İçeriğe atla
- Üzerinde dört direk bulunan bir şey var, ellerle hareket eder, gözler ona bakar, kollar ise göğüs hizasında durur.
Çorap şişleri
- Elimde durduğunda ellerimi yakar, yere düştüğünde ise evi kirletir, gözlerimin önünde ise malı tüketir.
Sigara
- Gökten bir meyve düşer, on iki parçaya ayrılır, on birini tüketirler, bir parçasına ise el sürmezler.
Ramazan ayı
- İçeride bir hanım var, saçları dışarıda.
Mısır
- Harf ve harf sayısı aynı olan iki il hangisidir?
Aksaray ve Sakarya
- Beyaz ve mavi dalgalar, birbirini takip eder.
Dalgalar
- Sarı bir yaprak, kutsal bir toprak, ya bunu bileceksin ya da bu gece öleceksin.
Kur’an-ı Kerim
- Doksan dokuz küçük topluluk, iki çağırıcı, bir önder.
Tespih
- Yol boyunca kırmızı bir örtü.
Domates
- Kat kat olan bir örtü, bunu bilmeyen eşektir.
Lahana
- Bir ağacım var, on iki dalı, dört yaprağı, elli iki damarı.
Yıl-Ay-Mevsim-Hafta
- Boynu uzun, küçük yavruları düz bir sıra halinde durur, saçları gözümden görünmez.
Mısır
Sakaryalı Bilmeceler
- Avludan atladı, yumurta bıraktı.
Akgabak
- Ben giderim, o gider, önümde ses çıkarırım.
Baston
- Evimizde bir çocuk var, gelenin gidenin eline su döker.
Ibrık
- Tek direkli, birçok kiremitli bir yapı.
Lahana (İlana)
- Uzaktan baktım çok, yakından baktım hiç.
Duman veya sis
- Uzaktan baktım az, yakından baktım çok.
Karınca
- Uzar uzun uzun ip gibi, geri döner küp gibi.
Balgabağı
- Yerin altında tüylü bir dömbelek.
Töngel (Muşmulanın bir diğer adı)
- Yerin altında yağlı bir varlık.
Yılan
- Sarıdır, sarkar, dini bayramlarda görülen bir meyve.
Ayva
- Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane oldu.
Nar
- Çıt çıtan bir ağacın adı, kırmızı badem ve gülebiden ağacın adıdır.
Kuşefin
- Çıtırdamadan, pıtırdamadan ormanda gezer.
Güneş
- Davul gibi ses çıkarır, yolda yürürken ses çıkarır.
Öküz arabası tekerleği (jant)
- Davul gibi gelir, golları budak gibi, eğilir su içer, bağırarak olur.
Geyik
- Dağdan gelir, taşlardan gelir, meşin büzüklü bir hayvan gelir.
Keçi
- Bizim evde elini öpen bir şey var.
Havlu
- Sarıdır, safran gibi, kutsal kitap gibi okunur, ya bunu bileceksin ya da bu gece öleceksin.
Sarı Lira
Mahmudiyeli Bilmeceler
- Alçacık bir çınar, yanar ama ateşle değil.
Mum
- Yerin altında sakallı bir dede.
Soğan
- Çaldım ve kapının arkasına attım.
Süpürge
- Avludan atladı ve yumurtladı.
Kabak
- Leyla’m gidip geliyor, tek ayak üstünde duruyor.
Kapı
- Dağda tak tak, suda şıp şıp, uzun bacaklı ve burma bıyıklı bir hayvan.
Balta, Balık, Leylek veya Tavşan
Değirmencik Bilmeceleri
- Çarşıdan aldım, karardı, eve geldim, rengi değişti.
Kömür
- Çarşıdan alınmaz, mendile konulmaz, tatlı bir şeydir ama.
Uyku
Findıklı Bilmeceler
- İstanbul’dan gelen süt kokusu buraya geldi.
Mektup
- Allah yaratır, bıçak kapısını açar.
Karpuz
Taraklı Çocuk Bilmeceleri
- Karşıdan bakınca taş, yanına gidince dört ayaklı ve bir başı olan.
Kaplumbağa
Manav Bilmeceleri
- Ufacık bir mantar, başında bir işaret var.
Çivi
- Dedem deve, eve girmez, başını kesince eve girer.
Şemsiye
- Küçük bakkal, her şeyi yutar.
Ağız
- Nar taneleri nur gibi parlıyor, dört köşede bir tanesi var.
Ampul
- Karanlık yerde bir kalbur asılı.
