Yüklem: Cümlede anlamı tamamlayan, cümleyi bir yargıya bağlayan ögedir. Cümlenin en temel ögesi olarak kabul edilir ve tek başına bir cümle oluşturabilir. Yüklemi bulmak için herhangi bir soru sorulmaz, çünkü yüklem zaten cümlenin temel yargısını oluşturur.
Yüklem, cümlede çeşitli sözcük türlerinden oluşabilir. İsimler, fiiller, isim soylu sözcükler, fiilimsiler, isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, birleşik fiiller yüklem görevinde kullanılabilir. Bu sözcükler, cümlenin anlamını tamamlar ve belirli bir yargı ifade eder.
Kurallı cümlelerde, genellikle yüklem cümlenin sonunda yer alır. Ancak yüklemin vurgu kazanması amacıyla bazen farklı pozisyonlarda da kullanılabilir.
Soru cümlelerinde de yüklem olabilir ve soru sözcüğü yükleme eklenerek anlam oluşturulabilir. Özellikle ek fiil alarak yüklem görevini üstlenen soru sözcükleriyle karşılaşmak mümkündür.
Sıralı cümlelerde birden fazla yüklem yer alabilir ve bu yüklemler ortak bir özne tarafından gerçekleştirilir. Bu tür cümlelerde yüklem, cümlede birden fazla anlamı pekiştirir.
Bazı cümlelerde yüklem, tamlama halinde olup cümlenin bütününü oluşturabilir. Bu tür cümlelerde genellikle gizli özne bulunur, çünkü cümlenin anlamı tamlamanın kendisiyle tamamlanır.
Eğer bir ifadede yargı yoksa, ne kadar uzun olursa olsun o ifade cümle değildir, çünkü yüklem olmadan bir yargı oluşmaz.
Yüklem tek kelimeden oluşabileceği gibi, bir tamlama ya da kelime grubu şeklinde de olabilir. Ancak her durumda cümlenin anlamını tamamlamak zorundadır.
Eksiltili cümlelerde yüklem bazen açıkça yazılmaz ya da söylenmez, ancak bu cümlenin yüklemsiz olduğu anlamına gelmez. Cümlenin eksik kısmı, anlamdan çıkarılır ve okuyucu tarafından tamamlanır.
Her cümlede (yan cümlecikler hariç) bir yüklem bulunur. Cümleler arasında yan cümlecik olmadığı sürece, her cümlede bir tane yüklem olmalıdır.
Sıfat-fiil ekleri de bazen yüklem olabilir. Sıfat-fiil ekleriyle oluşturulan cümlelerde, yüklem olup olmadığını anlamak için cümlenin genel anlamına bakılmalıdır.
Deyimler, cümlede anlamı pekiştiren ifadelerdir ve deyimlerle oluşturulan yüklemleri ayırmak sıklıkla yanlış anlaşılır. Ancak deyimlerin de yüklem olarak kullanılabileceğini unutmamak gerekir.
Önemli bir nokta da “değil” sözcüğüdür. Tek başına “değil” yüklem oluşturmaz, ancak diğer sözcüklerle birleşerek anlam ifade eder ve cümlenin yargısını tamamlar.
Cümlenin Öğeleri Nedir? Cümlenin Öğelerinin Özellikleri
CÜMLENİN ÖĞELERİ
Tanım: Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir hareketi, durumu, tam ve eksiksiz olarak anlatan kelime ya da kelime gruplarına cümlede öge denir. Yargı bildirmek, bir eylemin ya da bir durumun kip ve şahıs eki bildirecek şekilde ortaya konmasıdır.
Cümlede iş, oluş, hareket bildirmeyi yüklenen ya da cümleyi bir yargıya bağlayan kelime ya da kelime grubudur. Yüklem, bir kelimeden oluşabileceği gibi birden fazla kelimeden de oluşabilir.
a) Çekimli fiiller:
Örnek: Bugün çok ders çalıştım.
