Dram, hayatın hem acıklı hem de komik yönlerini, olduğu gibi sahnede işleyen bir tiyatro türüdür. 18. yüzyılda trajedi ve komediden farklı olarak ortaya çıkan dram, sahne için yazılmış eserlerdir. Dram, trajedinin kurallarına karşı çıkan ve onun sınırlarını aşan bir tür olarak gelişmiştir. Victor Hugo, “Cromwell” adlı eserinde dramı şu sözlerle tanımlar: “Dramın özü gerçektir. Doğada olduğu gibi sanatta da yüksek ile gülünç bir arada bulunur.”
Bu dram türü, Fransız filozof Diderot’un trajediye karşı bir tepki olarak geliştirdiği bir türdür. Burjuva dramında, günlük hayatın çatışmaları ve sıradan insanların yaşantıları anlatılır. Gerçekçilik ön plandadır ve olaylar düzyazı şeklinde işlenir. Kahramanlar genellikle orta sınıftan, ama varlıklı bireylerdir ve özel hayatlarındaki gerçeklikle sahneye çıkarlar.
Romantizm akımının sonrasında gelişen ve günümüze kadar uzanan dram türüdür. Farklı düşünce akımları çerçevesinde kaleme alınan bu tür, modern dram olarak da bilinir. Çağdaş dram, bireyin iç dünyasını, toplumun eleştirisini ve sosyal meseleleri sahneye taşır.
Dram türünün ilk örnekleri 16. yüzyılda, William Shakespeare tarafından verilmiştir. Shakespeare, klasik tiyatroda temel kurallar olan “zaman” ve “yer” birliğini kırmış ve daha özgür bir anlatım biçimi geliştirmiştir. Shakespeare’in oyunları, başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa’da büyük yankı uyandırmış ve özellikle Fransız romantik yazarları etkilemiştir. Lope de Vega gibi İspanyol yazarlar da dram türünün gelişimine büyük katkılar sağlamıştır.
Hernani:
Henüz gençsiniz ve size bir eş seçmişler…
Bu kişi de amcanız Don Ruy Gomez…
Aragon’un önde gelenlerinden, Kastilya’nın nüfuzlu beylerinden,
Üstün bir kişi, çok zengin…
Tek kusuru yaşı olabilir ama sunduğu mücevherler ve altınlar bunu unutturur, değil mi?
Bense…
Yoksulum, tek mekânım çocukken ormanlardı.
Belki bir gün şanlı geçmişim kanlı bir şekilde ortaya çıkar,
Kınında duran kılıçla birlikte!
Şu an sahip olduğum tek şey; hava, su ve ışık…
Bunu kabul ederseniz ya da dükle evlenmeye karar verirsiniz…
Seçim sizin!
Dona Sol:
Sizinle geleceğim.
Hernani:
Benimle mi? Sert ve acımasız yoldaşlarımın yanına mı?
Cellât, hepsinin ismini ezbere bilir.
İntikam uğruna kılıçları hep kanlıdır.
Adları çeteci olarak anılır…
Ne yazık!
Dram türü, trajedi ve komedi arasında bir köprü görevi görür ve her iki türün özelliklerini bir arada barındırır. Yukarıda Victor Hugo’nun Hernani adlı eserinden alınan bu sahne, dramın özelliklerini açıkça gösterir. Olaylar arasında “yer ve zaman” birliği yoktur; karakterler halktan veya soylulardan seçilmiştir. Ayrıca, dil açık ve sade bir şekilde kullanılmıştır.
Dramın diğer tiyatro türlerinden ayrıldığı en önemli özelliklerden biri, trajik ve komik unsurları birleştirmesidir. Hugo, bu kuralı Hernani oyununda da benimsemiş ve izleyiciye trajedi ile komedinin birleştiği bir dünya sunmuştur.
Yorumlar
Dram, en genel tanımıyla, sahnede oynanmak üzere yazılmış edebi metinleri ifade eden bir tiyatro sanatı ve edebi türdür. Kökeni Antik Yunan'a dayanan bu tür, insan yaşamının çeşitli yönlerini, duygularını, çatışmalarını ve deneyimlerini diyaloglar ve eylemler aracılığıyla doğrudan seyirciye sunmayı amaçlar. Anlatı (roman, öykü) türlerinden temel farkı, bir anlatıcı tarafından aktarılmak yerine, olayların karakterler tarafından canlandırılmasıdır. Bu canlandırma, dramı yaşayan, nefes alan ve anlık bir sanat formuna dönüştürür.
Dramatik metinlerin temelinde çatışma yatar. Bu, karakterlerin kendi iç dünyalarındaki çelişkiler (iç çatışma) olabileceği gibi, başka karakterlerle, toplumla veya doğa güçleriyle girdikleri mücadeleler (dış çatışma) de olabilir. Seyirci, bu çatışmaların gelişimini ve çözümünü izleyerek hem estetik bir zevk alır hem de insanlık durumuna dair derin bir kavrayışa ulaşır. Metnin yapısı genellikle perde ve sahne gibi bölümlere ayrılır ve karakterlerin konuşmaları olan diyalog ve monologların yanı sıra, onların hareketlerini, jestlerini ve sahne ortamını betimleyen sahne direktifleri (parantez içi açıklamalar) içerir.