Arıkovanı
- Kıllı ağzını açtı, içi dolu bir şey kaçtı.
Ayak
- Daldan düşer, sarıdır ve sarkar.
Ayva
- Karada bir gemi, başında yelkeni var, dümeni nedir, bil bakalım.
Akıl
- Sarı bir öz, yüzü güldürür.
Altın
- Dağdan gelir, küçük çoraplı.
Arı
- Bir ineğim var, boynuzunu kırmadan eve girmez.
Armut
- En hızlı resim çizen kimdir?
Ayna
- Dağda ses çıkarır, köyde şakırdar.
Balta
- Ben giderim, para gibi iz bırakırım.
Baston
- Dalın üstünde bir tekne kalmış.
Ceviz
- Tek direkli bir yapı, bunu bilmeyen hayvandır.
Çatı
- Birisi der “vah belim”, diğeri der “vah başım”, biri der “dünyalar benim”.
Çivi, Tahta veya Kiremit
- Sarıdır, üç yüzü var, ya bunu bileceksin ya da bu gece öleceksin.
Darı
- Kafasına vurunca içeri girer.
Çivi
- Uzun uzun abalar, yaşlı babalar, gelir gider duramaz, gece gündüz çabalar.
Dalga
- Yürür iz bırakmaz, hızlı gider toz etmez.
Deniz
- Küçük bir fırın var, içinde pidem var.
Dil
- Sarı öküz gider ama gelmez, kara öküz yatar kalkmaz.
Duman veya Kömür
- Herkes görür, ama Allah görmez.
Düş
- Alaca bir yılan ağaca dolanır, yalan söyler.
Fasulye
- Dilim dilim nar, incecik beli var, uçtu keklik, kaldı dilber.
Gelincik
- Bir kuşum var, göbeğinde tane var.
Değirmen
- Bir evim var, içinde kuyu var, kuyuda su var, suyun içinde yılan var, yılanın ağzında mercan var.
Gaz lambası
- Çat çat ağacı, kırmızı lale, klaptan ağacı.
Gergef
- Mavi atlas, iğne sapmaz, makas kesmez, terzi biçmez.
Gökyüzü
- Çıtırdamadan ormanda girer.
Güneş
- Dört kardeş bir kuyuya ok atar.
İnek memesi
- Her şeye lazım.
İsim
- Hırsız eve girerken neyi çalmaz?
Kapıyı
- En uzağa hangi araç gider?
Göz
- Suya düşer ıslanmaz, gökyüzünden avlanmaz.
Güneş
- Yeraltında kınalı bir çivi.
Havuç
- Esner, bülbül kafeste, yem yer, su içmez.
İpek böceği
- Gökten düşer, kanadı yok, şekere benzer ama tadı yok.
Kar
- Altı tahta, üstü tahta, içinde kara bir şey var.
Kaplumbağa
- Aramızda kara kadı, saman yemez solur yatı.
Körük
- Etten kantar, altın tartar.
Kulak memesi
- Tor leylek, bir bacağının üstünde duran leylek.
Lahana
- Bir oğlum var, gece yanar, gündüz söner.
Lamba
- Uzaktan baktım himit himit, yakından demir kilit.
Mezar
- Yerin altında kumbara kaynar.
Karınca
- Kuyruklu kumbara, zahire taşır ambara.
Kaşık
- Kanadı var ama kuş değil, boynuzu var ama koç değil.
Kulak
- Havaya bakar, sümüğü akar.
Mum
- Çam ağacını oymuşlar, içine dünyayı koymuşlar.
Radyo-Televizyon
- Çınçınlı hamam, kubbesi tamam.
Minare
- Karnı gur gur eder, kurbağa değil, ağzında zurnası var ama zurnacı değil.
Nargile
- Ben giderim, o gider, yanımda tik tak eder.
Saat
- Yazı yazar ama kitap değil, duvara çıkar, kedi değil, boynuzu var, inek değil, yük taşır ama öküz değil.
Salyangoz
- Dağdan gelir, taşlardan gelir, köpürmüş aslan gelir.
Sel
- Gece gider, gündüz gider, dümdüz yer gider.
Su
- Hop hop burada bir baktım, şurada.
Süpürge
- Dağdan gelir, tatarina, ben onu tutarım, kulaklarını silerim, gözleri tombaladır.
Tavşan
- İki direkli, çok kiremitli.
Tavuk veya Horoz
- Yerin altında beyaz bakır.
Turp
- Gece halı, gündüz hanım.
Yatak
- Yerin altında uzun bir urgan.
