Mektup, E-Posta

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 3 dakika
Mektup: Bir haberi, isteği, duyguyu, düşünceyi veya dileği, yanımızda olmayan birine iletmek amacıyla yazılan özel yazılara denir. Mektuplar yazılış amaçlarına göre farklı türlere ayrılır; Özel mektuplar, resmi mektuplar, edebi mektuplar, dini mektuplar, iş mektupları… Edebiyatçıların birbirlerine veya yakınlarına yazdıkları mektuplar olan edebi mektuplar anlatımları bakımından sanat değeri taşıyan mektup türleridir. www.z-turkce.com
Bazı yazarlar deneme, roman, öykü, köşe yazısı, tenkit vb eserlerini oluşturmak için mektup türünden biçim anlamında faydalanmışlardır.
Divan edebiyatında bazı şairlerin vee yazarların mektupları ile resmi mektuplar “münşeat” mecmualarında geniş yer tutmuştur. Fuzuli’nin “Şikayetname” adlı eseri, edebi mektup türünün ilk örneklerindendir. Kanuni Sultan Süleyman vee oğulları arasında yazılmış bazı manzum mektuplar da vardır.
Mektup türü Tanzimat döneminde Şinasi ile birlikte çağdaş özellikler göstermiştir. Şinasi’nin 1851 yılında Paris’ten annesine yazdığı mektup, özel mektup türüne birr örnektir. Namık Kemal vee Abdülhak Hamit Tanzimat döneminde mektup türünde başarılı eserler vermiş diğer yazarlardır. Namık Kemal’in sayfalar süren mektupları (Namık Kemal’in Mektupları, Abdülhamit’e Mektuplar) tarih vee edebiyat açısından önemli birer belge niteliğindedir. Milli Edebiyat akımının vee Türkçülüğün öncülerinden olan Ziya Gökalp de (Limni vee Malta Mektupları) bu türde başarılı eserler vermiştir. Bunların dışında Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Memduh Şevket Esendal bu türde eserleri olan sanatçılarımızdandır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar “Mutallâka” adlı romanını yazarken biçimsel anlamda mektup türünden faydalanmış vee bu konuda ilk olmuştur. Halide Edip Adıvar’ın “Handan” adlı romanı da mektuplardan oluşur. Ömer Seyfettin’in mektup biçiminde yazılmış hikayeleri bulunmaktadır.► E-Posta: E-posta (elektronik posta), insanların internet üzerinden birbirlerine gönderdikleri dijital mektuptur. Mektupta olduğu gibi herhangi birr kağıt kullanımı gerektirmeyen e-posta, internet üzerinden anında alıcısına ulaşır. Hem zamandan tasarruf edilmesini hem de kağıt kullanımından doğan ağaç katliamının önüne geçilmesini sağlar. Aynı zamanda e-postalara fotoğraf, video, müzik gibi birçok materyal vee doküman eklenebilir. E-posta hesabı, çoğu ücretsiz olan servis sağlayıcılardan edinilebilir. E-posta, çokk ucuz vee kullanımı kolay birr iletişim yoludur. Dünya üzerinde herr gün milyarlarca e-posta gönderilmektedir. Ancak güvenlik açıkları çokk olan birr iletişim aracıdır. Dolandırıcılar kullanıcılara gönderdikleri e-postalarla binlerce, on binlerce kişiyi dolandırmaktadırlar. Bu sebeple kaynağı bilinmeyen e-postaları açmak vee içeriğini indirmek konusunda çokk dikkatli olunmalıdır.

Dolaylı Tümleç Nedir Nasıl Bulunur Örneklerle Açıklamalı Anlatım

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 5 dakika

Yüklemin anlamını yer açısından tamamlayan, ismin “-e, -de, -den” durum eklerinden birini alan sözcüklere dolaylı tümleç denir. Bu tümleçleri bulabilmek için yükleme “kime, kimde, kimden, neye, nereye, nerede, nereden” soruları yöneltilir. Bu sorular sayesinde dolaylı tümleç, cümledeki yerine göre belirlenebilir.

Örnekler:

  • Akşam vakti evimize davetsiz misafirler geldi. (nereye sorusuna cevap veriyor; dolaylı tümleç)
  • Öğrenciler, ders bitiminde okuldan ayrıldılar. (nereden sorusuna cevap veriyor; dolaylı tümleç)
  • Çiçeklere su döken kişi bahçede çalışıyordu. (nereye sorusuna cevap veriyor; dolaylı tümleç)

1. Bir cümlede farklı yerlerden gelen birden fazla dolaylı tümleç olabilir.

  • Kitapları, depodan alıp kütüphaneye getirdik. (nereden ve nereye soruları ile iki farklı dolaylı tümleç bulunuyor.)

2. Dolaylı tümleç, hem yer bildirmeli hem de “-e, -de, -den” eklerinden birini almalıdır. Aksi takdirde dolaylı tümleç olmaz. Bunun birkaç istisnası vardır.

  • İçeri adım attı. (Yer bildirmesine rağmen “-e, -de, -den” eki almadığı için zarf tümleci olur.)
  • Ahmet, hızlıca dışarıya çıktı. (Yer bildirip ilgili eki aldığı için dolaylı tümleç.)
  • Yazın, yaylaya gitmeyi planlıyorlar. (Zaman bildirdiği için zarf tümleci.)

3. Şekil olarak dolaylı tümlece benzer görünse de, öğeyi buldurmaya yönelik sorularda “Nasıl?” sorusu soruluyorsa, dolaylı tümleç değil zarf tümleci olur.

  • Çalışmadığından sınavda başarılı olamadı. (nasıl sorusu ile zarf tümleci)
  • Samimi bir şekilde onu sevdi. (nasıl sorusu sorulunca zarf tümleci)
  • Saatler boyunca onu ayakta bekledi. (nasıl sorusuna yanıt olduğu için zarf tümleci)

Bu tür örneklerde, yükleme “nasıl” sorusu yöneltilir, bu nedenle zarf tümleci çıkar.

4. Dolaylı tümleci bulmaya yönelik sorular cümlede geçtiğinde, kendileri de dolaylı tümleç olabilir.

  • Kime sormuştunuz bu soruyu? (dolaylı tümleç)
  • Kimden duydun bu haberi? (dolaylı tümleç)
  • Nereye bırakacaktın çantayı? (dolaylı tümleç)

5. “Neye?” sorusu bazen “niçin?” anlamına geldiğinde, dolaylı tümleç değil, zarf tümleci olur.

  • Neye bu kadar geç kaldın derse? (Burada niçin anlamında kullanıldığı için zarf tümleci olur.)

6. Bazı cümlelerde ara sözler dolaylı tümlecin açıklayıcısı olabilir.

  • Annesinin yanına – yıllardır görüşmediği kişi – gitmek istiyordu. (Dolaylı tümleç ve ara söz)

7. Sıralı cümlelerde dolaylı tümleç ortak olarak kullanılabilir.

  • Ahmet’e bakıyor, aynı zamanda bir şeyler anlatıyordu. (dolaylı tümleç)

Bu cümlede iki farklı fiil olsa da, Ahmet’e ifadesi her iki eylem için de geçerli, bu yüzden ortak dolaylı tümleçtir.

Yukarıda verilen tüm açıklamalar dolaylı tümleçlerin cümlede nasıl kullanıldığını ve hangi durumlarda zarf tümleci ile karıştırılabileceğini gösteriyor. Her bir örnek, farklı cümle yapılarında dolaylı tümleçleri doğru bir şekilde bulmanın önemini ortaya koyuyor.


Cümle, Cümlenin Özellikleri ve Cümlenin Türleri

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 13 dakika

Türkçede Cümle Yapısı ve Özellikleri

Türkçede “cümle” olarak adlandırılan yapı, bir duyguyu, düşünceyi ya da eylemi tam olarak ifade eden ve yargı bildiren söz ya da söz grubudur. Cümleler, bir ifadeyi soru, emir ya da ünlem biçiminde dile getirebilir. Cümlenin temel yapısı genellikle özne, tümleç ve yüklem ögelerinden oluşur. Ancak, cümle olabilmenin en önemli koşulu, yargı bildirmesidir. Cümle, tek bir kelimeden oluşabileceği gibi, onlarca kelimeden de oluşabilir.

Örnekler:

  • Yazdı – Bu tek kelimelik ifade, yargı bildirdiği için bir cümle olarak kabul edilir.
  • Bak – Bu da yargı bildiren bir diğer tek kelimelik cümledir.

Örnek:

  • Dün akşam evimizin bahçesinde iki kişi – Bu ifade yargı bildirmediği için cümle olarak kabul edilmez.

Cümlenin Özellikleri

  1. Cümle, öğelerden oluşur. Bu öğeler tek bir kelimeden oluşabileceği gibi birden fazla kelimeden de oluşabilir.Örnekler:
    • Mustafa dün bize geldi. (Öğeler tek bir kelimeden oluşmuş)
    • Mustafa’nın annesi, okulun bahçesindeki çocuklara kulak misafiri olmuştu. (Öğeler birden fazla kelimeden oluşmuş)
  2. Bir cümlede birden fazla özne ve yüklem bulunmaz. Diğer öğeler birden fazla olabilir.Örnekler:
    • Mustafa geldi. (Tek özne ve yüklem)
    • Mustafa dün seni evde arkadaşını bu akşam okulda aramış. (Bu cümlede iki nesne, iki dolaylı tümleç ve iki zarf tümleci bulunmaktadır.)
  3. Tam bir cümlede; özne, yüklem, nesne, dolaylı tümleç ve zarf tümleci yer alır.Örnek:
    • Osman, dün akşam evde seni sordu.
      • Özne: Osman
      • Zarf Tümleci: Dün akşam
      • Dolaylı Tümleç: Evde
      • Nesne: Seni
      • Yüklem: Sordu

Cümlenin Türleri

A. Anlamına Göre Cümleler

  1. Olumlu Cümle: Yüklemin bildirdiği işin yapıldığını ya da gerçekleştiğini belirten cümlelerdir. Türkçede olumsuzluk bazı ek ve sözcüklerle sağlanır.Örnekler:
    • Dün hava çok güzeldi. (Olumlu isim cümlesi)
    • Bizimkiler yarın akşam gelecekler. (Olumlu fiil cümlesi)
  2. Olumsuz Cümle: Yüklemin bildirdiği işin gerçekleşmediğini ifade eden cümlelerdir. Olumlu isim cümleleri “yok, değil” sözcükleri ve “-sız” ekleri ile olumsuz hale getirilir.Örnekler:
    • Evinize gelen o değildi. (Olumsuz isim cümlesi)
    • Konserde kimse yoktu. (Olumsuz isim cümlesi)
    • Tuba, çok güçsüzdü. (Olumsuz isim cümlesi)
  3. Soru Cümlesi: Bir duygu ya da düşünceyi soru yoluyla açıklayan cümlelere denir. Dilimizde soru anlamı soru sıfatı, soru zamiri, soru zarfı ya da soru edatı ile sağlanır.Örnekler:
    • Bakkaldan beni soran sen miydin? (Soru edatı ile sağlanmış)
    • İstanbul’a ne zaman gideceksin? (Soru zarfı ile sağlanmış)
    • Çarşıdan ne aldın? (Soru zamiri ile sağlanmış)
    • Hangi mahallede yaşıyorsun? (Soru sıfatı ile sağlanmış)
  4. Koşul Cümlesi: Yan cümlesi şart kipinde çekimlenen yani yargının gerçekleşmesini bir koşula bağlayan cümlelerdir.Örnekler:
    • Eve erken gelirsen oraya gideriz. (Cümlede “-se,-sa” eki ile koşul yapılmış)
    • Ders çalışırsanız başarılı olursunuz. (Cümlede “-se,-sa” eki ile koşul yapılmış)
  5. Ünlem Cümlesi: Özlem, üzüntü, sevinç, heyecan ya da korku gibi bir duyguyu yansıtan cümlelerdir.Örnekler:
    • Eyvah, aldandık; şu güzergâhı hayatı sabit zannettik!
    • Yine mi kaçırdık uçağı, Allah’ım!
  6. Emir Cümlesi: Yüklemi emir kipiyle çekimlenmiş cümlelere denir. Emir kipinin I. tekil ve II. çoğul çekimleri yoktur.Örnekler:
    • Gel
    • Gelsin
    • Gelin
    • Geliniz
    • Gelsinler

B. Yüklemine Göre Cümleler

  1. Fiil Cümlesi: Yüklemi çekimli bir fiil olan cümlelere denir.Örnekler:
    • Okulumuza yeni öğretmenler geldi. (Fiil cümlesi)

    Not: Fiilimsilerin yüklem olduğu cümleler isim cümlesidir.

    Örnekler:

    • Bütün düşüncesi bir an evvel eve gitmekti. (İsim cümlesi)
    • Kabahat hem giden de hem gelende (İsim cümlesi)
  2. İsim Cümlesi: Yüklemi ek fiil almış veya ad soylu bir sözcük olan cümlelere denir.Örnekler:
    • Uçun kuşlar, uçun; burada vefa yoktur.
    • Projelerimiz, geleceğimiz içindir.

