İştikak Sanatı Nedir?

Eylül 20, 2024 - Okuma süresi: 13 dakika

İştikak Sanatı Nedir?

İştikak kelimesi, “türetme, türeme” anlamına gelir. Aynı kökten türemiş birden fazla kelimenin bir arada kullanılmasına iştikak sanatı adı verilir. Bu edebi sanat, genellikle Arapça kökenli kelimelerle yapılır.

Çağdaş şiirde nadir olarak kullanılan bu sanat, özellikle Klasik Türk şiiri ve Divan Edebiyatında yaygın olarak görülür. Divan Edebiyatında ise bu sanat, beyitlerde karşımıza sıklıkla çıkar.

İştikak Sanatına Örnekler

Örnek 1

Hâkim mahkemede hüküm verdi,
Muhakeme ile mahkûm etti.

(Antik Şair)

Açıklama: Bu beyitte Arapça kökenli “hükm” kelimesinden türetilmiş kelimeler yer alıyor. Hâkim, mahkeme, hüküm, muhakeme ve mahkûm kelimeleri aynı kökten türetilmiş olup iştikak sanatını oluşturuyorlar. Bu kelimelerin anlamları ise şu şekildedir:

  • Hâkim: Karar veren kişi.
  • Mahkeme: Kararın verildiği yer.
  • Hüküm: Verilen karar.
  • Muhakeme: Karar verme süreci.
  • Mahkûm: Karara bağlanıp ceza almış kişi.

Örnek 2

Lütfuyla beni yoktan var eden, bağışlayan Rabbi gafûr,
Bizi, ahirete giderken mağfiretiyle affet.

(Enderunlu Vâsıf)

Açıklama: Bu beyitte gafûr ve mağfiret kelimeleri iştikak sanatıyla kullanılmıştır. Her iki kelime de Arapça “g-f-r” kökünden türemiştir. Gafûr, “çok bağışlayan”, mağfiret ise “affetme, bağışlama” anlamına gelir.

Örnek 3

Cahil bilgisizliğiyle echel olur,
Cehalet yoksa, ârif olur.

(Antik Şair)

Açıklama: Burada Arapça kökenli cahil, cehl, echel ve cehalet kelimeleri aynı kökten türemiştir. Bu kelimeler arasında iştikak sanatı yapılmıştır. Anlamları:

  • Cahil: Bilgisiz kişi.
  • Cehl: Bilgisizlik.
  • Echel: En bilgisiz.
  • Cehalet: Genel bilgisizlik hali.

Örnek 4

Mekteb yolu kitapla aydınlanır,
Mektup yazan kalemle kâtib olur.

(Antik Şair)

Açıklama: Bu beyitte Arapça kökenli mekteb, mektup ve kâtib kelimeleri, “k-t-b” kökünden türetilmiş olup iştikak sanatına örnek teşkil etmektedir. Bu kelimelerin anlamları:

  • Mekteb: Eğitim verilen yer.
  • Mektup: Yazılı haberleşme aracı.
  • Kâtib: Yazıcı.

Örnek 5

Sevilmiş olan, seven boşuna bekler,
Bilmez ki giden sevgililer geri dönmez.

(Yahya Kemal Beyatlı)

 

 

 

 

İştikak Sanatı

İştikak sanatı, dilimize Arapça kökenli bir kelime olan “türetme” ya da “türeme” anlamıyla girmiştir. Aynı kökten gelen farklı kelimelerin bir arada kullanılmasıyla oluşturulan bu edebi sanat, klasik edebiyatımızda önemli bir yer tutar. Özellikle Divan Edebiyatı’nda sıkça karşılaşılan bu sanat, çoğunlukla Arapça kelimelerle gerçekleştirilmiştir. İştikak, kelimelerin köklerinden yeni anlamlar türetmeye dayanır ve bu nedenle anlam derinliği sağlar. Günümüz şiirlerinde nadir görülse de, geçmişte yaygın şekilde kullanılmıştır.

İştikak Sanatının Tanımı

İştikak sanatı, aynı kökten türemiş birden fazla kelimenin bir araya getirilmesiyle oluşan bir anlatım tekniğidir. Bu kelimeler çoğunlukla Arapça kökenli olur çünkü Arapça, kelimelerin köklerine dayanan güçlü bir yapıya sahiptir. Arapça’da kelimeler genellikle üç harfli köklerden türetilir ve bu köklerden birçok farklı anlam ortaya çıkar. İştikak sanatı, bu yapıyı kullanarak birbiriyle ilişkili kelimeleri aynı dizelerde buluşturur.

Divan Edebiyatı’nda İştikak

İştikak sanatı, Divan Edebiyatı’nda en sık beyitlerde karşımıza çıkar. Özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda yoğun olarak kullanılan bu teknik, anlam oyunları yaratarak okuyucuyu etkiler. Bu sanatta, aynı kökten türetilmiş kelimelerin bir arada kullanılması, şiire derinlik ve estetik bir değer katar.

