Açık oturum, toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren bir konunun, konuyla ilgili uzman kişiler tarafından, bir başkanın yönettiği bir tartışma ortamında dinleyici önünde konuşulmasına verilen isimdir. Bu tartışmalarda amaç, konuyu farklı açılardan inceleyerek yeni bakış açıları geliştirmek ve çözüm yolları sunmaktır. Açık oturumlar genellikle geniş kitleler için düzenlenir ve izleyiciye konuyla ilgili detaylı bilgi sunmayı hedefler.
Açık oturumlar, sözlü anlatım türleri arasında yer alır. Bu tür, özellikle halkı yakından ilgilendiren konuların tartışılmasında kullanılır. Konuşmacılar sözlü iletişim yoluyla görüşlerini dinleyiciye aktarır.
Açık oturumlar genellikle herkesin ilgisini çeken, güncel ve geniş kesimlere hitap eden konular üzerinde gerçekleştirilir. Bu konular, toplumu etkileyen sosyal, politik, kültürel ya da ekonomik meseleler olabilir.
Bu tartışmalar, kalabalık salonlarda geniş izleyici grupları önünde yapılabilir. Ayrıca, televizyon stüdyolarında ya da radyoda da izleyici olmadan gerçekleştirilebilir. Okul sınıflarında bile açık oturumlar düzenlenebilir, burada öğretmen başkanlık yapar, daha sonra bir öğrenci başkan olarak görev alabilir.
Açık oturumların ana amacı, ele alınan konu üzerinde tartışmalar yaparak bir sonuç elde etmektir. Bunun yanı sıra, izleyicilere bilgi vermek ve onların konuyla ilgili görüşlerini genişletmek de amaçlar arasındadır.
Açık oturumlar, dinleyicilere sadece yeni bakış açıları kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda bilgi ve kültürel birikim sağlar. Bu tür etkinlikler, katılımcıların ve izleyicilerin konuya dair daha fazla bilgi edinmelerine yardımcı olur.
Açık oturumlar genellikle 3 ila 5 konuşmacı arasında düzenlenir. Bu kişiler, konu hakkında derin bilgi sahibi olan ve alanında yetkin kişilerdir. Tartışılacak konuya hakim olmayan kişilerin katılması nadirdir.
Oturumun başında başkan, konuyu tanıtır, konuşmacıları izleyicilere sunar ve oturumun nasıl ilerleyeceğini açıklar. Başkan, konuşmacılara belirli bir sırayla söz hakkı verir ve arada sorular sorarak tartışmanın seyrini yönetir.
Açık oturumlarda konuşmacılar, belirli bir sıra çerçevesinde görüşlerini dile getirir. Her konuşmacı birkaç tur boyunca söz alır. Başkan, gerektiğinde müdahale ederek konuşmacılardan açıklama isteyebilir veya ek sorular yöneltebilir.
Açık oturumlarda konuşmacılar, tartışma boyunca nezaket kurallarına uygun davranmalıdır. Kendi sıralarını sabırla beklemeleri ve karşılıklı tartışmalarda münakaşaya girmemeleri gerekmektedir.
Konuşmaların süresi, tartışılan konuya göre farklılık gösterebilir. Oturumun süresi ve konuşma sırası başkan tarafından belirlenir ve başkan, sürenin adil bir şekilde kullanıldığından emin olmalıdır.
Başkan, sadece süreyi yönetmekle kalmaz, aynı zamanda tartışma kurallarına uyulmasını sağlamakla da görevlidir. Tartışmanın belirlenen planın dışına çıkmasını engeller ve konuşmaları yönlendirir.
Açık oturum, panel türüne benzemekle birlikte daha ciddi ve mücadeleci bir üsluba sahiptir. Panelde daha rahat bir atmosfer ve samimi bir üslup varken, açık oturumda daha resmi bir dil ve farklı fikirlerin karşılıklı tartışıldığı bir ortam söz konusudur.
Açık oturumun sonunda başkan, konuşulanları özetler ve varsa konuşmacılar arasındaki görüş birliğine vurgu yapar. Birçok açık oturumun sonunda forum düzenlenir, burada izleyiciler de söz alarak soru sorabilir veya görüşlerini paylaşabilir.
YAŞ VE ŞİİR ÜZERİNE
Bu açık oturumda, Tomris Uyar tarafından yönetilen ve Edip Cansever, Turgut Uyar ve Cemal Süreya gibi önemli şairlerin katıldığı bir tartışma gerçekleştirilmiştir. Tartışmada şiir ve eleştiri yazıları üzerine konuşulmuş, yazdıkları şiirlerin ve bu şiirler üzerine yapılan eleştirilerin zamanla nasıl algılandığı üzerine fikirler paylaşılmıştır.
Tomris Uyar: Şöyle bir giriş yapalım. Bir süre önce, hepiniz önemli şiir yazıları kaleme alıyordunuz. Bunlardan bazıları çok ses getirdi, özellikle Edip Cansever’in “Mısra İşlevini Yitirdi” başlıklı yazısı büyük yankı uyandırdı. Ancak bugün, Cemal Süreya hariç, şiir üzerine yazan yok. Sizce neden böyle?
Edip Cansever: O dönem yazdıklarımın farklı yorumlandığını fark ettim. “Mısra işlevini yitirdi” dediğimde, aslında yazdığım şiirle ilgili bir eleştiri yapıyordum. Ancak bu yorum, zamanla “şiir işlevini yitirdi” gibi yanlış bir noktaya çekildi. Bu yanlış anlaşılma beni yazmaktan soğuttu diyebilirim.