C. Yüklemin Yeri Bakımından Cümleler

  1. Kurallı (Düz) Cümle: Yüklemi sonuda bulunan cümlelere denir.Örnekler:
    • Ne zaman seni ansam kuşlar buradan göçer.
  2. Devrik Cümle: Yüklemi son yerde bulunmayan cümlelere denir.Örnekler:
    • Bilmezdim şarkıların bu kadar dokunaklı olduğunu.
  3. Eksiltili Cümle: Yargısı tam olmayan, yüklemi belirtilmemiş cümlelere denir.Örnekler:
    • İnsanı can evinden vuran…

D. Yapısına Göre Cümleler

  1. Basit Cümle: İçinde tek bir yargı barındıran cümlelere denir.Örnekler:
    • Toprağını, suyunu özledim köyümün.
  2. Birleşik Cümle: İçinde birden fazla yargı barındıran yan ve temel cümleciklerden oluşan cümlelere denir. Birleşik cümleler dört grupta incelenir:
    1. Girişik Birleşik Cümle: İçinde fiilimsi bulunan cümlelerdir. Yan cümle fiilimsinin olduğu, temel cümlede yüklemin bulunduğu bölümdür. Bir cümlede ne kadar fiilimsi varsa, o cümlede o kadar yan cümle bulunur.Örnekler:
      • Seni seveni sen de sev.
      • Gelen gideni aratır.
    2. Şartlı Birleşik Cümle: Yan cümleciğin yüklemi dilek-şart, çekimli bir fiil veya ek fiilin şart çekimi isim soylu bir sözcükse, bu cümle şartlı birleşik cümle olur.Örnekler:
      • Yazarsan çabuk öğrenirsin.
      • Ders çalışırsanız başarılı olursunuz.
    3. İç İçe Birleşik Cümle: Başkalarına ait sözlerin değiştirilmeden bir başkasına aktarıldığı cümlelere denir.Örnekler:
      • Ben seni anlıyorum, dedi.
    4. İlgi Cümlesi: “ki” bağlacıyla birbirine bağlanan cümlelere denir.Örnekler:
      • Emanete sahip çık ki münafık olmayasın.
    5. Sıralı Cümle: Aralarında noktalı virgül, virgül ya da bağlaç bulunan bağımsız cümlelerden meydana gelen cümlelere sıralı cümle denir. İkiye ayrılır:
      • Bağımsız Sıralı Cümle: Özne, tümleç ve yüklemleri farklı olan yani öğe ortaklığı bulunmayan cümlelerdir.Örnekler:
        • Çamların kozalakları düşüyor, kış yavaş yavaş geliyor.
      • Bağımlı Sıralı Cümle: Öğelerinden en az birinin ortak olduğu cümlelerdir.Örnekler:
        • Mustafa, zamanında derse girdi, dersi dinledi. (Özne ortak)
        • O eve; Esra okula gitti. (Yüklem ortak)
        • Hasan evini boyadı, temizledi. (Özne ve nesne ortak)

Kılış Fiilleri Nedir? Örnekler

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

Kılış Fiilleri Nedir? Örnekler

Kılış fiilleri, iş bildiren fiillerdir. Bu fiiller, geçişli olup nesne alabilen fiillerdir. Başka bir deyişle, kılış fiilleri “neyi?” veya “kimi?” sorularına yanıt verebilen fiillerdir.

Örnek Fiiller:

  • Yaz-
  • Çiz-
  • Kır-
  • Diz-
  • Al-
  • Taşı-
  • Kaz-
  • Ez-
  • Yol-
  • At-
  • İç-
  • Yık-

Örnek Cümleler:

  • “Öğrenciler tahtaya yazılan notları ve fiillerdeki açıklamaları defterlerine hemen yazdılar.”

    Burada “yaz-“ fiiline “neyi” sorusu yöneltildiğinde “tahtaya yazılan notları” cevabı alınmaktadır. Bu nedenle “yaz-“ fiili, bir nesne aldığı için kılış fiilidir.

  • “İstediklerini yapmayınca Furkan onu defterinden sildi.”

    “Sil-“ fiiline “kimi” sorusu yöneltildiğinde “onu” cevabı alınmaktadır. Bu sebeple “sil-“ fiili, nesne alabildiği için kılış fiilidir.

  • “Önüne bakmadan yürüyünce bütün bardakları kırdı.”

    “Kır-“ fiiline “neyi” sorusu yöneltildiğinde “bütün bardakları” cevabı alınmaktadır. Bu nedenle “kır-“ fiili, nesne aldığı için kılış fiilidir.

Bu fiiller, belirli bir nesne üzerinde gerçekleştirilen işleri ifade eder ve dolayısıyla geçişli olup, “neyi” veya “kimi” sorularına cevap verebilirler.


Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcüklere Örnekler

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 34 dakika

Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcüklere Örnekler

Eş anlamlı (veya diğer adıyla anlamdaş) sözcükler, anlamları bakımından birbirine yakın veya aynı olan kelimelerdir. Bu tür kelimeler, çeşitli bağlamlarda benzer anlamlar taşıyarak kullanılabilirler. Ancak, her eş anlamlı kelime, her bağlamda birbirinin tam yerine geçmeyebilir. Aşağıda, çeşitli alanlarda eş anlamlı (anlamdaş) kelimelere örnekler verilmiştir:

  • EdebiyatYazın
  • BeyazAk
  • KafiyeUyak
  • ManaAnlam
  • EserYapıt
  • SeyahatGezi

Not: Bir sözcüğün anlamdaşlık ilişkisi, kullanıldığı cümlenin bağlamına göre değişebilir. Örneğin:

  • Kara kelimesinin normal şartlarda eş anlamlısı siyah sözcüğüdür. Ancak, bağlama göre bu kelimenin eş anlamlısı değişebilir.

Örnek Cümleler:

  1. Kara gözler çok şey anlatır ey dost!
    Siyah gözler çok şey anlatır ey dost!
    Bu cümlede kara kelimesi gerçek anlamında kullanıldığından, eş anlamlısı siyah olarak kabul edilir.
  2. Kara haber tez duyulur.
    Kötü haber tez duyulur.
    Bu cümlede kara kelimesi gerçek anlamından farklı bir anlamda kullanıldığı için, eş anlamlısı siyah olamaz; burada eş anlamlısı kötü olur.

Yakın Anlamlı (Benzer Anlamlı) Sözcükler

Bazı sözcükler görünüşte eş anlamlı gibi gözükse de, birbirlerinin yerini tam anlamıyla tutamazlar. Bu tür kelimelere yakın anlamlı sözcükler denir. Genellikle aynı dilde yer alan bu kelimeler arasında okunuş veya yazılış farklılıkları olabilir. İşte bazı örnekler:

  • Gücenmek / Küsmek
  • İstemek / Dilemek
  • Tanıdık / Bilindik
  • Çekingen / Korkak
  • Yollamak / Göndermek
  • Söylemek / Demek
  • Dargın / Küskün

Cümle Düzeyinde Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcüklere Örnekler

  1. Okul, insana her şeyi planlı bir şekilde öğretir.
    Eğitim, eskiden plansız bir şekilde yine mektep denilen kurumlarda yapılırdı.
  2. Emrine amade bekleyen ordu varmış.
    Ordu, bütün cihanı fethetmeye hazır olsun.
  3. Altı yüz yıl biz de dünyaya hükmettik.
    Zulüm gördü mü ruy-ı zemin o asırlarda hiç?
  4. Evliya Çelebi durmadan seyahat etmiş.
    Her gezi istenilen neticeyi vermeyebilir.
  5. İmtihan olmak için cihana geldi beşer.
    Zor mu geçiyor sınav işin ehline sormak gerekir.
  6. Kırmızı gül bir elinde güzelin.
    Yanakları al al olmuş dilberin.
  7. Beyaz gelinlik içinde selvi boylu yar.
    Ellerinde güzel ak gülleri var.
  8. Tecrübe sahibi insanlar hayata bir adım önde olur.
    Bütün işler öncelikle deneyim gerektirir.

En Çok Kullanılan Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcükler

  • A Harfi ile Başlayan:
    • AbideAnıt
    • Adİsim
    • AdaleKas
    • AdiBayağı
    • AkılUs
    • AlKırmızı
    • AlazAlev
    • AmaKör
    • AmaçErek
    • AmadeHazır
    • AnıHatıra
    • AnlamMana
    • Anlatımİfade
    • AraçVasıta
    • AsırYüzyıl
    • AsilSoylu
    • Yemek
    • AzaÜye
    • AraFasıla
  • B Harfi ile Başlayan:
    • BarışSulh
    • BatıGarp
    • BayağıAdi
    • BelgeVesika
    • BellekHafıza
    • BesinGıda
    • BeyazAk
    • BiçimŞekil
    • BilgisizCahil
    • BinaYapı
    • BireyFert
    • BitkiNebat
    • BuyrukEmir
  • C-Ç Harfleri ile Başlayan:
    • CahilBilgisiz
    • CelseOturum
    • CenkSavaş
    • CetAta
    • CevapYanıt
    • CümleTümce
    • CimriHasis
    • ÇehreYüz
    • ÇamurBalçık
    • ÇareDeva
    • DavetÇağrı
    • DefaKez
    • DeğerKıymet
    • DelilKanıt
    • DepremZelzele
    • DevinimHareket
    • DevirÇağ
    • DilLisan
    • DizeMısra
    • DoğuŞark
    • DonukMat
    • DorukZirve
    • DuyguHis
    • DüşRüya
    • DüşünceFikir
    • DüzyazıNesir
  • E Harfi ile Başlayan:
    • EbediSonsuz
    • EhemmiyetÖnem
    • Ekİlave
    • EmirBuyruk
    • EmniyetGüvenlik
    • EnderNadir
    • ErekAmaç
    • EsasTemel
    • EserYapıt
    • EsirTutsak
    • EvKonut
    • EdebiyatYazın
  • F Harfi ile Başlayan:
    • FakirYoksul
    • FasılaAra
    • FenaKötü
    • FertBirey
    • FikirDüşünce
  • G Harfi ile Başlayan:
    • GarpBatı
    • GayeAmaç
    • GayretÇaba
    • GebeHamile
    • GizSır
    • GörevVazife
    • Güvenİtimat
    • GüzSonbahar
    • GökyüzüSema
  • H Harfi ile Başlayan:
    • HaneEv
    • HariçDış
    • HarpSavaş
    • HatıraAnı
    • HayatYaşam
    • HediyeArmağan
    • HikâyeÖykü
    • HudutSınır
    • HürÖzgür
    • HareketDevinim
    • HadiseOlay
  • I-İ Harfleri ile Başlayan:
    • IrakUzak
    • IrkSoy
    • IrmakNehir
    • İcatBuluş
    • İdareYönetim
    • İhtiyarYaşlı
    • İhtiyaçGereksinim
    • İkazUyarı
    • İlaveEk
    • İlgeçEdat
    • İmkânOlanak
    • İsimAd
    • İtimatGüven
    • İtinaÖzen
    • İmtihanSınav
  • K Harfi ile Başlayan:
    • KabiliyetYetenek
    • KafiyeUyak
    • KaliteNitelik
    • KanıtDelil
    • KanunYasa
    • KaraSiyah
    • KarşıtZıt
    • KederAcı
    • KelimeSözcük
    • KırmızıAl
    • KişiŞahıs
    • KonutEv
    • KoşulŞart
    • KuzeyŞimal
  • L Harfi ile Başlayan:
    • LahzaAn
    • LisanDil
  • M Harfi ile Başlayan:
    • MabetTapınak
    • MahsulÜrün
    • MebusMilletvekili
    • MedeniUygar
    • MektepOkul
    • MenfiOlumsuz
    • MeridyenBoylam
    • MeseleSorun
    • MesutMutlu
    • MeydanAlan
    • MilletUlus
    • MisafirKonuk
    • MisalÖrnek
    • MuharebeSavaş
    • MüsabakaYarışma
    • MüstakilBağımsız
    • MuallimÖğretmen
    • MektupName
    • MerasimTören
  • N Harfi ile Başlayan:
    • NadirEnder
    • NasihatÖğüt
    • NebatBitki
    • NehirIrmak
    • NemRutubet
    • NesilKuşak
    • NeşeSevinç
    • NeticeSonuç
    • NispetOran
    • NoksanEksik
    • NumuneÖrnek
    • NutukSöylev
    • NamzetAday
  • O-Ö Harfleri ile Başlayan:
    • Olanakİmkân
    • OlayVaka
    • OnayTasdik
    • OranNispet
    • OyRey
    • OzanŞair
    • ÖğeUnsur
    • ÖğrenciTalebe
    • ÖnemliMühim
    • ÖrgütTeşkilat
    • ÖrnekMisal
    • ÖzelHususi
    • Özenİtina
  • P Harfi ile Başlayan:
    • PasifEdilgen
    • PintiCimri
    • PolitikaSiyaset
  • R Harfi ile Başlayan:
    • ReyOy
    • RutubetNem
  • S Harfi ile Başlayan:
    • SadeYalın
    • SağlıkSıhhat
    • SahaAlan
    • SavaşHarp
    • SazÇalgı
    • SırGiz
    • SimaYüz
    • SiyahKara
    • SonNihayet
    • SoyluAsil
    • SözcükKelime
    • SulhBarış
    • SuniYapay
    • SözlükLügat
    • Sınavİmtihan
  • Ş Harfi ile Başlayan:
    • ŞafakTan
    • ŞahısKişi
    • ŞahitTanık
    • ŞairOzan
    • ŞansTalih
    • ŞarkDoğu
    • ŞartKoşul
    • ŞekilBiçim
    • ŞenNeşeli
    • ŞöhretÜn
    • ŞuurBilinç
    • ŞüpheKuşku
    • ŞakaLatife
  • T Harfi ile Başlayan:
    • TabiatDoğa
    • TalebeÖğrenci
    • TalihŞans
    • TaneAdet
    • TasdikOnay
    • TemelEsas
    • TertipDüzen
    • TesirEtki
    • TörenMerasim
    • TutsakEsir
    • TümceCümle
  • U-Ü Harfleri ile Başlayan:
    • UçurumYar
    • Uğraşİş
    • UluYüce
    • UmumiGenel
    • UnsurÖğe
    • UsAkıl
    • UzakIrak
    • ÜyeAza
  • V Harfi ile Başlayan:
    • VakaOlay
    • VakitZaman
    • VasıtaAraç
    • VatanYurt
    • VazifeGörev
    • Vilayetİl
  • Y Harfi ile Başlayan:
    • YanıtCevap
    • YapıtEser
    • YarUçurum
    • YasMatem
    • YasaKanun
    • YaşIslak
    • YaşamHayat
    • Yazımİmla
    • YetenekKabiliyet
    • YurtVatan
    • YüzyılAsır
    • Yemek
  • Z Harfi ile Başlayan:
    • ZamanVakit
    • ZıtKarşıt
    • ZorGüç

Bu liste, eş anlamlı (anlamdaş) ve yakın anlamlı kelimeleri kapsamlı bir şekilde incelemekte ve çeşitli bağlamlarda kullanılabilecek alternatifleri göstermektedir. Unutulmamalıdır ki, eş anlamlı kelimeler bağlama göre farklılık gösterebilir ve bazen birbirlerinin yerini tam anlamıyla tutmayabilir. Bu nedenle, kelimelerin anlamlarını ve kullanım bağlamlarını iyi analiz etmek önemlidir.


