Ruşen Eşref Ünaydın Hayatı ve Eserleri

Ekim 4, 2024 - Okuma süresi: 6 dakika

Ruşen Eşref Ünaydın: Türk Basınında Bir Devrin Sesleri

Giriş

Ruşen Eşref Ünaydın, Türk edebiyatı ve gazeteciliğinde önemli bir yer tutan çok yönlü bir şahsiyettir. 18 Mart 1892’de İstanbul’da dünyaya gelen Ünaydın, hem yazar hem gazeteci hem de diplomat olarak Türk milletine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu yazıda, Ünaydın’ın yaşamı, edebi kişiliği, eserleri ve Türk basınındaki etkisi detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

Hayatı

Ruşen Eşref Ünaydın, eğitimine İstanbul’da başlamış, 1911 yılında Galatasaray Sultanisi‘ni ve 1914’te Darülfünun Edebiyat Fakültesi‘ni başarıyla tamamlamıştır. Mezuniyetinin ardından, İstanbul’daki çeşitli okullarda edebiyat ve Fransızca dersleri vererek öğretmenlik kariyerine adım atmıştır. Öğretmenlik döneminde yaptığı çevirilerle yazı hayatına girmiştir.

Yazarlık Kariyeri

Ruşen Eşref, yazılarına Servetifünun dergisinde başlamış, zamanla Türk Yurdu ve Vakit gazetelerinde de eserlerine yer bulmuştur. 1918 sonrası, gezgin bir hayat sürmeye başlayarak, Türkiye’nin dört bir yanını keşfetmiş ve edebi gözlemlerini kaleme almıştır. Yedigün, Tasvir-i Efkâr ve Milliyet gazetelerinde yazıları yayınlanmıştır. Batum, Kafkasya ve Sivas’a yaptığı geziler, ona farklı kültürler hakkında derin bir anlayış kazandırmıştır.

Diplomatik Görevler

Ruşen Eşref, 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) çağrısı üzerine Ankara’ya giderek Kurtuluş Savaşı‘na katılmıştır. 1922’de Buhara elçiliği başkâtibi olarak atandıktan sonra, Lozan Konferansı‘nda matbuat müşavirliği görevini üstlenmiştir. TBMM’de II., III. ve IV. dönem Afyonkarahisar milletvekili olarak görev almış, ardından Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne kadar yükselmiştir. Ayrıca, Tiran, Atina, Budapeşte, Roma ve Londra büyükelçiliklerinde görev alarak Türk diplomasisine önemli katkılarda bulunmuştur. 1952’de emekli olan Ünaydın, 21 Eylül 1921’de İstanbul’da vefat etmiş ve Rumelihisarı Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Edebi Kişiliği

Ruşen Eşref Ünaydın, Milli Edebiyat Dönemi‘nin tanınmış gazetecilerinden biri olarak anılmaktadır. Kendine özgü bir üslubu ve samimi bir kişiliği ile dikkat çeken Ünaydın, Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşlarından biri olarak tanınmaktadır. Atatürk’ü Türk basınında ilk kez tanıtan kişi olarak bilinir. Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen yazıları ve yaptığı röportajlar ile Türk halkının moralini yüksek tutmaya yardımcı olmuştur.

“Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat” adlı mülakatı, ona büyük bir üne kavuşturmuş, bu eserinde Atatürk ile 1928 yılında yaptığı görüşmeleri aktarmıştır. “Diyorlar ki” adlı eseri, mülakat türündeki diğer önemli yapıtıdır. Bu kitapta, Tanzimat ve Servetifünun Edebiyatı ile Milli Edebiyat hakkında on sekiz sanatçı ile yaptığı görüşmeleri ve bu sanatçılara sorduğu çeşitli soruları derlemiştir.

