde anlatmak amacıyla kullanılır.Örnek:
    • “İçine dert olmak” deyimi, “bir şeyin kişiyi uzun süre rahatsız etmesi” anlamında kullanılır.

Deyimlerin Yazımı

Deyimler, hep ayrı yazılır. 

    • Canla başla çalışmak
    • Göz göre göre batmak
    • Dilinin ucunda olmak
    • Bir taşla iki kuş vurmak
    • Altın çağı yaşamak
      • Can çekişmek
      • Göz açıp kapayıncaya kadar
      • Baş başa vermek

 

Deyimlerin Yazımı:

Deyimler yazılırken, kalıplaşmış ifadeleri aynen kullanmak önemlidir. Deyimlerin yazımında dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır:

  1. Küçük Harf Kullanımı: Deyimler, cümlenin içinde yer alırken küçük harfle başlar. Ancak cümle başında kullanıldığında, cümlenin genel kuralları gereği deyimin ilk kelimesi büyük harfle yazılır.Örnek:
    • “Başını kaşıyacak vakti yok.”
    • “Zaman su gibi akıp geçti.”
  2. Noktalama İşaretleri: Deyimlerin yazımında normal cümle yazım kuralları geçerlidir. Deyimlerin içinde yer alan kelimeler arasında virgül, nokta gibi noktalama işaretleri kullanılmaz.Yanlış:  “İşin içinden çıkamayınca, su koyuverdi.”

    Doğru:  “İşin içinden çıkamayınca su koyuverdi.”

  3. Bitişik veya Ayrı Yazım: Deyimlerin içinde yer alan kelimeler ayrı yazılır. Deyimler genellikle birden fazla kelimeden oluştuğu için her kelime kendi başına yazılır, bitişik yazılmaz.Örnek: “Elini taşın altına koymak”, “pabucu dama atılmak”, “ağzında bakla ıslanmamak”
  4. Ek Alabilen Deyimler: Deyimler, cümlenin yapısına bağlı olarak ekler alabilirler. Ancak ek alırken deyimin anlamı değişmez. Deyimi oluşturan sözcüklerden biri ya da tamamı ek alabilir.Örnek:
    • “Su koyuverenlerden biri oldu.”
    • “Elini taşın altına koymayı kabul etti.”

Deyimleri Doğru Yazmak Neden Önemlidir?

  • Anlamın Doğru İletilmesi: Deyimlerin doğru yazımı, anlatılmak istenen anlamın tam olarak karşı tarafa ulaşmasını sağlar.
  • Dil Bilgisine Hakim Olma: Deyimlerin doğru kullanımı, kişinin dil bilgisi seviyesi hakkında fikir verir.
  • Profesyonel Görünüm: Yazılı metinlerde deyimlerin doğru kullanımı, metnin daha düzgün ve profesyonel görünmesini sağlar.

Deyim Öğrenmenin Yolları

  • Sözlükler: TDK Türkçe Sözlüğü gibi sözlükler, deyimlerin anlamları ve doğru yazım biçimleri hakkında detaylı bilgi verir.
  • Kitap Okumak: Çok okumak, farklı deyimlerle karşılaşmanızı ve bunları öğrenmenizi sağlar.
  • Deyim Sözlükleri: Deyimlere özel olarak hazırlanmış sözlükler, deyimleri tematik olarak incelemenize olanak tanır.
  • Deyim Uygulamaları: Mobil uygulamalar sayesinde istediğiniz zaman deyim öğrenmek mümkün.

Örnek Cümleler

  • Canla başla çalıştı: Bu sınav için çok çalıştı.
  • Göz göre göre batmak: Hatasını anlayınca çok üzüldü, göz göre göre batıyordu.
  • Dilinin ucunda olmak: Cevabı biliyor, dilinin ucundaydı ama bir türlü söyleyemiyordu.
  • Bir taşla iki kuş vurmak: Bu iş hem paramızı kurtardı hem de yeni bir müşteri kazandırdık.

Unutmayın: Deyimleri öğrenirken sadece anlamlarına değil, aynı zamanda hangi durumlarda kullanıldıklarına da dikkat etmek önemlidir.

Ek Bilgi:

  • Deyimlerin Kökenleri: Birçok deyimin kökeni atasözleri, tarihsel olaylar veya günlük hayatta kullanılan deyimlerdir.
  • Deyimlerin Kullanımı: Deyimler, konuşma dilinde daha sık kullanılırken, yazı dilinde de uygun yerlerde kullanılabilirler.

 Deyimler, dilin zenginliğini artıran ve düşünceleri daha etkili bir şekilde ifade etmemizi sağlayan önemli araçlardır. Doğru kullanıldığında metinlere canlılık katan deyimler, aynı zamanda kişinin dil bilgisi seviyesi hakkında da fikir verir.


Türkiibasit Akımı (Basit Türkçe Akımı) ve Temsilcileri

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 8 dakika

Türkiibasit Akımı (Basit Türkçe Akımı)

Türkiibasit Akımı, Türk edebiyatında 16. yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve divan edebiyatının Arapça ve Farsça ağırlıklı süslü dilinden uzaklaşarak, daha sade ve halk diline yakın bir Türkçe kullanmayı amaçlayan bir edebi akımdır. Bu akım, Türkçenin edebiyat dilindeki yerini güçlendirmek ve halkın daha iyi anlamasını sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır.

Akımın Ortaya Çıkış Sebepleri

  • Divan Edebiyatının Arapça ve Farsça Ağırlıklı Olması: Divan edebiyatı, Arapça ve Farsça kelimelerin yoğun kullanımıyla oldukça süslü ve anlaşılması zor bir dil kullanmaktaydı. Bu durum, halkın edebiyattan uzaklaşmasına neden olmuştu.
  • Milli Bilincin Uyanışı: Osmanlı Devleti’nin güçlenmesiyle birlikte Türk milletinde milli bir bilinç uyanışı yaşanmış ve bu bilinç, edebiyatta da kendini göstermek istemiştir.
  • Batı Etkisi: Batı dillerinin sade ve anlaşılır yapısı, Türk aydınlarını etkileyerek daha sade bir Türkçe kullanma ihtiyacı doğurmuştur.

Akımın Özellikleri

  • Sade ve Anlaşılır Dil: Türkiibasit akımının en önemli özelliği, Arapça ve Farsça kelimelerin yerine Türkçe kelimelerin kullanılması ve daha sade bir dilin benimsenmesidir.
  • Halk Diline Yakınlık: Bu akım, edebiyatı halkın daha iyi anlamasını sağlayacak şekilde halk diline yaklaştırmayı hedeflemiştir.
  • Konu Seçimi: Aşk, doğa, toplum gibi daha evrensel ve herkesin ilgisini çekebilecek konulara ağırlık verilmiştir.
  • Yeni Nazım Türlerinin Ortaya Çıkması: Gazel, kaside gibi klasik nazım türlerinin yanı sıra, koşma, tuyuğ gibi daha halk diline yakın nazım türleri bu dönemde gelişmiştir.

Akımın Temsilcileri

  • Necati Bey: Akımın öncülerinden biri olup, sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanarak şiirler yazmıştır.
  • Yahya Efendi: Şeyhülislam olarak da bilinen Yahya Efendi, Türkiibasit akımının önemli destekçilerinden biri olmuştur.