Ek Fiilin Yazımı

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 2 dakika

Ek Fiilin Yazım Kuralları

Ek fiil, Türkçede hem ayrı hem de bitişik olarak yazılabilir. Bu durum, ek fiilin çekimli biçimlerinin nasıl yazılacağına dair kuralları içerir. Ek fiilin farklı yazım biçimlerine aşağıda açıklık getirilmiştir:

  1. Ek Fiilin Ünsüzle Biten Kelimelere Bitişik Yazımı: Ek fiil ünsüzle biten kelimelere bitişik yazıldığında, “i” ünlüsü düşer ve büyük ünlü uyumuna uygun hale gelir. Örnekler:
    • Yorgun idiYorgundu
    • Güzel imişGüzelmiş
    • Gelir iseGelirse
  2. Ek Fiilin Ünlüyle Biten Kelimelere Bitişik Yazımı: Ek fiil ünlüyle biten kelimelere bitişik yazıldığında, araya “y” ünsüzü girer, “i” ünlüsü düşer ve büyük ünlü uyumuna uygun şekilde yazılır. Örnekler:
    • Sonuncu idiSonuncuydu
    • Yabancı imişYabancıymış
    • Ne iseNeyse

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bir yazım yanlışı bulunmaktadır?

a) Babam bugün İbrahim Bey ile görüşecek.
b) Beşaltı günden beri öksürüyor yavrucuğum.
c) Pamukkale’nin travertenlerini korumak için çalışmalar yapılıyor.
d) Basketbol oynarken parmağını sakatlamış.

Cevap: b


Neden-Sonuç İlişkisi ile İlgili Açıklamalı Örnek Cümleler

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 8 dakika

Bir neden ve bir sonuç ilişkisi içeren cümlelerde, belirli bir nedenin çeşitli sonuçlar doğurduğunu görebiliriz. Bu tür cümlelerde, neden-sonuç ilişkisi cümlenin başında ya da sonunda yer alabilir. Neden-sonuç ilişkisini belirlemek için, cümlenin yüklemine genellikle “niçin?” veya “neden?” soruları sorularak analiz yapılabilir.

Neden-sonuç ilişkisi, bir nedenin birden fazla sonuç doğurması veya bir sonucun birden fazla neden tarafından açıklanması şeklinde görülebilir. Gerekçesi belirtilmiş yargı ya da açıklaması yapılmış yargı şeklinde ortaya çıkabilir. Neden-sonuç ilişkisi genellikle “için”, “ile”, “den dolayı”, “den ötürü” edatlarıyla sağlanır. Ayrıca, “çünkü” ve “zira” bağlaçlarıyla bağlanan cümleler arasında daima neden-sonuç ilişkisi bulunmaktadır.

Neden-Sonuç İlişkisi ile İlgili Açıklamalı Örnek Cümleler

Örnek 1
Yola geç çıktığı için akşam geç kaldı.
Bu cümlede iki ana unsur bulunur: biri neden, diğeri de sonuç. Nedeni oluşturan kısım “yola geç çıkmak”, sonucu oluşturan ise “akşam geç kalmak”tır. Yani, akşam geç kalmanın sebebi, yola geç çıkmaktır. Dolayısıyla, bu cümlede neden-sonuç ilişkisi mevcuttur.

Örnek 2
Yeterince ders çalışmadığı için başarılı olamadı.
Bu cümlede, “yeterince ders çalışmamak” neden; “başarısız olmak” ise sonuç olarak belirlenmiştir. Başarısızlığın nedeni, yeterli çalışma yapılmamasıdır. Cümlede neden-sonuç ilişkisi açık bir şekilde ifade edilmiştir.

Örnek 3
Sıkı giyinmediği için hastalandı.
Bu cümlede “hastalanmak” sonuç, “sıkı giyinmemek” ise neden olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla, hastalanmanın nedeni sıkı giyinmememektir. Cümlede neden-sonuç ilişkisi net bir şekilde gösterilmiştir.

Örnek 4
Servisin arıza yapması nedeniyle okula geç kalmıştı.
“Servisin arıza yapması” neden, “okula geç kalmak” ise sonuç olarak tanımlanabilir. Okula geç kalma sonucunu doğuran, servisin arıza yapmasıdır. Cümlede neden-sonuç ilişkisi belirgindir.

Örnek 5
Ailesinin maddi durumunun kötüleşmesi sebebiyle öğrenimini yarıda bıraktı.
Bu cümlede, “ailesinin maddi durumunun kötüleşmesi” neden; “öğreniminin yarıda kalması” ise sonuç olarak ifade edilmiştir. Cümledeki neden-sonuç ilişkisi, açıklayıcı bir biçimde sunulmuştur.

Örnek 6
Şiddetli fırtına yüzünden avcılar yolunu kaybetti.
Bu cümlede, “şiddetli fırtına” neden; “yolunu kaybetmek” ise sonuç olarak ifade edilmiştir. Avcıların yolunu kaybetmesinin sebebi şiddetli fırtınadır. Neden-sonuç ilişkisi açıkça belirtilmiştir.

Örnek 7
Yanlış toprak kullanımı nedeniyle ülke toprakları yok olup gitmektedir.
Burada “yanlış toprak kullanımı” neden; “toprakların yok olup gitmesi” ise sonuç olarak tanımlanır. Cümledeki neden-sonuç ilişkisi belirgin bir şekilde ortaya konmuştur.

Örnek 8
Haber programı sürekli acı sahneler gösterdiği için Sedat televizyonu kapattı.
Bu cümlede “haber programının sürekli acı sahneler göstermesi” neden; “televizyonu kapatmak” ise sonuç olarak belirtilmiştir. Televizyonun kapatılmasının nedeni, haber programının sürekli acı sahneler göstermesidir.

Örnek 9
Parasızlık yüzünden garibanın nefesi kokuyordu.
Bu cümlede, “parasızlık” neden; “nefesin kokması” ise sonuç olarak belirtilmiştir. Nefesin kokmasının nedeni parasızlıktır. Neden-sonuç ilişkisi açıktır.

Örnek 10
Yolların kapanması ve hastalıkların yayılması, okulların kapatılmasına yol açtı.
Bu cümlede iki neden ve bir sonuç bulunmaktadır. “Yolların kapanması” ve “hastalıkların yayılması” nedenler; “okulların kapanması” ise sonuç olarak ifade edilmiştir.

Örnek 11
Çok az çalışmak hem başarısızlığa hem de mutsuzluğa yol açtı.
Bu cümlede bir neden ve iki sonuç vardır. “Çok az çalışmak” neden; “başarısızlık” ve “mutsuzluk” ise sonuçlar olarak belirtilmiştir. İfadelerde neden-sonuç ilişkisi açıkça ortaya konmuştur.

Not: “Amaç-sonuç” cümleleri ile “neden-sonuç” cümlelerini ayırt etmek için “için” sözcüğünü kullanabiliriz. Eğer cümlede “için” sözcüğü varsa, bunu “amacıyla” şeklinde değerlendirdiğimizde anlamda bir değişiklik oluşmuyorsa, bu cümle amaç-sonuç cümlesidir. Eğer “için” sözcüğü yer almıyorsa ve cümleyi **”için”**in olabileceği şekilde düzenlediğimizde anlamda bozulma oluşmuyorsa, bu da amaç-sonuç cümlesidir. Eğer dil ve anlatım bozukluğu oluşuyorsa, cümle muhtemelen neden-sonuç ilişkisini ifade eder.

Örnek:
Çalışmak için gurbeti mesken edindi.
Bu cümleyi “çalışmak amacıyla gurbeti mesken edindi” şeklinde yeniden düzenleyebiliriz. Aynı şekilde “Kız istemeye Malatya’ya gitmişler” cümlesini de “Kız istemek amacıyla Malatya’ya gitmişler” şeklinde düzeltebiliriz.


Ünsüz Yumuşaması Tanımı ve Örnek Cümleler

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 15 dakika

Ünsüz Yumuşaması

Türkçede, bazı sözcüklerin sonunda bulunan sert ünsüzler (p, ç, t, k) ünlüyle başlayan ekler aldıklarında yumuşar. Bu ses olayı, ünsüz yumuşaması olarak bilinir. Sert ünsüzler, eklerin etkisiyle yumuşayarak b, c, d, g, ğ ünsüzlerine dönüşür.

Ünsüz Yumuşamasında Dönüşüm Kuralları

  • p ünsüzü → b ünsüzüne dönüşür.
    • Örnek: Kapkabın
  • ç ünsüzü → c ünsüzüne dönüşür.
    • Örnek: Çorapçorabı
  • t ünsüzü → d ünsüzüne dönüşür.
    • Örnek: Kitapkitabı
  • k ünsüzü → g veya ğ ünsüzlerine dönüşür.
    • Örnek: Kalekale (genellikle g olarak yumuşar; Kalekalesi)

Ünsüz Yumuşaması ile İlgili Örnekler

  • Ağaçağacı
    Burada, “-ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • Kayıkkayığa
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Kanatkanadı
    “T” ünsüzü “d” ünsüzüne dönüşür.
  • Kitaplıkkitaplığa
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Kelebekkelebeğe
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Kalpkalbi
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Çorapçorabı
    “Ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • Hesaphesabı
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Borçborcu
    “Ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • Yamaçyamaca
    “Ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • Yoğurtyoğurda
    “T” ünsüzü “d” ünsüzüne dönüşür.
  • Demeçdemece
    “Ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • İlaçilaca
    “Ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • Kâğıtkâğıdı
    “T” ünsüzü “d” ünsüzüne dönüşür.
  • Kurtkurda
    “T” ünsüzü “d” ünsüzüne dönüşür.
  • Renkrengi
    “K” ünsüzü “g” ünsüzüne dönüşür.
  • Kıraçkıraçı
    “Ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • Durakdurağa
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Yaprakyaprağı
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Çocukçocuğu
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Kepenkkepengi
    “K” ünsüzü “g” ünsüzüne dönüşür.
  • Ahenkahengi
    “K” ünsüzü “g” ünsüzüne dönüşür.
  • Gözlükgözlüğe
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Kapkabın
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Bıçakbıçağı
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Bayrakbayrağı
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Sağlıksağlığı
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Çiçekçiçeği
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Kitapkitabı
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Kasapkasabı
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Taraktarağı
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Yurtyurdu
    “T” ünsüzü “d” ünsüzüne dönüşür.
  • Yazmakyazmağa
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Okuyacakokuyacağız
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Dertderdi
    “T” ünsüzü “d” ünsüzüne dönüşür.
  • Sebepsebebi
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Süzgeçsüzgece
    “Ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • Takiptakibi
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Dolapdolabı
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Taleptalebi
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Nasipnasibi
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Cevapcevabı
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Sahipsahibi
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Rakiprakibi
    “P” ünsüzü “b” ünsüzüne dönüşür.
  • Kaşıkkaşığa
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Sözlüksözlüğe
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Kireçkireci
    “Ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • Topaçtopaca
    “Ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • Dalgıçdalgıca
    “Ç” ünsüzü “c” ünsüzüne dönüşür.
  • Ekmekekmeğe
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Taklittaklidi
    “T” ünsüzü “d” ünsüzüne dönüşür.
  • Kazakkazağa
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Tüfektüfeğe
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.
  • Kirpikkirpiği
    “K” ünsüzü “ğ” ünsüzüne dönüşür.

Ünsüz Yumuşaması ile İlgili Önemli Kurallar

  1. Tek Heceli Sözcükler: Bazı tek heceli sözcüklerde ünsüz yumuşaması olmaz.
    • Örnek: Atat-ı, Akak-ı, Çöpçöp-ü, Saçsaç-ı, Sapsap-ı, Toktok-a
  2. Tek Heceli Sözcüklerde Yumuşama: Bazı tek heceli sözcüklerde ünsüz yumuşaması görülür.
    • Örnek: Yurtyurd-a
  3. Özel Adlar: Özel adlarda ünsüz yumuşaması söyleyiş sırasında gerçekleşir, yazıda genellikle gösterilmez.
    • Örnek: ZonguldakZonguldak’ın, ÜrgüpÜrgüp’e
  4. Yabancı Kökenli Sözcükler: Yabancı dillerden alınmış bazı sözcüklerde ünsüz yumuşaması olmaz.
    • Örnek: Sanatsanat-ı, Bisikletbisiklet-i, Tanktank-ı
  5. Türemiş Sözcüklerde Yumuşama: Bazı türemiş kelimelerde ünsüz yumuşaması görülmez, genellikle “t” harfi ile biter.
    • Örnek: Yazıtyazıt-ı, Karşıtkarşıt-ı, Anıtanıt-ı

Ünsüz Yumuşaması ile İlgili Örnek Cümleler

  • Eğer bir kişinin sağlığı yerinde değilse, o kişi hayatın en güzel tatlarından mahrum kalır.
  • Sevgi dolu bir kalbe her zaman huzur ve mutluluk gelir.
  • Mutluluğa hasret kalan ruhlar, genellikle yalnızlıkla başa çıkamazlar.
  • Ağzı sütten yanmış biri, yoğurdu soğutarak yer.
  • İlk durağa geldiğimizde, renkleri solmuş insanlarla karşılaştık.
  • Kitabı eline alan kişiler, genellikle bıçağı bir kenara bırakır.
  • Sözlüğe ulaşamayan eller, sanki kopmuş ve kullanılamaz gibidir.
  • Ekmeğe saygı göstermeyenler, geleceğe de saygı göstermezler.
  • Çiçeği burnundaki kasap, et hakkında bazı bilgiler almak istiyordu.
  • Derdi dünya olan kişi, dünya kadar derdi olan kişidir.
  • Sahibi olmayan bir bayrağa da hürmet gösterilmelidir.
  • Demliğe çay koyarken, yemliğe de yemek konulur, derler.
  • Kuş, kurda yem olmamak için, bardağın dolu tarafını dikkatle incelemelidir.
  • Çocuğa en zor gelen şey, borca bulaşmış olmaktır.
  • Soğuğa, sıcağa, böceğe aldırış etmeyen kişiler, bu özellikleriyle dikkat çekerler.

İsimden İsim Yapan Ekler ve Örnekleri

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 12 dakika

İsim kök veya gövdelerine eklenerek yeni isimler oluşturan ekler isimden isim yapım ekleri olarak adlandırılır. Bu ekler, isimlere eklendiğinde onlardan türeyen yeni isimler meydana getirir ve isim gövdesinin oluşmasını sağlar.

