Destansı (Epik) Anlatım

Eylül 16, 2024 - Okuma süresi: 7 dakika

Epik (Destansı) Anlatım

Destan ve epik kavramlarının ne olduğuna dair ayrıntılı bir anlayış geliştirmeden önce, bu terimleri net bir şekilde tanımlamak gereklidir. Destan, bir olayın olağanüstü bir şekilde anlatıldığı uzun şiirlerdir. Epik (destansı) anlatım ise, genellikle şiirlerde, doğal ve yapma destanlarda, kahramanlık temalı mesnevilerde görülen bir anlatım tarzıdır.

Epik kelimesi, Yunanca’daki “epope” kelimesinden türetilmiştir. Tarih öncesi dönemlerde olağanüstü olayları konu alan şiirlere destan denir. Bu tür şiirlerde kullanılan anlatıma da epik (destansı) anlatım denir.

Son dönem Türk edebiyatında, Mehmet Akif Ersoy‘un “Çanakkale Destanı”, Fazıl Hüsnü Dağlarca‘nın “Üç Şehitler Destanı” ve Kayıkçı Kul Mustafa‘nın “Genç Osman Destanı” gibi eserleri, önemli yapma destanlar arasında sayılır. Bu destanlar, epik (destansı) anlatımın başarılı örnekleri olarak değerlendirilir.

Epik (Destansı) Anlatımın Özellikleri

  • Epik anlatım, olağanüstü olayların, destanların, koçaklamaların ele alındığı ve genellikle şiirlerde başvurulan bir anlatım tekniğidir.
  • Epik anlatımda, yiğitçe ve kahramanca bir üslup esas alınır.
  • Epik (destansı) anlatımda sıkça abartıya başvurulur.
  • Bu anlatımda, destan türünün yiğitçe edası belirgin bir şekilde hissedilir.
  • Olağanüstü özellikler epik anlatımda önemli bir yer tutar.
  • Epik (destansı) anlatım, genellikle eylem ağırlıklı bir anlatımdır.
  • Epik anlatım, başta destan olmak üzere hikâye, roman, şiir ve tiyatro türlerinde kullanılabilir.
  • Sözcükler genellikle yan ve mecaz anlamda kullanılır; imge, benzetme, çağrışım gibi unsurlara sıkça başvurulur.
  • Epik anlatımda, olay ağırlıklı bir anlatım bulunur ve sürekli bir hareketlilik gözlemlenir.
  • Tarihi konular ve kahramanlık öyküleri epik anlatımla işlenir. Destanlar, koçaklamalar ve milli marşlar epik anlatımla anlatılır.
  • Tarihi hadiseler ve olaylar, okuyucu kitlesinde heyecan ve coşku uyandıracak şekilde ele alınır ve bu tür durumlarda epik anlatıma başvurulur.
  • Günümüzde en çok yapma destanlarda epik (destansı) anlatıma rastlanır.
  • Dil, sanatsal bir işlevle, alıcıyı harekete geçirme amacıyla kullanılır.
  • Destansı (epik) anlatımda, betimlenen unsurlar genellikle olaylar veya tarihi şahsiyetlerdir.
  • Epik anlatımda, hitap cümleleri ve ünlem cümleleri oldukça yaygındır.
  • Destansı anlatım ile oluşturulan metinlerin yapı unsurları, gerçeklikten uzaktır.
  • Epik anlatımda kişi, yer, zaman ve olay unsurları olağanüstü nitelikler taşır.
  • Epik (destansı) anlatımda duygular genellikle kabarık ve yoğun olarak ifade edilir.
  • Epik (destansı) anlatım, öyküleyici ve betimleyici anlatımla birlikte kullanılır.

Epik (Destansı) Anlatımla İlgili Örnekler

Örnek 1

MOHAÇ TÜRKÜSÜ

Biz, o sabahın ilk atılan saflarında kanat açmıştık, Biz, o büyük hücumun tüm aşkıyla yüz atlıydık. Mohaç ufkunda görünme hevesiyle uçtuk, O meşhur ova at kişnemesiyle canlandı! Fethin parlattığı gündü; orada can verdik biz, Gül yüzlü âfet ki her busesi lale gibi, Zaferin kucağına girdik, visalinde kandık, Dünyaya veda ettik, doludizgin atıldık, En son koşumuz, asırlarca bilinsin! Göğe açılırken, son defa yarıştık, Allah’ın yolunda meleklerle karıştık. Dört nala geçtik cennet kapısından, Ebedi cedleri yakından gördük, Bir bahçedeyiz şimdi şehitlerle, Ölmüş yiğitlerle beraber, Ama bizden toprağa kalacak, Şimşek gibi hatıra nal seslerimizden!

(Yahya Kemal Beyatlı)

Açıklama: Şiirin tamamı, yiğitçe ve kahramanca bir üslupla yazılmıştır. Anlatımda abartıya başvurulmuş olup, “şehitler”, “yiğitler” gibi kelimeler epik anlatım unsurlarıdır. “Allah’a giden yolda meleklerle karıştık, cennet kapısından geçtik, ölüleri gördük” gibi ifadeler olağanüstü bir anlatımı ve abartıyı ifade eder, bu da epik anlatımın en önemli özelliklerindendir. “Şimşek gibi hatıra nal seslerimizden!” dizesinde benzetme sanatı yer alır. “Zaferin koynuna girdik, visaline kandık!” ifadesindeki mecaz anlam da şiirin epik anlatımla yazıldığının bir göstergesidir. Şiirdeki çok sayıda fiil ve hareketlilik, konunun tarihi bir olay olması ve anlatılan şeyin bir olay olması da epik anlatımın ipuçlarıdır.