Akımın Sonuçları

Türkiibasit akımı, Türk edebiyatında önemli bir dönüm noktası olmuş ve Türkçenin edebiyat dilindeki yerini güçlendirmesine katkı sağlamıştır. Bu akım sayesinde Türk edebiyatı, halkın daha yakından ilgisini çeken ve daha anlaşılır bir hale gelmiştir. Ancak, divan edebiyatının estetik değerlerinin tamamen yok sayılması da bu akımın eleştirilen yönlerinden biri olmuştur.

Özetle, Türkiibasit akımı, Türk edebiyatında sadelik, anlaşılırlık ve halk diline yakınlık gibi önemli değerleri ön plana çıkarmış ve Türkçenin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır.

Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz, şu kaynakları inceleyebilirsiniz:

  • Türk Edebiyatı Tarihi kitapları
  • Necati Bey ve Yahya Efendi hakkında yapılan çalışmalar
  • Divan Edebiyatı üzerine yapılan araştırmalar

 

Türkiibasit Akımı (Basit Türkçe Akımı), adından da anlaşılacağı gibi, Türkçeyi sade ve anlaşılır bir biçimde kullanma amacını güden bir edebi akımdır. Bu akım, Türkçenin, özellikle Divan şiirinde, Arapça ve Farsça unsurlarına karşı bir tepki olarak doğmuştur. Bu nedenle Türkiibasit terimi, “basit Türkçe” anlamına gelir ve dildeki karmaşıklıklardan kaçınılmasını ifade eder.

Türkiibasit Akımı çerçevesinde, şairler Divan şiirinin klasik biçimlerini ve aruz ölçüsünü kullanmış olsalar da, şiirlerinde öz Türkçe ile yazmaya özen göstermişlerdir. Bu akımın temsilcileri, Arapça ve Farsça kökenli kelimeler ile söz gruplarını şiirlerinde kullanmaktan kaçınmış, bunun yerine halk arasında yaygın olan mecazlar, deyimler ve atasözlerine yönelmişlerdir.

Türkiibasit akımının savunucuları, bu amaçla Türkçeyi sadeleştirme çabası içinde olmuş, şiirlerinde yabancı dil unsurlarına yer vermemişlerdir. Ancak, akımın hedefleri genel olarak geniş kitleler tarafından benimsenmemiş ve bu nedenle bazı önemli şairler tarafından eleştirilmiş, hatta alay konusu olmuştur. Akım, geniş bir etki alanı yaratamamış ve kısa bir süre içerisinde etkisini kaybetmiştir.

Bu akımın öncü temsilcileri arasında Tatavlalı Mahremi, Aydınlı Visali ve Edirneli Nazmi gibi şairler öne çıkmaktadır. Ayrıca, 17. yüzyılda yaşamış olan Şeyhülislam Yahya da bu akımı desteklemiş ve bu doğrultuda oldukça sade ve anlaşılır şiirler kaleme almıştır. Ancak, bu akımın savunucuları büyük şairlerin desteklerini alamamışlar ve bu nedenle istenilen etkiyi yaratamamışlardır.

Özetle, Türkiibasit Akımı, Divan şiirinde görülen Arapça ve Farsça kökenli terimlere karşı bir tepki olarak ortaya çıkmış ve bu doğrultuda Türkçenin sadeleştirilmesini hedeflemiştir. Akım, nazım şekilleri ve aruz ölçüsü gibi Divan şiirinin biçimlerini koruyarak, dilin sadeleşmesini savunmuştur. Ancak, bu akımın yetersiz bir destek görmesi ve kısa ömürlü olması nedeniyle, geniş bir etki alanı yaratamamış ve daha geniş bir kabul görmemiştir. Sonuç olarak, Türkiibasit Akımı kısa süreli bir hareket olarak kalmış, buna karşın Mahallileşme Akımı gibi sonraki akımlara bir tür hazırlık işlevi görmüştür.


“ki”nin Yazımı

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

Sıfat Yapan “ki”:

“ki” eklendiği sözcüğü sıfat haline getirir ve bu kullanım bitişik yazılır. Bu durumda “ki” sıfat olarak görev yapar:

  • Öndeki sıra alçaktı.

Zamir Yapan “ki”:

“ki” zamir olarak kullanıldığında, isim tamlamasında tamlananın yerini tutar ve yine bitişik yazılır:

  • Onun saçı uzun, benimki kısa.

Bağlaç Olan “ki”:

“ki” bağlaç olarak kullanıldığında, sözcükleri ve cümleleri birbirine bağlar ve ayrı yazılır. Ancak, bazı kalıplaşmış sözcüklerde bitişik yazılabilir:

  • Söyle ki bilelim.

NOT: “ki” bağlacı, bazı kalıplaşmış sözcüklerde bitişik yazılır. Örnekler:

  • Belki, mademki, çünkü, sanki, halbuki, oysaki

Örnek Sorular:

› Aşağıdaki cümlelerden hangisinde **”ki”**nin yazımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Öyle serin bir akşamki püfür püfür esiyor.
B) Yarınki maç için biletlerimizi aldık.
C) Ne yazık ki artık kimse beni dinlemiyor.
D) Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.

Cevap: A

› Aşağıdaki cümlelerden hangisinde **”ki”**nin yazımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

a) Öndeki grup arayı yaklaşık on beş saniye kadar açtı.
b) Ne yazık ki artık kimsede saygı ve hoşgörü kalmamış.
c) Sanki bir gün çıkıp geliverecek.
d) Arkadaki masa biraz daha büyük, orada yiyebiliriz.

Cevap: D


Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcüklerin Cümle İçerisindeki Kullanımına Örnekler

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 15 dakika

Eş anlamlı (anlamdaş) sözcüklerin kullanıldığı cümleleri yazdım. Eş anlamlı  kelimeleri koyu olarak belirttim.

1. Yasa – Kanun

  • Hiçbir yasa, sonradan kanun uygulayıcılarını adil bir şekilde yargılamaz.
  • Kanunlar, yasaların kapsamını belirler ve bunları uygulamakla yükümlü kişileri denetler.

2. Edebiyat – Yazın

  • Edebiyat alanındaki son yazın faaliyetleri oldukça umut vericiydi.
  • Son yazın çalışmalarında, edebiyatın geleceğine dair olumlu işaretler bulunuyordu.

3. Kafiye – Uyak

  • Şiirlerde kafiye kullanımı, uyak sisteminin en karmaşık olanıdır.
  • Uyak düzenlemeleri, kafiye sisteminin temel yapı taşlarını oluşturur.

4. Koşul – Şart

  • Hiçbir koşul öne sürmeden, sadece sessiz bir şekilde dinlemeyi şart koştu.
  • Dinleyicilerden şart olarak yalnızca sessiz bir şekilde dinlemelerini istedi.

5. Anlatım – İfade

  • Son gelişmeleri en iyi şekilde anlatım ile okurlarının karşısına çıktı.
  • Olayları en doğru şekilde ifade etmek için çeşitli anlatım yöntemlerine başvurdu.

6. Soylu – Asil

  • Soylu kişilerin düşünceleri her zaman asil nitelikler taşır.
  • Asil ruhlu insanlar, genellikle soylu bir düşünce tarzına sahiptir.

7. Şekil – Biçim

  • Şiirin şekil özellikleri, en son biçim bilgisi başlığı altında ele alındı.
  • Biçim özellikleri, şiirin şekil ve yapısını oluşturur.