Başlıca İsimden İsim Yapım Ekleri

  • -lık: Bu ek, bir şeyin veya bir kişinin ait olduğu veya belirli bir işlevi ifade eden isimler oluşturur.
    • şekerlik (şeker koymak için kullanılan kap)
    • tuzluk (tuz konulan kap)
    • suluk (su konulan kap)
    • kışlık (kış mevsiminde giyilen giysi)
    • gençlik (genç olma durumu)
    • rehberlik (rehber olma durumu)
    • aylık (bir ay süresince kullanılan ya da yapılan şeyler)
  • -lı: Bu ek, bir özelliği veya ait olduğu yeri belirten isimler türetir.
    • akıllı (aklı başında olan kişi)
    • ağaçlı (ağaçların bulunduğu yer)
    • acılı (acıyı hissettiren şey)
    • bilgili (bilgi sahibi olan kişi)
    • başlı (bir başı olan)
    • paralı (para sahibi)
    • şehirli (şehirde yaşayan)
    • renkli (renkli şeyler içeren)
    • tuzlu (tuz içeren)
    • evli (evlenmiş olan kişi)
  • -sız: Bu ek, bir şeyin ya da kişinin belirli bir özelliği eksik olduğunu ifade eder.
    • evsiz (ev sahibi olmayan)
    • tuzsuz (tuz içermeyen)
    • eşsiz (eşsiz, benzersiz)
    • susuz (su bulunmayan)
    • huysuz (huysuz ve zor kişilik)
    • işsiz (iş sahibi olmayan)
    • yurtsuz (yurt sahibi olmayan)
    • tasasız (kaygısız)
  • -cı: Bu ek, belirli bir meslek veya iş ile ilgili olan kişileri ifade eder.
    • aşçı (yemek pişiren kişi)
    • izci (iz süren kişi)
    • dişçi (dişleri tedavi eden kişi)
    • çaycı (çay servisi yapan kişi)
    • şakacı (şaka yapan kişi)
    • işçi (bir işte çalışan kişi)
    • yolcu (yolda olan kişi)
    • kapıcı (kapı ile ilgili işleri yapan kişi)
    • kiracı (bir yeri kiralayan kişi)
  • -daş: Bu ek, ortak bir özelliği veya durumu paylaşan kişileri ifade eder.
    • soydaş (aynı soydan gelen)
    • vatandaş (bir ülkenin yurttaşı)
    • yurttaş (yurt içinde yaşayan kişi)
    • meslektaş (aynı mesleği yapan kişi)
    • arkadaş (yakın ilişkide olunan kişi)
    • yoldaş (yolda birlikte olan kişi)
  • -er, -ar: Bu ek, genellikle sayılarla birlikte kullanılarak belirli gruplama veya bölünme ifade eder.
    • sekizer (sekiz sekizli gruplar halinde)
    • üçer (üçer üçer)
    • altışar (altı altı)
  • -ıncı: Bu ek, sıralama yaparak belirli bir konumda olanı ifade eder.
    • beşinci (beşinci sırada)
    • dokuzuncu (dokuzuncu sırada)
    • sekizinci (sekizinci sırada)
  • -cıl: Bu ek, bir şeyle ilgili olan veya o şeye ait özellikleri belirten isimler oluşturur.
    • evcil (evde yaşamayı seven)
    • bencil (kendini ön planda gören)
    • otçul (otla beslenen hayvan)
    • etçil (etle beslenen hayvan)
    • insancıl (insanlara yönelik)
  • -cık: Bu ek, küçültme veya tatlılık ifade eden isimler oluşturur.
    • kitapçık (küçük kitap)
    • ayıcık (küçük ayı)
    • tepecik (küçük tepe)
    • kulakçık (küçük kulak)
    • kızılcık (bir meyve türü)
  • -ce, -ca: Bu ekler, belirli bir dil veya yöreyi ifade eder.
    • Türkçe (Türk dilinde)
    • Arapça (Arap dilinde)
    • İngilizce (İngiliz dilinde)
    • Çatalca (Çatalca bölgesine ait)
    • yumuşakça (yumuşak olan şeyler)
  • -ceğiz, -cağız: Bu ekler, küçültme veya sevimlilik ifade eden isimler oluşturur.
    • çocukcağız (küçük çocuk)
    • adamcağız (sevimli adam)
    • kızcağız (küçük kız)
  • -msi: Bu ek, bir şeyin belirli bir özelliğe sahip olduğunu ifade eder.
    • ekşimsi (hafif ekşi)
    • acımsı (hafif acı)
    • tepemsi (tepeli)
  • -sal: Bu ek, bir şeyin geniş kapsamını veya genel özelliklerini ifade eder.
    • kumsal (kumsal alan)
    • evrensel (genel, tüm evrenle ilgili)
  • -sı: Bu ek, bir şeye ait olan veya o şeye benzeyen özellikleri ifade eder.
    • ipeksi (ipek gibi)
    • çocuksu (çocuğa özgü)
  • -şın: Bu ek, belirli bir renk veya fiziksel özelliği ifade eder.
    • sarışın (sarışın renkli)
  • -z: Bu ek, genellikle isimlere eklenerek benzerlik veya nitelik ifade eder.
    • ikiz (iki aynı)
    • yalnız (yalnız, tek)
  • -ti: Bu ek, genellikle sesleri ifade eden isimler türetir.
    • esinti (hafif rüzgar)
    • cıvıltı (hafif ses)
    • cızırtı (kızılcık)
    • çıtırd (kısık sesler)
    • horultu (uyku sırasında çıkan ses)
    • patırtı (gürültü)
    • şakırtı (neşeli ses)
    • şırıltı (su sesi)
  • -ıt: Bu ek, küçük veya benzerlik ifade eden isimler türetir.
    • yaşıt (aynı yaşta)
  • -el: Bu ek, genellikle belirli bir nitelik veya özellik ifade eden isimler oluşturur.
    • sözel (sözle ilgili)
  • -çın: Bu ek, genellikle sert, keskin özellikleri ifade eden isimler türetir.
    • yalçın (dik ve sert)
  • -ki: Bu ek, genellikle bir zaman dilimi veya olayla ilgili olanı belirtir.
    • yarınki (yarın olacak)
    • dünkü (dün olan)
    • akşamki (akşam olan)
    • sabahki (sabah olan)
  • -leyin: Bu ek, genellikle belirli bir zaman dilimi ile ilgili olanı ifade eder.
    • akşamleyin (akşam saatlerinde)
    • sabahleyin (sabah saatlerinde)
  • -gil: Bu ek, genellikle soyadları veya ailenin adını belirtir.
    • Mustafagil (Mustafa’nın soyadını belirtir)
    • İsmailgil (İsmail’in soyadını belirtir)

Bu ekler, isimlerin anlamını genişleterek veya özel anlamlar kazandırarak yeni isimler türetir.


Öyküleyici Anlatım (Öyküleme)

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 9 dakika

Bir olayı yer, zaman ve kişi unsurlarına bağlayarak dile getiren anlatım biçimi, öyküleyici anlatım (öyküleme) olarak adlandırılır. Öyküleyici anlatım, açıklayıcı öyküleme ve sanatsal öyküleme olmak üzere iki temel türde incelenir.

Açıklayıcı öyküleme, sanatsal kaygılar taşımadan ve belirli bir zaman dilimi esas alınarak yapılan anlatımdır. Burada ana amaç, okuyucuya bilgi sunmak olduğundan, tarihsel sıralama ve kronolojik düzen büyük önem taşır.

Sanatsal öyküleme, bilgi verme amacı gütmeyen bir öyküleme türüdür. Bu türde amaç, olayın içinde okuyucuda bir duygu atmosferi yaratmaktır. Sanatsal öyküleme, özellikle roman ve hikâye türlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Öyküleyici Anlatımın Özellikleri

  • Öyküleyici anlatım, olay anlatımına dayanır. Olayın bulunmadığı yerde öyküleme gerçekleştirilmez.
  • Öyküleyici anlatımda olay, belirli bir zaman diliminde gerçekleşir.
  • Olayın geçtiği bir yer (mekân) vardır.
  • Olayın içinde yer alan ve genellikle bu olayı gerçekleştiren kişi veya kişiler mevcuttur.
  • Öyküleyici anlatım metinlerinde fiiller sıkça kullanılır.
  • Öyküleme, okuyucuyu bir olay içinde yaşatmayı ve o olayı hikâye etmeyi amaçlar.
  • Öyküleyici anlatımda varlıklar hareket halinde sunulur.
  • Bir öyküleyici anlatımda genellikle bir anlatıcı bulunur. Anlatıcı, olayı genellikle geçmiş zaman kipiyle (-di, -miş) aktarır. Çoğunlukla olay, görülen geçmiş zaman kipi “-dı” ile anlatılır.
  • Öyküleyici anlatımda olaylar, bir film şeridi gibi göz önüne gelir.
  • Öyküleyici anlatımda, kişilerin yer değiştirmesi, ayak sesleri, gezmeler gibi sürekli bir hareketlilik bulunur.
  • Duygu yerine merak unsuru öne çıkar; amaç, okuyucuyu bir olay içinde yaşatmak ve merakını artırmaktır.
  • Olaylar, genellikle oluş sırasına göre aktarılır. Ancak geçmişe dönüşler ve farklı anlatım biçimleri de görülebilir. Bu anlatım türü, öykü, roman, masal, tiyatro, biyografi, otobiyografi, anı ve gezi türlerinde sıkça başvurulur.
  • Öyküleme metinlerinde sürekli olarak “Ne oldu?”, “Nasıl oldu?” gibi soruların cevapları aranır.
  • Öyküleyici anlatım, genellikle betimleyici anlatım ile birlikte kullanılır.
  • Anlatılmak istenen düşünceler, olayların içindedir.

Öyküleyici Anlatımın Dört Temel Unsuru

  1. Olay: Eserde yer alan kişi veya kişilerin gerçekleştirdiği iş ve edinimlerdir. Olay, yaşanan bir gerçek olay olabileceği gibi, kurgusal veya tasarlanmış bir olay da olabilir. Öykülemede okuyucuyu olayın içine çekmek amaçlandığından, öyküleyici anlatım tekniğinin en önemli unsuru olaydır. Öyküleyici anlatımda olay her zaman mevcuttur.
  2. Zaman: Olayın geçtiği süreyi ifade eder. Zaman unsuru metinden metine değişebilir ve öykülemede bazen uzun, bazen kısa bir zaman dilimiyle karşılaşılabilir. Türkçenin dört ana zaman kipi, anlatımlarda yer alır.
  3. Yer (Mekân): Öykü ve romanlarda olaylar farklı yerlerde geçer. Bu yer, olaydan olaya değişir; bazen bir ada, bazen bir ev veya başka bir yer olabilir. Yer unsuru, olayların akışını engellememelidir.
  4. Kişi/Kişiler: Olayı yaşayan ve olayın içinde yer alan kişilerdir. Olay birkaç kişi arasında geçer ve kişiler, roman ve hikâye gibi türlerde temel öğelerdir. Olaylar, bu kişilerin etrafında kurgulanarak ön plana çıkar.

Öyküleyici Anlatımda Anlatıcı

Anlatıcı, olayı anlatan kişidir. Öyküleyici anlatımda mutlaka bir anlatıcı bulunur. İki temel anlatıcı türü vardır:

  1. Birinci kişili anlatım: Yazar, olayları sanki kendisi yaşıyormuş gibi anlatır. Bu anlatımda çekimli fiillerin çoğunlukla I. tekil şahıs ekiyle kullanıldığı görülür.
  2. Üçüncü kişili anlatım: Olaylar, üçüncü kişinin başından geçmiş gibi anlatılır ve yazar, anlatımda kahramanı “o” şeklinde ifade eder.

Öyküleyici Anlatımla İlgili Örnekler

Örnek 1

Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşağının dişlerine bakar. Dişler çok keskin ve sivridir. Biraz köreltmek için duvarın taşlarına sürtmeye başlar. Dişler bozulunca yeniden dener. Ancak atlar durmaz ve kaşak kırılır. Öfkesini kaşağının kendisinden çıkarmak ister. On adım ilerideki çeşmeye koşar. Kaşağıyı onun taşına koyup yerden kaldırabildiği en ağır taş bularak üstüne hızlıca indirmeye başlar. İstanbul’dan gelen ve Dadaruh’un kullanmaya kıyamadığı bu güzel kaşağıyı ezip parçaladıktan sonra onun içine atar. Babası çeşmeye bakarken, kırılmış kaşağıyı görünce Dadaruh’u yanına çağırır. Dadaruh, kaşağının kırıldığını görünce çok korkar ve şaşırır. Babası, kaşağının kimin tarafından kırıldığını sorar.

İpuçları:

  1. Fiillerin yoğun kullanımı ve paragraftaki hareketlilik.
  2. Paragrafta bir olay örgüsünün bulunması.
  3. Kişi, yer ve zaman unsurlarının paragrafta yer alması.
  4. Duygu yerine merak unsurunun ön planda olması.

Örnek 2

Adam, Lale Hanım’ın babası Hacı Hasan Bey’i yanına çağırdı. Ona, evlerini birkaç günlüğüne Çarın oğlu ziyaret için kullanacağını söyledi. Evde sadece hizmetçilik yapacak kişinin kalması gerektiğini belirterek herkesin evden ayrılmasını emretti. Hacı Hasan Bey, bu isteği kabul etti. Hemen kızını evde bırakarak, oğlu ve eşiyle birlikte evden ayrıldı. Binbaşı Radko, Hacı Hasan Bey’in evine giderek kapıyı çaldı. Ancak Lale Hanım, kapıyı açmakta ısrar eder.

İpuçları:

  1. Fiillerin yoğun kullanımı ve paragraftaki hareketlilik.
  2. Anlatıcının görülen geçmiş zamanla anlatımı, yani “-di” kip eki.
  3. Paragrafta bir olay örgüsünün bulunması.
  4. Olay, kişi, yer ve zaman unsurlarının paragrafta yer alması.
  5. Anlatıcının okuyucuyu olay içinde yaşatma çabası.

Örnek 3

Hasan, bir gün Mısır’a gitmeye karar verdi. İlk olarak annesinden ve babasından helallik istedi. Onların ellerini öptü ve ayrıldıktan sonra şehir istasyonuna doğru yürümeye başladı. Hasan’ın heyecanı yüzünden okunuyordu. İstasyona varıp arabaya bindi ve doğrudan hava limanının yolunu tuttu. Heyecanı havaalanında da devam etti. Neyse ki, uçağa bindi ve hedefine ulaşmak üzere Mısır’a uçtu.