Tarihsel süreç içerisinde dram, katı kurallardan daha esnek ve çeşitli formlara evrilmiş ve temel olarak üç ana türe ayrılmıştır: Trajedi, Komedi ve Dram (modern tür olarak).
### 1. Trajedi (Tragedya)
Trajedi, izleyicide korku ve acıma duyguları uyandırarak ruhsal bir arınma (katharsis) sağlamayı hedefleyen ciddi ve ağırbaşlı bir dram türüdür. Antik Yunan'da ortaya çıkmıştır ve Aristoteles tarafından *Poetika* adlı eserinde kuralları belirlenmiştir.
* Konu: Genellikle mitolojik veya tarihsel olaylardan alınır. Kader, ahlaki seçimler, suç ve ceza gibi evrensel temaları işler.
* Kahraman: Kahramanı, genellikle soylu, erdemli ancak bir trajik kusura (hamartia) sahip olan trajik kahramandır. Bu kusur (kibir, aşırı hırs vb.), onun kaçınılmaz yıkımına yol açar.
* Dil: Yüksek, şiirsel ve etkileyici bir dil kullanılır. Kaba ve sıradan ifadelere yer verilmez.
* Sonuç: Genellikle ölümle veya büyük bir felaketle biter. Kahramanın düşüşü, seyirciye ahlaki bir ders verir ve hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleştirir. Sophokles’in *Kral Oidipus* ve Shakespeare’in *Hamlet* adlı eserleri, trajedinin en bilinen örnekleridir.
### 2. Komedi (Komedya)
Komedi, insanların ve olayların gülünç yönlerini ele alarak izleyiciyi eğlendirmeyi ve düşündürmeyi amaçlayan türdür. Toplumsal aksaklıkları, bireysel zaafları ve günlük yaşamın tuhaflıklarını mizahi bir dille sergiler.
* Konu: Günlük yaşamdan, sıradan insanların ilişkilerinden ve toplumsal olaylardan beslenir. Yanlış anlaşılmalar, karakterlerin kusurları ve abartılı durumlar sıkça kullanılır.
* Karakterler: Genellikle halktan, sıradan tiplerdir. Karakterler, kendi kusurları veya içinde bulundukları komik durumlar aracılığıyla eleştirilir.
* Dil: Halkın konuştuğu, doğal ve bazen argo ifadeler içeren bir dil kullanılır. Zekice yazılmış diyaloglar ve kelime oyunları önemlidir.
* Sonuç: Olaylar genellikle mutlu son ile biter. Çatışmalar çözülür, yanlışlıklar düzelir ve genellikle bir evlilik veya kutlama sahnesiyle sona erer. Molière'in *Cimri* eseri, karakter komedisinin klasik bir örneğidir.
### 3. Dram (Modern Tür Olarak)
18. yüzyıldan itibaren klasisizmin katı kurallarına (özellikle trajedinin soylu diline ve komedinin sadece güldürme amacına) bir tepki olarak doğan bu tür, hayatın hem acıklı hem de gülünç yönlerini bir arada işler. Trajikomik bir yapıya sahiptir ve gerçekçilik ilkesini benimser.
* Konu: Trajedinin kaderci ve soylu dünyası ile komedinin salt eğlenceye dayalı yapısını reddeder. Toplumsal sorunlar, aile içi ilişkiler, ahlaki ikilemler ve bireyin toplumdaki yeri gibi konuları ciddiyetle ele alır.
* Karakterler: Toplumun her kesiminden insan (soylular, burjuvalar, halk) sahnede yer alabilir. Karakterler, iyi ve kötü yönleriyle, daha gerçekçi ve çok boyutlu bir şekilde çizilir.
* Dil: Karakterlerin sosyal statüsüne ve içinde bulundukları duruma uygun, doğal bir dil kullanılır.
* Sonuç: Sonuç, trajedideki gibi mutlak bir yıkım veya komedideki gibi kesin bir mutluluk olmak zorunda değildir. Hayatın kendisi gibi, belirsiz veya buruk bir sonla bitebilir. Victor Hugo’nun *Hernani* adlı eseri, bu türün romantik bir örneği olarak kabul edilirken, Henrik Ibsen’in oyunları modern dramın temellerini atmıştır.
Bu üç ana türün dışında Melodram (duyguların aşırı abartıldığı, iyi ile kötünün keskin çizgilerle ayrıldığı oyunlar), Fars (kaba güldürüye ve fiziksel komikliğe dayanan komedi türü) ve Absürt Tiyatro (II. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan, hayatın anlamsızlığını vurgulayan deneysel oyunlar) gibi alt türler de dramatik edebiyatın zenginliğini oluşturur. Sonuç olarak dram, insanlık durumunu yansıtmak için sahneyi bir ayna olarak kullanan, çağlar boyunca dönüşerek gelişen dinamik ve güçlü bir sanat formudur.
Yorum Bırak