8. Cahil – Bilgisiz

  • Cahil bir arkadaş ile bilgisiz bir dost arasındaki fark neredeyse yoktur.
  • Bilgisiz kişilerle cahil olanlar arasında anlam farkı bulunmaz.

9. Seyahat – Gezi

  • Son seyahat ona birçok yeri görme fırsatı sundu. Bu gezi onun için önemliydi.
  • Gezi, birçok yeri keşfetmek için yapılan seyahat olarak tanımlanabilir.

10. Uygar – Medeni

  • Uygar her birey, medeni bir toplumun parçası olarak kabul edilir.
  • Medeni değerler, uygar bir toplumun temel taşlarını oluşturur.

11. Mesut – Mutlu

  • Mesut ve aydınlık bir gelecek, mutlu zihinlerle ortaya çıkar.
  • Mutlu insanlar, mesut bir geleceğe ulaşma yolunda daha başarılı olabilirler.

12. Mektep – Okul

  • Eğitim, eskiden mektep adı verilen kurumlarda verilirdi, günümüzde ise okul ortamında gerçekleşir.
  • Okul terimi, eski mekteplerin modern eşdeğeridir.

13. Amade – Hazır

  • Emrine amade bekleyen bir kişi, her durumda hazır olmalıdır.
  • Hazır olmak, amade bir şekilde her an görev başında olmayı gerektirir.

14. Yüzyıl – Asır

  • Biz de o asırlarda altı yüzyıl boyunca tüm dünyaya hükmettik.
  • Asırların belirli dönemlerinde büyük bir yüzyıl boyunca egemenlik sürdük.

15. Tecrübe – Deneyim

  • Tecrübe sahibi kişilerin sahip olduğu deneyim, hayatlarını derinden etkiler.
  • Deneyim kazanan kişiler, genellikle tecrübe konusunda derin bir bilgi birikimine sahiptir.

16. Beyaz – Ak

  • Beyaz bir gelinlik içinde ak güllerle eşine doğru yürüdü.
  • Ak renkli güller, beyaz bir gelinlikle mükemmel bir uyum sağladı.

17. Abide – Anıt

  • Hiçbir abide, Çanakkale Şehitleri Anıtı kadar onu etkilememişti.
  • Anıtlar, genellikle bir abide olarak kabul edilmez.

18. Hatıra – Anı

  • En güzel hatıralarımız geçmişin anıları tarafından şekillendirilir.
  • Geçmişteki en değerli anılar, bizim için unutulmaz hatıralar oluşturur.

19. Evrak – Doküman

  • Evrakları onaylamak için yetkili kişiden doküman onayı almak gerekir.
  • Dokümanların tasdik edilmesi, evrak işlemlerinin tamamlanmasını sağlar.

20. İtina – Özen

  • Büyük bir itina ile tüm konuklarına özen gösterdi.
  • Her ayrıntıya özen gösteren biri, aynı zamanda büyük bir itina ile çalışır.

21. Vazife – Görev

  • Vazife aşkıyla yanıp tutuşan kişilere görev adamı denir.
  • Görev anlayışı yüksek olan bireyler, vazife sorumluluklarını yerine getirirler.

22. Delil – Kanıt

  • Ali, hiçbir delil sunmazken Hasan birçok kanıt bulmuştu.
  • Kanıtlar, genellikle bir delil olarak kabul edilir ve olayları doğrular.

23. Özgür – Hür

  • Özgür düşünceler, hür ortamlarda gelişir ve olgunlaşır.
  • Hür bir ortamda, özgür düşünceler daha rahat ifade edilir.

24. İdare – Yönetim

  • İdare etmek, en çok yönetim yollarını planlamayı gerektirir.
  • Yönetim süreçleri, genellikle idare metotlarını içerir.

25. Irak – Uzak

  • Bir kervan ırak mesafede olsa bile, sahibinin gözünde uzak değildir.
  • Uzak mesafeler, bazen ırak yerlerin anlamını değiştirmeyebilir.

26. Fethi – Fetih

  • İstanbul’un Fethi, bir dönemi kapatıp başka bir çağ açtı.
  • Fetih, tarihsel olarak önemli bir dönemin sona erdiğini simgeler.

27. Tesir – Etki

  • Gözümüze tesir eden her şeyin, gönlümüze de etki etmesi gerekir.
  • Etki alanındaki her şey, tesirini hem zihin hem de ruh üzerinde gösterir.

28. Vakıt – Zaman

  • Hiçbir vakit, zaman açısından telafi edilemez.
  • Zamanın telafi edilmesi, genellikle vakıt açısından mümkün değildir.

29. Parça – Bölüm

  • Bir parça hakkındaki ana düşünce ile ilgili çeşitli fikirler öne sürülüyordu.
  • Her bölüm, bir parça hakkındaki farklı düşünceleri içerebilir.

30. Ev – Konut

  • Ev fiyatlarının yüksekliğiyle konut arzı artmaya başladı.
  • Konut piyasasındaki değişiklikler, ev fiyatlarıyla doğrudan ilişkilidir.

31. Yaşam – Hayat

  • Yaşam için en önemli şey, hayat kurallarını kolaylaştırmaktır.
  • Hayat kurallarını düzenlemek, yaşam kalitesini artırabilir.

32. Dramatik – Etkileyici

  • Son öyküsü, bir dramatik aşk hikâyesini konu alarak çok etkileyici bir anlatım sundu.
  • Etkileyici bir şekilde anlatılan dramatik hikayeler, okuyucular üzerinde derin izler bırakır.

33. Edilgen – Pasif

  • Edilgen cümlelerde, özne her zaman pasif durumdadır.
  • Pasif yapılar, edilgen cümlelerin temel özelliklerindendir.

34. Sade – Yalın

  • Eserin anlatımının sade ve yalın olması, anlaşılmasını kolaylaştırır.
  • Yalın anlatımlar, sade bir şekilde bilgi aktarır ve anlamayı basit hale getirir.

35. Kuşak – Nesil

  • Bir kuşak, her zaman sonraki nesil için bir örnek teşkil eder.
  • Nesiller, geçmiş kuşakların deneyimlerinden örnek alarak şekillenir.

Örneklendirme

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 7 dakika

Bir düşüncenin daha iyi anlaşılmasını sağlamak, anlatılanı netleştirip inandırıcılığını artırmak amacıyla somutlaştırma yaparak örnekler sunma yöntemine örneklendirme denir. Somutlaştırma, soyut kavramların veya düşüncelerin zihinde daha hızlı ve etkin bir şekilde kavranmasını sağlar. Bu yüzden örneklendirme yöntemi yazılı anlatımlarda sıkça tercih edilen bir yol olarak karşımıza çıkar.