İpuçları:

  1. Fiillerin yoğun kullanımı ve paragraftaki hareketlilik.
  2. Anlatıcının görülen geçmiş zamanla anlatımı, yani “-di” kip eki.
  3. Paragrafta bir olay örgüsünün bulunması.
  4. Kişi, yer ve zaman unsurlarının paragrafta yer alması.
  5. Anlatıcının okuyucuyu olay içinde yaşatma çabası

İletişim, Dil ve Kültür

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 10 dakika

İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR

İletişim, bireyler, gruplar ve toplumlar arasındaki her türlü bilgi alışverişi sürecini ifade eder. Bu süreçte, iki birim arasında gerçekleşen bilgi paylaşımı temel hedef olarak kabul edilir. İletişim, işleyiş yönü bakımından genellikle iki ana kategoriye ayrılır: tek yönlü ve çok yönlü iletişim.

Tek yönlü iletişim, mesajın kaynaktan alıcıya iletilmesi sürecidir. Bu iletişim biçiminde, alıcının aktif geri bildirimi veya dönüşü söz konusu değildir. Bu tür bir iletişimin amacı, mesajı hedefe ulaştırmak ve genellikle bilgi aktarımı sağlamak üzerine odaklanır. Çift yönlü iletişim ise alıcı tarafından geri bildirim (dönüt) verilmesini içerir ve mesajın kaynağına dönüş yapar.

İletişim sürecinde bulunması gereken öğeler şunlardır: kaynak (verici, gönderici, santral, merkez), ileti, kanal, alıcı (hedef), filtre (algılama), dönüt (geri bildirim) ve bağlam. İletişim süreci genel olarak şu şekilde işler:

Kaynak (Gönderici) > Kod (şifre) > İleti (Mesaj) > Kanal (yöntem, araç) > Filtre > Alıcı (Hedef) > Dönüt > Kaynak (Gönderici)

İletişimin genel ortamı ise bağlam olarak adlandırılır.

Gösterge (İşaret Bilimi)

Gösterge, kendi dışında başka bir şeyi gösteren veya onun yerini alabilen belirti ya da işarettir. Gösterge, gösterilen (anlam) ve gösterenin (ses, harf, şekil vb.) zihnimizde oluşturduğu her türlü tasarımı ifade eder. Dil, göstergeler dizgesi olarak tanımlanır. Dil göstergesi, ilişkili olduğu gerçekle doğal bir bağ kurarak nedenlilik içerir. Ancak, gösteren ile gösterilen arasındaki bağ nedensellik taşımamaktadır.

Doğal Gösterge

  • Dumanın ateşi belirtmesi
  • Bulutun yağmuru belirtmesi
  • Yüksek ateşin hastalığı belirtmesi
  • İnsan iradesi dışındaki doğal olaylar: yaprağın sararması (sonbahar)

Sanatsal Gösterge

Sanatsal göstergeler gerçekliği birebir aktarmayı hedefler. Fotoğraf, resim, ses CD’leri vb. örnekler bu kategoriye girer.

Sosyal Gösterge

Sosyal göstergeler, trafik işaretleri, üniformaların temsili, mesleklerin simgeleri ve uzlaşımsal bazı göstergeleri içerir.

Dil Göstergesi

Dil göstergesi, dilin kendisi uzlaşımsaldır ve nedensizlik içerir. Dildeki her eylem ve sözcük birer dil göstergesidir.

Dil Göstergelerinin Özellikleri:

  • Nedensizdir: Gösteren-gösterilen arasında nedensellik yoktur.
  • Çizgiseldir: Göstergeler ardışık olarak dizilir ve bu dizilişteki her değişiklik anlam düzleminde değişikliğe yol açar.
  • Ayırıcıdır: Dilde her şey ayırıcı birimlerin birleşmesiyle oluşur.
  • Simge ve Gösterge Farkı: Dil göstergesi simge değildir, çünkü simgede gösterilen ile gösteren arasında doğal ve nedensiz bir ilişki vardır. Simge, herkesin aynı anlamı çağrıştırdığı soyut bir nesnedir.

Gösterge Türleri:

  • İkon (Görsel Gösterge): Bilgi ve iletileri kullanmadan benzerlik ilişkisi yoluyla aktaran araçlardır. Örneğin, fotoğraf, resim, çeşitli şemalar ve şekiller ikon örnekleridir.
  • Simge: Belirli bir topluluğun uzlaşarak kendisine soyut ve sayılamayan anlamlar yüklediği somut nesne, işaret veya semboldür. Örnekler: zeytin dalı (barış), bayrak (bağımsızlık), kalp resmi (aşk ve sevgi), kum saati (zaman), dengede duran terazi (adalet).

Dil Göstergesi ve Simgenin Farkı: Dil göstergesi, simge değildir çünkü simgede gösterilen ile gösteren arasında doğal ve nedenli bir ilişki vardır. Bir kavram, herkesin zihninde aynı anlamı çağrıştırıyorsa simgedir.

Dilin İşlevleri

  • Göndergesel (Gönderici) İşlev: Bilgi verici, açıklayıcı ve öğretici bir işlevdir. Amacı, gönderge konusunda doğru, nesnel ve gözlemlenebilir veriler sunmaktır. Tarihî metinler, bilimsel ve felsefi yazılarda sıkça görülür.
  • Şiirsel (Sanatsal/Şairane) İşlev: Genellikle şiirlerde kullanılan bir işlevdir. Gönderenin amacı, alıcıya doğrudan bilgi aktarmak değil, estetik olarak duyguları paylaşmaktır. Bu, metnin çağrışım değerini artırır ve çok anlamlılık sağlar.
  • Heyecana Bağlı İşlev: İletinin konusu karşısındaki duygu ve heyecanları dile getirme amacı taşır. Bu işlev, göndericinin iletisine karşı tutumunu belirtir ve özel mektuplarda, özel betimlemelerde, lirik metinlerde ve eleştiri yazılarında sıkça kullanılır.
  • Alıcıyı Harekete Geçirme İşlevi: İletinin, alıcıda bir tepki veya davranış değişikliği meydana getirme amacı vardır. Topluluk karşısında yapılan söylevler, reklam metinleri, genelgeler ve ilanlar bu işlevle oluşturulur.
  • Kanalı Kontrol İşlevi: Ders anlatımlarında, uzun söylevlerde dilin kanalı kontrol işlevi kullanılır. Bu işlev genellikle soru şeklinde görülür: “Anlıyorsun değil mi?”
  • Dil Ötesi İşlev: Bir mesajın diliyle ilgili bilgi vermek üzere düzenlenmiş olması durumunda, dil dil ötesi işlevde kullanılır. İletiler; dili açıklamak, dil bilgisi kurallarını ve dille ilgili konuları anlatmak için kullanılır.

Dillerin Sınıflandırılması

Şu anda aktif olarak kullanılan (yaşayan) dil sayısının 3500-4000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Ölü dillerle birlikte bu sayı 5000’i bulmaktadır.

Kökenlerine Göre Diller:

  • Hint-Avrupa Dilleri: Farsça, Afganca, Hinduca, Urduca, İtalyanca, İspanyolca, Romence, Almanca, İngilizce, Fransızca, Rusça
  • Hami-Sami Dilleri: Arapça, İbranice, Habeşçe
  • Çin-Tibet Dilleri: Çince, Tibetçe
  • Bantu Dilleri: Afrika yerlileri ve Afrika’daki bazı ilkel toplumların yerel dilleri
  • Ural Dilleri: Fince, Macarca, Estonca
  • Altay Dilleri: Türkçe, Moğolca, Mançuca, Tunguzca, Japonca
  • Okyanusya Dilleri: Havai Dili, Javaca, Malayca, Tahiti
  • Amerikan Dilleri: Amerika’nın keşfinden önce orada konuşulan yerel diller

Yapılarına Göre Diller:

  • Tek Heceli Diller: Çince, Tibetçe, Vietnamca
    • Sözcükler tek heceli şekillerden oluşur.
    • Çekim ve ek bulunmaz.
    • Anlam belirleyici güçlü bir vurgu sistemi vardır.
  • Çekimli (Bükümlü) Diller: Arapça, İngilizce, Almanca, Fransızca
    • Tek heceli ve çok heceli sözcük kökleri vardır.
    • Yeni sözcükler türetilirken çoğu kez sözcük türlerinde değişiklikler olur.
    • Sözcükler cinsiyete göre ayrılır.
    • Kök bükümlü (Arapça gibi) ve gövde bükümlü (İngilizce gibi) çeşitleri vardır.
  • Eklemeli Diller: Türkçe, Japonca, Macarca, Fince, Moğolca
    • Sözcükler ek alarak kullanılır, kök genellikle değişmez.
    • Ekler kelimenin sonuna gelir.
    • Fiil şekilleri açısından zengindir.
    • Sıfatlar, isimlerden önce gelir.
    • Sözcükler cinsiyete göre ayrılmaz.
    • Ses uyumları bulunur.

Bu detaylı açıklamalarla, iletişim, dil ve kültür konularında kapsamlı bir bilgi sunmayı amaçladım. Herhangi bir ekleme veya detaylandırma isteğiniz olursa, bana bildirin!


Hangi İlin Nesi Meşhur?

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 17 dakika

Türkiye’nin çeşitli illeri, kendine özgü zenginlikleri ve özellikleri ile tanınır. İşte bu iller ve onlara özgü bazı önemli unsurlar:

