Söyleşmeye Bağlı Anlatımın Tanımı ve Özellikleri
Söyleşmeye bağlı anlatım, genellikle diyalog, monolog veya röportaj gibi karşılıklı konuşma biçimlerinde başvurulan bir anlatım türüdür. Bu anlatım biçiminde, iki veya daha fazla kişi herhangi bir konu üzerinde karşılıklı olarak konuşur ve bu konuşmalar söyleşmeye bağlı anlatım olarak adlandırılır. Bu anlatım türü, hikâyelerde, tiyatrolarda ve manzum hikâyelerde de karşılaşılabilir.
Söyleşmeye Bağlı Anlatımın Özellikleri
Söyleşmeye Bağlı Anlatıma Örnekler
Örnek 1
PARA PARA PARA
Müdür—Değerli öğretmen arkadaşlarım,
bilindiği üzere okulumuzun ihtiyaçları **giderek artmakta**, fakat gelirimiz bunu **karşılayamamaktadır**. Dolayısıyla, bu ihtiyaçların karşılanması için **acilen kaynak bulmamız gerekmektedir**.
Öğretmen—Müdürüm, IMF’den yardım **talebinde bulunsak**, bize yardım etmez mi?
Öğretmen—Kesinlikle eder. **Hiç şüpheniz olmasın**, fakat küçük bir **sorun** olacak. Bir yıl sonra IMF’nin yardım borcunu **ödemek** için okulu **satmamız gerekecek**.
Müdür—Arkadaşlar, şakanın sırası **değil**. Lütfen **ciddi** olalım.
Öğretmen—Sayın müdürüm, benim **güzel bir fikrim** var.
Öğretmen—Derslerden sonra okulun ihtiyaçları için **seyyar satıcılık** yapalım derseniz, hiç **konuşmayın**. Ben **ev kiram** için bu işi yapıyorum.
Müdür—Buyurun Hocam, **fikrinizi** alalım.
Öğretmen—Okulumuzun **çatı katı** şu an boş **değil mi**?
Müdür—Boooş.
Öğretmen—Çatı katına 20 **ranza** **düşmez mi**?
Müdür—30 **ranza** da düşer ama ne **yapacaksın** ranzayı.
Öğretmen—30 ranzayı, **üstüne** de kaliteli birkaç yatak koyduğumuzda **küçücük bir otelimiz** olur. Otel fiyatlarının yarısı kadar bir **ücret talep edersek**, **gör o zaman** para nasıl kazanılıyormuş.
Öğretmen—Bence çatı katına da gerek **yok**. Otel sadece akşamları **kullanıldığına göre**, bütün sınıfları oda **niyetine** kullanabiliriz.
Açıklama: Bu metin, iki veya daha fazla kişinin bir konu üzerinde karşılıklı olarak konuştuğu bir söyleşmeye bağlı anlatım örneğidir. Metin, bir tiyatro parçasından alınmıştır. Dil, daha çok göndergesel işlevde kullanılmıştır. Cümlelerin yalın ve kısa olması, metindeki karşılıklı diyalogların söyleşmeye bağlı anlatım ile oluşturulduğunu göstermektedir. Bu anlatım türü, karakterler arasındaki etkileşimi ve iletişimi öne çıkarır.
Yorumlar
Söyleşmeye bağlı anlatım, temelinde yazarın okuyucuyla veya bir başka karakterle sohbet ediyormuş gibi bir üslup benimsediği, metni bir karşılıklı konuşma atmosferi içinde sunduğu anlatım biçimidir. Bu tekniğin temel amacı, konuyu daha samimi, anlaşılır ve ilgi çekici bir hale getirmektir. Yazar, tek taraflı bir bilgi aktarımından ziyade, okuru da düşünce sürecine dahil ederek interaktif bir zemin oluşturur. Bu yönüyle, didaktik ve soğuk bir üsluptan bilinçli olarak uzaklaşır.
Bu anlatım türünün en belirgin özelliği, metnin samimi ve doğal bir hava taşımasıdır. Yazar, okura doğrudan seslenir, ona sorular sorar ve hatta bazen onun adına cevaplar vererek bir diyalog yanılsaması yaratır. Bu durum, metnin monolog yapısından çıkıp diyalog formuna yaklaşmasını sağlar. Kullanılan dil, genellikle akademik veya resmi bir dilden ziyade, günlük konuşma diline yakın, sıcak ve akıcıdır. Bu sayede okur, bir ders dinliyormuş gibi değil, bir dostuyla sohbet ediyormuş gibi hisseder. Bu da anlatılan konunun daha kolay benimsenmesine yardımcı olur.