Örneklendirmenin Özellikleri

  • Örneklendirme, daha çok kişi ve varlık isimlerine yer verilerek yapılır.
  • Bu yöntem, çoğunlukla bir paragrafın gelişme bölümünde yer alır ve orada düşünceyi somutlaştırmak için kullanılır.
  • Örneklendirmenin ana amacı, metnin ana fikrini vurgulamak, belirgin hale getirmektir.
  • Soyut düşünceleri somutlaştırarak anlatmak, yazının anlaşılabilirliğini artırır. Bu sayede okuyucunun zihninde anlatılanlar daha net ve kalıcı olur.
  • Örneklendirme kullanılan cümlelerde genellikle önce bir yargı ortaya konur, ardından bu yargıyı destekleyen örnekler verilir.
  • Özellikle açıklama ve karşılaştırma türündeki paragraflarda örneklendirme oldukça fazla karşımıza çıkar.
  • Örneklendirme kullanılan paragraflarda, ana düşünceyi tespit etmek için genellikle örneklerden önce gelen cümleye dikkat edilmelidir. O cümlede yargı yer alır.
  • Paragraflarda, “mesela”, “örneğin”, “söz gelimi” gibi ifadelerden sonra örneklendirme yapılır.
  • Ansiklopedik metinlerde, makalelerde, denemelerde, fıkralarda ve ders kitaplarında kavramları somutlaştırmak için örneklendirme sıklıkla kullanılır.

Örneklendirme ile İlgili Örnek Sorular

Örnek 1

Ankara, tarihi eserlerin şaşırtıcı bir karışımı ile doludur. Bu şehirde kerpiçten yapılmış bir duvarın hemen yanı başında İyonya tarzında bir sütun başlığı yükselir. Ahi Şerafettin’in türbesinde Greko-Romen dönemine ait aslan heykelleri durur. Bu sebeple Aslanhane adı verilen caminin mihrabında ise Hititlerin toprak ve bereket tanrıçasını simgeleyen bir yılan, meyve tasvirleri arasında kıvrılarak görünür.

Açıklama: Paragrafın ilk cümlesinde bir yargı ifade edilmiştir: “Ankara, tarihi eserlerin şaşırtıcı bir karışımı ile doludur.” Bu cümlede örneklendirme kullanılmamıştır, ancak sonraki cümlelerde somut örneklerle bu yargı desteklenmiştir. Örneklendirme, inandırıcılığı artıran bir yöntemdir. Bu örnekler Ankara’nın tarihi ve kültürel zenginliğini somutlaştırmaktadır.

Örnek 2

Edebiyatımızda dil konusu her daim dikkat çeken ve önem verilen bir mesele olmuştur. Birçok şair ve yazar için Türkçe, vazgeçilmez bir uğraş haline gelmiştir. Bu edebi şahsiyetlerin eserleri, dilin sade, akıcı ve anlaşılır olması sayesinde içerik gücüne sahip olmuştur. Edebiyat dünyasında bu isimlerin sayısı oldukça fazladır: Yunus Emre, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim, Ömer Seyfettin…

Açıklama: Bu paragrafta, dilin edebiyatımızdaki yerini anlatmak için örneklendirme yapılmıştır. “Yunus Emre, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim, Ömer Seyfettin” gibi isimler, metni somutlaştırarak okuyucunun zihninde daha anlaşılır hale getirmiştir. Örneklendirme, bir yargıyı desteklemek için verilen isimlerle yapılan bir düşünce geliştirme yoludur.

Örnek 3

Edebiyatımızda “aşk” teması her zaman özel bir yere sahip olmuştur. Farklı dönemlerde bu tema daha az ön plana çıkmış olsa da bazı dönemlerde edebiyatın en çok işlenen konularından biri haline gelmiştir. Aşkı eserlerinin merkezine yerleştiren yazarlar ve dönemler, adeta bu temayla özdeşleşmişlerdir. Klasik Türk Edebiyatı ve bu dönemin en önemli temsilcisi olan Fuzuli, aşk temasını en çok işleyenler arasında yer alır.

Açıklama: Paragrafta “aşk” teması işlenmiş ve ardından bu konuyu daha anlaşılır kılmak için örneklendirme yapılmıştır. Klasik Türk Edebiyatı ve Fuzuli gibi örnekler, aşk temasının edebiyatımızdaki yerini daha belirgin hale getirmektedir.

Örnek 4

Kişilerin yaşadıkları ya da tanık oldukları olayları anlattıkları yazı türüne anı denir. Anı yazılarında geçmişe dayalı olaylar anlatılır. Anı yazarı, inandırıcılığı artırmak amacıyla belgelerden, mektuplardan ve günlüklerden faydalanır. Aynı zamanda anılar aracılığıyla bir dönemin anlayışı, siyasal yapısı ve tarihsel gerçekleri de gün yüzüne çıkarılır. Türk edebiyatında bu türe ait birçok eser bulunmaktadır: Mor Salkımlı Ev, Çankaya, Zeytin Dağı, Ömer’in Çocukluğu

Açıklama: Paragrafta anı türü tanıtıldıktan sonra, bu türle ilgili daha somut bir bilgi vermek amacıyla bazı eserler örnek olarak sunulmuştur. Anlatılanların daha anlaşılır ve somut hale gelmesi için bu paragrafta örneklendirme yöntemi kullanılmıştır.

Örnek 5

Roman, kişilerin başından geçen ya da geçebilecek olayları belirli bir zaman ve mekân içerisinde anlatan bir edebi türdür. Türk edebiyatında hemen her konuda romanlar yazılmıştır. Bu romanlar konularına göre farklı kategorilere ayrılmıştır. Psikolojik roman, tarihi roman, macera romanı, töre romanı, egzotik roman, polisiye roman, bilim kurgu romanları bu kategorilere örnek olarak gösterilebilir.

Açıklama: Paragrafta roman türüne dair genel bir bilgi verildikten sonra farklı roman türleri somutlaştırılmıştır. Bu paragrafta örneklendirme, okura roman türlerini daha net ve anlaşılır bir şekilde sunmak amacıyla kullanılmıştır.

Uyarı

Örneklendirme cümleleri, genellikle “mesela”, “örneğin”, “söz gelimi” gibi ifadelerle başlar. Bu tür ifadeler, paragrafta örneklendirme yapıldığının işaretçisidir. Ancak tam bir kural olmamakla birlikte bu sözcüklerin bulunmadığı cümlelerde de örneklendirme yapılabilir.

Örneklendirme ile Tanık Gösterme Arasındaki Fark

Örneklendirme ile tanık gösterme arasında önemli bir fark vardır. Tanık göstermede söz, örneklendirmede ise isim ön plana çıkar. Tanık gösterme, çoğunlukla bir kişinin sözlerinin alıntı yapılması yoluyla gerçekleştirilir ve bu sözler genellikle tırnak işareti içinde verilir. Örneklendirme ise doğrudan bir kişi, eser, dönem gibi isimlerin kullanılmasıyla yapılır.


Dolaylama Nedir Örneklerle Detaylı Açıklama

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 14 dakika

Dolaylama Nedir ve Nasıl Oluşur?

Dolaylama, bir kavram veya varlıknın tek bir kelimeyle anlatılacağı yerde, birden fazla kelime kullanılarak ifade edilmesine verilen isimdir. Bu yöntem, bir kavramın doğrudan adını kullanmak yerine, çeşitli tanımlamalar ve betimlemeler yoluyla ona ulaşmayı hedefler. Dolaylama, belirli bir referans ile kavramın kendisine dolaylı yoldan ulaşılması .