  • Adana: Türkiye’nin en ünlü pamuk üretim merkezlerinden biridir. Adana’nın sıcak iklimi pamuk yetiştiriciliği için uygundur.
  • Adıyaman: Nemrut Dağı, ünlü Nemrut Heykelleri ile bilinir ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alır. Dağın zirvesinde bulunan bu heykeller, eski Kommagene Krallığı’na ait önemli bir tarihi kalıntıdır.
  • Afyon: Kaymak üretimi ile ünlüdür. Afyon kaymağı, yüksek kalitesi ve benzersiz lezzeti ile tanınır.
  • Ağrı: Türkiye’nin en yüksek zirvesine sahip olan Ağrı Dağı, aynı zamanda eski adıyla Ararat Dağı olarak da bilinir. Dağ, hem dağcılar hem de doğa severler için önemli bir noktadır.
  • Aksaray: Ihlara Vadisi, etkileyici doğal güzellikleri ve tarihî manastırları ile bilinen bir yerdir. Vadinin derinliklerinde birçok mağara kilisesi ve yapısı bulunur.
  • Amasya: Amasya Elması, kendine özgü tat ve aromasıyla meşhurdur. Elma, hem taze tüketilir hem de çeşitli tatlılarda kullanılır.
  • Ankara: Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün anıt mezarıdır ve başkent Ankara’nın en önemli yapılarından biridir.
  • Antalya: Olimpos, antik kalıntıları ve doğal güzellikleri ile ünlü bir tatil beldesidir. Ayrıca çevresinde birçok tarihi yapı ve plaj bulunur.
  • Ardahan: Kaşar Peyniri, Ardahan’ın geleneksel peynirlerinden biridir. Özellikle bölgesel peynircilikte önemli bir yer tutar.
  • Artvin: Sarp Sınır Kapısı, Türkiye’nin Gürcistan ile olan sınır kapılarından biridir ve bölgenin uluslararası geçiş noktalarından biridir.
  • Aydın: Aydın İnciri, tatlı ve sulu yapısıyla ünlü bir meyvedir. Aydın’da yetiştirilen bu incir türü, özellikle ihracat açısından değerlidir.
  • Balıkesir: Susurluk Ayranı ve Tostu, Balıkesir’in yöresel lezzetleri arasında yer alır. Ayran, yoğurt ve su karışımından yapılan bir içecekken, tostu ise çok sevilen bir fast food ürünüdür.
  • Bartın: Amasra Kalesi, tarihi bir kalıntıdır ve Bartın iline bağlı Amasra ilçesinde yer alır. Kale, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait izler taşır.
  • Batman: Hasankeyf Türbesi ve Kalesi, tarihi Hasankeyf ilçesinde bulunan önemli yapılar arasında yer alır. Bölge, özellikle tarihi ve kültürel mirasıyla dikkat çeker.
  • Bayburt: Bayburt Kalesi, Bayburt ilinin simgelerinden biridir. Kale, şehrin tarihine ışık tutan önemli bir yapıdır.
  • Bilecik: Mermer Üretimi, Bilecik’in yerel ekonomisinde önemli bir rol oynar. Bilecik mermeri, kaliteli taşlarıyla tanınır.
  • Bingöl: Yüzen Ada (Turnalar Gölü), doğal bir güzellik olarak Bingöl’de yer alır. Bu göldeki adanın yüzme özelliği, bölgenin ilgi çekici yönlerinden biridir.
  • Bitlis: Beş Minare, Bitlis’te bulunan tarihi bir yapıdır ve şehrin kültürel mirasını temsil eder.
  • Bolu: Yedigöller, doğal güzellikleri ve gölleri ile ünlü bir milli parktır. Yürüyüş ve doğa severler için ideal bir bölgedir.
  • Burdur: Sagalassos Antik Kenti, Burdur ilinde yer alan önemli bir antik kenttir. Bölgenin tarihî kalıntıları, eski Roma dönemine aittir.
  • Bursa: Uludağ, Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden biridir ve kış sporları için popüler bir bölgedir.
  • Çanakkale: Truva, antik Truva şehrinin kalıntılarına ev sahipliği yapan bölgedir. Truva, Homeros’un “İlyada” eserinde adı geçen tarihi bir yerdir.
  • Çankırı: Kaya Tuzu, Çankırı’nın yeraltı tuz yataklarından elde edilen tuzdur ve bölgenin ekonomik açıdan önemli bir kaynağıdır.
  • Çorum: Leblebi, Çorum’un yöresel lezzetlerinden biridir ve genellikle atıştırmalık olarak tüketilir.
  • Denizli: Pamukkale, sıcak su kaynaklarının oluşturduğu beyaz traverten terasları ile ünlü bir doğal güzelliktir. Aynı zamanda antik Hierapolis kenti ile de bağlantılıdır.
  • Diyarbakır: Diyarbakır Karpuzu, bölgenin meyve yetiştiriciliğinde önemli bir yer tutar. Karpuz, tatlı ve sulu yapısıyla bilinir.
  • Düzce: Güzeldere Şelalesi, Düzce ilinin doğal güzelliklerinden biridir ve doğa severler için cazip bir ziyaret noktasıdır.
  • Edirne: Kırkpınar Yağlı Güreşleri, geleneksel Türk güreşi olan yağlı güreşlerin yapıldığı önemli bir etkinliktir. Edirne’nin kültürel mirasının önemli bir parçasıdır.
  • Elazığ: Keban Baraj Gölü, Elazığ’da bulunan büyük bir baraj gölüdür ve bölgenin su kaynakları açısından önemlidir.
  • Erzincan: Bakır İşlemeciliği, Erzincan’da geleneksel olarak yapılan el sanatlarından biridir. Bakır, hem sanatsal hem de işlevsel ürünler için kullanılır.
  • Erzurum: Palandöken Kayak Merkezi, kış sporları için popüler bir destinasyondur ve Erzurum’un önemli turistik merkezlerinden biridir.
  • Eskişehir: Lületaşı, Eskişehir’in ünlü doğal taşlarından biridir ve çeşitli el sanatlarında kullanılır.
  • Gaziantep: Antepfıstığı, Gaziantep’in ünlü bir ürünü olup, hem tatlılarda hem de çeşitli yemeklerde kullanılır.
  • Giresun: Fındık, Giresun’un ünlü tarım ürünlerinden biridir ve Türkiye’nin en kaliteli fındık üretim merkezlerinden biridir.
  • Gümüşhane: Gümüşhane Evleri, bölgenin geleneksel mimarisiyle tanınır ve şehrin kültürel mirasının bir parçasıdır.
  • Hakkari: Zap Suyu, Hakkari’nin doğal kaynaklarından biridir ve bölgenin su ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynar.
  • Hatay: İskenderun Demir-Çelik Fabrikası, Hatay’da yer alan büyük bir sanayi kuruluşudur ve bölgenin ekonomik yapısında önemli bir rol oynar.
  • Iğdır: Tuzluca Tuz Mağaraları, Iğdır’da bulunan doğal mağaralardır ve bölgenin tuz üretimi açısından önemlidir.
  • Isparta: Isparta Gülü, Isparta ilinin ünlü bir çiçeğidir ve parfüm üretiminde kullanılır.
  • İstanbul: Boğaziçi, İstanbul’un iki kıta arasında uzanan ünlü boğazıdır ve şehirdeki önemli doğal ve tarihi alanlardan biridir.
  • İzmir: Meryem Ana Evi, İzmir’in yakınlarında bulunan dini bir yer olup, Hristiyanlık için önemli bir mekandır.
  • Kahramanmaraş: Maraş Dondurması, kendine özgü yapımı ve lezzetiyle tanınır. Bölgenin en bilinen tatlılarından biridir.
  • Karabük: Safranbolu Evleri, tarihi evleri ile ünlü Safranbolu ilçesinde bulunan geleneksel Osmanlı dönemine ait konutlardır.
  • Karaman: Karaman Koyunu, bölgenin yerel koyun ırklarından biridir ve özellikle yün üretimi açısından değerlidir.
  • Kars: Ani Harabeleri, Kars ilinde yer alan tarihi bir kalıntıdır ve eski Ani şehrine ait önemli yapıları içerir.
  • Kastamonu: Kır Pidesi, Kastamonu’nun yöresel lezzetlerinden biridir ve ince hamur üzerine çeşitli malzemelerle yapılan bir pide çeşididir.
  • Kayseri: Pastırma, Kayseri’nin ünlü kurutulmuş et ürünlerinden biridir ve özellikle kahvaltılarda tüketilir.
  • Kırıkkale: Silah Fabrikaları, Kırıkkale’nin önemli sanayi kuruluşları arasında yer alır ve bölgenin silah üretiminde rol oynar.
  • Kırklareli: Dupnisa Mağarası, Kırklareli ilinde yer alan doğal bir mağaradır ve hem turistik hem de bilimsel açıdan ilgi çeker.
  • Kırşehir: Ahi Evran Türbesi, Kırşehir’de bulunan ve Ahi Evran’a ait olan önemli bir dini yapıdır. Ahi Evran, esnaf ve zanaatkârların koruyucusudur.
  • Kilis: Kilis Yorganları, Kilis’in geleneksel el işçiliğiyle üretilen ve şehri temsil eden tekstil ürünleridir.
  • Kocaeli: Petrokimya ve Otomotiv Sanayi, Kocaeli’nin sanayi sektöründeki önemli alanlardır. Şehir, bu sanayilerde büyük bir üretim kapasitesine sahiptir.
  • Konya: Akşehir Nasrettin Hoca Şenlikleri, Konya ilinin Akşehir ilçesinde düzenlenen ve Nasrettin Hoca’nın anıldığı geleneksel bir festivaldir.
  • Kütahya: Porselen ve Çini, Kütahya’nın ünlü el sanatları arasında yer alır ve şehir bu ürünlerin üretimi ile bilinir.
  • Malatya: Malatya Kayısısı, Malatya’nın en bilinen tarım ürünlerinden biridir ve yüksek kaliteli kayısılarıyla ünlüdür.
  • Manisa: Mesir Macunu, Manisa’nın geleneksel bir tatlısıdır ve genellikle şenliklerde dağıtılır.
  • Mardin: Telkari Gümüş İşlemeciliği, Mardin’in geleneksel gümüş işçiliği sanatıdır ve ince detaylı gümüş takılarla tanınır.
  • Mersin: Silifke Yoğurdu, Mersin’in Silifke ilçesine özgü bir yoğurt çeşididir ve kendine has bir lezzeti vardır.
  • Muğla: Bodrum, Muğla ilinin popüler bir tatil beldesidir ve tarihi kalıntıları ile ünlüdür.
  • Muş: Malazgirt Anıtı, Malazgirt Meydan Muharebesi’ni anmak için yapılan bir anıttır ve Muş ilinde bulunur.
  • Nevşehir: Peribacaları, Nevşehir ilinde bulunan ve eşsiz doğal oluşumlar olan peribacaları ile ünlüdür.
  • Niğde: Patates, Niğde’nin tarımında önemli bir yere sahiptir ve bölgenin en önemli ürünlerinden biridir.
  • Ordu: Bal, Ordu’nun ünlü tarım ürünlerinden biridir ve bölge, yüksek kaliteli balları ile tanınır.
  • Osmaniye: Yerfıstığı, Osmaniye’nin önemli tarım ürünlerinden biridir ve çeşitli yerel tariflerde kullanılır.
  • Rize: Çay, Rize’nin en bilinen ürünlerinden biridir ve bölge, Türkiye’nin en kaliteli çay üretim merkezlerinden biridir.
  • Sakarya: Soğan, Sakarya’nın tarımında önemli bir yer tutar ve bölgedeki soğan üretimi geniş bir alana yayılmıştır.
  • Samsun: Tütün, Samsun’un tarımında önemli bir ürün olup, bölgenin ekonomisinde büyük bir rol oynar.
  • Siirt: Perde Pilavı, Siirt’e özgü bir pilav türüdür ve çeşitli et ve sebzelerle hazırlanır.
  • Sinop: İnceburun, Sinop ilinin en ucunda yer alan doğal bir bölgedir ve denizle buluştuğu noktada etkileyici manzaralar sunar.
  • Sivas: Kangal Çoban Köpeği, Sivas’ın ünlü köpek ırklarından biridir ve özellikle çobanlıkta kullanılır.
  • Şanlıurfa: Halil-Ül Rahman Gölü (Balıklı Göl), Şanlıurfa’da bulunan kutsal bir göldür ve birçok ziyaretçi çeken tarihi bir mekandır.
  • Şırnak: Habur Sınır Kapısı, Türkiye ile Irak arasındaki önemli sınır kapılarından biridir ve bölgenin ticaretinde rol oynar.
  • Tekirdağ: Şarköy Üzümü ve Şarabı, Tekirdağ’ın ünlü ürünleri arasında yer alır. Şarköy, kaliteli üzüm ve şarap üretimi ile bilinir.
  • Tokat: Ballıca Mağarası, Tokat’ta bulunan ve etkileyici doğal oluşumları ile ünlü bir mağaradır.
  • Trabzon: Sümela Manastırı, Trabzon ilinde yer alan tarihi bir yapıdır ve Karadağ’ın eteklerinde yer alır.
  • Tunceli: Munzur Vadisi Milli Parkı, Tunceli ilinin doğal güzellikleri arasında yer alır ve yürüyüş ve doğa severler için popüler bir bölgedir.
  • Uşak: Deri, Kilim ve Battaniye Sanayi, Uşak’ın geleneksel el sanatları ve tekstil ürünlerinin üretim merkezidir.
  • Van: Akdamar Adası, Van Gölü üzerinde yer alan tarihi bir adadır ve üzerinde Ermeni kilisesi bulunur.
  • Yalova: Termal Kaplıcaları, Yalova’da bulunan ve sağlık açısından faydalı olan kaplıcalardır.
  • Yozgat: Kerkenez Harabeleri, Yozgat ilinde bulunan tarihi kalıntılardır ve bölgenin eski dönemlerine ait izler taşır.
  • Zonguldak: Taşkömürü, Zonguldak’ın ünlü doğal kaynaklarından biridir ve bölgenin sanayinde önemli bir rol oynar.

Düşünceyi Geliştirme Yolları

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 5 dakika

Düşünceyi Geliştirme Yolları:

Düşünceyi geliştirme yolları, bir yazarın ele aldığı konuyu derinleştirmek ve anlatmak istediği düşünceleri daha etkili bir şekilde ifade etmek için başvurduğu teknikler ve yöntemlerdir. Bu yollar, yazının inandırıcılığını artırarak, yazarın görüşlerini daha açık ve etkili bir biçimde ortaya koymasına yardımcı olur. İşte bu yöntemler ve örnekleri:

1. Karşılaştırma

Karşılaştırma, iki veya daha fazla varlık, kavram veya olayın benzerliklerini ve farklarını ortaya koyma işlemidir. Bu tür karşılaştırmalarda genellikle “en,” “daha,” “göre,” “gibi,” “kadar,” “çok” gibi sözcükler kullanılır. Karşılaştırma, özellikle açıklama ve tartışma metinlerinde sıklıkla karşılaşılır.

Örnek: “Röportaj ile öykü arasında bazı benzerlikler bulunur. Her iki tür de yaşamın gerçeklerinden beslenir. Röportajın gerçekliği, somut belgelere, kanıtlara ve olaylara dayanır. Oysa öyküler, bu gerçekleri hayal gücüyle yeni bir boyut ve renk kazandırır. Bunun yanı sıra, her anlatı türünde olduğu gibi, röportaj ve öykü türlerinde de dilin etkili ve güzel kullanımı esastır.”

Bu örnekte, röportaj ve öykü türleri karşılaştırılarak benzerlikler ve farklılıklar ortaya konmuştur.

2. Tanımlama

Tanımlama, bir varlığın veya kavramın ne olduğunu açıklamaktır. Tanımlama cümleleri, genellikle “Bu nedir?” sorusunun cevabını içerir.

Örnek: “Bir konuda bilgi vermek, açıklama yapmak, toplumu bilgilendirmek, bir düşünceyi desteklemek veya karşı çıkmak amacıyla yazılmış gazete ve dergi yazılarına makale denir. Gazetelerin baş sayfalarında yer alan makalelere ise “başmakale” adı verilir.”

Bu metin, “Makale nedir?” sorusunun yanıtını sunarak kavramın tanımını yapar.

3. Örnekleme

Örnekleme, anlatılan düşünceleri daha anlaşılır ve inandırıcı hale getirmek için somut örnekler verme yöntemidir. Bu, okuyucunun konuyu daha iyi anlamasını sağlar.

Örnek: “Bir yazarın, ülke içinde ya da dışında gezip gördüğü yerlerin ilgi çekici yönlerini etkili bir şekilde anlatmasına gezi yazısı denir. Örneğin, Evliya Çelebi’nin ‘Seyahatname’ ve Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin ‘Fransa Sefaretnamesi (18. yüzyıl)’ adlı eserleri bu tür yazılara örnek teşkil eder.”

Bu örnekte, gezi yazısı türü hakkında bilgi verirken somut örnekler kullanılmıştır.

4. Tanık Gösterme (Alıntı Yapma)

Tanık gösterme, yazarın kendi görüşlerini desteklemek ve inandırıcılığı artırmak amacıyla, konuyla ilgili uzman kişilerin görüşlerine yer vermesidir. Alıntı yapılan cümleler genellikle tırnak içinde sunulur.

Örnek: “Deneme, genellikle büyük savlar içermez. Bunun yerine, daha çok duygu, sezgi, birikim ve akla dayanır. Denemede yazar, kendi birikimini ve içsel düşüncelerini özgürce aktarır. Nurullah Ataç bu tür yazılar için: ‘Deneme benim ülkemdir.’ demiştir. Bu görüş, denemenin kişisel bir ifade biçimi olduğunu vurgular.”

Bu örnekte, Nurullah Ataç’tan yapılan alıntı, yazarın görüşünü desteklemek için kullanılmıştır.

5. Benzetme

Benzetme, düşünceyi somutlaştırmak amacıyla iki varlık, kavram, olay veya durumun birbirine benzetilerek anlatılmasıdır. Benzetme yaparken genellikle “gibi” edatı kullanılır.

Örnek: “Birikimsiz yazarlık, saman alevi gibidir. Saman alevi çabuk yanar ve hızla sönüp gider. Benzer şekilde, yazmak için yeterli bilgi ve deneyime sahip olmayan birikimsiz yazarlar da parlamış görünseler bile, nihayetinde saman alevi gibi sönüp gitmeleri muhtemeldir.”

Bu örnekte, birikimsiz yazarlar saman alevine benzetilerek anlatılmıştır.

6. Sayısal Verilerden Yararlanma

Sayısal veriler, bir düşüncenin sayılarla desteklenmesini sağlar. Bu yöntem, okuyucular için daha inandırıcı ve somut hale getirir.

Örnek: “2019 yılında yapılan LGS’ye 1.029.555 öğrenci katıldı. Bu öğrencilerden 439.419’u tercih yaptı. Tercih eden öğrencilerden 138.993’ü, tercihleri doğrultusunda sınavlı okullara yerleşti.”

