Fıkra: (Köşe Yazısı)
Fıkra, bir yazarın herhangi bir konuda kişisel görüşlerini, düşüncelerini ve anlayışını kanıtlama gereği duymadan hoş bir üslupla ifade ettiği kısa yazılardır. Köşe yazıları olarak da bilinen fıkralarda yazar, gündelik olayları ve konuları, kendi bakış açısıyla ve güzel bir üslupla ele alır, bunları kanıtlama gereği duymaz ve her gün yazabilir. Günübirlik yazılar olarak bilinirler.
Fıkralar, genellikle basın ve yayın organlarında yer alır ve kamuoyunu yakından ilgilendiren günlük iç ve dış olaylar ve haberlerden konularını alır. Bu yazılarda ele alınan problemler, çoğunlukla siyasi ve toplumsal konulardır. Düşüncelerini serbestçe ifade eden yazar, ele aldığı konu üzerinde kamuoyu oluşturmayı amaçlar. Gazetelerin belirli köşelerinde, genel bir başlık altında yazılan fıkralar, kısa ve etkili bir sonuca varır.
Fıkra yazılarında iğneleyici ve alaycı bir dil kullanılır, bazen eleştiri bazen de sohbet kıvamında yazılır. Okuyucuyla sohbet havası hâkimdir ve anlatım senli benlidir. Cümleler kısa ve anlaşılır niteliktedir, yazılar özneldir. Konular günceldir ve anlatılanların kalıcılık niteliği yoktur. Kısa, etkili ve dokunaklı bir sonuca varılır; amaç, okuyucuyu etkilemektir. Düşünceler tekrarlanmaz, bu yüzden fıkralar öz ve yoğun bir anlatıma sahiptir.
Fıkra yazılarında konular derinlemesine işlenmez. Anlatımda heyecan cümleleri, devrik cümleler ve deyim ile mecaz bolluğu fazladır. Hedef, okuyucuya bazı günlük sorunları tanıtmak ve bu sorunlar hakkında düşüncelerini, derinliğe inmeden ve kanıtlamaya kalkmadan söylemektir.
Türk Edebiyatında Fıkra
Fıkra türü yazılar, Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi’nde Batı’dan geçmiştir. 1908’den sonra bu yazı türü Türk edebiyatında görülmeye başlamıştır. Ahmet Rasim, fıkralarıyla tanınmıştır. Daha sonra Ahmet Haşim, Hüseyin Cahit Yalçın, Falih Rıfkı Atay, Refik Halit Karay, Yusuf Ziya Ortaç, Bedii Faik, Orhan Seyfi Orhon, Refii Cevat Ulunay, Metin Toker, Peyami Safa, Oktay Akbal, Burhan Felek, Ahmet Kabaklı, Aziz Nesin, Çetin Altan, Ahmet Kabaklı, İlhan Selçuk, Haldun Taner, Sabri Esat Siyavuşgil gibi yazarlar fıkralarıyla öne çıkmıştır.
Fıkra ve Sohbet Arasındaki Farklar
Sohbet türünde yazar, karşısında biri varmış gibi sorular sorar ve cevaplar verir, dolayısıyla karşılıklı konuşma üslubu vardır. Fıkralarda ise yazar, serbest bir anlatımla düşüncelerini okuyucuya benimsetmeye çalışır. Sohbetlerin dışa dönük yapısı, fıkradan ayrılan önemli bir özelliktir.
Makale ve Fıkra Arasındaki Farklar
Makalelerde ispat esastır ve mutlaka bir sonuca varılır. Ciddi, bilimsel bir dil kullanılır. Fıkralar ise daha serbest ve mizahi ögeler içeren yazılardır. Yazar, ilgi çekici konulardaki düşüncelerini tarafsız olma kaygısı gütmeden açıklar. Makalede olduğu gibi ispat zorunluluğu fıkrada yoktur.
Bu açıklamalarla fıkra türünün detaylarını ve diğer yazı türleriyle olan farklarını öğrenmiş olduk. Fıkra yazıları, okuyucunun günlük hayatta karşılaştığı sorunları anlamasına ve bu konular hakkında düşünmesine olanak tanır.