Su borusu
- Kara koyun meler, dağı taşı deler gider.
Tren
- Himidi himidi, dün akşam evimize gelen kimdir?
Uyku
- Akşam harman gibi serilir, sabah toplanır.
Yatak
Tatar Bilmeceleri
- Büğetler üstünde turnalar; eti haram, kanı helal, bu ne olur mollalar?
Bal arısı
- Gümbür gümbür gelir, tüm sokağı titretir, ardından ben de gelirim, omuzlarımı silkeleyerek.
Gök gürlemesi veya şimşek
- Al değirmen taşı, gül değirmen taşı, bunu bilenin yaşı yüz yirmidir.
Gökyüzü
- Beyaz kaz, tek ayak üstünde durur.
Lahana
- Ayağını, başını gizler, taş gömleği içinde kalır.
Kaplumbağa
- Ayaksız tay, suda şapırdar, kuyruğunu bana tutturmaz.
Balık
- Birisi gider, birisi oturur, birisi yatar.
Irmak, ağaç, yer
- Fırın dolu peremeç, ortasında bir kalaç.
Gök, yıldızlar, ay
- Genç gelin suya gider, altınları yere düşer.
Kar yağması
- Güzel ablama bakıp ağlıyorum, ağlıyorum.
Soğan
- İki şey vardır, birbirine kavuşamaz ama birbirinden ayrılamaz.
Gündüz ve gece
- Kara bohça açılır, içinden cevher saçılır.
Bulut veya yağmur
- Kemiği yok, neyi yok, söylemedik sözü yok.
Dil
- Küçücük özü, porselen gözlü.
Beyaz nilüfer
- Küçücük yenge, aksaya aksaya suya gidiyor.
Ördek
- Padişah değilim, tacım var, insanlara biraz nazım var.
Çiçek
- O olsa gün olur, o olmasa kim olur?
Güneş
- Ot yer, yağ taşır.
İnek
- Sarı karşı Gülbahar, ay dolunanda aya bakar, gün dolunanda güne bakar.
Ayçiçeği
- Sarınıp giymiş kürkünü, küçücük boylu.
Koyun
- Yağ çömleği içinde tatlı aş.
Ceviz
- Yastık üstünde yarım kaşık.
Gök ve ay
- Yeraltında altın kazık.
Havuç
- Yukarı çıkar, yuvarlanıp aşağı iner, yuvarlanıp ortasında kelebek var.
Beşikteki çocuk
- Uzun direk başında, kızıl serçe oturur; yel, fırtına çıkınca, uçarım deyip oturur.
Elma
- Bilmece: Gökyüzünde süzülür, kanatları var, gagasından yer, suda yol alır.
Cevap: Martı
- Bilmece: Unu yoğurup fırına koyarsın, kabardıkça kokusu etrafa yayılır.
Cevap: Ekmek
- Bilmece: Gecenin bekçisi, hafif kanatlı, karanlıkta gözleri parlar, avını gözetir.
Cevap: Baykuş
- Bilmece: Yavaşça ilerler, evini sırtında taşır, yağmuru sever, güneşte dinlenir.
Cevap: Kara sırtlı kaplumbağa
- Bilmece: Tatlı mı tatlı, yumuşacık bir meyve, içinde minik tohumları saklı.
Cevap: Kavun
- Bilmece: İki ayağı var, tüyleri parlak, sabahları gürültüsüyle uyandırır.
Cevap: Horoz
- Bilmece: Geceyi aydınlatır, hayalleri renklendirir, göz kapandığında yanındadır.
Cevap: Ay
- Bilmece: Bir daldan kopar, evine gelir, biri gider diğeri gelir.
Cevap: Kapı kolu
- Bilmece: Her sabah doğar, her akşam batar, ama büyümez hiç.
Cevap: Güneş
- Bilmece: Uçar ama kanadı yok, çatıya konar ama yuvası yok.
Cevap: Duman
- Bilmece: Deniz kenarından geçer, tuzlu suyu beraberinde taşır.
Cevap: Kıyı
- Bilmece: Sesleri toplar, hiç kaçırmaz, sağında solunda ikişer tane bulunur.
Cevap: Kulak
- Bilmece: Ormanın büyük dostu, dev gibi yürür, kulakları sallanır, burnu uzar.
Cevap: Fil
- Bilmece: Küçük bir kutunun içinde, büyük dünyaları saklar, bilgileri taşır, ama insan değil.
Cevap: Cep telefonu
- Bilmece: İçi boş, dışı var, vurdukça suçlu olur.