Bu örnekte, sayısal veriler kullanılarak verilen bilgi daha somut ve inandırıcı bir biçimde sunulmuştur.


Kinayeli Söyleyiş

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 7 dakika

Kinayeli Söyleyiş

Kinayeli söyleyiş, alaycı bir dille, söylenenlerin tam tersini kastetmeyi ifade eder. Bu tür bir söyleyiş, genellikle bir şeyin ne kadar kötü olduğunu veya bir kişinin ne kadar başarısız olduğunu ifade etmek amacıyla kullanılır. Kinaye ise bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanılmasını ifade ederken, kinayeli söyleyiş, tamamen ters bir anlamı ima eder. Kinayeli söyleyiş, ironi ile sıkça karıştırılır; ancak, ironide çoğunlukla söylenen şeyin tam tersi anlatılırken, kinayeli söyleyiş belirli bir alaycılık içerir ve genellikle gerçek anlamın tam zıttını ifade eder.

Kinayeli Söyleyiş ile İlgili Açıklamalı Örnek Cümleler

Örnek 1

“O kadar kaliteli gömlekler satıyor ki, gömlekleri ilk yıkamada rengârenk oluyor.”

Bu cümlede, gömleklerin kalitesiz olduğunu alaycı bir şekilde belirtmek için “kaliteli” ve “ilk yıkamada rengârenk olma” ifadeleri kullanılmıştır. Gerçekte kaliteli bir gömlek renk değiştirmez, bu nedenle bu cümlede kinayeli söyleyiş vardır.

Örnek 2

“Onun iyi bir esnaf olduğu beşinci iflasından sonra anlaşıldı.”

Burada, “iyi esnaf” ifadesi ve “iflas etmek” arasındaki çelişki vurgulanmıştır. “İflas”, genellikle başarısızlığın ve yeterizliklerin bir işareti olarak görülür. Dolayısıyla, bu cümlede kinayeli söyleyiş söz konusudur.

Örnek 3

Süper zeki kişiler bile yanılabilir, ama aptallar asla yanılmaz.”

Cümlede, “yanılma” kavramı zekâ ile ilişkilendirilirken, “aptalların yanılmaması” ifadesi tersine bir durumu ima etmektedir. Burada kinayeli söyleyiş kullanılarak zekânın yanılma ihtimali ile aptallığın yanılmazlığı arasındaki çelişki ortaya konmuştur.

Örnek 4

“Bu okul mükemmel bir şekilde yönetilmektedir; musluklar dışında okulda her şey akmaktadır.”

Bu cümlede, okul yönetiminin alaycı bir şekilde övülmesi, gerçekte ise okulda pek çok sorun olduğunu ima eder. Muslukların akmaması, okulun genel olarak sorunlu olduğunu belirtir. Kinayeli söyleyiş ile okul yönetiminin eleştirildiği anlaşılır.

Örnek 5

“O kadar başarılı bir öğrenciydi ki, liseyi altı yılda bitirdi.”

Burada, öğrencinin başarı seviyesi alaycı bir dille eleştirilmiştir. Normalde dört yılda bitirilmesi gereken lise eğitiminin altı yılda bitirilmesi, başarısızlığın bir göstergesidir. Bu cümlede kinayeli söyleyiş söz konusudur.

Örnek 6

“Trafikte o kadar dikkatli ki, mahallede çarpmadığı bir araba kalmış.”

Cümlede, sürücünün dikkatli olduğu alaycı bir dille belirtilmektedir. Gerçekte, bu sürücünün trafik kazalarına karıştığı ve pek çok araca çarptığı ima edilmektedir. Bu nedenle, cümlede kinayeli söyleyiş mevcuttur.

Örnek 7

“Takımımız futboluyla göz dolduruyor; her maçta en az beş gol yiyor.”

Bu cümlede, takımın başarısızlığı alaycı bir şekilde övülmektedir. Çok gol yemek, takımın başarısız olduğunu gösterir, bu nedenle kinayeli söyleyiş bu örnekte de yer alır.

Örnek 8

“Eserlerini o kadar açık ve anlaşılır bir dille yazmış ki, kendisi bile anlamıyor.”

Burada, eserin “açık” ve “anlaşılır” olduğu iddia edilirken, yazarın kendisinin bile anlamadığı belirtilir. Bu, eserin aslında karmaşık ve anlaşılmaz olduğu . Bu durumda, kinayeli söyleyiş kullanılmıştır.

Örnek 9

“Eh, bu hızla gidersek okula belki yarın sabah varırız.”

Cümlede, “hızla gitmek” ile “çabuk varmak” arasındaki ilişki alaycı bir şekilde belirtilmiştir. Gerçekte yavaş gidildiği için varış süresi çok uzamaktadır. Bu nedenle, kinayeli söyleyiş kullanılmıştır.

Örnek 10

“Mustafa, o kadar zeki bir öğrencidir ki, öğretmen konuyu sınıftakilere bir; ona on kez anlatır.”

Burada, “zeki” ifadesiyle Mustafa’nın yetersizliği alaycı bir şekilde belirtilmiştir. Gerçekten zeki bir öğrenci konuları çabuk öğrenir. Bu yüzden cümlede kinayeli söyleyiş vardır.

Sonuç

Kinayeli söyleyiş, bir şeyin alaycı bir şekilde ifade edilmesiyle gerçek anlamın tersinin kastedilmesini sağlar. Bu söyleyiş tarzı, genellikle bir eleştiriyi ya da bir özelliği abartarak göstermek amacıyla kullanılır. Cümlelerde söylenenlerin tam tersi ifade edilerek, hedeflenen anlamın alaycı bir şekilde vurgulanması sağlanır.


Ünsüz Benzeşmesi (Sertleşmesi)

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 7 dakika

Ünsüz Benzeşmesi (Sertleşmesi)

Türkçede bazı ünsüzlerin belirli seslerle birleşiminde ünsüzlerin sertleşme veya yumuşama gibi değişiklikler meydana gelir. Ünsüz benzeşmesi, sert ünsüzlerle biten bir kelimenin ardından yumuşak ünsüzle başlayan ek geldiğinde ortaya çıkar. Bu süreçte yumuşak ünsüzler sertleşir. Bu olaya ünsüz benzeşmesi veya ünsüz sertleşmesi denir.

Ünsüz Benzeşmesinin Kuralları

  1. C ünsüzü: Sert ünsüz olan ç ünsüzüne dönüşür.
  2. D ünsüzü: Sert ünsüz olan t ünsüzüne dönüşür.
  3. G ünsüzü: Sert ünsüz olan k ünsüzüne dönüşür.

Ünsüz Benzeşmesi ile İlgili Açıklamalı Örnekler

SÖZCÜĞÜN ASLI GELEN EK YANLIŞ YAZIM DOĞRU YAZIM
Ağaç -da Ağaçda Ağaçta
Giriş -gen Girişgen Girişken
Kitap -cı Kitapcı Kitapçı
Arap -ca Arapca Arapça
Ayak -da Ayakda Ayakta
Sert -ce Sertce Sertçe
Bisiklet -ci Bisikletci Bisikletçi
Karabük -den Karabük’den Karabük’ten
Dolap -da Dolapda Dolapta
Unut -gan Unutgan Unutkan
Tak -dı Takdı Taktı
Diş -ci Dişci Dişçi
Çöp -den Çöpden Çöpten
Sınıf -da Sınıfda Sınıfta
Çiçek -ci Çiçekci Çiçekçi
Uçmuş -du Uçmuşdu Uçmuştu
Mehmet -cik Mehmetcik Mehmetçik
1925 -de 1925’de 1925’te

Notlar

  1. Bağlaçlar ve Hal Ekleri: Bağlaç olan “-de, -da” ekleri ünsüz benzeşmesine uymaz, bu yüzden “-te, -ta” biçimleri söz konusu değildir. Ancak hal eki olan “-de, -da” ünsüz benzeşmesi kurallarına uygundur.
    • Örnek: “Sınıf da temizlendi.” (bağlaç olan “da”)
    • Örnek: “Sınıfta ders çalışıyordu.” (hal eki olan “-da”)
  2. Matematik Terimleri: Bazı matematik terimleri bu kurala uymaz.
    • Örnek: Üçgen, beşgen, dörtgen, çocukcağız.
  3. Özel İsimler ve Sayılar: Özel isimler ve sayılara gelen eklerde ünsüz benzeşmesi kurallarına uyulur. Bu tür ekler eklenmeden önce sayılar harflere dönüştürülerek benzeşme aranır.
    • Örnek: “Sinop’ta”, “Kars’ta”, “1923’te (üçte)”, “1975’te (beşte)”.

Ünsüz Benzeşmesi ile İlgili Açıklamalı Cümleler

  1. İş yerinde büyük bir iş teslim eden işçi, işin sonunda biraz yorgun göründü.
  2. Soğuk havadan çabuk etkilenebilen bu kuşlar, sıcak havalarda oldukça hassas olabiliyor.
  3. İnsanlıktan nasibini almamış biri, suçlardan ne anlayabilir ki?
  4. 1925’te (beşte) önemli olaylar yaşandı ve 1923’te (üçte) de iki büyük gelişme oldu.
  5. Ağaçtan bir kuş uçtu ve uzaklara doğru süzüldü.
  6. Kitapçıdan Arapça bir sözlük aldı ve eve dönerken dikkatli oldu.
  7. Bisikletçi, yolda dengesini kaybedince sertçe bir yere çarptı.
  8. Dişçi, çiçekçiye uğrayıp sonra evine dönmeyi tercih ediyordu.
  9. Mehmetçikler ırmaktan geçtiklerinde yavaşça yürümeye başladılar.

Efsane Nedir

Eylül 16, 2024 Okuma süresi: 6 dakika

Efsaneler: Tanımı ve Özellikleri

Efsane, eski zamanlardan bu yana söylenen, doğaüstü özellikler gösteren ve olağanüstü kişi ile olaylardan bahseden hayali öyküler olarak tanımlanır. Efsane, köken olarak Farsça bir kelime olup, Türkçe karşılığı olarak “söylence” terimi kullanılmaktadır. Efsaneler, genellikle dini unsurlar içerir ve bir inanışı dile getirir.

Eski dönemlerde insanların dünya üzerindeki yolculukları, yıldızların hareketleri, gök gürültüsü gibi doğa olayları ve bitkiler, ateş, dağlar veya hayvanlar gibi doğal varlıkların oluşumu, efsane türünün ortaya çıkmasına neden olmuştur. Aynı şekilde, ruh, cin, peri, su ve yağmur gibi insanın önem verdiği kavramlar, çeşitli hikâyeler üretmelerine yol açmış ve bu hikâyeler zamanla efsaneleşerek toplumun ortak mirası haline gelmiştir. Her kültürün kendi dilinden birçok efsanesi bulunur.

Efsaneler genellikle dört ana grupta değerlendirilir:

  1. Yaratılış efsaneleri
  2. Tarihi efsaneler
  3. Olağanüstü varlık ve kişileri anlatan efsaneler
  4. Dini efsaneler

Türk edebiyatında, cesaret, özveri, kahramanlık, doğruluk, samimiyet gibi temalar, efsanelerde en sık işlenen konular arasında yer alır.

Efsane Türünün Özellikleri

  1. Efsaneler, sözlü geleneğin bir parçası olarak kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Bu geçiş, efsanelerin tarihsel süreçte nasıl değiştiğini ve geliştiğini gösterir.
  2. Efsaneler, genellikle hayal ürünü unsurlar içerir. Bu unsurlar, gerçeklikten uzaklaşarak fantastik bir dünya oluşturur.
  3. Efsaneler, genellikle tek bir motif etrafında şekillenir. Bu motif, efsanenin merkezinde yer alır ve anlatının ana temasını oluşturur.
  4. Efsaneler, mitlerin modern bir biçimini temsil eder ve bu nedenle kutsal öğeler içerebilir. Ancak, tüm efsaneler kutsal nitelikler taşımaz.
  5. Efsanelerdeki gerçeklik, genellikle objektif değildir. Bir olağanüstülük içerse de, efsaneler genellikle gerçek olaylara ve yaşamış kişilere dayandırılır.
  6. Efsanelerin din, tarih ve mitoloji olmak üzere üç ana kökeni vardır. Bu kökenler, efsanelerin nasıl oluştuğunu ve geliştiğini anlamada yardımcı olur.
  7. Efsane kahramanları, dini, mitik veya tarihi şahsiyetler olabilir. Bu kahramanlar, efsanelerde genellikle merkezî bir rol oynar.
  8. Efsaneleri inceleyen bilim dalına mitoloji denir. Mitoloji, efsanelerin ve mitlerin analizini yaparak kültürel ve tarihi bağlamlarını ortaya koyar.
  9. Efsaneler, kısa ve yalın halk anlatıları olarak kabul edilir. Bu anlatılar, genellikle basit bir dil ve yapı içerir.
  10. Efsaneler, taşıdıkları sosyolojik, ekonomik ve psikolojik mesajlarla halkı eğitme amacını da taşır. Bu mesajlar, toplumun değerlerini ve normlarını yansıtır.
  11. Efsaneler, gelenek ve göreneklere sahip çıkarak bunları korur, insanlara saygınlık kazandırır ve toplumu iyi ve güzele yöneltir. Bu görevler, efsanelerin kültürel önemini artırır.
  12. Efsaneler, mit, masal ve destan türleri ile yakın ilişki gösterir. Ancak, kalıplaşmış ifadeler efsaneleri masallardan ayıran bir özelliktir.
  13. Efsaneler, mitlerin çağdaş biçimleri olarak değerlendirilebilir. Ancak, tüm efsaneler kutsal bir nitelik taşımaz; bu, onları mitlerden ayıran önemli bir farktır.
  14. Masallar, tamamen hayali yer, mekân ve zaman unsurlarını içerirken, efsaneler genellikle gerçek olaylar ve kişilere dayanır. Bu, efsaneleri masallardan ayıran bir başka özelliktir.

Efsaneler, kültürel ve toplumsal değerlerin aktarılmasında önemli bir rol oynar ve insanların tarih boyunca nasıl düşündüklerini ve hissettiklerini anlamamıza yardımcı olur.