Örnek 2

Avşar Ellerinin Göçü

Kalktı, göç etti Avşar elli, Ağır ağır giden eller bizimdir. Arap atlar yakından eder ırağı, Yüce dağdan aşan yollar bizimdir.

Belimizde kılıcımız Kirmani, Taşı deler mızrağımın ucu. Hakkımızda devlet bir ferman çıkarmış, Ferman padişahın, dağlar bizimdir.

Dadaloğlu bir gün kavga çıkacak, Tüfekler öter, davul zurna çalar. Nice yiğitler yere serilir, Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir.

(Dadaloğlu)

Açıklama: Şiir, epik (destansı) anlatımla yazılmıştır. “Kılıç, kavga, tüfek, yiğit, ölüm” gibi kelimeler, epik anlatım unsurlarıdır. Şiirdeki yiğitçe ve kahramanca üslup, eylemlerin ağırlığı, sürekli hareketlilik ve tarihi konular, epik anlatımın belirgin özelliklerindendir.


Yorumlar

Didem16-10-2025 16:06

Destansı (epik) anlatım, yalnızca büyük ve etkileyici olayları anlatan bir üslup olmanın çok ötesinde, insanlık tarihinin en köklü ve temel anlatı biçimlerinden biridir. Kökenini sözlü gelenekten alan bu anlatım türü, bir milletin veya topluluğun hafızasında derin izler bırakan, kahramanlık, fedakarlık, savaş, göç ve kuruluş gibi kolektif öneme sahip olayları yüce ve görkemli bir dille aktarır. Amacı, sadece bir hikâye anlatmak değil, aynı zamanda o topluluğun değer yargılarını, dünya görüşünü ve milli kimliğini inşa etmek ve gelecek nesillere aktarmaktır.

Destansı anlatımın temelinde, sıradan insanın çok üzerinde özelliklere sahip olan bir kahraman yer alır. Bu kahraman, genellikle olağanüstü bir güce, zekâya veya ilahi bir desteğe sahiptir. O, sadece kendi kaderi için değil, temsil ettiği toplumun kaderi için mücadele eder. Gılgamış'ın ölümsüzlüğü araması, Odysseus'un yurduna dönme mücadelesi veya Manas'ın halkını bir araya getirme çabası, kişisel serüvenler olmaktan çıkıp evrensel ve toplumsal bir boyut kazanır. Bu kahramanların karşısında ise yine kendileri gibi güçlü, genellikle doğaüstü güçler veya tanrılar tarafından desteklenen düşmanlar bulunur. Bu durum, anlatıdaki çatışmayı iyi ile kötünün, düzen ile kaosun veya medeniyet ile barbarlığın mücadelesi gibi evrensel bir düzleme taşır.

Epik anlatımın en belirgin özelliklerinden biri, olayların geçtiği zaman ve mekânın genişliğidir. Anlatı, genellikle belirsiz bir mitolojik geçmişte başlar ve coğrafi olarak çok geniş bir alana yayılır. Olaylar yeryüzüyle sınırlı kalmaz; gökyüzü, yeraltı ve tanrıların âlemi de hikâyenin bir parçası haline gelir. Bu geniş ölçek, anlatılan olayların sıradanlığını kırarak onlara evrensel ve zamana meydan okuyan bir nitelik kazandırır. Anlatıcı, genellikle her şeyi bilen, gören ve duyan tanrısal (hâkim) bir bakış açısına sahiptir. Bu anlatıcı, olayları nesnel bir tavırla, kişisel duygularını katmadan, bir tarihçi veya vakanüvis ciddiyetiyle aktarır.

Üslup, destansı anlatımın ruhudur. Dil, günlük konuşma dilinden uzak, son derece yüce, ağırbaşlı ve sanatsaldır. Anlatımı güçlendirmek için uzun ve detaylı betimlemeler, kahramanların ve orduların tasvir edildiği listeler (kataloglar), görkemli benzetmeler (teşbihler), abartmalar (mübalağa) ve kalıplaşmış ifadeler (epitetler) sıkça kullanılır. Örneğin, Homeros'un "tanrısal Aşil" veya "gül parmaklı şafak" gibi ifadeleri, anlatıma ritmik bir ahenk ve ezberlenmesini kolaylaştıran bir yapı kazandırır. Bu sanatsal dil, dinleyicinin veya okuyucunun kendini olayların sıradanlığından soyutlayarak efsanevi bir dünyanın içine girmesini sağlar.

Destanlar, yaratıldıkları toplumlar için birer kurucu metin işlevi görür. İçerdikleri mitolojik unsurlar, ahlaki dersler ve tarihsel olaylar aracılığıyla bir kolektif bellek oluştururlar. Bu metinler, bir milletin nereden geldiğini, hangi badireleri atlattığını ve hangi değerler üzerine yükseldiğini anlatarak o millete bir kök ve bir gelecek vizyonu sunar.

Günümüzde destansı anlatımın yankılarını modern eserlerde de görmek mümkündür. J.R.R. Tolkien'in "Yüzüklerin Efendisi" serisi veya George Lucas'ın "Star Wars" evreni, modern dünyanın epik anlatıları olarak kabul edilebilir. Bu eserler de kadim destanlar gibi bir kahramanın yolculuğunu, iyi ile kötünün mücadelesini ve evrenin kaderini belirleyen büyük olayları merkezine alır. Sonuç olarak, destansı anlatım, teknolojinin ve çağın ne kadar değiştiğine bakılmaksızın, insanlığın kahramanlara, büyük amaçlara ve kendi varoluşunu anlamlandıran görkemli hikâyelere duyduğu evrensel ihtiyacın en güçlü edebi ifadesi olarak varlığını sürdürmektedir.

Yorum Bırak