Tomris Uyar: Peki ya Turgut Uyar, siz ne düşünüyorsunuz?
Turgut Uyar: Ben de benzer bir durumdayım. Yazdıklarım farklı şekilde yorumlandı. Çıkmazı zorlamanın insani olduğunu vurgulamak için yazdığım “Çıkmazın Güzelliği” başlıklı yazım, tamamen farklı bir anlamda ele alındı. Artık şiir üzerine yazmak yerine, sadece şiirle ilgilenmeyi tercih ediyorum.
Cemal Süreya: Şiir üzerine çok yazdım. Ancak bir noktadan sonra tekrara düştüğümü fark ettim. Bugün daha geniş konulara odaklanarak yazı yazıyorum. Şiirle ilgili düşüncelerim sabit ama diğer sanatlar üzerine de yazmak hoşuma gidiyor.
Açık oturumlar, konuların çeşitli uzmanlar tarafından tartışıldığı, izleyicilere yeni fikirler ve derin bilgiler sunmayı amaçlayan ciddi tartışma ortamlarıdır. Konuların geniş bir izleyici kitlesine hitap ettiği bu oturumlar, farklı fikirlerin değerlendirilmesine ve çözüm yolları bulunmasına yardımcı olur.
Yorumlar
Açık oturum, belirli bir konu hakkında, farklı görüşlere sahip uzmanların bir yönetici (moderatör) eşliğinde, dinleyiciler önünde gerçekleştirdiği tartışma ve bilgilendirme formatıdır. Genellikle televizyon programları, akademik konferanslar, sivil toplum kuruluşları etkinlikleri veya kamusal forumlarda karşımıza çıkan bu formatın temel amacı, bir konuyu tek bir bakış açısıyla değil, çok sesli bir perspektifle ele alarak kamuoyunu aydınlatmaktır. Salt bir sohbet programından çok daha yapılandırılmış bir düzene sahiptir ve başarısı, bileşenlerinin uyumuna bağlıdır.
Açık oturumun temel unsurları ve işleyişi şu şekilde özetlenebilir:
1. Yönetici (Moderatör): Açık oturumun orkestra şefidir. Oturumun başarısı büyük ölçüde yöneticinin yetkinliğine bağlıdır. Moderatörün görevleri arasında; konuyu ve konuşmacıları tanıtmak, tartışmanın ana çerçevesini çizmek, her konuşmacıya adil bir süre tanımak, tartışmanın konu dışına çıkmasını engellemek, tansiyonun yükseldiği anlarda ortamı yatıştırmak ve en önemlisi, dinleyicilerden gelen soruları düzenleyerek konuşmacılara yöneltmek yer alır. Tarafsızlık, yöneticinin en kritik özelliğidir.
2. Konuşmacılar (Uzmanlar): Tartışılan konuda bilgi, birikim ve tecrübe sahibi kişilerdir. Bir açık oturumun zenginliği, seçilen konuşmacıların konuyla ilgili farklı uzmanlık alanlarından veya ideolojik yaklaşımlardan gelmesiyle artar. Örneğin, "Türkiye'nin Su Krizi" konulu bir açık oturumda bir ziraat mühendisi, bir hidrolog, bir ekonomist ve bir çevre politikacısının yer alması, konunun tarımsal, bilimsel, ekonomik ve siyasi boyutlarıyla ele alınmasını sağlar. Konuşmacılardan beklenen, kendi alanlarındaki bilgileri saygıya dayalı bir tartışma ortamı içinde, anlaşılır bir dille dinleyicilere aktarmalarıdır.
3. Dinleyiciler (İzleyiciler): Açık oturumun pasif bir öğesi değildir. Özellikle oturumun son bölümünde yer alan soru-cevap kısmı, formatın en dinamik anlarından biridir. Dinleyiciler, uzmanların değinmediği noktaları gündeme getirebilir, anlaşılmayan konuları netleştirmek için sorular sorabilir veya farklı bir perspektif sunarak tartışmayı zenginleştirebilirler. Bu etkileşim, açık oturumu tek yönlü bir bilgi aktarımından çıkarıp interaktif bir diyalog platformuna dönüştürür.
Açık oturumu, benzer tartışma formatlarından ayıran bazı temel farklar vardır. Örneğin, bir münazara (debate) formatında iki zıt görüşün rekabeti ve galip gelme amacı ön plandadır. Açık oturumda ise amaç bir tarafın kazanması değil, konunun tüm yönleriyle anlaşılarak ortak bir anlayış zemini oluşturulması veya en azından farklı görüşlerin nedenlerinin ortaya konulmasıdır. Benzer şekilde, panel ile sıkça karıştırılsa da, açık oturum genellikle daha geniş bir kitleye hitap eder ve dinleyici katılımına daha fazla önem verir. Bir sempozyum ise daha akademik, çok sayıda tebliğin sunulduğu ve genellikle birkaç gün süren daha kapsamlı bir etkinliktir.
Başarılı bir açık oturumun formülü; doğru seçilmiş bir konu, konuya hakim ve farklı bakış açılarını temsil eden uzmanlar, tartışmayı ustalıkla yöneten yetkin bir moderatör ve yapıcı bir katılım gösteren dinleyicilerin bir araya gelmesidir. Bu format, karmaşık ve çok katmanlı sorunların yüzeysel sloganlarla değil, derinlemesine bir fikir alışverişi ile anlaşılmasına olanak tanır. Bu yönüyle, sağlıklı bir kamuoyu oluşumuna ve demokratik tartışma kültürünün gelişmesine önemli katkılar sunan değerli bir iletişim aracıdır.
Yorum Bırak