İletişimin Öğeleri Tanımı ve Açıklamalı Örnekler

Eylül 15, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

İletişim, birçok farklı öğenin etkileşime girdiği karmaşık bir süreçtir. Bu sürecin temel altı bileşeni bulunmaktadır:

  1. Gönderici (Kaynak Kişi): İletişim sürecinin en temel unsuru, mesajı oluşturan ve ileten kişidir. Gönderici, “ben” ya da “biz” şeklinde ifade edilir ve iletişim sürecinde merkezi bir rol oynar. Örneğin, bir öğretmenin ders anlatırken sınıftaki öğrencilere bilgi vermesi durumunda öğretmen gönderici olarak görev yapar.
  2. Alıcı (Okur, Dinleyici): Göndericinin mesajını almak ve anlamakla yükümlü olan kişidir. Alıcı, mesajı çözümleyerek geri dönüşte bulunur. Derslerde öğrenciler, konferanslarda dinleyiciler alıcı rolündedir.
  3. İleti (Mesaj): Göndericinin alıcıya ilettiği duygu, düşünce veya bilgidir. İleti, iletişimdeki ana içeriği oluşturur ve göndericinin iletmek istediği mesajı ifade eder. Örneğin, bir öğretmenin ders anlatımı sırasında sunduğu bilgiler iletiyi oluşturur.
  4. Kanal (Araç): Mesajın gönderici tarafından alıcıya iletilmesinde kullanılan araçtır. Ses dalgaları, video, internet, basılı materyaller gibi çeşitli araçlar kanaldır. Bir öğretmenin sesi sınıf içindeki iletişimde bir kanal görevi görürken, elektronik posta, sosyal medya veya yazılı belgeler de farklı iletişim kanallarıdır.
  5. Bağlam (Ortam): İletişimin gerçekleştiği çevre ya da ortamdır. Bu, iletişimin yapıldığı fiziksel ya da sosyal alanı ifade eder. Okul sınıfları, seminer salonları, toplantı odaları gibi yerler bağlam olarak değerlendirilir.
  6. Dönüt (Geri Bildirim): Alıcının iletiyi aldıktan sonra göndericiye verdiği tepkidir. Dönüt, iletişim sürecinde göndericinin mesajının anlaşılmasını ve etkisini değerlendirmek için önemlidir. Bu geri bildirim, iletişimde amaçların gerçekleşmesini ve karşılıklı anlayışın sağlanmasını sağlar.

Örnek Durum

Ali, arkadaşına telefon mesajı gönderir:
— Akşam yemeğine katılacak mısınız?

Mehmet:
— Evet, katılacağız. (Dönüt)

Burada Ali gönderici, Mehmet alıcıdır. Ali’nin mesajı “akşam yemeğine katılma” davetini içerir (iletidir), telefon mesajı ise iletişimin gerçekleştiği kanaldır. İletişim ortamı ev veya restoran olabilir (bağlam), ve Mehmet’in verdiği cevap, Ali’ye dönüt sağlar.

Bu bileşenler, etkili bir iletişim sürecinin düzgün bir şekilde işlemesi için birbirleriyle etkileşim içinde çalışır.


Devrik Cümleler ve Örnekler

Eylül 15, 2024 Okuma süresi: 6 dakika

Devrik cümleler, yüklemi cümlenin son kısmında bulunmayan özel cümlelerdir. Bu tür cümlelerde yüklem, genellikle cümlenin başında ya da ortasında yer alır. Devrik cümleler, özellikle vurgulamak veya sanatsal bir etki yaratmak amacıyla tercih edilir. Şiirlerde bu yapı sıkça kullanılır. Devrik cümleler kesinlikle yanlış olarak değerlendirilmemelidir.

Örnekler

  1. Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden. (değiştirilmiş devrik cümle)
  2. Ağlarsın düşlerimi bilsen. (değiştirilmiş devrik cümle)
  3. Âşıkıyım bu sesin beni çağırdığı. (değiştirilmiş devrik cümle)
  4. Allahım, bu çizgili yüz benim mi? (değiştirilmiş devrik cümle)
  5. Bilmezdim şarkıların bu kadar etkileyici olduğunu. (değiştirilmiş devrik cümle)
  6. Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. (değiştirilmiş devrik cümle)
  7. Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına. (değiştirilmiş devrik cümle)
  8. Bir başkadır memleketim! (değiştirilmiş devrik cümle)
  9. Gökyüzünden yıldızlar dökülmüş yüreğime. (değiştirilmiş devrik cümle)
  10. Yine eski hazan bahçelerinden geçtim dün. (değiştirilmiş devrik cümle)
  11. Gurbet çeken gönüller sarmıştı ocağı. (değiştirilmiş devrik cümle)
  12. Gözlerin birden İstanbul oluyor. (değiştirilmiş devrik cümle)
  13. Karlar donmuş otların uçlarında. (değiştirilmiş devrik cümle)
  14. Martılar konuyor omuzlarıma. (değiştirilmiş devrik cümle)
  15. Gözlerimde mavi bir ışık yandı. (değiştirilmiş devrik cümle)
  16. Rüzgarın eliyle titrer yapraklar. (değiştirilmiş devrik cümle)
  17. Dünya sürgünümü uzatma benim. (değiştirilmiş devrik cümle)
  18. Senin kalbinden ilk sürgün oldum. (değiştirilmiş devrik cümle)

Devrik Cümleler ile İlgili Notlar

  1. Şiirlerde Devrik Cümleler: Şiirlerde devrik cümlelere sıkça rastlanır çünkü bu yapı, metne sanatsal bir hava katar.

    Örnek:

    • Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında.
    • Köle gibi satıldım pazarlar pazarında.
    • Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında.
    • Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında.
    • Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında.
    • Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda,
    • Verilmemiş hesapların korkusuyla.
    • Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim.
    • Af dilemeye geldim affa layık olmasam da.

    (Sezai Karakoç’un eserinden alıntılar)

  2. Yüklemlere Göre Devrik Cümleler: Devrik cümleler, yüklemlerine bağlı olarak isim veya fiil cümlesi olabilir.

    Örnek:

    • Hoyrattır bu akşamüstüler daima. (isim cümlesi)
    • Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü. (fiil cümlesi)
  3. Yüklem Türleri: Devrik cümlelerde yüklem, isim, zamir, sıfat tamlaması, isim tamlaması, ikileme türünden olabilir.

    Örnekler:

    • Okulumuzun en çalışkan öğrencisidir o. (isim tamlaması)
    • Saygılı bir öğrenciydi Abdullah. (sıfat tamlaması)
    • Betül’dü sınıfa geç gelen kişi. (isimden oluşmuş yüklem)
    • Dinlenmektir yapılması gereken. (fiilimsiden oluşmuş yüklem)
    • Sendin o dağlarda hüküm süren kişi. (zamirden oluşmuş yüklem)
    • Senin içindir Leyla her şey burada. (edat grubundan oluşmuş yüklem)
    • Yırtık pırtıktı giydikleri elbiseler. (ikilemeden oluşmuş yüklem)

Örneklerle Dilin Heyecana Bağlı İşlevi Açıklaması

Eylül 15, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

Heyecana bağlı dil işlevi, iletinin içeriğinde göndericinin duygusal tepkilerini ve heyecanını yansıtır. Bu işlevde, yorumlama ve lirizm ön plandadır. Korku, heyecan, üzüntü, şaşkınlık ve seslenme gibi duygular ağırlıklı olarak yer alır. Öznellik bu işlevin temel özelliğidir. Özel mektuplarda, bazı romanların başlangıç bölümlerinde yer alan betimlemelerde ve lirik şiirlerde bu dil işlevi yoğun şekilde kullanılır. Ayrıca, ünlem cümlelerinin çoğunda da bu işlevin izlerine rastlanır.

Heyecana Bağlı Dil İşlevi Örnekleri

  • Aman, çantamı arabada unutmuşum! Burada, unutkanlık ve panik duygusu ön plana çıkar.
  • O günler ne kadar güzeldi, vay be! Geçmişe duyulan özlem ve melankoli ifade edilir.
  • Ey Türk milletinin geleceği, dikkat et! Ulusal bir duygu ve çağrı içerir.
  • Aaa, bir kaza mı olmuş! Şaşkınlık ve endişe yansıtılır.
  • Eyvah, ne yer kaldı ne de yar! Umutsuzluk ve çaresizlik duyguları ortaya konur.

Şiirlerde Heyecana Bağlı Dil İşlevi Örnekleri

  • “Bütün sevgileri atıp içimden,
    Varlığımı yalnız ona verdim ben,
    Elverir ki bir gün bana derinden
    Ta derinden bir gün bana ‘Gel’ desin.”

    Bu dizelerde, derin bir sevgi ve özlem duygusu dile getirilir. Şiirin lirizmi ve duygusallığı öne çıkar.

  • “Açılan bir gül, sen yaprak yaprak,
    Ben aşkımla bahar getirdim sana;
    Tozlu yollarından geçtiğim uzak
    İklimden şarkılar getirdim sana.”

    Bu dizelerde ise, aşkla ilişkili bir bahar getirme ve uzak mesafelerden gelen duygular betimlenir. Lirik bir ifade ve özlem duygusu görülür.

  • “Yeni mektup aldım gül yüzlü yarimden,
    Gözletme yolları, gel deyi yazmış;
    Sivralan Köyü’nden bizim diyardan,
    Dağlar mor menekşe gül deyi yazmış.”

    Burada, sevgiliye duyulan özlem ve coşku ön plandadır, duygusal bir bağlamda mektup alınır ve duygular aktarılır.

Not

Tüm şiirlerde, dilin heyecana bağlı işlevi yoğun şekilde kullanılmayabilir. Şiirlerde bu işlev, içeriğe ve şaire bağlı olarak farklılık gösterebilir.

Bu tür ifadeler ve duygusal yoğunluk, iletişimin kişisel ve etkileyici bir boyutunu oluşturur, okuyucuda ya da dinleyicide derin bir izlenim bırakır.


Kısaltmaların Yazımı

Eylül 15, 2024 Okuma süresi: 7 dakika

Kısaltmalar ve Kullanım Kuralları

Kısaltmalar, belirli sözcük gruplarını veya terimleri daha kısa ve pratik bir şekilde ifade etmenin bir yoludur. Bu yazıda, kısaltmaların nasıl oluşturulduğu ve kullanıldığına dair temel kuralları ele alacağız.

1. Kuruluş, Ülke, Kitap, Dergi ve Yön Adları Kısaltmaları

Kuruluşların, ülkelerin, kitapların, dergilerin ve yön adlarının kısaltmaları oluşturulurken, her bir sözcüğün ilk harfi büyük olacak şekilde yazılır. Bu kısaltmalar, genellikle anlaşılır ve standart bir biçimde düzenlenir. Ancak bazı kısaltmalar, farklı uygulamalar gösterebilir. İşte bazı örnekler:

  • Türk Dil KurumuTDK
  • Kuzey Kıbrıs Türk CumhuriyetiKKTC
  • Divan-ı Lügatit TürkDLT
  • Türk Dili dergisi → TD
  • KuzeybatıKB

Not: Kısaltmalar, bazen birkaç harfin bir araya getirilmesiyle oluşturulabilirken, bazı durumlarda aradaki kelimelerden hiç harf alınmayabilir. Gelenekleşmiş bazı kısaltmalarda ise büyük harf kullanımı yaygındır ve nokta kullanılmaz:

  • İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek BirliğiİLESAM
  • Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim ŞirketiBOTAŞ
  • Türkiye CumhuriyetiT.C.

2. Ölçü Birimlerinin Kısaltmaları

Ölçü birimleri uluslararası standartlara uygun şekilde kısaltılır. Bu kısaltmalar, genellikle küçük harflerle yazılır ve bazen üs işaretleri ile birlikte kullanılır. İşte bazı örnekler:

  • metrem
  • metrekare
  • santimetrecm
  • miligrammg

3. Kuruluş, Kitap, Dergi ve Yön Adlarıyla Ölçülerin Dışındaki Kısaltmalar

Kısaltmalarda, kelimenin ilk harfi ve temel harfler dikkate alınarak kısaltma oluşturulur. Eğer kısaltılan kelime veya kelime grubu özel ad, unvan veya rütbe ise ilk harf büyük yazılır; eğer cins isim ise ilk harf küçük yazılır.

  • İngilizceİng.
  • ProfesörProf.
  • DoçentDoç.
  • sıfatsf.
  • edebiyated.
  • Siteler MahallesiSiteler mah.

4. Kısaltmalara Getirilen Ekler

Kısaltmalara ek getirilirken, kısaltmanın okunuşuna uygun olarak işlem yapılır:

  • Küçük Harflerle Yapılan Kısaltmalar: Ekler, kelimenin okunuşuna göre eklenir.
    • santimetrecm’yi
    • kilogramkg’dan
    • milimetremm’den
  • Büyük Harflerle Yapılan Kısaltmalar: Ekler, kısaltmanın son harfinin okunuşuna göre eklenir.
    • Türk Dil KurumuTDK’den
    • Türk LirasıTL’nin
  • Bir Kelime Gibi Okunan Kısaltmalar: Ekler, kısaltmanın okunuşuna uygun olarak eklenir.
    • AselsanASELSAN’da
    • Kuzey Atlantik Anlaşması ÖrgütüNATO’ya
    • Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür ÖrgütüUNESCO’dan
  • Numara Sözünün Kısaltması: “Numara” kelimesi de kelime gibi okunur ve ekler bu okunuşa göre eklenir.
    • NumaralıNo.lu
    • NumarasızNo.suz
  • Sonunda Nokta Bulunan ve Üs İşaretli Kısaltmalar: Ekler kesme işaretiyle ayrılmaz, kelimenin veya üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır.
    • İngilizceİng.yi
    • ve benzerivb.leri
  • Sert Ünsüzle Biten Kısaltmalar: Ek aldığında sert ünsüzlerin yumuşatılmaması gerekmektedir.
    • Radyo ve Televizyon Üst KuruluRTÜK’e
    • Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma KurumuTÜBİTAK’ın
  • Birlik Kısaltmaları: “Birlik” kelimesiyle yapılan kısaltmalarda, söyleyişte k harfi yumuşatılabilir.
    • ÇukobirlikÇukobirliğe
    • FiskobirlikFiskobirliğin

Bu kurallar, kısaltmaların doğru bir şekilde kullanılmasını ve okunmasını sağlar. Kısaltmaları kullanırken bu kuralları göz önünde bulundurarak, anlaşılır ve standart bir dil kullanımını sağlamış olursunuz.