Cevap: Kova
- Bilmece: Matematikte iki yanım var, sayıların sırlarını çözerim, bir yanım sıfır, bir yanım ondalık.
Cevap: Virgül
- Bilmece: Sadece kendime ve bire bölünürüm, kardeşim yok, yalnız bir sayı olarak bilinir.
Cevap: Asal sayı
- Bilmece: Hangi sayı, kendisiyle çarpıldığında aynı sonucu verir?
Cevap: Bir
- Bilmece: Başlangıcı yok, sonu yok, dairesel bir dünya, sıfır merkezim.
Cevap: Çember
- Bilmece: Bir kutuda 6 elma var, 2 kişi paylaşır, her biri eşit sayıda alır.
Cevap: 3 elma
- Bilmece: Dil kullanırım, ama fiziksel dilim yok, duyulurum, ama bedenim yok, hafif bir düşünceyim.
Cevap: Ses
- Bilmece: Güneşle açılırım, gece kapanırım, kuşlar üzerimden geçer, gökyüzünde bulutlar süzülür.
Cevap: Gündüz
- Bilmece: Havada uçarken denizde yüzerim, kuyruğumda ışık var, geceyi aydınlatırım.
Cevap: Fener balığı
- Bilmece: Her şeyi görürüm, her zaman izlerim, asla uyumam, sürekli çalışırım.
Cevap: Kamera
- Bilmece: Suda yaşar ama balık değil, kocaman dişleri var kaplan değil.
Cevap: Crocodile (Timsah)
- Bilmece: Yuvarlak gövdesi var ama tekerlek değil, suda yaşar ama balık değil.
Cevap: Deniz anası
- Bilmece: Kocaman kulakları var ama fil değil, uçabilir ama kuş değil.
Cevap: Savaş eşeği
- Bilmece: İki kanadı var, gökyüzünde süzülür, suyun üzerinde yüzer.
Cevap: Kuş
- Bilmece: Sırtında evi var, yavaşça ilerler, kim olabilir?
Cevap: Salyangoz
- Bilmece: Dışı yeşil, içi beyaz, şeker gibi tadı var, tatlı bir sürpriz saklar.
Cevap: Karpuz
- Bilmece: Adımlarını atar, ama izi kalmaz, geriye dönüp bakmaz.
Cevap: Kum
- Bilmece: Çeşit çeşit renkleri var, arılar konar, tatlı bal yapar.
Cevap: Çiçek
- Bilmece: Yeşil yaprakları var, kırmızı kabuğu içinde saklıdır, tatlıdır.
Cevap: Elma
- Bilmece: Yanar, tutuşur her an, alevlerin içinde kalır, yangını söndüren kahramanları anlatır.
Cevap: İtfaiyeci
- Bilmece: Yemyeşil örtü, doğanın özü, altındaki renkler cıvıl cıvıl.
Cevap: Çimen
- Bilmece: İnce beli var, kara yolu bilir, sırtında taşır, yuvasını bilir.
Cevap: Tavuk
- Bilmece: İçi kara dışı kara, dayanılmaz kara kara.
Cevap: Zeytin
- Bilmece: Dağdan gelir, taştan gelir, kırk kişiye taştan gelir.
Cevap: Su
- Bilmece: Toprağın altında ağlar, tepesinde güler, yemeğe katıldığında herkesin gözleri yaşarır.
Cevap: Soğan
- Bilmece: Kıvrımlı kuyruğu, yumuşak yünü, gündüzleri otlar, geceleri dinlenir, sürüsüyle birlikte yürür.
Cevap: Koyun
- Bilmece: Denizlerde yüzer, suyun üstünde ilerler, yolcularını ve yüklerini taşır, direkleri ve yelkenleri vardır.
Cevap: Gemi
- Bilmece: Kıvrım kıvrım uzanır, sesiyle büyüler insanı, parmaklar onu yönetir, ağaç değil, taş değil.
Cevap: Piyano
- Bilmece: Toplarım, çıkarırım, çarparım, bölerim, matematikte işlerinizi kolaylaştırırım.
Cevap: Köklü işaretler
- Bilmece: Bir çemberin sırrını sormaya kalkarlar, çapını alıp çarpsanız, elde edersiniz rakamı harlar.
Cevap: Pi
- Bilmece: 1’den başlar, sonsuzluk boyunca uzanır giderler. Toplarlar, çarparlar, bölüşürler yolu.
Cevap: Doğal sayılar
- Bilmece: Ne eksi, ne artı, her işin başı, hep onunla döner matematik dünyası.