Dolaylamayı oluşturabilmek için en az iki kelimenin bir arada kullanılması gerekmektedir. Toplumda belirli kavramlar üzerine bir uzlaşma sağlanmıştır ve bu kavramlar genel olarak tanımlandığı şekilde anlaşılır. Dolaylama çeşitli biçimlerde karşımıza çıkabilir:

Kişi Adları ile Yapılan Dolaylama Örnekleri

  • Minik Serçe: Sezen Aksu
  • Sanat Güneşi: Zeki Müren
  • Süperstar: Ajda Pekkan
  • Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu
  • Büyük Kurtarıcı: Atatürk
  • Ulu Önder: Atatürk
  • Bayrak Şairi: Arif Nihat Asya
  • Istırap Şairi: Fuzuli
  • Vatan Şairi: Namık Kemal
  • Şarkın Sultanı: Selahaddin Eyyubi
  • Allah’ın Kılıcı: Hz. Ali
  • Cihan Padişahı: Kanuni Sultan Süleyman

Yer Adları ile Yapılan Dolaylama Örnekleri

  • Kara Kıta: Afrika
  • Türkiye’nin Kalbi: Ankara
  • Yedi Tepeli Şehir: İstanbul
  • Peygamberler Şehri: Urfa
  • Yavru Vatan: Kıbrıs
  • Dünyanın Tepesi: Everest
  • Saray Yavrusu: Konak
  • Tahıl Ambarı: Konya
  • Güller Diyarı: Isparta
  • Kızıl Gezegen: Mars
  • Altın Boynuz: Haliç

Tür Adları ile Yapılan Dolaylama Örnekleri

  • File Bekçisi: Kaleci
  • Meşin Yuvarlak: Top
  • Bacasız Sanayi: Turizm
  • Beyaz Altın: Pamuk
  • Altın Perde: Tiyatro
  • Beyaz Perde: Sinema
  • Beyaz Cam: Televizyon
  • Beyaz İksir: Süt
  • Sihirli Kutu: Televizyon
  • Yedinci Sanat: Sinema
  • Beyaz Zehir: Eroin
  • Derya Kuzusu: Balık
  • Delikli Demir: Tüfek
  • Evin Direği: Baba
  • Ata Sporu: Güreş
  • Altın Bilezik: Sanat
  • Kara Elmas: Kömür
  • Hayat Arkadaşı: Eş
  • Filenin Sultanları: Bayan Basketbol Takımı
  • On İki Dev Adam: Erkek Basketbol Takımı
  • Avrupa Fatihi: Galatasaray
  • Kara Kartal: Beşiktaş
  • Sarı Kanarya: Fenerbahçe

Cümle İçerisinde Dolaylama Kullanımı

  • Minik Serçe yine duygusal anlar yaşattı hayranlarına.
  • Bir dünya rekoru daha Cep Herkülü‘nden geldi.
  • Büyük Kurtarıcı, her daim bu millete çağdaşlaşmayı hedef olarak göstermiştir.
  • Kara Kıtanın masum çocukları bir dilim ekmeğe muhtaç durumda.
  • Yedi Tepeli Şehir asırlar boyunca kimlere ev sahipliği yapmadı ki…
  • Peygamberler Şehri yaz aylarında ziyaretçi akınına uğrar.
  • Yavru Vatan büyük kararını bir gün verecek.
  • Bu yıl kuraklığın etkisiyle Tahıl Ambarı büyük hayal kırıklığı yarattı.
  • Güller Diyarı‘nda yıllar önce bir çağın ışığını yakan bir yazar yaşamıştı.
  • Kızıl Gezegen bir gün hepimizin ilgisini çekecek.
  • Takımımızın File Bekçisi olmasaydı maçın sonucu farklı olabilirdi.
  • Bir türlü Meşin Yuvarlakla buluşamadı, arkadaşlarının yardımıyla.
  • Beyaz Altın bu yıl ekonomik değerini kaybetti.
  • Altın Perdede en büyük ödül sahibini buldu.
  • Beyaz Perde yakında izleyicileriyle buluşacak.
  • Gençlerimizi geleceğin parlak sayfalarıyla buluşturmak istiyorsak, Beyaz Zehir belasından uzak tutmalıyız.
  • Herkes heyecanla Derya Kuzusu‘nun hareketlerini izliyordu.
  • Ah anam, Evin Direği hastalanmış, bu durum ailemizi derinden sarstı.
  • Geleneksel Ata Sporu için tüm şehirlerde hazırlıklar yapılacak.
  • Kara Elmas olarak bilinen tehlike birçok ailenin ocaklarını söndürdü.
  • Sihirli Kutu çağımızda zamanın en büyük hırsızı oldu.
  • Hiç kimseye yem olmaz Ormanlar Kralının mekânında.
  • Hayat Arkadaşını kısa sürede kaybedince derin bir üzüntü yaşadı.
  • Filenin Sultanları yine harika bir performans sergiledi.
  • Herkes günümüzde On İki Dev Adam‘ı konuşuyor.

Uyarı: Yukarıdaki örneklerde Beyaz Altın gibi terimler dolaylama anlamında kullanılmaktadır. Ancak, “kuyumcudan beyaz altın aldı” gibi cümlelerde Beyaz Altın dolaylama anlamında değildir.

 

 

Dolaylama: Kelimelerin Sihirli Dünyası

Dolaylama, bir kavramı veya varlığı doğrudan adıyla söylemek yerine, onun özelliklerini, çağrışımlarını veya benzerliklerini kullanarak dolaylı yoldan ifade etmektir. Bu, dilin en güçlü ve en yaratıcı araçlarından biridir. Tıpkı bir resimde renklerin bir araya gelerek anlamlı bir bütün oluşturması gibi, kelimeler de dolaylama sayesinde yeni anlamlar kazanır ve metinlere derinlik katar.

Neden Dolaylama Kullanırız?

  • Metni Zenginleştirmek: Dolaylamalar, metinlere canlılık ve çeşitlilik katar.
  • Duyguları Güçlendirmek: Bir duyguyu doğrudan söylemek yerine, dolaylama ile daha etkili bir şekilde ifade edebiliriz. Örneğin, “çok üzgünüm” yerine “kalbim kırıldı” demek, üzüntüyü daha yoğun bir şekilde aktarır.
  • Okuru Etkilemek: Dolaylamalar, okuyucuyu düşünmeye ve metnin derinliklerine inmeye teşvik eder.
  • Kişisel Stili Yansıtmak: Farklı yazarlar, aynı durumu farklı dolaylamalarla ifade ederek kendi özgün stillerini oluştururlar.

Dolaylamanın Çeşitleri

  • Kişi Adları ile Dolaylama: Tarihi şahısların veya ünlü kişilerin özellikleri, yeni kişilere veya kavramlara aktarılır. Örneğin, “Atatürk” yerine “Büyük Kurtarıcı” demek.
  • Yer Adları ile Dolaylama: Bir yerin özelliği, başka bir yere veya duruma aktarılır. Örneğin, “İstanbul” yerine “Yedi Tepeli Şehir” demek.
  • Tür Adları ile Dolaylama: Bir türün özelliği, başka bir şeye veya duruma aktarılır. Örneğin, “kaleci” yerine “file bekçisi” demek.
  • Benzetmeler: Bir şeyi başka bir şeye benzeterek anlatmak. Örneğin, “aslan gibi yürekli” demek.
  • Kişileştirmeler: Cansız varlıklara insan özelliği vermek. Örneğin, “deniz fısıldıyordu” demek.