Eser Türü Eserler
Mülakat Diyorlar ki
Çanakkale’de Savaşanlar Dediler ki
Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat
Mensur Şiir Boğaziçi – Yakından
Damla Damla

Eserleri

Ruşen Eşref Ünaydın’ın önemli eserleri arasında:

  • Diyorlar ki: Mülakat türünde önemli bir çalışma.
  • Çanakkale’de Savaşanlar Dediler ki: Çanakkale Savaşı ile ilgili röportajlar.
  • Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat: Atatürk ile yapılan önemli bir mülakat.
  • Boğaziçi – Yakından: Mensur şiirler içeren bir eser.
  • Damla Damla: Edebi gözlemler ve yazılar.

Ruşen Eşref Ünaydın, Türk basınında bıraktığı izlerle ve ulusal mücadeledeki rolüyle hatırlanan önemli bir figürdür. Hem edebi eserleri hem de gazetecilik kariyeriyle, Türk toplumunun aydınlanmasına ve milli bilincin oluşmasına büyük katkılarda bulunmuştur. Onun kaleme aldığı eserler, sadece döneminin tanıklığını yapmakla kalmayıp, aynı zamanda gelecek nesillere de ilham vermeye devam etmektedir.

Ruşen Eşref Ünaydın hayatı, Ruşen Eşref Ünaydın kimdir, Ruşen Eşref Ünaydın eserleri, Ruşen Eşref Ünaydın edebi kişiliği, Ruşen Eşref Ünaydın mülakatları, Ruşen Eşref Ünaydın gazetecilik kariyeri.


Yorumlar

Derya17-10-2025 14:07

Türk edebiyatı ve fikir hayatının, özellikle de Cumhuriyet'in kuruluş yıllarının en önemli tanıklarından ve aktörlerinden biri olan Ruşen Eşref Ünaydın, yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda usta bir gazeteci, yetenekli bir diplomat ve en önemlisi Mustafa Kemal Atatürk'ün en yakınındaki isimlerden biriydi. Onun hayatı ve eserleri, bir imparatorluğun çöküşü ile genç bir cumhuriyetin doğuşu arasındaki sancılı ve heyecan verici geçiş döneminin adeta bir panoramasını sunar. Ruşen Eşref'in edebi kişiliği, roman veya şiir gibi geleneksel türlerden ziyade, modern Türk edebiyatında mülakat (röportaj) türünün kurucusu ve en yetkin temsilcisi olmasıyla öne çıkar.

Ruşen Eşref Ünaydın, 1892'de İstanbul'da doğdu. Eğitim hayatını dönemin en prestijli okullarından biri olan Galatasaray Sultanisi'nde tamamladı. Bu okul, ona sadece Batı kültürüne ve Fransızcaya hâkimiyet kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda ilerideki edebi ve diplomatik kariyerinin temellerini atan entelektüel birikimi de sağladı. Mezuniyetinin ardından gazetecilik dünyasına adım attı ve kısa sürede kalemiyle dikkat çekti. Ancak onu Türk edebiyat tarihinde ölümsüzleştirecek olan asıl atılımı, dönemin önde gelen şair ve yazarlarıyla yaptığı söyleşileri bir araya getirdiği eseriyle oldu.

Edebiyat tarihimize mülakat türünü modern anlamda kazandıran en önemli eseri şüphesiz "Diyorlar ki" (1918) olmuştur. Bu kitap, o güne dek kamuoyunun yalnızca eserleriyle tanıdığı Servet-i Fünun ve Fecr-i Âti edebiyatçılarının insani yönlerini, çalışma odalarını, alışkanlıklarını ve sanat anlayışlarını okura ilk elden sunan devrim niteliğinde bir çalışmaydı. Ruşen Eşref, bu eserde Tevfik Fikret'ten Cenap Şahabettin'e, Halit Ziya Uşaklıgil'den Hüseyin Cahit Yalçın'a kadar pek çok dev ismin kapısını çalmış, onlarla samimi ve derinlikli sohbetler gerçekleştirmiştir. "Diyorlar ki", sadece bir mülakat kitabı değil, aynı zamanda bir dönemin edebiyat ve fikir dünyasının canlı bir portresidir. Ruşen Eşref'in güçlü gözlem yeteneği, zarif üslubu ve muhatabının ruhuna nüfuz eden soruları, bu eseri türünün bir klasiği haline getirmiştir.

