Sarma Uyak Nedir?

Ekim 9, 2024 - Okuma süresi: 5 dakika

Sarma uyak (sarma kafiye), bir şiirin dörtlüklerinde birinci ve dördüncü dizelerin, ikinci ve üçüncü dizelerle belirli bir uyum içinde olduğu uyak türüne verilen isimdir. Bu uyak türü, Türk edebiyatına Batı edebiyatı etkisiyle girmiştir ve en yaygın uyak düzenlerinden biridir. Sarma kafiye yapısı “abba” şeklindedir ve sadece dörtlüklerde kullanılır. Bu düzen, dizelerin birbirine dolanarak uyumlu olmasını sağlar.

Sarma Kafiye (Sarma Uyak) ile İlgili Örnekler

Örnek 1

Biliyorum, gölgede tatlı tatlı uyuduğunu
-a
Deniz mağarası kadar sessiz ve derin
-b
Nazların âleminde kapalı kirpiklerin
-b
Yüzünde gülümseme, bu öğle vakti sonu
-a

Açıklama: Sarma uyak düzeni, birinci ve dördüncü dizeler ile ikinci ve üçüncü dizelerin kendi aralarında uyaklı olması durumunda oluşur. Yukarıdaki dizelerde “uyuduğunu” ve “sonu” ile “derin” ve “kirpiklerin” sözcükleri arasında uyak vardır. Bu örnek, sarma uyak yapısını net bir şekilde göstermektedir.

Örnek 2

Göğün dibinde suyun sesi yankılanır,
-a
Ellerimiz suda ıslanır,
-b
Tüm dileklerimiz birbirine sarılır,
-b
Uzatırken anılar uzun uzun hatırlanır.
-a

Açıklama: Bu dörtlükte “yankılanır” ve “hatırlanır” kelimeleri birinci ve dördüncü dizelerde; “ıslanır” ve “sarılır” kelimeleri ise ikinci ve üçüncü dizelerde kendi aralarında uyak oluşturur. Bu örgü sarma uyak olarak adlandırılır.

Örnek 3

Tuna’yı görmesem de tanırım,
-a
Bir ümit uğruna yürüdüğüm zaman,
-b
Geçmişi düşünerek coştuğum zaman,
-b
Kendimi tarih içinde bulurum sanırım.
-a

(Arif Nihat Asya)

Açıklama: Yukarıdaki dörtlükte “tanırım” ve “sanırım” kelimeleri birinci ve dördüncü dizelerde; “yürüdüğüm zaman” ve “coştuğum zaman” ise ikinci ve üçüncü dizelerde uyaklıdır. Bu yapının adı sarma uyak (abba) olarak tanımlanır.

Örnek 4

Her şey yerli yerinde, havuz başında servi,
-a
Bir dolap gıcırdar, hiç durmadan,
-b
Eşyalar sanki büyülü bir uykudan,
-b
Sarmaşıklar ve böcek sesleri doldurur evi.
-a

Açıklama: Bu dörtlükte “servi” ve “evi” birinci ve dördüncü dizelerde; “durmadan” ve “uykudan” ise ikinci ve üçüncü dizelerde uyum içindedir. Böylece, dizelerin örgüsü sarma uyak şeklindedir.

Örnek 5

Bir sonbahar akşamı, deniz kenarındayım,
-a
Kayalara çarpan dalgalarla birlikte,
-b
Dağınık saçlarımla esen rüzgârlar içinde,
-b
Düşüncelerimle kaybolmuş bir haldeyim.
-a

Açıklama: Burada “kenarındayım” ve “haldeyim” sözcükleri birinci ve dördüncü dizelerde; “birlikte” ve “içinde” sözcükleri ise ikinci ve üçüncü dizelerde uyaklıdır. Böylece dörtlüğün uyak örgüsü sarma uyak düzenindedir.

Örnek 6

Penceremizden uçan leylekler,
-a
Ay vurunca uzaklaşır gökyüzünde,
-b
Kanatlarını çırpar başka bir iklimde,
-b
Uzaklara gider, döner leylekler.
-a

(Ali Mümtaz Arolat)

Açıklama: Bu dörtlükte “leylekler” ve “döner leylekler” birinci ve dördüncü dizelerde uyumlu; “gökyüzünde” ve “iklimde” ise ikinci ve üçüncü dizelerde birbiriyle uyaklıdır. Sarma uyak yapısının açık bir örneğidir.