Dolaylama Örnekleri

  • “Minik serçe yine ağlattı sevenlerini.” Bu cümlede “minik serçe”, duygusal bir seslendirme yeteneği olan bir şarkıcıyı ifade ediyor.
  • “Kara kıtanın masum çocukları bir kuru ekmeğe muhtaçtır.” Burada “kara kıta”, Afrika’yı temsil ediyor ve kıtadaki yoksulluğa dikkat çekiliyor.
  • “Yedi Tepeli Şehir asırlarca kimleri ağırlamadı ki…” Bu cümle, İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliğini vurguluyor.
  • “Beyaz altın bu yıl para etmiyor.” Burada “beyaz altın”, pamuk anlamına geliyor.

Dolaylamanın Gücü

Dolaylama, dilin en güçlü silahlarından biridir. Bir kelimeyi başka bir kelimeyle değiştirmek, metnin anlamını tamamen değiştirebilir ve okuyucunun zihninde yeni çağrışımlar yaratabilir. Örneğin, “kadın” yerine “güzellik kraliçesi” demek, kadının sadece fiziksel güzelliğine değil, aynı zamanda iç güzelliğine ve çekiciliğine de dikkat çeker.

Özetle, dolaylama, dilin yaratıcı ve etkili bir kullanımıdır. Dolaylamaları kullanarak, metinlerimizi daha zengin, daha anlamlı ve daha akılda kalıcı hale getirebiliriz.

Peki, sizce günlük konuşmalarımızda dolaylamaya daha fazla yer vermeli miyiz? Neden?

Ek Notlar:

  • Dolaylamalar, şiir, roman gibi edebi metinlerde sıkça kullanılır.
  • Dolaylamalar, reklam metinlerinde de dikkat çekmek için kullanılır.
  • Dolaylamalar, bir kültüre özgü olabilir ve farklı kültürlerde farklı anlamlar taşıyabilir.

Alıştırmalar:

  • Verilen kelimeleri kullanarak dolaylama cümleleri oluşturun: deniz, ağaç, kitap, aşk, zaman
  • Bir şiir veya şarkı sözünde kullanılan dolaylamaları bulun ve analiz edin.
  • Günlük konuşmalarınızda dolaylamaya daha fazla yer vermeye çalışın.

Bu alıştırmalar, dolaylama becerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.


Dil Dışı Göstergeler ve Örnekleri

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 5 dakika

Dilin yanı sıra, gösterge çeşitleri günlük yaşamda çeşitli biçimlerde karşımıza çıkar. Bu göstergeler arasında hareket, jest, mimik, resim, şekil ve işaretler yer alır ve her biri belirli bir iletişim işlevi görür.

1. Belirti (Doğal Gösterge):

Bu tür göstergeler doğaldır ve insan müdahalesi olmadan oluşur. İçinde herhangi bir yapay unsur bulunmayan bu göstergeler, gösteren ile gösterilen arasında doğrudan bir nedensellik ilişkisi barındırır. Bu göstergelerin anlamları, doğrudan gözlemlerle anlaşılabilir.

Örnekler:

  • Yüksek ateş: Vücut sıcaklığının 40 dereceye çıkması, bir hastalığın belirtisi olabilir.
  • Öksürük: Genellikle bir sağlık sorununun, örneğin soğuk algınlığının belirtisi olarak görülür.
  • Sel: Yoğun yağışların bir sonucu olarak meydana gelen su baskını.
  • Gök gürültüsü: Fırtına veya şiddetli hava hareketlerinin bir göstergesidir.
  • Ağaç yapraklarının gürleşmesi: İlkbaharın geldiğinin işareti olarak kabul edilir.
  • Romatizma hastalığı ve bacak ağrıları: Bazı durumlarda yağmurun yaklaşmakta olduğuna dair eski bir inanış.
  • Yaprakların sararması: Sonbaharın başladığını gösteren bir işarettir.

2. Belirtke (Sosyal Gösterge):

Belirtke, insanların iletişim kurma amacıyla geliştirdiği yapay göstergelerdir. Gösteren ile gösterilen arasında sosyal bir uzlaşma bulunur ve bu göstergeler belirli bir topluluk tarafından anlaşılır. Trafik işaretleri, uyarı levhaları ve Mors alfabesi gibi iletişim araçları bu kategoriye girer.

Örnekler:

  • Trafik işaretleri ve levhaları: Yollar üzerindeki yönlendirme ve bilgi verme işaretleri.
  • Mors alfabesi: Nokta ve çizgilerden oluşan kodlama sistemi ile iletişim sağlanır.
  • Uyarı ve bilgi işaretleri: Çeşitli sosyal ve teknik amaçlar için kullanılan semboller.

3. İkon (Görsel Gösterge):

İkonlar, gösteren ile gösterilen arasında benzerlik ilişkisi kuran görsel göstergelerdir. Bu göstergeler genellikle haritalar, fotoğraflar, resimler ve şehir planları gibi görsel temsilleri içerir.

Örnekler:

  • Süleymaniye Camisi’nin resminin tabloya dönüştürülmesi: Gerçek bir yapının sanatsal temsili.
  • Sonbaharı gösteren bir ressamın tablosu: Mevsimsel değişimi görsel olarak ifade eder.
  • Fatih Sultan Mehmet’in fotoğrafı: Tarihî bir kişiliğin görsel temsilidir.

4. Simge:

Simgeler, toplumsal bir uzlaşma ile anlam kazanan görsel biçimlerdir. Bu tür göstergelerde içerik ile şekil arasında nedensellik bulunmaz. Simgeler genellikle kültürel ve toplumsal değerlerle ilişkilendirilir ve soyut kavramları ifade eder. Simge ile ikon arasındaki fark, simgenin daha çok anlam ifade eden ve kültürel olarak belirli bir anlama sahip olmasıdır.

Örnekler:

  • Barış simgesi olarak güvercin: Barışı temsil eden bir görsel, belirli bir kültürel anlama sahiptir.
  • Kum saati resmi: Zamanı temsil eden bir simgedir.
  • Denge terazi: Adaletin simgesidir.
  • Aslan: Galatasaray Spor Kulübü’nün simgesidir, bir kültürel bağlamda kullanılır.

Bu çeşitler, göstergelerin anlam ve kullanım biçimlerini anlamamıza yardımcı olur ve iletişim süreçlerinde nasıl farklı roller üstlendiklerini gösterir.


İsim Cümleleri Tanımı ve Örnekleri

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 7 dakika

İsim Cümleleri

Yüklemi ek fiil almış veya ad soylu bir sözcük olan cümlelere isim cümlesi denir. Yüklemi fiil olmayan bütün sözcükler ad (isim) cümlesidir. İsim cümlelerinde sıfat, zarf, zamir, edat, ünlem, isim ve sıfat tamlamaları yüklem olarak kullanılabilir.