Ruşen Eşref Ünaydın'ın kariyerindeki ve belki de Türkiye tarihindeki en kritik an, Çanakkale Savaşları sırasında yaşandı. O dönemde henüz genç bir gazeteci olan Ruşen Eşref, cephede büyük kahramanlıklar gösteren ve adı yavaş yavaş duyulmaya başlanan Yarbay Mustafa Kemal ile bir mülakat yapma görevi aldı. Bu mülakat, "Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat" başlığıyla yayımlandığında, Türk kamuoyu Milli Mücadele'nin gelecekteki liderini ilk defa yakından tanıma fırsatı buldu. Bu çalışma, sadece bir askeri dehanın portresini çizmekle kalmamış, aynı zamanda Mustafa Kemal'in vatan sevgisini, kararlılığını ve vizyonunu halka ulaştıran tarihi bir belge niteliği taşımıştır. Bu mülakat, Atatürk'ün bir "halk kahramanı" olarak imajının oluşmasındaki ilk ve en önemli adımlardan biri olarak kabul edilir.

Bu tarihi mülakatın ardından Ruşen Eşref Ünaydın ile Mustafa Kemal Atatürk arasında ömür boyu sürecek olan sağlam bir dostluk ve güven ilişkisi kuruldu. Milli Mücadele yıllarında Anadolu'ya geçerek mücadeleye destek verdi. Cumhuriyet'in ilanından sonra ise bu yakınlık, onu devletin en üst kademelerine taşıdı. 1923-1933 yılları arasında Atatürk'ün Umumi Kâtibi (Genel Sekreteri) olarak görev yaptı. Bu görev, onun Cumhuriyet'in kuruluş felsefesine, devrimlerin hazırlık sürecine ve Atatürk'ün düşünce dünyasına birinci elden tanıklık etmesini sağladı. Özellikle Türk Dil Kurumu'nun kuruluşunda ve Dil Devrimi sürecinde aktif rol oynayarak, Türkçenin sadeleşmesi ve zenginleşmesi için büyük çaba sarf etti.

1933'ten sonra diplomatik kariyere yönelen Ünaydın, Tiran, Atina, Budapeşte, Roma, Londra ve Madrid gibi önemli merkezlerde büyükelçilik görevlerinde bulundu. Bu görevler sırasında Türkiye'yi başarıyla temsil etti.

Ruşen Eşref Ünaydın'ın eserleri sadece "Diyorlar ki" ve Atatürk mülakatı ile sınırlı değildir. "Ayrılıklar" ve "Damla Damla" gibi eserlerinde mensur şiir ve deneme türlerinde de yetkinliğini göstermiştir. Üslubu, genel olarak titiz, gözlemci, ayrıntılara önem veren ve son derece akıcı bir Türkçeye dayanır. Kelime seçimindeki özeni ve cümlelerindeki ahenk, onun dil konusundaki hassasiyetini açıkça ortaya koyar.

Sonuç olarak, Ruşen Eşref Ünaydın, Türk edebiyatına modern röportaj tekniğini kazandıran bir öncü, bir dönemin entelektüel haritasını çıkaran bir vakanüvis ve Cumhuriyet'in kuruluşuna en yakından tanıklık etmiş tarihi bir şahsiyettir. Eserleri, sadece edebi birer metin olmanın ötesinde, 20. yüzyıl Türk tarihini ve kültürünü anlamak isteyenler için vazgeçilmez birer kaynaktır. O, kalemiyle hem edebiyatın hem de tarihin seyrini etkilemiş nadir isimlerden biridir.

---
Aratılabilecek Kelimeler:

* Ruşen Eşref Ünaydın kimdir
* Diyorlar ki eseri ve önemi
* Atatürk ile mülakat Ruşen Eşref
* Ruşen Eşref Ünaydın edebi kişiliği
* Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat metni

Yorum Bırak