Cevap: Sıfır
- Bilmece: Üç köşesi var, her biri birer açı, kenarları üç, biri diğerinden kısa.
Cevap: Üçgen
- Bilmece: Bir damla düşer yere, binlerce hayat veririm, bir nehir olup akarım. Yeraltında gizli hazineler taşırım.
Cevap: Su
- Bilmece: Gölgesiyle var olur, adını duyar, tıpkı bir kıyıda bulunur, ama ayak basılmaz.
Cevap: Göl
- Bilmece: Şekli yuvarlak, içi dolu, rengi beyaz, bir tatlı olarak bilinir.
Cevap: Kurabiye
- Bilmece: Soğuk kışın dondurur, karın üstünde iz bırakır, ayak izlerimizi takip eder.
Cevap: Karla kaplı iz
- Bilmece: Koca bir dağ gibi yüksek, bir elma kadar tatlı, içi kıpkırmızı.
Cevap: Karpuz
- Bilmece: Bir nesne vardır, iki parmakla kaldırılır, hem ağır hem de hafif olabilir.
Cevap: Kitap
- Bilmece: Okyanusların derinliklerinde yaşar, büyük dişleriyle meşhurdur, ancak kesinlikle balık değildir.
Cevap: Köpekbalığı
- Bilmece: Bir sandık var içinde tatlı saklar, her gün meyve yer, size mutluluk verir.
Cevap: Şeker
- Bilmece: Matematiksel bir harf, her zaman değer taşıyan, işin içinde rakamlar bulunur.
Cevap: X
- Bilmece: Üçgen bir şekil, uzun kenarları, her bir köşesi dikkatli olmalı.
Cevap: Delta
- Bilmece: Bir kutu içinde 7 küçük parça var, biri eksik olursa, diğerleri işe yaramaz.
Cevap: Satranç
- Bilmece: Üzerinde sayılar var, matematikle ilişkili, hep çevrimdedir, soruların cevabını verir.
Cevap: Kapsamlı tablo
- Biri büyük, biri küçük, iki daire,
Onlar olmasa, karanlık hep heryere.
(GÖZLER)
- En çok kardeşi olan meyve sence ne?
Yan yana durur her bir çekirdekte.
(NAR)
- Yer altında uzanır sakallı kök,
Toprağın derininde, hayatla pek çok.
(HAVUÇ)
- Kuyruğu var, at değil,
Kanatlı, ama kuş değil.
(YARASA)
- Dışı var, içi yok, tekme yer,
Ama hiç sesi çıkmaz, hiç ağlamaz der.
(TOP)
- Akşam sayısız yıldız, gökyüzünde,
Sabah kalktım, hepsi kayıp görünürde.
(YILDIZLAR)
- Çarşıdan aldım bir tane,
Eve geldim bin tane.
(NAR)
- Bir sapı var, yüzlerce topu,
Elinle koparırsın son noktayı.
(ÜZÜM)
- Bilgi verir herkese,
En iyi dosttur bize.
(KİTAP)
- Bir hayvanım var, burnu uzun,
Kuyruğu kısacık, dikkatli bak!
(FİL)
- Gökyüzünde durur, paslanmaz,
Suya düşse bile asla ıslanmaz.
(AY)
- Bir küçük fıçıcık, içi dolu turşucuk,
Tadı ekşi gelir, limona çok benzer.
(LİMON)
- Gökte bir köprü gördüm, rengi yedi türlü,
Gözlerime inanamadım, çok güzeldi her türlü.
(GÖKKUŞAĞI)
- Yarım kaşık duvara yapışık,
Bir küçük detay, dikkatli bak!
(KULAK)
- Ne kanı var ne canı, beş tanedir parmağı,
Bütün işleri o yapar, hiç yorulmadan tırmanır.
(ELDİVEN)
- Dereler tepeler, şık şık küpeler,
Kulakların süsü onlar, her biri birer eser.
(KÜPE)
- Çocukların yuvası, bilgi dolu odası,
Hep öğrenirler orada, hep öğrenirler yeni şeyler.
(OKUL)
- Kümeslerin efesi, her sabah öter sesi,
Uykusuz kalmak zorunda olanlar dinlesin.
(HOROZ)
- Dal üstünde al yanak, ye de bak,
İnanmasan da tadı tatlı, çok cana yak.
(ELMA)
- Sarı mendil denize düşerse ne olur?
Rengi sararır, suya karışır ve kaybolur.
(GÜNEŞİN YANSIMASI)