Örnekler

  1. Uçun kuşlar, burada vefa bulunmaz. (isim cümlesi)
  2. Sen açılan bir gülsün, yaprak yaprak. (isim cümlesi)
  3. Kalem, kılıçtan daha keskindir. (isim cümlesi)
  4. Dost, dostunun yükünü omuzlayan kişidir. (isim cümlesi)
  5. Sözü altın olanların susması intihardır. (isim cümlesi)
  6. Her yiğidin kendine özgü bir yoğurt yeme tarzı vardır. (isim cümlesi)
  7. Komşular, birbirlerinin külüne muhtaçtır. (isim cümlesi)
  8. En güçlü iki savaşçı, sabır ve zamandır. (isim cümlesi)
  9. Kabul edilen bir yanlışlık, kazanılmış bir zafer olarak değerlendirilir. (isim cümlesi)
  10. Cömertlik, dostluğun özüdür. (isim cümlesi)
  11. Anı bahçelerinde üşümek, sıcaktı. (isim cümlesi)
  12. Yalnızlık, dışarıdan gelen bir şey değil, insanın içindedir. (isim cümlesi)
  13. Bilgi sahibi olan kişi, her yeri dolaşan bir hazinedir. (isim cümlesi)
  14. Nasıl yapabileceğini bilmek, yapmaktan daha zordur. (isim cümlesi)
  15. Fazilete giden kapıyı açmak güçtür. (isim cümlesi)
  16. İkiyüzlünün dilinde tat, kalbinde ise fesat gizlidir. (isim cümlesi)
  17. Arkadaşlık her zaman gölge veren bir ağaçtır. (isim cümlesi)
  18. Gerekeni yapmak, en kolay çözümdür. (isim cümlesi)
  19. İyi bir oyun için yalnızca oyuncular değil, iyi kurallar da gereklidir. (isim cümlesi)
  20. Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilmez sanan kişilerle doludur. (isim cümlesi)
  21. Evlilik fırtınalı bir denizse, bekârlık bulanık bir bataklıktır. (isim cümlesi)

İsim Cümleleri ile İlgili Notlar

  1. Fiilimsilerin yüklem olduğu cümleler isim cümlesidir.
    • Bütün düşüncesi bir an evvel eve dönmekti. (isim cümlesi)
    • Kabahat hem gidenin hem de gelenindir. (isim cümlesi)
    • Anı yazmak, ölümün elinden bir şey kurtarmaktır. (isim cümlesi)
    • Asla vazgeçmeyin; kaybedenler yalnızca vazgeçenlerdir. (isim cümlesi)
    • Yazılıdan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı. (isim cümlesi)
    • Okula gelen kişi, onun eski bir tanıdığıydı. (isim cümlesi)
  2. İsim cümlelerinde sıfat, zarf, zamir, edat, ikileme, isim ve sıfat tamlamaları yüklem olabilir.
    • Okulumuzun en çalışkan öğrencisi odur. (yüklem, belirtili isim tamlaması)
    • Mustafa saygılı bir öğrenciydi. (yüklem, sıfat tamlaması)
    • Sınıfa geç gelen kişi Tuba’ydı. (yüklem, isim)
    • En güzel şey dinlenmektir. (yüklem, fiilimsiden oluşmuştur)
    • Bunu bize kazandıran sendin. (yüklem, zamirden oluşmuştur)
    • Hayat mücadele ve inançtır. (yüklem, bağlaç öbeğinden oluşmuştur)
    • Her şey senin içindir. (yüklem, edat grubundan oluşmuştur)
    • Üzerindeki elbiselerin çoğu yırtık pırtıktı. (yüklem, ikilemeden oluşmuştur)
  3. Yüklemde kullanılan ortak köklü sözcüklerin isim mi fiil mi olduğunu cümledeki kullanımından anlarız.
    • Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır. (isim cümlesi)
    • Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır. (isim cümlesi)
    • Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır. (isim cümlesi)
    • Senden ümit kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır. (isim cümlesi)
  4. Ek-fiil (ek-eylem) isim veya isim soylu sözcüklere gelerek onları yüklem yapar.
    • Onlar, o zamanlar daha gençti. (genç idi)
    • Onun görünüşüne aldanma; meğer çok gençmiş. (genç imiş)
    • Mustafa, düzenli çalıştığından okulunda çok başarılıdır.
    • Öğrencilerimizden bazıları gerçekten de çok çalışkandır.

Not: “-dır” ek fiili bazen yazılmaz ama varlığı mevcuttur. Buna gizli ek fiil denir.

  • Bu şehrin havası çok temizdir.
  • Bizim oralar şu an çok güzeldir.

İkilem (Kararsızlık) Cümleleri

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 4 dakika

İkilem (Kararsızlık) Cümleleri

İkilem, iki farklı durum arasında kararsız kalmayı ifade eden bir mantık terimidir. İkilem cümlelerinde, iki seçenek arasında bir tercih yapma zorunluluğu vardır. Bu cümleler, karar verme sürecinde karşılaşılan iki alternatifin her birinin avantaj ve dezavantajlarını düşündürür. İkilem terimi, Latince kökenli “dilemma” kelimesinden türetilmiştir ve karar verme sürecindeki belirsizlikleri yansıtır.

İkilem ile İlgili Açıklamalı Örnek Cümleler

Örnek 1

“Toplantıya ben de gitsem mi gitmesem mi karar veremedim!”

Bu cümlede “gitmek” veya “gitmemek” seçenekleri arasında kararsızlık yaşanmaktadır. “Gitmek” veya “gitmemek” arasında bir tercih yapılması gerekmektedir. Bu nedenle, iki alternatifin mevcut olduğu bir ikilem söz konusudur.

Örnek 2

“Yarın akşam annemi ziyarete gitmeli miyim, gitmemeli miyim?”

Bu örnekte, “ziyarete gitmek” veya “ziyarete gitmemek” seçenekleri arasında bir tercih yapılması gerekmektedir. “Gitmek” ya da “gitmemek” durumları arasında kararsızlık yaşanır. Cümledeki iki seçenek, bir ikilem oluşturur.

Örnek 3

“Aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık.”

Bu cümlede, iki farklı çözümün her ikisi de olumsuz bir sonucu işaret etmektedir. Yani her iki seçenek de olumsuz bir duruma yol açar. Bu nedenle, cümlede bir ikilem mevcut olup karar verme sürecinde kararsızlık yaşanır.

Örnek 4

“Sinemaya gitmeli miyim gitmemeli miyim?”

Cümlede, “sinemaya gitmek” veya “sinemaya gitmemek” arasında bir tercih yapma zorunluluğu vardır. İki alternatif arasındaki kararsızlık, bir ikilem durumu yaratır.

Örnek 5

“Anadan mı yardan mı vazgeçmeliyim?”

Bu cümlede, “anadan” ya da “yardan” vazgeçme seçenekleri arasında bir karar verilmesi gerekmektedir. İki durumun her biri arasında kararsızlık yaşanır ve “acaba” kelimesi de bu kararsızlığı ifade eden bir ipucu olarak işlev görür. Bu nedenle cümle, bir ikilem örneğidir.

Sonuç

İkilem, iki seçenek arasında kararsızlık ve seçim yapma zorunluluğunu ifade eden bir kavramdır. İkilem cümlelerinde, her iki seçenek de kendi içinde değerlendirilir ve kişinin karar vermesi gereken durumlar ortaya konur. Bu cümlelerde, karşılıklı olarak değerlendirilen seçeneklerin her biri üzerinde düşünülür ve sonuca ulaşmada zorluk yaşanır. İkilem, kararsızlık ve tercih yapma zorluklarını yansıtır.


Ünlem Tanımı Çeşitleri ve Örneklerle Açıklamalar

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 7 dakika

ÜNLEM

Ünlem, bir cümlenin başında ya da sonunda yer alarak o cümleye duygu, sesleniş ya da doğa sesleri gibi anlamlar katan kelimelerdir. Genellikle ünlem işareti (!) ile kullanılır.

