Parnasizm (Şiirde Gerçekçilik) Nedir Temsilcileri ve Özellikleri

Eylül 21, 2024 - Okuma süresi: 7 dakika

Gautier: Parnasizm‘in temel taşlarından biri olarak kabul edilen Gautier, bu edebi akımın öncüsü sayılır. Yazdığı Mineler ve Momie’nin Romanı gibi eserlerle, kendine özgü bir anlatım tarzı geliştirmiştir. Onun eserleri, estetik ve biçim açısından titizlikle kaleme alınmış, şiirde ideal güzelliği arayışını ön plana çıkarmıştır.

Banville: Fransız edebiyatının önemli şairlerinden biri olan Banville, Akrobatik Fiiller ve Fransız Şiirinin Küçük Kitabı adlı yapıtlarıyla edebiyat dünyasında adından söz ettirmiştir. Onun şiirlerinde, biçimsel mükemmellik ve ritmik uyum büyük bir yer tutar. Uyak ve ölçü konusundaki hassasiyeti, onu parnasist şairlerin arasında ön plana çıkarmıştır.

François Coppée: Şiirlerinde günlük yaşamın içinden konulara yer veren Coppée, sade ve içten bir üslupla okuyucularına hitap eder. Kutsal Kalıntılar Korunağı ve Alçakgönüllüler gibi eserlerinde toplumun alt kesimlerine dair gözlemlerini dile getirmiş, samimi anlatımıyla parnasizm içinde farklı bir yere sahip olmuştur.

José Maria de Heredia: Fransız edebiyatında parnasizmin önde gelen temsilcilerinden biri olan Heredia, özellikle Ganimetler adlı eseriyle tanınır. Eserlerinde tarihî ve epik temalar işleyen şair, aynı zamanda güçlü ve görkemli imgelerle dolu bir dil kullanarak dikkat çekmiştir.

Sully Prudhomme: Fransız edebiyatının en önemli parnasist şairlerinden biri olan Prudhomme, şiirlerinde derin düşüncelere ve felsefî temalara yer vermiştir. Kendine has tarzıyla, Fransız şiirine farklı bir soluk getiren şairlerden biridir.

 

Parnasizm Nedir?

Parnasizm, 19. yüzyılın ortalarında Fransa’da ortaya çıkan bir şiir akımıdır. “Sanat için sanat” anlayışını benimseyen bu akım, Romantizmin duygusallığına ve öznel bakış açısına tepki olarak gelişmiştir. Parnasizm, şiirde gerçekçiliği ve biçimsel mükemmelliği ön planda tutar. Bu akım, adını eski Yunan mitolojisindeki şairlerin ve müzlerin yaşadığına inanılan Parnassus Dağı‘ndan alır.

Parnasizmin Özellikleri

  1. Sanat İçin Sanat Anlayışı: Parnasist şairler, şiiri herhangi bir ideolojik veya toplumsal mesaj vermek için değil, estetik bir değer yaratmak amacıyla yazmışlardır. Bu nedenle, şiirlerinde toplumsal eleştiri ya da kişisel duygulardan kaçınmışlardır.
  2. Gerçekçilik ve Nesnellik: Parnasist şairler, Romantizmin duygusal ve öznel anlatımından uzaklaşarak, nesnel ve gerçekçi bir yaklaşım sergilemişlerdir. Şiirde güzelliği ve doğayı olduğu gibi, süslemeden betimlemişlerdir.
  3. Biçimsel Mükemmellik: Parnasizmde şiirin biçimi ve kusursuz teknik yapı büyük önem taşır. Şairler, şiirde ölçü, kafiye ve ahenge titizlikle dikkat etmişlerdir. Biçimsel mükemmeliyetçilik, parnasizmin ayırt edici özelliklerinden biridir.
  4. Duygusallığın Reddi: Parnasist şairler, kişisel duyguların şiire yansıtılmasını uygun görmezler. Duygular yerine akıl ve gözlem ön plandadır.
  5. Klasik ve Mitolojik Konular: Parnasizmde eski Yunan ve Roma mitolojisine sıkça başvurulmuş, bu mitolojilerden alınan temalar, soğukkanlı ve tarafsız bir üslupla işlenmiştir.
  6. Doğa Tasvirleri: Parnasist şiirlerde doğa, gerçekçi ve nesnel bir şekilde tasvir edilir. Doğa olayları, estetik bir dille işlenir ancak romantik bir anlam yüklenmez.

Parnasizmin Temsilcileri

1. Théophile Gautier (1811-1872)
Fransız edebiyatında hem Romantizmin hem de Parnasizmin temsilcilerindendir. “Sanat için sanat” anlayışını savunan Gautier, şiirin estetik yönüne büyük önem vermiştir. “Emaux et Camées” (Emaylar ve Kameler) adlı eseri, onun bu anlayışını en iyi yansıtan eserlerinden biridir.