Yorumlar

Serap16-10-2025 15:32

Sarma uyak, ya da diğer adıyla sarmal uyak, şiirde ahengi sağlayan en yapısal ve estetik kafiye şemalarından biridir. Adından da anlaşılacağı gibi, bu uyak düzeni bir dörtlüğün mısralarını adeta bir sargı gibi sararak kendine özgü bir müzikalite ve anlam bütünlüğü yaratır. Teknik olarak, birinci dize ile dördüncü dizenin, ikinci dize ile de üçüncü dizenin kendi aralarında kafiyeli olmasıyla oluşur. Bu yapı, genellikle abba şemasıyla formüle edilir.

Bu şemanın temel mantığı, dıştaki "a" kafiyelerinin, içteki "b" kafiyelerini çevrelemesidir. Bu durum, dörtlüğe hem bir başlangıç ve bitiş hissi verir hem de ortada yer alan iki dizeyi bir çerçeve içine alarak onlara özel bir vurgu katar. Şiiri okurken, birinci dizede karşılaşılan ses uyumu, ikinci ve üçüncü dizede farklı bir ahenge bürünür ve tam okuyucu bu yeni ahenge alışmışken, dördüncü dizede tekrar ilk dizedeki sese geri dönülür. Bu geri dönüş, dörtlüğe bir tamamlanmışlık ve kapalılık hissi verir. Sanki bir düşünce açılmış, ortasında başka bir fikirle zenginleştirilmiş ve sonunda başladığı noktaya zarif bir şekilde dönerek kapanmıştır.

Sarma uyağın en belirgin kullanıldığı nazım biçimlerinden biri sonedir. Özellikle İtalyan tipi (Petrarchan) sone, ilk sekiz dizesinde (oktav) abba abba şemasını kullanarak bu uyak türünün en klasik örneklerini sunar. Türk edebiyatına Batı'dan geçen bu nazım biçimi, özellikle Servet-i Fünûn dönemi şairleri tarafından sıkça kullanılmıştır. Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin gibi isimler, şiirlerine getirdikleri biçimsel yenilikler arasında sarma uyağa da geniş yer vermişlerdir. Bu nedenle sarma uyak, modern Türk şiirinin Batılı formlarla tanışmasının da bir simgesi olarak görülebilir.

Bu uyak şemasının etkisini daha iyi anlamak için somut bir örnek üzerinden gitmek faydalı olacaktır. Cahit Sıtkı Tarancı'nın bir sonesinden alınan şu dörtlük, sarma uyağın yapısını net bir şekilde ortaya koyar:

> Hayalime tek çizgi bir sen kalmışsın, sen! (a)
> Hülyana karışmasın ne bir Farsça, ne bir Çin; (b)
> Gözümde tüten en güzel, en salt, en berrak, en seçkin (b)
> Eşinle ve her bir sevdiğinle hoş geçin, sen! (a)

Bu dörtlükte görüldüğü gibi, "sen!" ile biten birinci dize, "hoş geçin, sen!" ile sonlanan dördüncü dizeyle kafiyelidir (a). İçeride kalan "Çin" ve "seçkin" kelimeleriyle biten ikinci ve üçüncü dizeler ise kendi aralarında bir kafiye grubu oluşturur (b). Dıştaki dizeler, içteki duygu yoğunluğunu adeta kucaklamıştır.

Sarma uyağı, diğer temel uyak şemalarıyla karşılaştırdığımızda farkı daha da belirginleşir. Örneğin, çapraz uyak (abab), dizeler arasında sürekli bir geçişlilik ve akıcılık yaratırken, düz uyak (aaaa veya aabb) daha basit, hızlı ve genellikle didaktik veya lirik anlatımlara uygun bir ritim sunar. Sarma uyak ise bu ikisinden farklı olarak daha düşünsel, dengeli ve mimari bir yapı kurar. Şair, bu yapıyı kullanarak merkezdeki iki dizeye özel bir anlam yükleyebilir veya dörtlüğün genelinde bir simetri ve denge unsuru oluşturabilir.

Sonuç olarak, sarma uyak, sadece mısra sonlarındaki seslerin mekanik bir tekrarı değildir. Şairin düşüncesini ve duygusunu belirli bir form içinde yoğurarak okura sunduğu, estetik değeri yüksek, sofistike bir tekniktir. Yarattığı kapanış hissi, odaklayıcı yapısı ve Batı şiiriyle kurduğu tarihsel bağ ile Türk şiirinde önemli bir yere sahip olan bu uyak düzeni, şiirin hem işitsel hem de anlamsal derinliğine büyük katkı sağlar.

Yorum Bırak