Söyleşmeye bağlı anlatımın dil ve üslup özellikleri, onu diğer anlatım biçimlerinden ayırır. Bu teknikte sıkça soru cümleleri kullanılır. Ancak bu sorular, salt bilgi isteme amaçlı retorik olmayan sorulardan ziyade, okuru düşünmeye sevk eden, onun onayını veya katılımını bekleyen retorik sorulardır. Örneğin, "Sizce de bu konuda haksız mıyım?" veya "Peki, bu durumda ne yapmalı?" gibi ifadeler, okuru metnin içine çeken kancalardır. Bunun yanı sıra, dilin doğallığını artırmak için devrik cümlelere, ünlemlere ve hitap ifadelerine ("Sevgili okur," "Aziz dostum," vb.) sıkça yer verilir. Yazar, kendi kişisel görüşlerini, kanılarını ve deneyimlerini çekinmeden metne dahil eder, bu da metne öznel bir nitelik kazandırır.
Söyleşmeye bağlı anlatım, sıkça tartışmacı anlatım ile karıştırılabilir. Aralarındaki temel fark, amaç ve üsluptadır. Tartışmacı anlatımda amaç, karşıt bir görüşü çürütmek ve kendi tezini kesin bir dille savunmaktır. Üslup daha keskin ve iddialıdır. Söyleşmeye bağlı anlatımda ise amaç, bir konuyu okurla birlikte ele almak, farklı yönlerini birlikte değerlendirmektir. Yazar, kesin hükümler vermekten kaçınarak daha esnek ve mütevazı bir tavır sergiler. Tartışmacı anlatım bir "meydan okuma" iken, söyleşmeye bağlı anlatım bir "davet" niteliğindedir.
Türkçe dilbilgisi ve paragraf sorularında, bir metnin anlatım biçimini belirlerken bu özellikler kilit rol oynar. Bir metinle karşılaştığınızda şu soruları sormak, doğru sonuca ulaşmanızı kolaylaştıracaktır:
1. Yazar, okura doğrudan "siz" veya "sen" diye hitap ediyor mu?
2. Metinde okurun fikrini almaya yönelik sorular var mı? ("Ne dersiniz?", "Katılmaz mısınız?")
3. Dil, resmi ve nesnel bir tondan ziyade, kişisel ve samimi mi?
4. Yazar, kendi düşüncelerini "bence", "kanaatimce" gibi ifadelerle açıkça belirtiyor mu?
5. Metin, bir makaleden çok bir köşe yazısı veya deneme havası taşıyor mu?
Eğer bu soruların çoğuna cevabınız "evet" ise, o metinde söyleşmeye bağlı anlatım tekniğinin ağır bastığını söyleyebilirsiniz. Örneğin, "Şimdi durup bir düşünelim. Hayatın koşturmacası içinde en son ne zaman kendimize vakit ayırdık? Eminim çoğumuzun bu soruya verecek net bir cevabı yoktur. Oysa ruhumuzun da en az bedenimiz kadar bakıma ihtiyacı var, değil mi?" şeklinde başlayan bir paragraf, bu anlatım biçiminin tipik bir örneğidir.
Sonuç olarak, söyleşmeye bağlı anlatım, yazar ile okur arasında sıcak bir bağ kurmayı hedefleyen, etkileşimli ve dinamik bir anlatım tekniğidir. Bilgiyi kuru bir şekilde aktarmak yerine, onu bir sohbetin parçası haline getirerek kalıcı ve etkili kılmayı amaçlar. Bu nedenle özellikle deneme, fıkra (köşe yazısı) ve sohbet türü metinlerde sıklıkla karşımıza çıkar.
Söyleşmeye Bağlı Anlatım, edebi metinlerde ve günlük dilde sıkça karşılaştığımız, olayların, durumların veya düşüncelerin karakterlerin karşılıklı konuşmaları aracılığıyla aktarıldığı bir anlatım biçimidir. Bu tekniğin temelinde diyalog yatar. Yazar, okuyucuyu doğrudan olayın merkezine çekmek, karakterlerin iç dünyasını, kişilik özelliklerini ve aralarındaki ilişkileri doğal bir yolla sergilemek için bu yönteme başvurur. Anlatıcı, bir süreliğine geri plana çekilir ve sahneyi karakterlere bırakır. Bu sayede metin, tekdüzelikten kurtularak daha dinamik, canlı ve inandırıcı bir yapıya kavuşur.