Yüklem: çalıştım
b) İsim tamlamaları:
Örnek: Beni arayan Türkçe öğretmeni idi.
Yüklem: öğretmenimdi
c) Sıfat tamlamaları:
Örnek: Ahmet, tanıdığım en dağınık adam dı.
Yüklem: adamdı
ç) Edat grubu: Edatlar tek başına yüklem olamaz.
Örnek: Bu yapılanlar senin iyiliğin içindi.
Yüklem: iyiliğin içindi
d) Zamirler:
Örnek: Sana yardım eden hep bendim.
Yüklem: bendim
e) Fiilimsiler:
Örnek: Her gün yaptığı tek iş uyumaktı.
Yüklem: uyumaktı
f) Deyimler:
Örnek: Memleket, burnumda tütüyor.
Yüklem: tütüyor
g) Birleşik fiiller:
Örnek: Maçtan sonra hemen banyo yaparım.
Yüklem: yaparım
Yüklemde bildirilen iş, oluş, hareket ve eylemi gerçekleştiren ögeye özne denir. Cümlenin öznesini bulmak için yükleme “kim” ve “ne” soruları sorarız.
Örnek: Ali dün akşam geldi. (kim geldi → Ali)
Babam bize para verdi. (kim verdi → babam)
Çantamda kalem var. (ne var → kalem)
Kitabım kayboldu. (ne kayboldu → kitabım)
Örnek: Geniş kapıdan içeri girildi.
Yer tamlayıcısı, zarf tümleci, yüklem
Örnek: Ahmet bugün geldi. (özne)
Ahmet’ten bugün aldım. (yer tamlayıcısı)
Ahmet’i pazarda gördüm. (belirtili nesne)
Örnek: Kitaplar masanın üzerinde duruyor. (özne)
Dedemin gözlüğü kayboldu. (özne)
Örnek: Dün gece beni aramış. (O → gizli özne)
Okula yarın gideceğim. (Ben → gizli özne)
Yarın idmanlara başlıyoruz. (Biz → gizli özne)
Ne zaman geleceksin? (Sen → gizli özne)
Örnek: Banka soyuldu. Camlar silindi.
Sözde özne, yüklem, sözde özne, yüklem
Örnek: Hava birdenbire açıldı. (cümlesinde “hava” sözcüğü sözde özne değil, gerçek öznedir.)
Sürekli yağmur yağardı. (yağmur → gerçek özne)
Güneş yarın açacak? (güneş → gerçek özne)
Yüklemin yöneldiği, bulunduğu, çıktığı yeri bildirir. “-e, -de, -den” eklerini alır. Fiile sorulan “neye, kime, nereye; neyde, kimde, nerede; neyden, kimden, nereden” sorularıyla buluruz.
Örnek: İstanbul’dan Azerbaycan’a taşındık.
Yer tamlayıcısı, yer tamlayıcısı, yüklem
Seni bugün sinemada gördüm.
Nesne, zarf tümleci, yer tamlayıcısı, yüklem
Örnek: Beni ayakta karşıladılar. (nasıl)
Nesne, zarf tümleci, yüklem
Birden ağlamaya başladı. (ne zaman)
Zarf tümleci, yer tamlayıcısı, yüklem
Akşama sizde olurum. (ne zaman)
Zarf tümleci, yer tamlayıcısı, yüklem
Örnek: Adam dışarı çıktı.
Özne, zarf tümleci, yüklem
Adam dışarıya çıktı.
Özne, yer tamlayıcısı, yüklem
Örnek: Bu elbiseyi nereden aldınız?
Benim kalemim kimde kalmış?
Örnek: Korkudan kızın dili tutulmuştu.
Babasıyla kavga ettiğinden eve uğramıyor.
Örnek: Bu düşünceleri okuduğu kitaplardan edinmiş.
(Neyden? → yer tamlayıcısı)
Sıkıntıdan ne yapacağını şaşırmış.