Ünlemler üç ana grupta sınıflandırılabilir:

1. Asıl Ünlemler

Bu grup, doğrudan bir duyguyu veya heyecanı ifade eden kelimelerden oluşur.

Örnekler:

  • A!
  • Aman!
  • Bravo!
  • Ah!
  • Oha!
  • Vay!
  • Üf!
  • Tüh!
  • Ey!
  • Hey!
  • Hoppala!

2. Yansıma Ünlemleri

Doğadaki canlı ya da cansız varlıkların seslerini taklit eden ünlemlerdir. Bu tür ünlemler, yansıma seslerden türetilmiştir.

Örnekler:

  • Tık!
  • Çat!
  • Pat!
  • Küt!
  • Güm!
  • Hav hav!
  • Miyav!
  • Cik cik!
  • Pisipisi!

3. Ünlem Değeri Kazanmış Sözcükler

Bu ünlemler, aslında isim ya da fiil olan kelimelerin ünlem anlamı kazanmış hâlleridir.

Örnekler:

  • Allah, hepimizi korusun! (İsim)
  • Allah Allah, bu nasıl iş! (Ünlem)
  • Vay be, her şey değişmiş! (Ünlem)

Ünlem ile İlgili Notlar

  • Ünlem işareti (!), ünlem kelimesinin hemen ardından ya da cümlenin sonunda kullanılabilir.

    Örnekler:

    • Eyvah, toplantıya geç kaldım!
    • Eyvah! Toplantıya geç kaldım.
  • Kalıplaşmış ünlem öbekleri, birkaç kelimenin bir araya gelerek oluşturduğu ünlem türleridir.

    Örnekler:

    • Hadi canım sen de!
    • Aşk olsun!
    • Hadi oradan!
    • Yok artık!
    • Çok ilginç!
    • Yeter be!
    • Ha gayret!
    • Aman dikkat!
  • Ünlem cümleleri, cümlede ünlem anlamı katacak şekilde vurgulanan yapılar olarak kabul edilir.

    Örnekler:

    • Sakın sinirlerime dokunma!
    • Derhal dışarı çıkın!
    • Vah vah, ne oldu Mehmet!
    • Eyvah, her şey mahvoldu!
  • Alay, küçümseme veya kinaye anlamı vermek için ünlem ayraç içinde kullanılabilir.

    Örnekler:

    • İsmail, ne kadar akıllı (!) olduğunu iddia ediyor.
    • İsteseymiş seçkin bir sanatçı (!) olabilirmiş.
    • Okul oldukça iyi yönetiliyor; musluklar dışında her şey akıyor (!)
  • Ünlemler, cümle içinde farklı görevlerde kullanılabilir:

    Örnekler:

    • Onun ahı gitmiş vahı kalmış. (İsim)
    • Ha tahin ha pekmez, fark etmez. (Bağlaç)
    • Ha gayret, Mustafa! (Ünlem)
  • Kişi isimleri ve unvanları ünlem olarak kullanılabilir:

    Örnekler:

    • Mustafa! (Seslenme)
    • Ahmet Bey!
    • Betül Hanım!

Ünlem Sözcükleri ve Cümleleri ile İlgili Örnekler

  • Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: “İlerle!”
  • Aman ha!
  • Aman çocuklar dikkat!
  • Aşk olsun!
  • Ay, ne tatlısın sen öyle!
  • Aa! Bu ne böyle?
  • Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
  • Bravo sana!
  • Eh, fena değil.
  • Ey Türk gençliği!
  • Elveda, ey baharın müjdecisi!
  • Eyvah, her şey kayboldu!
  • Eyvah, köpek bana doğru geliyor!
  • Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
  • Ee, yeter artık!
  • Gökyüzünün başka rengi de varmış!
  • Hay Allah!
  • Ha gayret!
  • Hey, buraya gelsene!
  • İmdat!
  • Of, bıktım artık!
  • Oh, ne güzel!
  • Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!
  • Oldukça ilginç!
  • Tüh, yine yanlış yaptım!
  • Komşular!
  • Miyav!
  • Ne kadar güzel bir manzara!
  • Vah zavallı!
  • Vah vah, ne oldu kuzucuğum!
  • Vay sersem!
  • Yazık size!
  • Yazık, çocuğun ayağı kırılmış!
  • Yeter be!
  • Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyin! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.
  • Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum; onlara sarıldıkça yolunuzu şaşırmazsınız.
  • Müminler! Sözümü iyi dinleyin ve iyi belleyin.
  • Arkadaşlar, biz bu yolda türküler söyleyerek sizi uğurluyoruz… Ayrılıyoruz!

(Faruk Nafiz Çamlıbel)

  • Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

(Necmettin Halil Onan)

  • Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar, dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!

(Faruk Nafiz Çamlıbel)


Tarihlerde Gün Ay Adları Nasıl Yazılır?

Eylül 14, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

Bir tarih ile birlikte kullanılan gün ve ay adları büyük harfle başlar, diğer durumlarda ise küçük harfle yazılır. Yani belirli bir tarih varsa büyük harf kullanılır; tarih belirli değilse küçük harf kullanılır. Eğer yıl belirli değilse ve sadece ay ve gün adları verilmişse, ay adı yine büyük harfle yazılır.

Örnekler:

  • Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920‘de açıldı. (Gün, ay ve yıl belirli.)
  • 18 Aralık‘ta düğün yapılacak. (Gün ve ay belirli.)
  • 3 Ekim Salı günü bize ziyarete gelecek. (Gün ve ay belirli.)
  • Mustafa çarşamba günü Ankara’ya hareket edecek. (Sadece gün belirli.)
  • Bir pazar günü de bize gelirsen, önemli değil. (Sadece gün belirli.)
  • Sınav haziran ayında yapılırsa, daha iyi hazırlanmış oluruz. (Sadece ay belirli.)
  • Tüm hastalıklar nisan ayında artar. (Sadece ay belirli.)

Gün, Ay ve Tarih Adlarının Yazımıyla İlgili Önemli Uyarılar

  1. Tarihler rakamlarla yazıldığında çeşitli biçimlerde sunulabilir:
    • 20.01.1992
    • 10/05/2005
    • 29 Ekim 1923
    • 20–06–2002
      1. VIII. 2006
    • 25 – VI – 2005
  2. Tarih belirli gün ve ay adlarından sonra ekler ayrılırken, tarihi belirli olmayan ay ve gün adlarına ek getirilirken ayrılmaz.

Örnekler:

  • 28 Haziran‘da yapılacak sınavlarda daha fazla kişi görev alabilecek. (Ay ve gün belirli.)
  • Bu yıl haziran ayında ilk kez genel bir sınav düzenlenecek. (Sadece ay belirli.)
  • Sizinle pazartesiyi salıya bağlayan akşam orada buluşalım. (Sadece gün belirli.)
  1. “Gün” sözcüğü, gün, ay ve yıl adlarıyla kullanıldığında hiçbir zaman büyük harfle yazılmaz.

Örnekler:

  • 28 Eylül Pazartesi günü okullar açılacak.
  • Önümüzdeki salı günü okula gelin ve görüşelim.
  • 28 Ekim 1918 Çarşamba günü her şey netleşti.