İştikak Sanatına Örnekler

Örnek 1

Hâkim mahkemede hüküm eylemiş
Muhakeme ile mahkûm eylemiş

(Laedri)

Açıklama: Burada “hâkim”, “mahkeme”, “hüküm”, “muhakeme” ve “mahkûm” kelimeleri, Arapça’daki “hükm” kökünden türetilmişlerdir. Hepsi yargılama ve karar verme ile ilgili olup iştikak sanatıyla anlam derinliği kazandırılmıştır.

  • Hâkim: Karar veren kişi.
  • Mahkeme: Yargı sürecinin yapıldığı yer.
  • Hüküm: Verilen karar.
  • Muhakeme: Düşünerek bir sonuca varma.
  • Mahkûm: Suçlu bulunan kişi.

Örnek 2

Ey beni lütfuyla yoktan var eden Rabb-i gafûr,
Mağfiret kıl eyledikte azm-i iklîm-i bekâ.

(Enderunlu Vâsıf)

Açıklama: Bu beyitte, “gafûr” ve “mağfiret” kelimeleri aynı kökten türemiş olup, bağışlama anlamında kullanılmıştır.

  • Gafûr: Çok bağışlayan, Allah.
  • Mağfiret: Affetme, bağışlama.

Örnek 3

Cahil cehli ile echel de olur
Cehalet olmazsa arif de olur

(Laedri)

Açıklama: “Cahil”, “cehl”, “echel” ve “cehalet” kelimeleri, “cehl” kökünden türetilmiş olup, bilgisizlik ve cahillik anlamında kullanılmıştır.

  • Cahil: Eğitimsiz kişi.
  • Cehl: Bilmeme hali.
  • Echel: En cahil olan.
  • Cehalet: Bilgisizlik durumu.

Örnek 4

Mekteb yolu kitapla ruşen olur
Mektup yazan kalemle kâtib olur

(Laedri)

Açıklama: “Mekteb”, “mektup” ve “kâtib” kelimeleri Arapça “ketebe” kökünden türetilmişlerdir. Hepsi yazı yazma ile ilgili anlamlar taşır.

  • Mekteb: Okul.
  • Mektup: Yazılı mesaj.
  • Kâtib: Yazıcı.

Örnek 5

Dünya’da sevilmiş ve seven nafile bekler
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler

(Yahya Kemal Beyatlı)

Açıklama: “Sevilmiş”, “seven” ve “sevgili” kelimeleri iştikak sanatıyla bir araya getirilmiştir. Hepsi sevgi temalı olup, aynı kökten türetilmiştir.

Örnek 6

Karşısında nice erbab-ı denaât titrer,
Hâkim-i mahkeme-i hükm-i cezadır kalemim.

(Eşref)

Açıklama: “Hâkim”, “mahkeme”, “hüküm” kelimeleri, yukarıda da görüldüğü gibi iştikak sanatına örnek olarak kullanılmıştır.

Örnek 7

Ne yapsın tavrını bozmazdı amma bozdunıp âhir
Güzeller Gâlib-i nâ-çân maglüb eylemişlerdir

(Şeyh Galip)

Açıklama: Burada “gâlip” ve “mağlûb” kelimeleri, zıt anlamlarına rağmen aynı kökten türetilmişlerdir. Bu da iştikak sanatının farklı bir kullanım biçimidir.

  • Gâlip: Kazanan, üstün gelen.
  • Mağlûb: Yenilen, kaybeden.

Örnek 8

İkram daim şahsı mükerrem kılar
Kerem eli sahibi vezir kılar

(Laedri)

Açıklama: “İkram”, “mükerrem” ve “kerem” kelimeleri aynı kökten türetilmiş olup, cömertlik ve saygınlık anlamında kullanılmıştır.

  • İkram: Birine iyilik yapmak.
  • Mükerrem: Saygın, değerli kişi.
  • Kerem: Cömertlik, asalet.

Örnek 9

Dersi müderrisle talim eylemiş
Medrese de onu âlim eylemiş

(Laedri)

Açıklama: “Ders”, “müderris” ve “medrese” kelimeleri aynı kökten türetilmiş olup, eğitim ile ilgili anlam taşırlar.

  • Ders: Eğitimde işlenen konu.
  • Müderris: Öğretmen.
  • Medrese: Eğitim kurumu.

Örnek 10

Zalim zulmü ile abad olamaz
Mazlum bu şekilde daim kalamaz

(Laedri)

Açıklama: “Zalim”, “zulüm” ve “mazlum” kelimeleri aynı kökten türetilmiş olup, haksızlık ve mağduriyet anlamları taşırlar.

  • Zalim: Haksızlık yapan.
  • Zulüm: Haksızlık, acımasızlık.
  • Mazlum: Haksızlığa uğrayan.

 

İştikak sanatı, özellikle Arapça kökenli kelimelerin türemiş halleriyle yapılan bir sanattır ve Divan Edebiyatı‘nda önemli bir yer tutar. Farklı anlamlara gelen ama aynı kökten türeyen kelimelerin bir arada kullanılması, şiire anlam derinliği ve estetik bir değer kazandırır.