(Neden? → zarf tümleci)
Yüklemde bildirilen ve öznenin yaptığı işten doğrudan etkilenen ögedir. İkiye ayrılır:
a) Belirtisiz nesne: Yükleme sorulan “ne” sorusunun cevabıdır.
Örnek: Annem iki kilo portakal aldı. (ne aldı?)
Özne, belirtisiz nesne, yüklem
Örnek: Kumar pek çok aile yıkmıştır.
Özne, belirtisiz nesne, yüklem
Örnek: Her hafta kitap okurum.
Bu günlerde herkes böyle şeyler anlatıyordu.
b) Belirtili nesne: Yükleme sorulan “kimi, neyi” sorularının cevabıdır. “-i” hâl eki alır.
Örnek: Fatma babasını özlemiş. (kimi özlemiş?)
Özne, belirtili nesne, yüklem
Mehmet, kitabını kaybetti. (neyi kaybetti?)
Özne, belirtili nesne, yüklem
Örnek: Defteri kayboldu.
Özne, yüklem
Yüklemin zamanını, durumunu, miktarını, yönünü belirten ögedir. Yükleme sorulan “nasıl, niye, neden, niçin, ne kadar, ne zaman, ne zamandan beri” sorularıyla buluruz.
Örnek: Babam dün akşam gelmedi.
Özne, zarf tümleci, yüklem
Hepsi geri dönmüş.
Özne, zarf tümleci, yüklem
Örnek: Yarın benimle gelir misin? (zarf)
Yarını bekleyemem. (isim)
Cümlenin en önemli ögesine vurgu denir. Vurgu cümlede özellikle belirtilen ögedir. Vurgu cümlede değişik yerlerde olabilir:
a) Yüklemden önce gelen öge vurgudur.
Örnek: Bugün beni annem aradı.
Annem bugün aradı beni.
Annem aradı beni bugün.
b) “de” bağlacından önce gelen öge vurgudur.
Örnek: Sen de yarın bizimle gel. (vurgu: özne)
Annen bize de gelsin. (vurgu: yer tamlayıcısı)
Örnek: Sen de bugün mü işe gitmedin?
c) Soru cümlelerinde vurgu, soru sözcüklerinin kendisi olur.
Örnek: Ne zaman annen seni aradı? (zarf tümleci)
Kim bugün seni aradı? (özne)
Seni bugün arayan kimdi? (yüklem)
Örnek: Ne zaman geleceğini arkadaşlarıma söylemedi.
Dolaylı tümleç
ç) Soru anlamı “-mı/-mi” ekiyle sağlanırsa vurgu bu eklerden önce gelen öge olur.
Örnek: Seni mi bugün annen aradı? (nesne)
Seni bugün annen aradı mı? (yüklem)
Yarını mı kaldı. (özne)
Örnek: Aradı beni bugün annem.
Cümlenin Öğeleriyle İlgili Özellikler
Örnek: Adamın gecekondu bölgesinde evi vardı.
Dolaylı tümleç
Örnek: Çocuk öğretmenin gözüne en sonunda girdi.
Özne, yüklem, zarf tümleci, yüklem
Örnek: Ahmet ile Ali geldi.
Cümle dışı unsur
Örnek: Sinemanın akşam ışıkları yanmıştı. (sinemanın ışıkları → özne; akşam → zarf tümleci)
Örnek: Yaşlı adam duvar dibinde diz çöktü.
Özne, yer tamlayıcısı, yüklem
Örnek: Dün annem, benim her şeyim, beni aradı.
Bugünlerde Gölcük’ü, o felaket şehrini, gördüm.
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz.
Örnek: Bu adam, seni temin ederim, mükemmel biridir.
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz.
Örnek: Beyler, hepiniz buraya gelin.
Cümle dışı unsur, özne, yer tamlayıcısı, yüklem
Eyvah, babam geldi!
Cümle dışı unsur, özne, yüklem