2. Leconte de Lisle (1818-1894)
Parnasizmin kurucularından ve en önemli temsilcilerinden biri olan Leconte de Lisle, klasik konulara ve mitolojiye sıkça başvurmuştur. Şiirlerinde duygusal unsurlara yer vermeyip, nesnel ve soğukkanlı bir üslup benimsemiştir. “Poèmes Antiques” (Antik Şiirler) ve “Poèmes Barbares” (Barbar Şiirler) adlı eserleri ile tanınır.

3. José María de Heredia (1842-1905)
Parnasizmin İspanyol asıllı şairlerinden biri olan Heredia, şiirlerinde tarihi olayları ve antik temaları işleyerek, klasik bir üslupla gerçekçiliği harmanlamıştır. “Les Trophées” (Zaferler) adlı eseri, onun en bilinen ve Parnasizm anlayışını yansıtan eserlerindendir.

4. Sully Prudhomme (1839-1907)
Fransız şair ve denemeci Sully Prudhomme, ilk Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan şair olarak da bilinir. Şiirlerinde Parnasist anlayışa bağlı kalarak, biçimsel mükemmellik ve duygusuzluk ilkelerini benimsemiştir.

Türk Edebiyatında Parnasizm

Parnasizm, Türk edebiyatında da etkili olmuştur. Servet-i Fünun edebiyatında, özellikle Tevfik Fikret ve Yahya Kemal Beyatlı gibi şairler, Parnasizmin biçimsel mükemmeliyetçiliğinden etkilenmişlerdir. Bu şairler, şiirlerinde doğa betimlemelerine ve şekil mükemmelliğine büyük önem vermişlerdir.

  • Tevfik Fikret, biçim açısından Parnasizme yakın olmakla birlikte, toplumsal konuları da işleyerek bu akımın sınırlarını aşmıştır.
  • Yahya Kemal Beyatlı, Parnasizmin biçimsel özelliklerini benimsemiş, şiirlerinde estetiğe ve klasik biçimlere önem vermiştir. Özellikle tarih ve kültürel temaları şiirlerinde işleyerek Parnasizmin etkilerini göstermiştir.

 

Parnasizm, şiirde biçimsel mükemmelliği ve nesnelliği ön planda tutan bir akımdır. Sanat için sanat anlayışına dayanan bu akım, duygusallığın ve öznel anlatımın karşısında, klasik konulara ve gerçekçi tasvirlere yönelmiştir.


Yorumlar

Aslı17-10-2025 13:12

Parnasizm, 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa'da ortaya çıkan ve kendisinden önceki Romantizm akımının aşırı duygusallığına, kişiselliğine ve biçimsel serbestliğine bir tepki olarak doğan önemli bir şiir akımıdır. Adını, Yunan mitolojisinde ilham perilerinin (Muses) yaşadığına inanılan Parnas Dağı'ndan alan bu akım, temel felsefesini "sanat için sanat" (l'art pour l'art) ilkesi üzerine kurmuştur. Parnasizm, şiirin toplumsal, ahlaki veya politik bir fayda gütmesi gerektiğini reddeder; ona göre şiirin tek amacı, estetik bir mükemmelliğe ulaşarak güzelliği yaratmaktır. Bu yönüyle Parnasizm, şiirde bir tür gerçekçilik (realizm) ve nesnellik arayışıdır, ancak bu gerçekçilik romanlardaki gibi sosyal olayları değil, görünen dünyayı ve nesneleri en ince ayrıntısına kadar, objektif bir gözle betimlemeyi hedefler.

### Parnasizm'in Temel Özellikleri

Parnasizm'in karakteristik yapısını anlamak için onun temel ilkelerini detaylı bir şekilde incelemek gerekir:

1. Nesnellik ve Kişisizlik: Romantizmin "ben" merkezli, içsel dünyayı ve kişisel duyguları (aşk, hüzün, coşku) öne çıkaran yapısının tam aksine, Parnasyen şairler kendi duygularını ve düşüncelerini şiirin tamamen dışında tutmaya çalışırlar. Şair, bir heykeltıraşın mermeri yontarken veya bir ressamın tuvaline fırça darbeleri atarken hissettiklerini eserine yansıtmaması gibi, kendi kişiliğini gizler. Amaç, okuyucuya şairin duygularını değil, betimlenen nesnenin veya manzaranın kendisini saf bir şekilde sunmaktır. Bu nedenle Parnasyen şiirlerde "ben" zamirinin kullanımı son derece sınırlıdır.

2. Biçim Mükemmelliği (Kuyumcu Titizliği): Parnasyenler için şiirin özünden çok, onun dış yapısı, yani formu önemlidir. Kafiye, redif, ölçü ve ritim gibi ahenk unsurları kusursuz olmalıdır. Her kelime, bir yapbozun parçası gibi yerine tam oturmalı, ses ve anlam bakımından en uygun olanı seçilmelidir. Bu titizlik, genellikle "kuyumcu titizliği" olarak adlandırılır. Bu nedenle, kuralları en katı olan nazım şekillerinden biri olan sone, Parnasyen şairlerin en çok tercih ettiği formlardan biri olmuştur. Onlar için şiir yazmak, duyguları dökmek değil, dili bir zanaatkâr gibi işlemektir.