Yorumlar

Canan16-10-2025 18:54

İştikak sanatı, özellikle Divan edebiyatı ve genel olarak klasik Doğu şiirinin estetik ve anlamsal derinliğini oluşturan en önemli belagat (retorik) unsurlarından biridir. En temel tanımıyla iştikak, bir mısra, beyit veya metin içerisinde aynı kökten türemiş kelimeleri bilinçli ve sanatsal bir amaçla bir arada kullanmaktır. Bu sanat, sadece bir kelime oyunu olmanın çok ötesinde, metne hem ses ahengi hem de anlam bütünlüğü katan sofistike bir tekniktir.

İştikak sanatının temelinde, özellikle Arapça ve Farsçanın morfolojik yapısından kaynaklanan zengin türetme imkanları yatar. Bu dillerde, genellikle üç ünsüzden oluşan bir kelime kökü, farklı kalıplara sokularak birbiriyle anlamsal olarak ilişkili onlarca yeni kelime üretilmesini sağlar. Örneğin, Arapçadaki "k-t-b" (كتب) kökünü ele alalım. Bu kök, "yazmak" eylemiyle ilgilidir. Bu kökten türeyen kâtip (yazan, yazıcı), kitap (yazılmış olan), mektep (yazı yazılan yer, okul), mektup (yazılmış metin, name) ve kitâbe (yazıt) gibi kelimelerin hepsi, "yazı" ana fikri etrafında birleşir. Şair, bu kelimeleri aynı beyit içinde kullandığında, okurun zihninde "yazı" kavramını farklı yönleriyle canlandırarak güçlü bir tematik vurgu yaratır.

Bu sanatın edebi metindeki işlevi çok yönlüdür. İlk olarak, müzikalite ve ahenk yaratır. Aynı kökten gelen kelimelerin tekrarı, ses düzeyinde bir uyum sağlayarak şiirin okunmasını ve dinlenmesini daha akıcı ve zevkli hale getirir. Kök harflerin tekrarı, bir tür iç kafiye (aliterasyon ve asonans) etkisi oluşturur.

İkinci olarak, iştikak anlamı pekiştirir ve derinleştirir. Şair, anlatmak istediği duygu veya düşünceyi, o düşüncenin etrafında dönen kelimelerle örerek adeta bir anlam ağı kurar. Bu, metnin ana temasını güçlendirir ve okurun o kavrama daha yoğun bir şekilde odaklanmasını sağlar. Örneğin, "a-ş-k" (عشق) kökünden türeyen aşk, âşık (seven) ve maşuk (sevilen) kelimelerinin bir arada kullanıldığı bir beyit, sevgi temasını tüm unsurlarıyla (eylem, eylemi yapan, eylemden etkilenen) eksiksiz bir şekilde sunar.

İştikak sanatı, sıkça cinas ve tenasüp sanatlarıyla karıştırılsa da aralarında belirgin farklar vardır. Cinas sanatı, yazılışları aynı veya çok benzer fakat anlamları farklı olan kelimeleri kullanmaya dayanır. İştikakta ise kelimelerin anlamları farklı değil, tam aksine birbiriyle sıkı sıkıya ilişkilidir çünkü hepsi aynı kökten gelir. Tenasüp (uygunluk) sanatı ise, birbiriyle anlamca ilişkili kelimeleri bir arada kullanmaktır (gül, bülbül, bahçe gibi). İştikak, tenasübün çok daha özel ve teknik bir türü olarak kabul edilebilir; çünkü iştikaktaki anlam ilişkisi sadece kavramsal değil, aynı zamanda etimolojik bir kök birliğine dayanır.

Divan şiirinden bir örnek vermek gerekirse, Fuzûlî'nin şu beyti iştikak sanatının zarif bir örneğidir:

> *“Hâsılım yoh ser-i kûyunda belâdan gayrı*
> *Garazım yoh reh-i aşkında fenâdan gayrı”*

Burada "hâsıl" (elde edilen, sonuç) ve "garaz" kelimeleri doğrudan aynı kökten gelmese de, beytin genelindeki anlam bütünlüğü ve şairin ustalığı iştikak ruhunu yansıtır. Daha net bir örnek ise "ilim" kökünden verilebilir. Bir metinde ilim (bilgi), âlim (bilen, bilgin), malum (bilinen) ve talim (öğretim) kelimelerinin bir arada kullanılması, "bilgi" temasını etimolojik bir bağlamda işleyerek iştikak sanatını ortaya koyar.

Sonuç olarak, iştikak sanatı, şairin dile olan hâkimiyetini, kelime dağarcığının zenginliğini ve entelektüel derinliğini sergilediği bir ustalık göstergesidir. Yalnızca kulağa hoş gelen bir ses tekrarı değil, aynı zamanda zihinde güçlü çağrışımlar yaratan, anlam katmanları oluşturan ve metnin temel mesajını kök seviyesinde sağlamlaştıran bir edebi tekniktir. Bu sanat, kelimelerin sadece birer araç olmadığını, aynı zamanda kendi içlerinde derin bir tarih ve ilişki ağı taşıdıklarını gösteren en güzel kanıtlardan biridir.

Yorum Bırak