Bu anlatım biçiminin en belirgin özelliği, konuşmaların genellikle konuşma çizgisi (—) veya tırnak işareti (" ") kullanılarak verilmesidir. Konuşmaların ardından gelen "dedi", "diye sordu", "cevap verdi" gibi ifadeler, konuşanın kim olduğunu ve eylemini belirtir. Ancak modern metinlerde, akıcılığı artırmak ve tempoyu yükseltmek amacıyla bu tür belirtici ifadelerden kaçınıldığı da görülür. Okuyucu, konuşmaların akışından kimin konuştuğunu kendisi çıkarır. Bu durum, okuyucuyu metne daha aktif bir şekilde dahil eder. Örneğin, Sait Faik Abasıyanık veya Orhan Kemal gibi yazarların eserlerinde bu tekniğin ustaca kullanıldığına tanık oluruz; karakterler, ağız özellikleriyle, kelime seçimleriyle ve üsluplarıyla birbirlerinden ayrılır ve adeta canlanırlar.
Söyleşmeye bağlı anlatımın farklı türleri ve ilişkili olduğu kavramlar da bulunmaktadır. Bunların en bilinenleri şunlardır:
1. Diyalog: En az iki karakter arasında geçen karşılıklı konuşmadır. Bu, tekniğin en temel ve yaygın formudur. Karakter geliştirme, olay örgüsünü ilerletme ve gerilim yaratma gibi birçok işlevi yerine getirir.
2. Monolog: Bir karakterin, diğer karakterlerin varlığında veya yokluğunda, kendi kendine yaptığı uzun soluklu konuşmadır. Karakter genellikle düşüncelerini, duygularını veya planlarını sesli bir şekilde ifade eder. Tiyatro metinlerinde sıkça rastlanan bir tekniktir.
3. İç Monolog: Monologdan farklı olarak, karakterin düşüncelerinin herhangi bir mantık süzgecinden geçirilmeden, olduğu gibi ve doğrudan okuyucuya aktarılmasıdır. Burada amaç, karakterin zihninin en derinliklerine inmek ve bilinç akışını yansıtmaktır. Cümleler devrik, eksik veya karmaşık olabilir. James Joyce ve Virginia Woolf gibi modernist yazarlar bu tekniğin öncülerindendir.
Türkçe dilbilgisi ve edebiyat sınavlarında, söyleşmeye bağlı anlatım konusu genellikle paragraf soruları ve anlatım biçimleri başlıkları altında karşımıza çıkar. Öğrencilerden, verilen bir metinde hangi anlatım biçiminin ağır bastığını tespit etmeleri istenir. Bir metinde karşılıklı konuşmalar yoğunluktaysa, doğru cevap "söyleşmeye bağlı anlatım" olacaktır.
Çözümlü Soru Örneği:
*Metin:*
> — Nereye gidiyorsun böyle erkenden? diye sordu ihtiyar balıkçı.
> Genç adam, omuzundaki ağı düzelterek cevap verdi:
> — Kısmetimi denize atmaya gidiyorum amca. Belki bugün deniz cömert davranır.
> İhtiyar, gökyüzüne baktı.
> — Hava bozacak gibi, dedi. Rüzgâr kuzeyden esiyor. Fazla açılma.
*Soru:* Bu parçada hangi anlatım biçimi ağır basmaktadır?
A) Betimleyici Anlatım
B) Öyküleyici Anlatım
C) Söyleşmeye Bağlı Anlatım
D) Açıklayıcı Anlatım
*Çözüm:* Paragraf, ihtiyar balıkçı ile genç adam arasındaki karşılıklı konuşma üzerine kurulmuştur. Olaylar ve durumlar, onların diyalogları aracılığıyla okuyucuya aktarılmaktadır. Metnin neredeyse tamamı diyaloglardan oluştuğu için ağır basan anlatım biçimi söyleşmeye bağlı anlatımdır. Bu nedenle doğru cevap C seçeneğidir.
Sonuç olarak, söyleşmeye bağlı anlatım, metne sadece estetik bir değer katmakla kalmaz, aynı zamanda karakterleri derinleştiren, olay örgüsünü hareketlendiren ve okuyucunun metinle güçlü bir bağ kurmasını sağlayan temel bir edebi araçtır. Bu tekniği ve onunla ilişkili kavramları anlamak, hem metinleri daha iyi yorumlamak hem de dilbilgisi sorularında başarılı olmak için kritik bir öneme sahiptir.
Yorum Bırak