3. Betimlemenin Önceliği (Pittoresk Şiir): Parnasizm, kelimelerle resim yapma sanatı olarak da tanımlanabilir. Şiirde olay örgüsü veya lirik bir anlatım yerine, dış dünyanın tasviri ön plandadır. Egzotik manzaralar, tarihi tablolar, mitolojik sahneler, antik vazolar veya heykeller gibi görsel zenginliği olan konular, en ince detaylarına kadar betimlenir. Renkler, şekiller, ışık ve gölge oyunları ustalıkla kullanılır. Bu özelliği nedeniyle Parnasyen şiire "pitoresk şiir" (resim gibi şiir) de denir.

4. Konu Seçimi: Duygusallıktan ve güncel toplumsal olaylardan kaçınan Parnasyenler, konularını genellikle tarihten, uzak ve egzotik ülkelerden (Hindistan, Mısır gibi) ve özellikle Yunan-Roma mitolojisinden seçmişlerdir. Bu konular, onlara hem nesnel kalma hem de görkemli ve estetik tablolar yaratma imkânı sunmuştur. Klasik kültüre duyulan bu hayranlık, akımın isminin Parnas Dağı'ndan gelmesinin de bir başka nedenidir.

5. Seçkin ve Entelektüel Dil: Parnasyenler, sıradan dilin şiir için yetersiz olduğuna inanırlardı. Bu nedenle, eserlerinde nadir kullanılan, anlam derinliği olan ve kulağa hoş gelen kelimeleri tercih etmişlerdir. Dilleri, halkın gündelik konuşmasından uzak, entelektüel ve seçkin bir nitelik taşır.

### Parnasizm'in Önemli Temsilcileri

Fransız Edebiyatında:
Parnasizm akımı, Fransa'da doğmuş ve en yetkin örneklerini burada vermiştir.
* Théophile Gautier: "Sanat için sanat" ilkesini ilk ortaya atan ve Romantizm'den Parnasizm'e geçişte köprü görevi gören en önemli isimdir. Onun için güzellik, her şeyin üzerindedir.
* Leconte de Lisle: Akımın kurucusu ve en güçlü temsilcisi olarak kabul edilir. *Antik Şiirler* ve *Barbar Şiirler* adlı eserlerinde mitolojik ve tarihi konuları kusursuz bir formla işlemiştir.
* José-Maria de Heredia: Özellikle soneleriyle tanınır. Her bir dizesi özenle işlenmiş, adeta birer mücevher gibi parlayan şiirleriyle Parnasizm'in biçim mükemmelliği anlayışını zirveye taşımıştır.
* Sully Prudhomme: Felsefi ve bilimsel temaları lirik bir dille birleştiren, daha içsel bir Parnasizm yorumu sunan bir şairdir.

Türk Edebiyatında:
Parnasizm, Türk edebiyatını özellikle Servet-i Fünun döneminde derinden etkilemiştir. Tanzimat döneminde başlayan Batılılaşma hareketinin bir sonucu olarak Fransız şiiri yakından takip edilmiş ve Parnasizm'in etkileri kısa sürede görülmüştür.
* Tevfik Fikret: Servet-i Fünun şiirinin en büyük ismi olan Fikret, Parnasizm'in Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisidir. Özellikle aruz ölçüsünü Türkçeye büyük bir ustalıkla uygulaması, biçime verdiği önem ve "Yağmur", "Sis" gibi şiirlerindeki detaylı betimlemeler, Parnasyen etkileri açıkça gösterir. Fikret, şiirde resim ve müziği birleştirme çabasıyla bu akımın ilkelerini benimsemiştir.
* Cenap Şahabettin: Dildeki müzikaliteye ve imge zenginliğine önem veren Şahabettin de Parnasizm'den etkilenmiştir. Özellikle "Elhân-ı Şitâ" (Kış Nağmeleri) şiiri, kelimelerle bir kış manzarasını resmetmesi bakımından Parnasyen şiirin en güzel örneklerinden biridir.
* Yahya Kemal Beyatlı: Cumhuriyet dönemi şairi olmasına rağmen, şiir anlayışı bakımından Parnasizm'e çok yakındır. "Öz şiir" anlayışının temelini oluşturan biçim mükemmelliği takıntısı, dili bir kuyumcu titizliğiyle işlemesi ve "Süleymaniye'de Bayram Sabahı" gibi şiirlerinde tarihi ve kültürel konuları görkemli bir dille betimlemesi, onu Parnasyen ruha en yakın şairlerden biri yapar.

Sonuç olarak Parnasizm, şiiri duyguların esaretinden kurtarıp onu nesnel bir estetik ve kusursuz bir form arayışına dönüştüren, kalıcı ve etkili bir akım olmuştur. Şiirin amacının "güzel" olmak olduğunu savunarak, kendisinden sonra gelen Sembolizm ve Saf Şiir (Öz Şiir) gibi akımlara da zemin hazırlamıştır.

* * *

Parnasizm akımı nedir
Parnasizm Türk edebiyatı temsilcileri
Şiirde gerçekçilik özellikleri
Tevfik Fikret ve Parnasizm
Sanat için sanat anlayışı

Yorum Bırak