Türkçe, tarih boyunca Arapça ve Farsça gibi dillerden etkilenmiş, bu etkileşimler sonucunda ses sistemine özgü kurallar ve istisnalar kazanmış bir dildir. İşte bu ses özellikleri ve örnekleri:
Modern Türkçede doğal olarak uzun ünlüler bulunmaz. Bununla birlikte, Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerde uzun ünlüler mevcuttur. Bu kelimeler Türkçeye geçerken orijinal dildeki ünlü uzunlukları korunmuştur, ancak Türkçe yazımda bu uzunluklar özel işaretlerle belirtilmez.
Bazı kelimelerde, anlam farklılıklarını göstermek için ünlülerin üzerine uzunluk işareti konulur. Bu, yazı dilinde bazen kullanılsa da günlük dilde yaygın değildir.
Türkçe’deki bazı özel adlar ve Arapça, Farsça kökenli kelimeler, ince “g” ve “k” seslerinden sonra gelen “a” ve “u” ünlülerini içerir. Bu ünlüler, kelimenin kökenine bağlı olarak korunur ve yazımda bu ince sesler özel işaretlerle gösterilir.
Türkçe’de genel kural olarak iki ünlü doğrudan yan yana gelmez. Ancak, yabancı kökenli bazı kelimeler bu kuralın dışında kalabilir.
Türkçe kelime yapısında, genellikle iki ünsüz yan yana gelmez. Ancak, yabancı kökenli sözcüklerde bu durum gözlemlenebilir.
Türkçede doğal olarak “f, h, j, v” sesleri bulunmaz. Ancak, bu sesler yabancı dillerden alınan kelimelerde ve yansıma sözcüklerde yer alabilir.
Türkçede yansıma sözcükler ve ünlemler, genel ses kurallarına uymayabilir. Bunlar sesleri taklit eden veya duygusal ifadeler içeren kelimelerdir.
Bazı Türkçe kelimeler zamanla ses değişimine uğramış ve asıl hallerinden farklılaşmıştır.
Bu özellikler, Türkçenin zengin ses yapısını ve dilin evrimini gösterir. Türkçenin sesbilimsel kuralları ve istisnaları, dilin nasıl işlediğini ve dili şekillendiren tarihî ve kültürel etkileri anlamamızı sağlar.